Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1538 E. 2020/83 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1538 Esas
KARAR NO : 2020/83 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/1291 Esas 2018/389 Karar
TARİH: 16/07/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, petrol ihracatı alanında faaliyet gösteren müvekkili ile davalı arasında petrol alım satımından doğan ticari iş ilişkisi olduğunu, 19.03.2015, 13.04.2015, 14.07.2015 tarihli toplam 65.275,00 EURO ( 223.048,33 TL) tutarındaki üç adet fatura bedeli muaccel olmasına rağmen davalı tarafından ödenmediğini, davalı aleyhine Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz ederek takibi durdurduğunu, fatura içerikleri petrol ürünlerinin yurt dışından tankerle getirilerek konişmento, gümrük belgeleri, … Şirketine teslim edildiğine dair evraklar, davalı şirkete yapılan varış ihbarnamesi, davalı tarafından tahliye ücretinin … firmasına havale edildiğine ilişkin belgeler ile malların davalıya teslim edildiğinin ispatlandığını, ilgili ihbarname, fatura, konşimento ve dekontların tamamının örneklerinin dosyada mevcut olduğu belirtilerek, öncelikle davalı şirketin malvarlığı üzerinde tedbir konulması yönünde karar verilmesini, daha sonra borçlunun Kocaeli …icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazının iptalini, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/07/2018 tarih 2015/1291 Esas 2018/389 Karar sayılı kararında; “Dava, itirazın iptali davasıdır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ticari defterlerini kesin süre içeresinde incelemeye sunmadığı, dava konusu mala ait davacı faturaları, konşimento ve davalı tarafından lojistik firmalarına yapılan ödeme belgelerinin mevcut olduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiği ancak malın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispat edilemediği …”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirketin davalı şirketten olan fatura alacaklarına istinaden icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve itirazın iptali yoluna gidildiğini, Yapılan yargılama sonucunda malın davalıya teslim edildiğinin taraflarınca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, işbu kararın yasaya ve hakkaniyete uygun olmadığını, Söz konusu malların davalı firmaya teslim edildiğini açıkça gösteren lojistik firmalarına ait kayıtlar, konşimentolar ve faturalar dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen malların teslim edildiğinin ispatlanamamış kabul edilmesini anlayamadıklarını, İcra takibine konu 3 adet fatura bulunduğunu, bu faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin konşimento örnekleri ve taşıyıcı firmalara ait belgeler, malların taşınması sürecinde lojistik firmalarıyla yapılan görüşme ve yazışmalar, lojistik firmalarınca düzenlenen çıkış ihbarnameleri- varış ihbarnamelerini dosyaya ibraz ettiklerini, malların lojistik firma tarafından limana ulaştırılmasıyla davalı firma tarafından taşıma bedellerinin lojistik firmasına havale edildiğini gösteren banka dekontlarının da dava dosyasına ibraz edildiğini, Bilirkişilerin hazırladıkları raporda da taraflar arasında bir ticari ilişki sonucu mal teslimi yapıldığının açıklığa kavuşturulduğunu, Dava dosyasına ibraz edilen belgelerin ortada bir ticari ilişki olduğunu açıkça gösterdiğini, lojistik firmalarına yapılan havalelerin dekontlarının bir mal teslimini işaret ettiğini, lojistik firmalarına ait belge ve kayıtlar ile konşimento örnekleri, faturalara konu malların davalı firmaya teslim edildiğini açıkça gösterdiğini, 12/03/2018 tarihli bilirkişi raporu da taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve mal teslimi yapıldığını belirttiğini, Faturalara konu malların davalı şirkete teslim edildiğini açıkça ispat eder tüm hususlara rağmen malın davalıya teslim edildiğinin taraflarınca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini anlayamadıklarını,
Yargılama esnasında mahkemeye izah edildiği üzere müvekkili firmanın yurt dışı firması olduğundan Türk yasalarına göre tutulan bir ticaret defteri bulunmadığından, yurt dışında da şirketler açısından ticari defter tutulması bir uygulama olmadığından, müvekkiline ait defterleri sunmanın olanaksız olduğunu, davalının ticari defterlerini sunmuş olsaydı, borca itiraz etmekte haksız ve kötü niyetli olduğunun ortaya çıkacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1291 Esas 2018/389 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Davacı taraflar arasında petrol alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında takibe konu 3 adet fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı delil olarak, faturalara, teslime ilişkin konişmentolara ve lojistik şirketlerine yapılan ödemelere ilişkin belgelere dayanmıştır. Davacı vekili verdiği 28/12/2017 tarihli dilekçe ile müvekkili şirketin Kıbrıs Cumhuriyetinde faaliyet gösteren ve Türkiye Cumhuriyeti ticaret yasalarına ve usulüne tabi olmayan yabancı menşeyli şirket olduğunu, kendi usul ve yasalarında tutması zorunlu defter bulunmadığını, bağımsız mali denetim şirketleri tarafından denetlenerek her yıl sonu rapor tanzim edildiğini, sunacakları ve resmiyette hiçbir anlam taşımayacak yalnızca cari exel tablosu olduğunu, bu belgenin de bilirkişi tarafından değerlendirmeye alınmayacağını bu nedenle dosyaya sundakları belgeler esas alınarak bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. Davalı takipte verdiği itiraz dilekçesinde asıl alacağa ve faize itiraz etmiştir. Uyuşmazlıkta ispat külfeti davacıdadır. Davacı takip dayanağı faturaların ve içeriği malların davalıya teslim edildiğini, fatura bedeli kadar alacaklı olduğunu yasal delillerle ispat külfeti altındadır. Davacı alacağın ispatı yönünden faturalara, faturaya konu malların deniz yoluyla taşınmasına ilişkin konişmentolara, lojistik firmalarının belgelerine ve davalı ticari defterlerine dayanmıştır. Davacı ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi yapılmak üzere sunmamıştır. Yabancı şirket olduğunu, tabi olduğu ülke yasalarına göre Türk Ticaret kanunu anlamında defter tutmak yükümlülüğü bulunmadığını belirtmiştir. Davalı ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için sunmamıştır. Davacı delil listesinde davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece gerekçesi belirtilmeden sunulan belgelerin mal teslimini ispata yeterli olmadığı belirtilerek dava reddedilmiştir. Sunulan belgelerin mal teslimini ispat için yeterli olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmamıştır. Sunulan belgeler fatura içeriği malların gönderen davacı tarafından, alıcı davalıya teslim edilmek üzere taşındığını ve varma limanında lojistik firmasınca teslim alındığını göstermektedir. Buna göre, mahkemece davacı tarafça belirtilen gümrük belgeleri ilgili yerden getirtilerek ve davalının bağlı olduğu vergi dairesinden davaya konu fatura dönemlerine ilişkin davalının BA formları istenerek, davalının söz konusu faturaları BA formlarında bildirip bildirmediği, buna göre faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak ve tüm bu belgeler toplandıktan sonra taşıma ve lojistik konusunda uzman bir bilirkişi ile mali müşavir bir bilirkişi aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak davaya konu faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, faturalara süresinde itiraz edilip edilmediği, taraflar arasında borç alacak ilişkisinin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraf delillerinin tamamı toplanmadan ve uyuşmazlığın çözümü için gerekli olan (davalı ticari defterleri sunulmamış olsa da) davalının vergi dairesine bildirdiği BA formları ile gümrük belgeleri getirtilmeden ve bu husus değerlendirilmeden, taşıma ve lojistik konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmadan, eksik inceleme ile malların teslimine ilişkin davacı tarafça sunulan delillerin neden kabul edilmediği belirtilmeden teslim hususunun ispatlanamadığından bahisle davanın reddi hatalı olmuştur. Anayasa’nın 141. maddesinde öngörülen mahkeme kararlarının gerekçeli olması ilkesinin bir sonucu olarak düzenlenen HMK’nin 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gerekir. Gerekçesiz bir kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde eksik hususlar giderilip gerekmesi halinde konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak heyetten rapor alınmak suretiyle ve davacının teslime ilişkin sunduğu belgeler de değerlendirilerek, teslim hususunun neden ispatlanamadığı konusunda gerekçe yazılmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2018 tarih ve 2015/1291 Esas – 2018/389 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 31,00,TL olmak üzere toplam 129,10.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.