Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1526 E. 2020/65 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1526 Esas
KARAR NO: 2020/65 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/631 Esas 2018/683 Karar
TARİH : 20/06/2018
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının kişisel Twitter hesabından haksız ve mesnetsiz paylaşımlarda bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından e-tespit işlemi gerçekleştirildiğini, davalının yaptığı paylaşımlarda müvekkili şirketin zor durumda olduğu, iflas edebileceği şeklinde asılsız iddialarda bulunulduğunu, davalının iddialarıyla müvekkili şirketin itibarını zedelediğini, müvekkilinin telafisi güç manevi zararlara uğradığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/06/2018 tarih 2018/631 Esas 2018/683 sayılı kararında; “Dava hukuki niteliği itibariyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde her ne kadar davalı adresi olarak “… Caddesi No: … … Şişli/İstanbul” adresi belirtilmiş ise de dava dilekçesi içeriğinde belirtilen adresin davalı adresi değil dava dışı … Yayınevinin adresi olduğu beyan edilmiştir. HMK 119/2-b ve 2 maddeleri gereğince davalının TC kimlik numarasının veya tebligata yarar adresinin bildirilmesi için muhtıra tebliğ edilmiş, verilen süre içerisinde davalı adresi bildirilmediği taktirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtar edilmiştir. Davacı vekili tarafından muhtıraya cevap olarak sunulan 12/06/2018 tarihli dilekçede davalının adresi bildirilmeyip dava dışı firmaların adresleri bildirilmiştir. HMK 119/1-b’deki zorunluluk yerine getirilmediğinden HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile, HMK 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, Tebligat Kanunu Yönetmeliği ve Yargıtay içtihatları uyarınca yerel mahkeme, davalının adresini araştırmakla yükümlü olduğunu, Dava konusu olayın sosyal paylaşım sitesi üzerinden gerçekleştiği dikkate alındığında müvekkili şirketçe yapılan davalıya ait kimlik ve adres tespiti kesin verilere ulaşamaması son derece olağan bir durum olduğu, Söz konusu kararla hakkında yapılan paylaşımlar nedeniyle kişilik hakları zarar gören müvekkil Turkcell bir de buna ilişkin hakkını aramasını kısıtlayan bu kararla daha da mağdur olduğunu, Ne var ki; bu adres dışında davalının açık adresini tespit etme imkanı bulunmaması nedeniyle, 25 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.” yönündeki 48 (2) maddesi uyarınca, bu şekilde tebligatın iadesi durumunda adres tespit etme yükümlülüğü mahkemeye ait olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 6100 sy. HMK dönemindeki içtihadında, açıkça, hiçbir araştırma yapmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin HMK 119.maddesine aykırı oluğunu, davalının adresinin davacı tarafça tespit edilememesi halinde, davalının adres bilgilerinin mahkemece araştırılmasının gerektiğini, buna rağmen bulunamazsa ilanen tebliğ yoluna gidilmesinin gerektiğini vurguladığını, (Yargıtay 11: Hukuk Dairesi, E. 2013/21835, K. 2013/21835, 02.12.2013) Konu hakkında Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ca verilen emsal kararlar uyarınca da Mahkemece verilen karar hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/10739 E. 2018/3110 K. 25.04.2018 T., İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2016/8 E. 2016/8 K. 13.10.2016 T., Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 13.10.2016 tarih, 2016/7 E. ve 2016/7 K.) Yerel Mahkemece davalı adres veya TC kimlik numarası tespiti için dilekçelerinde bildirdikleri kuruma müzekkere dahi yazılmadan karar verilmesi hukuka aykırı olup bu haksız ve dayanaktan yoksun kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 26.10.2017 tarih 2017/3327 E. ve 2017/6456 K.) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/631 Esas 2018/683 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; dava dilekçesinde yazılı olan davalı adresinin davalıya ait olmadığı, dava dışı 3. Bir şirkete ait olduğu, HMK 119/2-b ve 2. Maddeleri gereğince davalının T:C: kimlik numarasının veya tebligata yarar adresinin bildirilmesi için çıkartılan kesin süreli muhtıraya rağmen adresin bildirilmeyip dava dışı firma adresi bildirildiğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119.maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken husular gösterilmiştir. Maddenin 1/b bendinde davalının adı, soyadı ve adresinin gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde tarafların adresinin yazılması zorunluluğu usulünce ve sağlıklı bir tebligat yapılabilmesi amacına yöneliktir. Usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen düzenlemeler olup, zorunluluk olmadıkça usulü eksiklik davanın reddi veya açılmamış sayılmasına gerekçe yapılmamalıdır. Davacı dava dilekçesinde davalının ad, soyad ve adres bilgilerini yazmıştır. Ancak davacının bildirdiği adres davalıya ait değildir.Davacıda davalının kimlik ve adres bilgilerinin davaya konu yazıyı yazdığı şirket aracılığı ile tespit edilebileceğini, gerekli adres araştırmasının yapılmasını istemiştir.Bu durumda, davacının bildirdiği şirketten davalının kimlik bilgileri ve adres araştırmasının yapılarak, kimlik bilgilerinin ve adresinin tespiti halinde usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanıp oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2013 tarih ve 5492 Esas, 21835 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ”Mahkemece, davacı tarafın verilen kesin süreye rağmen, davalıların adreslerini bildirmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç 6100 sayılı HMK’nın 119. maddesi ile getirilen düzenlemeye uygun değildir… Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, dava açılmamış sayılmaz. Bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekir.Bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılması gerekmektedir.” Buna göre davacının bildirdiği şekilde davalının kimlik ve adres bilgilerinin araştırılması, tespit edilmese dahi Tebligat Kanunun 28.maddesi ve yönetmeliğin ilgili maddeleri gereğince ilanen tebligat yapılması gerektiği, bu nedenle giderilmesi mümkün olan bir eksiklik için yasanın öngördüğü araştırmalar yapılmaksızın başlangıçta kesin süre verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından, davacı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davalının adresi usulüne uygun olarak araştırılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2018 tarih ve 2018/631 Esas – 2018/683 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a5. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,50.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş gideri olmak üzere toplam: 121,60.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2020 tarihinde HMK 353/1-a5. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.