Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1580 E. 2020/134 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1580 Esas
KARAR NO: 2020/134 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/201 Esas 2018/86 Karar
TARİH: 25/01/2018
DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin, ortak ve yönetici oldukları … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin bankacılık sözleşmelerinin teminatı kapsamında davalıya 50.000 TL meblağlı ve hatırlanmayan muhtelif tarih ve meblağlı kambiyo senetlerini, keşideci ve/veya kefil sıfatıyla tanzim ve imza ederek verdiklerini, … Ltd. Şti.’nin, 10.06.2008 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 10.12.2013 tarihli tasfiye sonu beyanı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin, 09.01.2014 tarih 8482 sayılı nüshasında yayınlandığını, … Ltd. Şti’nin, 05.11.2009 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 29.11.2011 tarihli tasfiye sonu beyanı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin, 12.01.2012 tarih 7982 sayılı nüshasında yayınlandığını, davalının, herhangi bir alacağı olmamasına rağmen nezdinde bulunan teminat senetlerini iade etmediğini beyan ederek, avukatlık asgari ücret tarifesinin altında hukuki yardımda bulunulması mümkün olmadığından, HMK 329. madde uyarınca davalının, en geç ilk duruşmaya kadar davayı kabul etmemesi durumunda yargı giderlerine ilave olarak, müvekkilinin tarafına ödeyeceği ücretin bir kısmı olan asgari ücret tarifesine göre belirlenecek miktarının da, davalı tarafından davacıya ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini, davalı nezdinde bulunan 50.000 TL meblağlı teminat senedi ile varsa diğer teminat senetlerinin iptali ile taraflarına iadesine, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalının HMK 329. Maddesi kapsamında ayrıca vekalet ücretine mahkumiyetine, yargı giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili bankaya borçlu bulunan davacılar ve … Ltd. Şti. hakkında banka tarafından nakdi kredi borçları sebebiyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından 27.500,00 TL bedelli asıl alacak için 19.04.2010 tarihli 130.000,00 YTL bedelli senedin icraya konulduğunu, bu dosyanın tahsilatla kapandığını; 23.06.2011 tarihinde borçlu tarafından 1.115,40 TL tahsil harcı ödenmek sureti ile dosyanın infaz edildiğini, 19/04/2010 tarihli 130.000,00 TL bedelli senet aslının hala icra kasasında bulunduğunu, borçlu tarafından tahsil edilerek infaz olan dosyadan dilediği zaman senet aslı iade alınabilecekken bu zamana kadar teslim alınmadığını, iş bu davanın açılmasında müvekkilinin bir kusuru bulunmadığı gibi kötüniyetinin de olmadığını, ayrıca müvekkili bankaya davacıların kefil olduğu … Ltd. Şti.‘nin 5.920 TL çek riski bulunduğunu, bu konuda müvekkili bankaya karşı sorumluluklarının devam ettiğini, çeklerin bankaya iade edilmediğini, nakit blokesi yapılmadığını, hali hazırda gayri nakdi risklerinin devam ettiğini beyanla, süresinde olmayan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2018 tarih 2016/201 Esas 2018/86 Karar sayılı kararında; “uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda (Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu, banka kayıtları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya münderecatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacılar her ne kadar dava dilekçesinde 50.000,00 TL meblağlı teminat ile varsa diğer teminat senetlerinin iptalini istemişler ise de senetlerin niteliklerinin somutlaştırılmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre de, davalı banka nezdinde herhangi bir senedin tespit edilemediği, davalı bankanın da kabulünde olduğu üzere, İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden … A.Ş. tarafından borçlular …, … ve … hakkında 27.500,00 TL alacağa istinaden, 19/04/2010 vade tarihli 130.000,00 TL bedelli bonoya istinaden takibe geçildiği ve takibin tahsilat ile kapandığı, davalı vekilince de verilen 06/12/2016 tarihli beyan dilekçesinde de bahsi geçen takip dosyasının infaz edildiğini ve 19/04/2010 vade tarihli 130.000,00 TL bedelli senedin hala icra kasasında bulunduğunun beyan edildiği, davacı takip borçluları tarafından tahsilat ile sonuçlanan icra takibi sonunda icra kasasında bulunan 130.000,00 TL’lik bononun icra kasasından alınmasına herhangi bir engel bulunmadığı, kaldı ki dava değerinin 50.000,00 TL’lik senede ilişkin olduğu, bu nedenle senedin iadesine ilişkin davada güncel bir hukuki yararın bulunmadığı, davacı vekili 17/02/2017 tarihli açıklama dilekçesi ile her ne kadar davalı vekilinin beyanlarına istinaden davalı bankaya borçlu olunmadığına ve başkaca kambiyo senedi bulunmadığına karar verilmesini talep edilmiş ise de bu hususta güncel bir hukuki yararın olmaması nedeni ile talebin yerinde olmadığı, yine davacı vekilince sunulan 25/05/2017 havale tarihli dilekçede teminat senedi nedeni ile borçlu olmadıklarının tespiti ve çalınan boş çek koçanları ve yaprakları nedeni ile davalı bankaya blokaj teminat çek riski veya sair adlar altında, herhangi bir borç bulunmadığının tespiti, davacıların elinde bulunmayan ve bankaya da ibraz edilmeyen çeklerin iptali, söz konusu çekler nedeni ile çek riski ve sair ad altında herhangi bir borç bulunmadığının tespiti ve davalı bankanın karşılıksız çek iddiası ile davacılar hakkında tuttuğu olumsuz sicillerin terkini ve bu konuda BDDK’ya yazı yazılmasına karar verilmesi istenmiş ise de, alınan bilirkişi raporuna göre davalı bankanın halen 8 adet çek için çek zorunlu karşılık bedeli nedeni ile riskinin devam ediyor olması ve banka sorumluluğunun 5941 sayılı yasanını geçici 3/4. Maddesi uyarınca 30/06/2018 tarihine kadar devam edecek olması nedeni ile tüm taleplerin yerinde olmadığı, gerek davalı bankaya teminat senedi teslim edildiğine dair herhangi bir kayıt ve belge bulunmaması gerekse davalı bankanın halen çek riskinin devam ediyor olması nedeni ile davanın yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine (Ay. m.138) varılarak…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemece yapılan yargılamada davalı bankanın elinde icra takibine konu edilen senet dışında başkaca senet bulunmadığı ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, Her ne kadar aşamalarda davalı tarafça müvekkillerinin 130.000.TL’lik teminat senedinin takibe konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu senedin taraflarınca icra kasasından alınabileceği beyan ve iddia edilmiş ise de icra kasasındaki senet aslının taraflarına iadesine dair vaki müracaatının üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 01/03/2018 tarihinde karar tensip tutanağı ile teslim talebinin reddine karar verildiğini, Davalının beyan ve iddia ettiği gibi davalı banka elinde bulunan teminat senedi müracaatlarında taraflarına iade edilmediği, mahkemece de iade ve iptaline karar verilmediği, mahkemece yapılan yargılamada deliller toplanmaksızın icra dosyası incelenmeksizin hukuki yarar yokluğu gerekçe gösterilerek HMK 353/6.maddesine aykırı olarak taraflarınca sunulan deliller toplanmadan ve tartışılıp değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece davalı tarafın iddia ve savunmaları ve müvekkillerinin gerçekte borçlu olmadıkları halde müvekkillerini borçlu çıkaran beyanları çerçevesinde davanın geldiği aşama itibari ile yapılması zaruret arz eden 22/05/2017 tarihli ıslah dilekçesindeki delil ve talepleri incelenmeksizin yapılan yargılama dikkate alınmaksızın yine hukuki yarar yokluğu gerekçe gösterilerek HMK 353/6.maddesine aykırı olarak eksik inceleme ve delillerin takdirinde ve mesele-i maddiyenin takdirinde hata edilerek tesis edilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/201 Esas 2018/86 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalılar tarafından verilmiş olan ve davalı banka elinde olduğu belirtilen teminat senetlerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile iptali ve iadesine ilişkindir. Davacılar dava dilekçeleri ile ortağı ve yetkilisi oldukları … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şti.’nin davalı banka ile yaptığı bankacılık sözleşmelerinin teminatı kapsamında davalı bankaya 50.000 TL bedelli hatırlanmayan muhtelif tarihli ve meblağlı kambiyo senetlerini keşideci ve/veya kefil sıfatı ile imza ederek verdiklerini, söz konusu şirketlerin 2008 ve 2009 yılında tasfiyeye girdiğini ve 2013 ve 2011 yıllarında tasfiye edilerek ticaret sicilden terkin edildiğini, davalının herhangi bir alacağı bulunmamasına rağmen teminat senetlerini iade etmediğini belirterek, davalıda bulunan 50.000 TL bedelli teminat senedi ile varsa diğer teminat senetlerinin iptali ile taraflarına iadesine, davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiş, dava açarken maktu karar harcı yatırmıştır. Dava menfi tespit davası olduğundan davacılar tarafından bildirilen dava değeri üzerinden harçlar kanunu 15 ve 16. maddeye göre nisbi karar ve ilam harcı alınması gerekmektedir. Mahkemece bu husus gözetilmeden ve eksik karar harcı tamamlatılmadan davaya devamla karar verilmiş olması yasaya aykırı olmuş ise de istinafa başvuran tarafın davacı olması, davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle bu husus istinaf sebebi olarak değerlendirilmemiştir. Davacı vekili 25/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi vermiş, davasını tamamen ıslah ederek davasını davalı bankaya herhangi bir teminat senedi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve tasfiye edilerek ticaret sicilden terkin edilen böylece hükmü şahsiyeti kalmayan dava dışı şirkete davalı bankaca verilen ve bankaya iade edilmemiş olan çek yapraklarından dolayı davalı bankaya çek riski veya sair adlar altında herhangi bir borçlarının olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin iptaline, davalı bankanın karşılıksız çek iddiası nedeniyle haklarında tuttuğu olumsuz sicillerin terkinine, bu konuda BDDK’ya nihai kararla yazı yazılmasına karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesinde dava değeri belirtmemiş ve ıslah harç ve giderlerini yatırmamıştır. Davacının verdiği ilk dava dilekçesinde talepleri somut değildir. Mahkemece bu husus tespit edilmiş ve 31/01/2017 tarihli celse 2 nolu ara kararla davacı tarafa iadesini talep ettiği senetleri somutlaştırması için iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacı vekili verilen kesin süre içinde 14/02/2017 tarihli dilekçeyi vermiş ise de anılan dilekçe ara kararı karşılamamaktadır. Davacı iadesini talep ettiği senetleri somutlaştırmamış, dilekçesi ile davalının savunmasında belirtiği ticaret sicilden terkin edilmiş şirkete verilen ve bankaya iade edilmeyen çek yapraklarına ilişkin beyanda bulunmuştur. Islah dilekçesinde yine somutlaştırma yapmadan davalı bankaya teminat senedi nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece dava dilekçesi somut olmadığı, borçlu olunmadığının tespiti talep edilen senetler somut olarak belirtilmediği halde bu eksikliğin tamamlatılması yoluna gidilmemiştir. Davacının genel beyanlarla her hangi bir somutlaştırma yapmadan ”herhangi bir senet nedeniyle” borçlu olunmadığının tespiti talebi ile dava açmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkemece de böyle genel açılan bir dava sonucunda bir karar verilmesine olanak yoktur. Mahkemece, davacıların güncel hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Davacının ıslah dilekçesi ile belirttiği ve tasfiye olan şirkete verilen ve davalı bankaya iade olunmayan çek yapraklarının iptaline ilişkin talebe gelince söz konusu çeklerin ticaret sicilden terkin edilmeleri nedeniyle hükmi şahsiyeti kalmayan şirkete verildikleri çek hesap sahibinin bu şirket olduğu sabit olduğundan çek iptalini ancak bu şirket talep edebilecektir. Şirket ticaret sicilden terkin edildiğinden davacılar şirket adına dava açamayacaklardır. Söz konusu iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı gayrı nakdi risk nedeniyle davacıların sorumlu olup olmadığı talebi ile ilgili olarak davalı beyanlarına göre tasfiye edilen şirkete verilen çek yapraklarından bazıları bankaya iade edilmemiştir. İlgili iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı davalı banka tarafından çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesi yönünden bir talep bulunmamaktadır. Buna göre, davacılar dava dilekçelerinde teminat olarak verildiği ve dava konusu yaptıkları senetler somutlaştırılmadığından ve davalı tarafından takibe konulan senet bedelinin haricen tahsil edildiği ve senetten dolayı davalının her hangi bir alacağının kalmadığı davalı tarafça beyan edildiğinden ve ıslah dilekçesinde bahsedilen iade edilmeyen çekler yönünden banka sorumluluk bedelinin depo edilmesi yönünde bir talep bulunmadığından davacıların dava açmakta hukuki yararları bulunmamaktadır. Bu nedenle davacıların istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre; sonuç itibarıyla mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ve davacı istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından istinaf aşamasında yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL’nin istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/02/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.