Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1557 E. 2019/690 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1557
KARAR NO : 2019/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/968 Esas – 2018/228 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Taraflar arasında “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi” imzalandığını, işbu çerçeve sözleşmesi kapsamında davalı yanın bilgilendirilmeyi eksik yaptığını, davalı çalışanlarının müvekkilini yanlış yönlendirdiğini, ayrıca davalı … kuruluşunun hatalı ve mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını beyanla, müvekkilinin uğradığı zararın tespitini ve tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı taraf ile müvekkil arasında kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi imzalandığını, sistemin SPK kontrolünde ve denetiminde olduğunu, davacının iddia ettiği zararın müvekkili kuruluşun sistemi ve uygulamaları ile herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, sisteme müvekkilin herhangi bir müdahalesinin olmadığını ve yanlış bilgilendirme iddialarının gerçeği yansatmadığını, davacıya kaldıraçlı işlemlerin gerekli risklerinin anlatıldığını, davacı yanın haksız ve mesnetsiz iddialarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/03/2018 tarih 2015/968 Esas – 2018/228 Karar sayılı kararında; “… Davacının tacir olmayıp tüketici olduğu ve 6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 3-l bendi gereğince mahkemenin görevli olmadığı,..”gerekçesi ile, ” 1-Davanın Mahkememizin Görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden Reddine, Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesini müteakip, bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddi kesinleşmesine müteakip iki haftalık kesin süre içinde talep halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafın müvekkili …. ile imzalamış olduğu Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi gereğince kaldıraçlı alım satım işlemlerinin yapıldığını, bu işlemlerin özel nitelikli işlemler olduğunu, herkesin yapabileceği işlemler olmadığını, nitelikleri gereğince işlemin ticari nitelikte olduğunu, Davanın tüketici kredisinden değil, Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinden kaynaklandığını, bu nedenle ticari bir iş ve dava olması sebebiyle Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi gereğince bir tarafın tacir olması işin ticari bir iş olması için yeterli olduğunu, müvekkili ….’ nin davalı olmasının bu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi için yeterli ve gerekli olduğunu, Müvekkilinin tacir olduğunu bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesinin gerektiğini, ilk derece mahkemesince dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesi kararının verilmesinin yasa ve usule aykırı bir işlem olduğunu, kararın kaldırılmasının gerektiğini ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında kurulan kaldıraçlı alım satım işlemleri sözleşmesi kapsamında yapılan yatırımdan dolayı zarara uğranıldığı iddiası ile bunun tahsiline yöneliktir. Uyuşmazlık konusu davanın ticaret mahkemesinde mi, tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği noktasındadır. Taraflar arasındaki kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi bulunduğu, davacı gerçek şahısın döviz bürosu işlettiği, yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemler olduğu, dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davacının 3 adet 2.000.000,00 EUR ve USD alım pozisyonlarının öngörülen stop-loss (zarar durdur kuru) kurunda kapanmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminini istediği anlaşılmaktadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”yi, sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.Anılan Kanunun 73/1. maddesine göre: “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”Tüketici sözleşmesinin taraflarından olan satıcı ve sağlayıcının işlem yaparken ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi, karşısında yer alan kişinin ise bunun tersine bir amaçla yani ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmesi gerekir (Aydoğdu, M.; Tüketici Hukuku Dersleri, Ankara 2015, s. 59,60). Tüketici mahkemesinin görevli olması için öncelikle uyuşmazlığın bir tüketici uyuşmazlığı olması gerekir. Hangi tür uyuşmazlıkların tüketici uyuşmazlığı olduğu ise dava konusu işlem veya uygulamanın taraflarından birinin tüketici, diğerinin ise girişimci/satıcı/sağlayıcı olmasına göre belirlenmektedir (Topuz, G.; Tüketici Mahkemeleri, Ankara 2018, s.37). Hâl böyle olunca davacının, davalı banka ile arasındaki sözleşmelerdeki amacının öncelikle göz önünde bulundurulması gerektiği anlaşılmakla, davacının amacı gözetildiğinde tüketici sayılması mümkün değildir.
Yargıtay HGK’ nın 16/05/2018 tarih ve 2017/11-22 E-2018/1102 K. Sayılı kararında da aynı esaslar vurgulanmıştır. Tarafların amacı ve aralarındaki sözleşmenin niteliği karşısında davanın TTK 4.maddesine göre mutlak ticari dava olduğu gözetildiğinde davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılarak dosyanın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 20/03/2018 tarih ve 2015/968 Esas – 2018/228 Karar sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın görevsizlik kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yönünden davalı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4- UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 31,5 TL’ nin davacı avansından sarf edildiği anlaşılmakla; bu giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 5- Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/05/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.