Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1540 E. 2020/205 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1540
KARAR NO: 2020/205
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/937 Esas – 2018/122 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağı nedeniyle Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu icra dosyası ile borçlu hakkında takip başlattıklarını, borçlunun süresinde itiraz ederek takibi durduğunu, takibe konu alacağın cari hesap alacağı ve faturalardan kaynaklı olduğunu, bu hususun hem müvekkili hemde davalı defterinde kayıtlı olduğunu, bu hususun bilirkişi incelemesi ile de tespit edilebileceğini, bu nedenle itirazın iptali ile alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafından davaya herhangi bir cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/03/2018 tarih ve 2016/937 Esas – 2018/122 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, itirazın iptali davasıdır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı ancak ticari ilişki bulunduğu, esas hakkında hüküm vermeye yeterli olan 16/03/2017 tarihli bilirkişi raporu ve 18/07/2017 tarihli ek bilirkişi raporu ile davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davacı tarafından düzenlenen 11 adet fatura ile davalının 14.250,00 TL lik ödemesinin davacı ticari defterlerine kayıtlı olduğu ve bu ödemenin davacı aleyhine delil olduğu, davalının ticari defterlerinin onaylı ve usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının düzenlediği 7 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin 25.631,49 TL olduğu, bu 7 adet faturanın davalı aleyhine delil niteliğinde olduğu, davacının düzenlediği 4 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasının davalı lehine delil olduğu, davacının davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 4 adet fatura için davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği, davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan 7 adet fatura bedelinin toplamı olan 25.361,49 TL den davalı tarafından davacıya yapılan 14.250,00 TL lik ödemenin mahsubu ile davalının davacıya 11.381,49 TL borçlu olduğu, davacı vekiline davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 4 adet fatura için davalıya yemin teklifinde bulunma hakkı hatırlatılarak davacı yan davalı yana yemin teklifinde bulunmadığını beyan ederek, davalı …’ un yargılama sırasında vefat ettiği, sunulan veraset ilamı ile belirlenen mirasçılarının davaya dahil edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davacı tarafından davalı aleyhine Kocaeli …. İcra Müd…. Esas sayılı dosyasından yapılan takipteki davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 11.381,49 TL asıl alacak üzerinden devamına, takipteki işlemiz faiz talebinin reddine, 11.381,49 TL asıl alacak için takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, 11.381,49 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının dahili davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı ile dahili davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı alacaklı müvekkillerinin alacağının sağlanması amacıyla Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … E. no.lu icra dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, Borçlunun, süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek icra müdürlüğü dosyasına itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun bu itirazına karşılık Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesince tüm dosya kapsamındaki delillerin aleyhine olmasına karşılık usule ve yasaya uygun olmayan iş bu kararla kısmen kabul kısmen red kararı verildiğini, kararın usule ve yasaya uygun olmayan kısımlar içerdiğini, İcra takibine konu alacağın cari hesap alacağı ve faturalardan kaynaklandığını, hem davacı alacaklı şirket kayıtlarında, hem de davalı borçlu şirket kayıtlarında tamamı mevcut faturalar olduğunu, Ayrıca dosyada mevcut bulunan 16.03.2017 tarihli ve 18.07.2017 tarihli raporda da müvekkilinin 20.891.31 TL alacaklı olduğuna ilişkin alacak kalemlerinin net bir şekilde hesaplandığını ve takibe konu edilen rakamlar ile birebir örtüştüğünü, dolayısıyla müvekkilin alacaklı olduğunun işbu raporlarla sabit olduğunu, HMK gereği usulü birtakım itirazlar mevcut olduğunu, mahkemenin bu itirazları dikkate almadığını, Yasal süresi içerisinde defter ve ticari kayıtları sunmayan davalı için de bu hususta delil olarak lehe değerlendirme yapılmasının söz konusu olmadığını, ayrıca defter ve kayıtlarını eksik tutmuş olmasının da yine lehine delil olarak değerlendirilebilecek bir durum olmadığını, Söz konusu 06.03.2017 tarihli ve 18.07.2017 tarihli raporlarda ise müvekkilin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmaması ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi yapılan hesaplama takip çıktısı hesap ile de birebir örtüşmekte olduğunu, Müvekkili ticari şirket kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, tüm kapanış ve işlemlerin süresinde gerçekleştirdiğini, müvekkilin aleyhine delil olarak nitelendirilebilecek hiçbir delil olmadığını, tüm dosya kapsamında her türlü delil müvekkil lehine iken alacak hesabı bilirkişi tarafından net bir şekilde yapılmış iken, kısmi kabul kısmi red kararının anlaşılamadığını, Taraflar arasında ticari ilişki sebebiyle fatura alacaklarının işlendiği cari hesaba göre icra takibi yapıldığını, davalı tarafın haksız ve yersiz itirazı sonrası icra takibini durduğunu ayrıca haksız ve yersiz olarak icrayı durdurmuş olması sebebiyle hükmedilen icra inkar tazminatının yerinde olduğunu, ancak alacak kısmının raporda da yapılan hesaplama ile örtüşmemesi sebebiyle işbu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulduğunu beyanla; Açıklanan nedenlerle; Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/937 Esas – 2017/122 Karar sayılı ilamının usule ve yasaya aykırı olması sebebiyle ortadan kaldırılması ile davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım dahili davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkemenin önce davacının açılış ve kapanış onayı olmayan gerçek anlamda bir ticari defter özelliği taşımayan, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bir kayıt niteliğindeki ticari defterine dayanarak bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bilirkişi raporu sunulduktan sonra dosyaya müvekkilin açılış ve kapanış onayı olan resmi ve hukuki hiçbir sorun bulunmayan ticari defter ve belgeleri, faturalar sunulmak üzere ek rapor alındığını, ancak bilirkişinin müvekkilinin yapmış olduğu belgeli ödemeleri ve dosyaya sunulan faturaları ve müvekkili işyerinin kapanışından sonra davacı tarafından kesilen ve müvekkilin kayıtlarında bulunmayan faturaları dikkate almadan kök raporun benzeri bir ek rapor tanzim ettiğini, Delil olarak sadece müvekkilinin defterlerine itibar edilmesi gerektiğini, ticari defter niteliği eksiksiz olup, defterlere göre bilirkişinin ek raporunda belirttiği üzere borç durumu tespit edilemediğini, borcun olmadığını, Müvekkilin ticari defterlerine bakıldığında, işyerinin kapanışının 31 Mart 2011 tarihi olduğu açık olup, bu tarihten sonra davacı defterlerindeki kayıtların da sahte olduğu, gerçek dışı olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine bir değerlendirme ile kısmen kabul edilmesinin hukuka hakkaniyete, dosya kapsamına aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verir iken, bilirkişi raporunda yer almamasına rağmen resen inceleme yaparak, bilirkişi raporunda belirlenen rakamdan müvekkilin işyerini kapatmış olduğu tarih olan 31.03.2011 tarihinden sonraki dönemde davacı defterinde olan fatura bedellerini yok saydığını, bu tarihten önceki toplam 7 adet fatura bedeli olan 25.391,49 TLden müvekkilinin makbuz karşılığı ödediği 14.250 TL’yi çıkararak kalan bakiye üzerinden kabul kararı verdiğini, bu kararın hukuka, hakkaniyete, toplanan delillere aykırı olduğunu, zira davacının usulüne uygun olmayan ticari defterlerine itibar edilemeyeceğini, ticari örf ve adet gereği kapalı faturanın bedelinin ödendiğine delil olup, kapalı fatura miktarlarının da yukarda belirtilen bedelden düşülmesi gerektiğini, Faturaların irsaliyeli olmasına rağmen mal teslim edildiğine dair imza bulunmadığından, bir kısım faturaların karşılığı olan malın teslim edilmediğini ve kısmen kabul şeklinde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Faturalarda görünen malların teslim edildiğini ispat etmediğini ve bu teslim ispat edilmeden yerel mahkemenin alacağının varlığını kabul etmesinin izaha muhtaç olduğunu, davacının davası ispat etmediğini, mahkemenin eksik ve hatalı kararı ile de bugüne kadar müvekkilden haksız yere almış olduğu önemli miktardaki bir paranın üzerine davacının yine haksız bir şekilde kazanç elde ettiğini, Malların yarısından fazlası teslim edilmediği için müvekkilin ödemekten imtina ettiğini, gerçekte müvekkilin fatura içeriğindeki malların tamamına ihtiyacı olmadığını, ticarethane kapasitesinin de bu malları tüketecek nitelikte olmadığını, davacının müvekkilin iyi niyetinden faydalandığını, faturaların irsaliyeli fatura olmasına rağmen hiçbir faturada mal teslim alan kişinin isim ve imzasının bulunmadığı gerçeğj karşısında davacının malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05.03.2018 tarih ve 2016/937 E – 2018/122 K sayılı kararının ortadan kaldırılmasına, tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır. Davacı taraflar arasında açık hesap ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafa fatura karşılığı mal satıldığını, bunların bir kısmının bedelinin ödendiğini, ödenmeyen açık hesap alacak bedelinin tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve bir kısım dahili davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyada taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, rapor aldırılmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporlarına göre davacı ticari defterlerinin kapanış tasdiki bulunmamaktadır. Davalının ise noter onaylı işletme defteri incelenmiştir. Rapora göre davacı defterlerinde toplam bedeli 35.141,31 TL olan 11 adet davacı faturası kayıtlıdır. Davalı ticari defterlerinde ise bu faturalardan 7 adedi kayıtlıdır. Davacı taraf davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bu faturaları davalıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Bu konuda her hangi bir delilde sunmamıştır. Mahkemece faturaların teslimi konusunda yemin teklif etme hakkı olduğu davacıya hatırlatılmış, davacı vekili 11/12/2017 tarihli duruşmada yemin teklif etmeyeceklerini belirtmiştir. Söz konusu duruşmadan önce davalı asil vefat ettiğinden HMK 231 maddesine göre zaten yemin teklif olunamayacaktır. Yine davacı ticari defterlerinde davalının ödemeleri kayıtlıdır. Davalı tarafta bu ödemelere ilişkin dekontları dosyaya sunmuştur. Davalı taraf dosyaya sunulan ve davacı ticari defterlerinde kayıtlı olanlar dışında ödeme yaptığına ilişkin bir delil dosyaya sunmamıştır. Mahkemece davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle teslimi kanıtlanan davacı fatura bedellerinden ödeme miktarı düşülerek kalan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İhtilaf davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan davacı faturalarından kaynaklanmaktadır. Fatura tek taraflı düzenlenen belge olduğundan salt fatura düzenlenmiş olması ve bunların davacı defterlerinde kayıtlı olması, bunların kayıtlı olduğu davacı defterleri ister usulüne uygun tutulmuş, isterse usulüne uygun tutulmamış olsun tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Faturaların karşı tarafa teslim edildiğinin usulüne uygun ispatlanması gerekir. Davacı, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bu faturaları davalıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır. Ayrıca HMK’nın 222/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilecektir. Davalı tarafın süresinde delil bildirmemesi ve ticari defterlerini sunmaması, mahkemece davalı ticari defterlerinin incelenmesine engel teşkil etmemektedir. Davacı delil listesinde delil olarak ticari defter ve belgelere dayanmıştır. Buna göre sonradan sunulmuş olsa bile davalı ticari defterlerinin de incelenerek rapor alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yine mahkeme salt davalı ticari defter kayıtlarına göre karar vermemiştir. Davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan faturalar konusunda davacının bu faturaları davalıya teslim ettiği ve fatura bedeli kadar alacaklı olduğu hususu ispatlanmış kabul edilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bir kısım dahili davalı vekili, davaya konu ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura içeriği malların eksik teslim edildiğini, fatura içeriği malların bir kısmının teslim edilmediğini, teslim edilen mal bedelinin peşin ödendiğini istinaf sebebi olarak belirtmiş ise de davalı, davacı faturalarını ticari defterlerine işlemiş olup, bu faturalara süresinde itiraz ettiğini, fatura içeriği malları eksik aldığını, dosyaya sunduğu ödeme makbuzları dışında ödeme yaptığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Ancak dahili davalılar bir kısım faturanın kapalı fatura olduğunu, bu kapalı faturaların bedellerinin peşin ödendiğine dair karine bulunduğunu, bu fatura bedellerinin peşin ödendiğini, alacak miktarından mahsubu gerektiğini istinaf sebebi olarak belirtmiştir. Gerçekten de dosya içine örneği sunulan 01/03/2011 tarihli 4.159,50 TL bedelli, 05/03/2011 tarihli 3.976,60 TL bedelli ve 21/03/2011 tarih 2.928,88 TL bedelli faturalar kapalı fatura olarak düzenlenmiştir. Bunlar haricindeki davacı faturaları ise açık faturadır. Kapalı fatura düzenlenmesi halinde bu fatura bedelinin peşin ödendiğine ilişkin karine mevcuttur. Buna göre karinenin aksini ispat külfeti karşı taraftadır. Dosyaya sunulan ve davacı defterlerinde de kayıtlı olan davalı ödemelerine ilişkin tahsilat makbuzlarında fatura belirtilmeden kısmi ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu tahsilat makbuzlarının tarihleri ise kapalı fatura tarihleri ile örtüşmemektedir. Bir kısmı kapalı fatura tarihlerinden önce bir kısmı ise çok sonra yapılmıştır. Davacı kapalı fatura bedellerinin ödenmediğini ispatlayamamıştır. Buna göre söz konusu kapalı fatura bedellerinin peşin ödendiğine ilişkin karineden davalı yararlanacağından bu fatura bedellerinin de açık hesap ticari ilişki alacağından mahsubu gerekir. Bir kısım dahili davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerindedir. Dahili davalılar arasında TMK.nun 640. ve HMK.nun 59. Ve 60. Maddeleri uyarınca zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu nedenle istinaf sonucu verilen karar istinaf etmeyen dahili davalı yönünden de geçerli ve bağlayıcıdır. Davacı lehinde kazanılmış hak doğurmaz. Bu nedenle, davacının istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine, istinafa başvuran bir kısım dahili davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, kapalı fatura bedellerinin peşin ödendiğine ilişkin karine nedeniyle davacının kapalı olarak düzenlediği üç adet fatura bedeli olan 11.064,98 TL’ nin de alacaktan mahsubu ile kalan bedel olan 316,51 TL üzerinden takibe itirazı haksız olmakla davanın kısmen kabulü ile dahili davalıların takibe yaptığı itirazın 316,51 TL alacak yönünden iptaline, bu alacağa takip tarihinden itibaren takipte istenen oranda faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacak yönünden davacı yararına % 20 inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Dahili davalıların istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/03/2018 tarih ve 2016/937 Esas – 2018/122 Karar sayılı kararının bunlar yönünden HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; Dahili davalılar yönünden Kocaeli … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin bunlar hakkında 316,51 TL alacak üzerinden devamına ve bu alacağa takip tarihinden itibaren takipte istenen oranda (yıllık % 10,5 oranında) faiz işletilmesine, 3-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Kabul edilen alacak likit ve bu alacak yönünden itiraz haksız olduğundan, bu davalılar yönünden kabul edilen 316,51 TL alacağın %20′ si oranında 63,30 TL icra inkar tazminatının dahili davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 356,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 302,38 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafından yatırılan toplam 87,90 TL harcın dahili davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen 227,00 TL posta masrafı ve 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 627,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren % 2 oranında hesaplanmak suretiyle belirlenen 12,54 TL’ sinin dahili davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Dahili davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 316,51 TL nispi vekalet ücretinin dahili davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-Reddedilen kısım üzerinden dahili davalılar …, …, …, …, … ve … lehine dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Taraflarca yatırılan 98,10′ ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 13-Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 14-İstinaf eden dahili davalılar tarafından yatırılan toplam 194,36 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalılara iadesine, 15-İstinaf aşamasında dahili davalılar tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 16-Davacı tarafından sarfedilen giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 17-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2020 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.