Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1582 E. 2020/135 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1582 Esas
KARAR NO: 2020/135 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/1160 Esas 2018/225 Karar
TARİH: 27/03/2018
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili davacı şirketin, TV ve radyo programı, belgesel, haber, dizi, reklam ve prodüksiyon hizmeti yapmak hazırlamak alanında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketten nakliye hizmeti aldığını, cari hesap dökümünde görüldügü gibi davalı şirketin nakde sıkıştığında davacıdan yardım talep ettiğini, davalıya bedelsiz çek verdiğini, ilerde yapılması muhtemel işlere karşılık … Elmadağ Şubesine Ait … seri nolu 15.000,00 TL. bedelli 10.08.2015 vadeli çek keşide edildiğini, davacının davalıya 1.933,00 TL. borcu olmasına rağmen 15.000,00 TL. bedelli çekin bulunması sebebi ile çekin iadesinin istendiğini, iadesi halinde bakiye borcun ödeneceğinin belirtildiğini, davalı tarafından avans olarak alınan çekin iade edilmediğini, yukarıda belirtilen sebeplerle … Bankası Elmadağ Şubesine ait … seri nolu 15.000,00 TL. bedelli 19.08.2015 vadeli çekin 13.067,00 TL’lik kısmı bakımından borçlu olunmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının dava dilekçesi ile kimin adına dava açıldığının belli olmadığını, davacı şirket diyerek açılan davada davacının … olduğunu, müvekkilinin takip borçlusunun dava dışı … A.Ş. olduğunu, davacının dava açma hakkı olmadığını, davacı şirket delillerinin delil olamayacağını, davacının borçlu olmadığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin davacı şirketten hiçbir şekilde para ve çek almadığını, karşı tarafça tamamen kötü niyetli düzenlenen cari hesap ekstresi dışında hiçbir belge sunulmadığını, davacının dosyaya ibraz ettiği cari hesapta müvekkiline verdiğini iddia ettiği çeklerin bankalardan sorulması ve kime hangi tarihte ödendiğinin, yazılıp yazılmadığının ve hangi ciroları içerdiğinin araştırılması gerektiğini, sunulan cari hesap ekstresinin doğru olmadığını savunarak, öncelikle davanın taraf sıfatı yönünden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/03/2018 tarih 2015/1160 Esas 2018/225 Karar sayılı kararında; “Davacı 15.000,00 TL. bedelli davalıya çek verdiğini, bu çekten dolayı taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi nedeniyle davalı şirkete 1.933,00 TL. Borçlu olduğundan davaya konu 15.000,00 TL.lik çekten düşülmesi suretiyle bakiye 13.067,00 TL.den borçlu olmadığının tespiti istemiyle dava açmıştır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan kök raporda davacının 2014/2015 yılı ticari defterlerinin 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış noter tasdikinin yapılmadığı, 2015 yılı için kendini lehine delil olma özelliğinin bulunduğu ancak 2014 yılı defterlerinin kendi lehine delil olamayacağı, davalı ticari defterlerinin ise usulüne uygun olduğu, kök raporda davacının 11.442,00 TL. davalıdan alacaklı olduğunun belirtildiği, itiraz üzerine bilirkişinin bu kez 6.442,00 TL. davalıdan alacaklı olduğu konusunda ek rapor verdiği, davalı itirazı üzerine bilirkişiden 2. ek rapor alındığı, bilirkişi 2014/2015 yılları itibariyle 55.058,00 TL. lik fatura düzenlendiği ve taraflar arasında kabul görüp ihtilaf olmadığı 31/07/2015 tarihli 15.000,00 TL.lik ödemenin davacı tarafından davalıya verildiği ve bu çekin davalı elinde olduğu bunun üzerine 19/08/2015 tarihinde tekrar 15.000,00 TL.lik bir çek verildiği 1.200,00 TL. ödendiği 13.800,00 TL. ödenmediği 2. çek üzerindeki incelemede ise cari hesap ekstresinde yer alan 20/09/2014 tarihli 13.000,00 TL. ödemenin … A.Ş. tarafından davacıya düzenlendiği 6.500,00 TL.lik bu çekin 1.200,00 TL.sinin ödendiği 5.300,00 TL.sinin ödenmediğinden buna göre 12.658,00 TL. Kasaya sunulan 2 adet çekin çıkartılması sonucu cari hesap farkının 12.658,00 TL. olduğundan davalının bu miktar alacaklı olduğu davacının ticari deftlerinin usulüne uygun olmadığı, davanın 13.067,00 TL. üzerinden açılmış olmakla, 12.658,00 TL. den düşülmesi suretiyle ortaya çıkan 409,00 TL.den davacının davalıdan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi…”gerekçesi ile, 1-409 TL davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Bakiye isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin televizyon ve radyo programı, belgesel, tiyatro, haber, dizi, klip ve reklam ve her türlü prodüksiyon hizmeti yapmak, hazırlamak, derlemek alanında faaliyet göstermekte olup, davalı …Ltd. Şti’ den, faaliyet alanlarında uzun yıllardan bu yana nakliye hizmeti aldığını, tarafların uzun yıllar süren ticari ilişkisi neticesinde oluşan güven sebebiyle müvekkili firmanın; davalı şirketin ileride yapması muhtemel işlerine karşılık olarak çekler tanzim etmekte ve de aslında borcu olmamasına rağmen çek keşide ederek davalıya teslim etmekte olduğunu, ticari ilişkinin taraflar arasında güven ilişkisine dayalı olarak ilerlediği süreçte, müvekkili tarafından yine davalının ileride yapması muhtemel işlerine karşılık … Bankası Elmadağ Şubesi’ ne ait … seri numaralı 15.000,00-TL bedelli 19/08/2015 vade tarihli çek keşide edildiğini, İlerleyen süreçte, ticari ilişkinin sona ermesi sebebiyle, davacı müvekkili şirketin davalı şirkete hali hazırda sadece 1.933,00-TL borcunun bulunmasına karşılık davalının elinde alacağının çok üzerinde bir meblağ olan 15.000,00-TL bedelli çekin bulunması sebebiyle, söz konu çekin davacı şirkete iadesi istenmiş ve de iş bu çekin iadesi halinde bakiye borcu ödeneceği belirtilmiş ise de; davalı tarafça bahse konu çekin iade edilmediğini, iş bu sebeple, bahsi geçen çek sebebiyle müvekkilinin 13.067,00-TL borçlu olmadığının tespiti için yerel mahkemede iş bu davanın ikame edildiğini, yerel mahkemece müvekkilinin davalıya 409,00-TL borçlu olmadığına karar verilmiş olup, usule ve yasaya aykırı olacak şekilde bakiye istemin reddine karar verildiğini, işbu kararın hukuka aykırı olduğunu, Taraflarınca ikame edilen iş bu davanın, davalıya 19/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince 18/12/2015 tarihinde süre uzatım dilekçesi gönderilmiş ise de; davaya cevap dilekçesi sunulmamış olup, delillerini de süresi içerisinde bildirmediğini, taraflarından ise yalnızca müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlara dayanılmış olmasına rağmen, yerel mahkemece usule aykırı olacak şekilde ve de muvafakatleri sorulmaksızın davalı defterlerinin de incelenmesine karar verildiğini, Yerel Mahkeme kararı doğrultusunda, bilirkişi tarafından tanzim edilen kök raporda, 2014 ve 2015 yılı ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde, davaya konu çekin davalı lehine alacak kaydedilerek, değerlendirme yapıldığını ve de bu şekilde müvekkili şirketin 2015 yılı sonu itibariyle, davalıdan 11.442,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, iş bu tespite davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edilmiş olup, yerel mahkemece iş bu itirazın incelenmesi açısından dosyanın tekrar bilirkişiye gönderildiğini, Bilirkişi tarafından tanzim edilen 1. ek raporda; müvekkili firma tarafından keşide edilen … nolu davaya konu çekin, 20/01/2014 tarihli, … numaralı tahsilat makbuzu karşılığında davalı şirkete teslim edildiği ve davalı tarafından cari hesaba kayıt yapıldığı belirtilerek, bu makbuzun daha sonra vade ve bedeli değiştirildiği ve iş bu çekin, 15.000,00-TL ödemesinde yer alan davaya konu … numaralı çek ile aynı olduğu ileri sürülerek, 20/01/2014 tarihli, … numaralı tahsilat makbuzun raporda yer verilen cari hesap ekstresinden çıkartıldığının belirtildiği ve yeniden yapılan cari hesaba göre müvekkilinin davalıdan 6.442,00-TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, Davalının iş bu rapora da; hukuka ve yasaya aykırı olacak şekilde itiraz etmiş olup, 07/11/2017 tarihli celsede iki adet 6.500-TL tutarında çeki ibraz edeceğini beyan ettiğini, daha sonra ise, dosyaya bir adet 6.500-TL tutarında çek ve 1 adet davaya konu 15.000-TL tutarında çek ibraz edildiğini, yerel mahkemece, dosyanın tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından tanzim edilen 2. ek raporda ise; 6.500-TL tutarlı çekin 5.300-TL’ sinin ödenmediği, 15.000-TL tutarlı çekin ise 13.800-TL’sinin ödenmediği gerekçesiyle rapor tanzim edilerek, müvekkilinin davalıya 12.658,00-TL borçlu olduğu şeklinde hukuka ve somut gerçeğe aykırı tespitte bulunduğunu, Davalı tarafça cevap ve delil listesi sunulmamış iken ve de taraflarından yalnızca müvekkili şirkete ait defter ve kayıtlara dayanılmış iken, davalının evrak ibrazının, savunmanın genişletilmesi yasağını ihlali mahiyetinde olduğunu, taraflarınca iş bu evrak ve kayıtlara muvafakat edilmediğini, bilirkişi tarafından, davalı tarafça ibraz edilen bir takım hukuka aykırı evraklar ile usule aykırı şekilde rapor tanzim edilmiş olmasının yanı sıra; raporların da birbirleri ile çelişmekte olup, bu haliyle hükme esas alınamayacağını, yine mahkeme tarafından bahsi geçen çeklerin tahsil edilip edilmediği de ilgili bankalardan teyit edilmemiş olup, davalı şirketin banka kayıtları da incelendiğinde, yerel mahkemenin, kök rapor ile çelişkili ek rapora itibar ederek vermiş olduğu, usule ve yasaya aykırı ret kararı sebebiyle, müvekkilinin borçlu olmadığı bir meblağayı ödemek tehdidi ile karşı karşıya olup, telafisi güç zararların ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu, İş bu sebeple; istinaf incelemesi müddetince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, müvekkili şirketin davalıya, … Bankası Elmadağ Şubesi’ ne ait … seri numaralı, 19/08/2015 vade tarihli, 15.000,00-TL bedelli çekin, 13.067,00-TL ‘ lik kısmı bakımından borçlu olmadığının tespitine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1160 Esas 2018/225 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında açık hesap ticari ilişkide davacı tarafından keşide edilerek davalıya avans olarak verilen … Bankası Elmadağ şubesine ait … çek nolu, 19/08/2015 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çekten dolayı dayanağı hizmetin alınmaması nedeniyle 13.067 TL borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesi ile davalıdan nakliye hizmeti aldıklarını, karşılıklı güven ilişkisi kapsamında davalının ileride yapması muhtemel hizmetlerinin karşılığı olarak borcu olmamasına rağmen çek keşide ederek davalıya verdiğini, verilen bu çek bedellerinin ileride alınan hizmet bedellerinden mahsup edildiğini, yine müvekkili tarafından … Bankası Elmadağ şubesine ait … çek nolu, 19/08/2015 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çekin davalıya verildiğini, ancak ilerileyen aşamada taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona ermesi sebebiyle yapılan hesaplamada müvekkili şirketin davalıya 1.933 TL borçlu olmasına rağmen bu borç miktarının üzerinde 15.000 TL bedelli çekin davalıya verildiğinin ve davalı tarafından iade edilmediğinin anlaşıldığını belirterek ilgili çekten dolayı 13.067 TL borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 409TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 190. Maddesinde ”(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre davada ispat külfeti borçlu olmadığını iddia eden davacı taraftadır. Çek bir ödeme aracı olup, çekin mevcut bir borcun ödenmesi için keşide edildiğine ilişkin karine mevcuttur. Bunun aksinin iddia eden tarafından ispatlanması gerekir. Davacı davaya konu çekin avans için verildiğini karşılığı mal veya hizmetin alınmadığını veya eksik alındığını usulüne uygun şekilde ispat etmelidir. Yine HMK’nın 222/1 maddesinde Mahkemenin, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği düzenlenmiştir. Davacı delillerinde sadece kendi ticari defter ve belgelerine dayanmış ve davalı süresinde delil listesi sunmamış ise de ticari davalarda mahkeme HMK’nın 222/1 maddesine göre taraf ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilecektir. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Dosyada ihtilaf dava dilekçesinde belirtilen … Bankası Elmadağ şubesine ait … çek nolu, 19/08/2015 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çekin avans olarak keşide edilip davalıya verilip verilmediği ile çek bedeli kadar mal veya hizmetin alınıp alınmadığına ilişkindir. Dosyada alınan bilirkişi raporuna göre dava dilekçesinde belirtilen çek davacı defterlerinde kayıtlı değildir. Mahkemece ilgili çek konusunda bankaya yazı yazılmamış, çekin akıbeti bankadan sorulmamıştır. Yine bilirkişi raporlarına göre ilgili çek davalı defterlerinde de kayıtlı değildir. Davacı söz konusu çeki keşide ederek davalıya verdiğini ispatlayamamıştır. Delil olarak dayandığı ticari defterlerinde çek kayıtlı değildir. Bilirkişi raporlarında ve dosya içinde davacı tarafça davalı lehine keşide edilen … Bankası Elmadağ şubesine ait … çek nolu, 19/08/2015 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çeke ilişkin bilgiler yer almaktadır. Bilirkişi raporlarına göre bu çek taraf ticari defterlerinde kayıtlı ise de davacı ticari defterinde de 5.000 TL bedelli olarak kayıt altına alınmış, davalı ticari defterlerinde ise 15.000 TL bedelli olarak kayıt altına alınmıştır. Oysa dosya içine sunulan çek fotokopisine göre çekin bedeli 15.000 TL’dir. Yine bilirkişi raporlarına göre davacı ticari defterlerinde 5.000 TL bedelli olarak kayıtlı olan … nolu çek kaydından sonra davacı davalıya açık hesap ticari ilişkide 1.932,50 TL borçlu görünmektedir. Davacı vekili de dava dilekçesinde açık hesap ticari ilişkide defter kayıtlarına göre (… nolu çek kayıtlarda yer almasından sonra) davalıya 1.933 TL borçlu olmalarına rağmen davalının elinde müvekkilinin keşide ettiği … Bankası Elmadağ şubesine ait … çek nolu, 19/08/2015 keşide tarihli 15.000 TL bedelli çekin bulunduğunu, çeki iade etmediğini bu nedenle bu çekten dolayı 13.067 TL borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Bir an için çek numarasının dava dilekçesinde yanlışlıkla 8045277 yazıldığı, gerçekte kasdedilen çekin … nolu çek olduğu düşünüldüğünde, dosya içinde bulunan bu çeke ilişkin örnekten ilgili çekin bankaya ibrazında karşılığının çıkmadığı anlaşılmaktadır. Bankaca ibraz edene sadece banka sorumluluk miktarı olan 1.200 TL ödenmiştir. Davacı ilgili çek bedelinin ödendiğini de ispatlayamamıştır. Ayrıca çek davacı defterlerinde 5.000 TL bedelli olarak kayıtlı olup gerçekte ise çekin üzerindeki keşide tarihinin bir kaç kez değiştirildiği ve miktarının önce 5.000 TL iken daha sonra 15.000 TL olarak değiştirildiği tüm bu değişikliklerin davacı imzası ile onaylandığı sabit olduğundan davacı ticari defter kayıtlarının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı ticari defter ve kayıtlarına lehine olacak şekilde dayanamayacaktır. Davalı ticari defterlerinde ise söz konusu çek 15.000 TL bedelli olarak kayıtlı olup, çek bedeli mahsup edildikten sonra davacı açık hesap ilişkide davalıya halen 4.058 TL borçlu görünmektedir. Bu durumda da davacı iddiasını, çekten dolayı borçlu olmadığını ispatlayamamıştır. Buna göre, ispat külfeti üzerinde olan davacı anılan çekten dolayı borçlu olmadığını ispat edemediğinden davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.