Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1507 E. 2018/1287 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1507
KARAR NO : 2018/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/800 Esas – 2018/452 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalılardan Suriye Arap Cumhuriyeti Arazi Geliştirme Genel Müdürlüğü,…’den farklı sulama ve ıslah projeleri için ihaleler aldığını ve alınan ihalelerden birinin Suriye’nin Zerba adında Halep’e yakın bir bölgesinde ıslah çalışmasında kullanılacak boruların üretim ve teslim ihalesi olduğunu, anılan ihalenin şartlarına istinaden diğer davalı …’un müvekkil şirketten sözleşme gereği kesin ve süreli bir teminat mektubu talep ettiğini, talep üzerine dava dışı muhatap banka Commercial Bank Of Syria tarafından …’a hitaben 568.673,00 USD bedelli kesin ve 13.01.2006 tarihine kadar vadeli bir teminat mektubu düzenlendiğini, zaman içinde ihaleye konu boru üretim ve teslim işinin müvekkili tarafından ifa olunarak tamamlandığını ancak teminat mektubunun serbest bırakılmadığını, müvekkilinin girişimleri üzerinde davalılar arasında yapılan görüşmeler sonucunda tarafların ”Zerba” projesi sözleşmesi tadili hakkında görüşüp anlaştıklarını, bu kapsamda tarafların Haziran 2009’da teminat mektubunun müvekkiline teslim edileceği konusunda anlaştıklarını, daha sonra anlaşmaya sadık kalmayarak davalı tarafın teminat mektubunu teslim etmediğini ve Suriye’de başlayan iç savaş ve halihazırda devam eden genel savaş hali nedeniyle müvekkilinin irtibata geçemediğini, müvekkili şirketin davalı … Bankasına teminat tutarını ödemesi halinde bu tutarı diğer davalıdan almasının, devam eden savaş halinde imkansız olduğunu beyan ederek; teminat mektubunun nakde çevrilmesinin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 100217 sayılı, 568.673,00USD tutarındaki teminat mektubunun hükümsüz olması nedeniyle haksız surette istenen ve ihtirazı kayıtla ödenen USD 1.492,76- komisyon bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, Commercial Bank Of Syria (CBS) aleyhine açtığı davada davacı vekili, yukarıda belirtilen dava sebeplerini tekrarlayarak eminat mektubunun hükümsüz olduğunu, bu nedenle davacının davalıya herhangi bir komisyon borcu bulunmadığının tespiti ile ihtirazi kayıtla ödenen 1.492,76 USD teminat komisyon bedelinin istirdadını talep etmiştir.
Davalı Yapı Kredi Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; Teminat mektubunun düzenlenmesi ile bir bankanın alacaklıya karşı kayıtsız şartsız bir ödeme yükümlülüğü altına gireceğini, teminat mektubunun mahiyeti gereği bir garanti taahhüdü olduğunu ve teminat gerektiren asıl ilişkiden bağımsız müstakil bir borç ilişkisi doğurduğunu, teminat veren bankanın; borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu def’ileri ileri sürme hakkı olmadığını, müvekkili banka ve Superlit arasındaki ilişkinin; teminat mektubu ilişkisi değil kontrgaranti ilişkisi olduğunu, davacı firma tarafından çekilen ihtarnamede belirtilenin aksine teminat mektubuna ilişkin iş ilişkisinin akıbeti hakkında müvekkili bankanın bilgisi bulunmadığını, ayrıca davacı şirketin …’a ulaşamadığı için müvekkil bankadan teminat mektubunun protokole aykırı olarak iade edilmediğinin Commercial Bank Of Syria’ ya iletilmesini istediğini, müvekkil bankanın bu talebi yerine getirmesine rağmen dava dışı bankanın “uzat veya öde” talebini yinelediğini ve bu defa davacı şirketçe de teminat mektubunun temdit edildiğini, dolayısıyla uzatım talebi ve davacı şirketin buna icabeti ile ilgili müvekkili bankanın hiç bir hukuki sorumluluğu olayamacağını, davacının komisyon bedel alımının hukuka uygun olmadığı iddiasının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili banka tarafından davacı şirket lehine muhatabın talebi üzerine teminat mektup bedelinin ödenmesi riskinin temin edildiğini, dolasıyla müvekkili bankanın garanti altına aldığı riskin dava dışı Commercial Bank Of Syria’nın tazmin riski ile alakadar olup düzenlenen teminat mektubunun hükümsüzlüğü gerekçesiyle doğmuş zararların müvekkili bankadan istenmesinin mümkün olmayacağını, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün kesinleşmediği sürece kontrgaranti ile verilen teminatın ortadan kalkmayacağını, ayrıca teminat mektubu iadesi, hükümsüzlüğü ve iptali gibi konularda bir anlaşmazlık mevcut ise açılacak davanın bir alacak davası olmayıp, bir iptal davası olması gerektiğini, mevcut davanın ise iptal davası değil istirdat davası olduğunu, müvekkilinin davacı şirketle girdiği doğrudan bir teminat mektubu ilişkisi olmadığından pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyan ederek; davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17/05/2018 tarih ve 2015/800 Esas – 2018/452 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Mahkemece davalılardan Suriye’de bulunan Syrian Arap Republic General Organisation For Land Development’e çıkarılan tebligata, T.C. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün 24/12/2015 tarih ve 122854 sayılı cevabi yazısı ”İlgi yazı ile Suriye’de bulunan Syrian Arap Republic General Organisation for Land Development’a tebligat talep edildiği, fakat Dışişleri Bakanlığından alınan 14/06/2012 tarihli ve 2012/5019429 sayılı yazıda; Şam Büyükelçiliğimizin kapatılmasını takiben, Suriye’deki vatandaşlarımıza ilişkin adli, hukuki ve idari yazışmalar ile Suriye makamları nezdinde takip edilmesi gereken adli/idari yardımlaşma konularındaki yazışmaların gönderilmesine Bakanlıklarınca yapılacak bir bildirime kadar ara verilmesi gerektiği, bu doğrultuda Suriye makamlarına iletilmesi talebiyle gönderilen yazışmaların işlem yapma imkanı bulunmadığından iade edileceği bildirilmiştir.” şeklinde yanıt verildiği belirtilerek yapılan tüm işlemlere rağmen taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yurt dışında bulunan davalılara (Suriye Arap Cumhuriyeti) yurt dışı tebligat işlemlerinin gerçekleştirilmesi için müvekkil şirketin üzerine düşen görevleri eksiksiz yerine getirdiğini, bu bağlamda müvekkil şirket tarafından gerekli tercümelerin yapıldığını, harç ve masrafların yatırıldığını ve ilanen tebligat için işlemlerin başlatıldığını, ne var ki Adalet Bakanlığından gelen cevabı yazıda Suriye makamları nezdinde takip edilmesi gereken adli/idari yardımlaşma konularındaki yazışmaların gönderilmesine Bakanlıklarınca yapılacak bir bildirime kadar ara verildiği gerekçesiyle tebligat yapılamadığını, bunun üzerine kendilerince yapılan araştırmalarda Suriye Arap Cumhuriyeti Başkonsolosluğunun Türk Bakanlıklarından gelen her türlü talebi eksiksiz yerine getirdikleri ayrıca Şam Büyükelçiliği’ nin kapanması üzerine Beyrut Büyükelçiliği’ nin akredite olduğu, Beyrut Büyükelçiliği’ nin Şam Büyükelçiliği’ nin yaptığı tüm işleri yerine getirdiğinin öğrenildiğini, bu bilgiler doğrultusunda 12.01.2018 tarihinde kendileri tarafından Suriye’de bulunan davalılara yapılacak tebligatlarda nasıl bir yol izleneceği hususunun Adalet Bakanlığı’ na sorulduğunu ve yine yukarıda verilen cevabın geldiğini,
Ezcümle müvekkil şirketin tüm bu girişimleri sonuçsuz kaldığını ve İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17.05.2018 tarih ve 2015/800 E. – 2018/452 K. sayılı kararı ile esas ve birleşen davayı “mahkemece yapılan tüm işlemlere rağmen taraf teşkili sağlanamadığından asıl ve birleşen davanın reddine” karar verdiğini, istinafa konu işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılama sürecinde davalıların kimlik ve adres bilgileri ile gerekli masrafın temin edildiğini, başka bir deyişle taraf teşkili için davacı taraf olarak üzerine düşen yükümlülüklerin bütünüyle yerine getirildiğini,
Taraf teşkilini sağlama yükümlülüğünün Mahkemeye ait olduğunu, Suriye’de yaşanan asayiş eksikliği, siyasi karmaşa ve iç savaş sebebiyle yaşanan olağandışı durum hakkında mevzuattaki boşluğun Mahkemece giderilmesinin gerektiğini, tebligatın mümkün olmadığının anlaşılması halinde Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazı cevabı doğrultusunda Bakanlıkça yapılacak bildirimin bekletici mesele yapılması gerekirken, davanın usulden reddedilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğu gibi yaşanan bu olağandışı durumun sonuçlarının haksız yere müvekkile yükletilmesi anlamına geldiğini belirterek:
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17.05.2018 tarih ve 2015/800 E. – 2018/452 K. sayılı esas ve birleşen davada verilen yasaya ve usule aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın esastan görülmesine ve de davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, birleşen dava dahil olmak üzere banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün ve davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı davasıdır.
Mahkemece, asıl davadaki davalılardan Suriye Arap Cumhuriyeti Arazi Islah Kuruluşu olarak ifade edilen Syrian Arap Republic General Organisation for Land Development kurumu ile birleşen davanın davalısı Commercial Bank Of Syria’ya tebligat yapılmasının Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle mümkün olmaması nedeniyle taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar adı geçen davalılara tebliğ edilmeden davacı taraf vekilince istinafa getirilmiştir. HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Fiili durum itibariyle Suriye’ de bulunan kişilere ilişkin işlem yapılamadığı, ve çatışmalar ile mevcut koşullar düzelene kadar herhangi bir işlem yapılmasının mümkün olmadığı Adalet Bakanlığı UHDİGM ile Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü’nün yazılarından anlaşılmaktadır.
Öte yandan dava açılınca mahkemenin HMK’nın 27. maddesine göre hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde aleyhine dava açılan kimseleri usulüne uygun şekilde davadan haberdar ederek çekişmeli yargı kuralları çerçevesinde uyuşmazlığı sonuçlandırması gerekmektedir. HMK’nın 122. maddesine göre dava dilekçesi mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir.
Davada taraf teşkili sağlanmamıştır. Bu davanın görülebilmesi için gerekli taraf teşkilinin sağlanabilmesi, hukuk düzeninin Suriye’de teşekkülüne bağlıdır.
Mahkemece davalılara tebligat yapılarak davanın görülebilme koşullarının oluşmasının HMK’nın 165. maddesi anlamında bir bekletici sorun olup olmadığı değerlendirilmesi gerekirken, bundan zuhul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesi uyuşmazlığı sona erdirmediğinden, HMK’ nın 294. maddesi anlamında bir hüküm de sayılamaz.
HMK’nın 165.maddesine göre: Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya ya da idari makamın tespitine bağlı ise mahkeme idari makamın kararına kadar yargılamayı bekletilebilir. Eldeki davada hüküm kurulabilmesi için tebligat yapılması gerekmekte olup, uluslararası tebligatın ise Suriye’de devlet ve hukuk düzeninin sağlanması ve bunun Adalet Bakanlığı UHDİGM in karşılığı olan idari makamın, gerekli yazışmaları yürütebilecek muhataplarının olduğunun tespitine ve Dışişleri Bakanlığı yurt dışı örgütlenmesinin kurulmasına ve işlemesine bağlıdır.
İstinaf incelemesinin yapılabilmesi için de ortada hukuken geçerli bir hüküm olmalıdır. Mahkemece taraf teşkili sağlanamaması nedeniyle verilen kararın HMK’ nın 352. maddesi uyarınca istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir.
Kararın HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni açısından değerlendirilmek suretiyle; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 17/05/2018 tarih ve 2015/800 E – 2018/452 K sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davada taraf teşkilinin sağlanmamasına yol açan durumun, HMK 165 maddesi anlamında bekletici mesele yapılıp yapılamayacağı hususunun mahkemece değerlendirilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2015/800 Esas – 2018/452 Karar sayılı gerekçeli kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve HMK’nın 165. maddesi uyarınca gerekli değerlendirmenin yapılarak Suriye’deki davalılara tebligat yapılmasının sağlanarak HMK’nın 294. maddesine uygun bir hüküm kurulmasını teminen dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/12/2018 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.