Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1502 E. 2019/1892 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1502 Esas
KARAR NO : 2019/1892 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/733 Esas 2017/797 Karar
TARİH: 27/09/2017
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, bakiye alacağın tahsili amacı ile İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yanca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/09/2017 tarih 2016/733 Esas 2017/797 sayılı kararında; “Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın cari hesap alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mali müşavir bilirkişinin ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olan raporunda belirtildiği üzere, davacı şirketin 2015 yılına ait envanter defterinin açılış tasdikinin zamanında yapıldığı, 2015 yılı yevmiye ve büyük defter kayıtlarının elektronik defter kapsamında tutulduğu, defterlerin zamanında oluşturularak Maliye Bakanlığı’ndan açılış ve kapanış yerine geçen beratlarının zamanında alındığının tespit edildiği, bu hali ile davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunun anlaşıldığı, cari hesap borcunu oluşturan faturalar ve tahsilat kayıtlarının ticari defter kayıtlarına gününde geçtiğinin tespit edildiği, davacıya ait kayıtların 20/01/2015 tarihinde 1.593TL fatura ile başlayarak 13/06/2015 tarihli 600,01TL fatura ile sonlandığı, cari hesapta ilk aylardaki ödemelerin düzenli yapıldığı, sonrasında ödeme yapılmadığı, beşinci ayın sonunda düzenlenen faturaların tahsilatlarının aynı gün yapıldığının görüldüğü, önceki borçların kapatılmadığının saptandığı, davacının 31/12/2015 tarihinde davalıya ait 4.738,98TL hesabı tek düzen hesap planı çerçevesinde şüpheli alacaklar hesabında takip edilmek amacıyla bu hesaba aktardığı, dosyada bulunan cari hesap içerisindeki kayıtlar ve bakiye defter kayıtlarının birbiri ile uyuştuğu, takibe konu cari hesap bakiyesi olan 4.738,98 TL’nin davacı şirket defter kayıtlarına yansıdığı, böylece davacının asıl alacak yönünden takibi başlatmakta haklı olduğu, davalı takip borçlusunun asıl alacak yönünden vaki itirazının yerinde olmadığı, dosya kapsamında ödeme emri tebliğinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, bu nedenle davacı yanın takibe konu işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın fatura ve cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu …” gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile, takibin 4.738,98TL asıl alacak üzerinden takibin aynı koşul ve kayıtlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Alacağın %20 sine isabet eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile, Davacı tarafa bakiye borçlarının olmaması nedeniyle istinaf yoluna başvurduklarını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/733 Esas 2017/797 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Davacı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalıya mal satılıp teslim edildiğini, karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin bir kısmının ödenmediğini, tahsili için yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu takip taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişki kapsamında ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklanmaktadır. Dosyada bilirkişi incelemesi yapılmış, davalı ticari defter ve belgelerini sunmadığı için sadece davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor oluşturulmuştur. Rapora göre davacı defterlerinde 27 adet davacı faturası ve bunlara karşılık kısmi davalı ödemeleri kayıtlıdır. Davacı faturaları irsaliyeli fatura olup bir kısmında (13 adet) teslim alan imzası bulunmaktadır. Diğerlerinde ise teslim alan imzası bulunmamaktadır. Fatura düzenlenmiş olması ve bu faturaların usulüne uygun tutulmuş olsa bile tek taraflı defter kayıtlarında yer alması alacağın varlığını ispata yeterli değildir. İspat külfeti üzerinde olan davacının faturaları veya fatura içeriği mal veya hizmeti karşı tarafa verdiğini ispatlaması gerekir. Davalı taraflar arasındaki ticari ilişkiyi reddetmemiş olup, takibe itirazında takipte istenen kadar borcu olmadığını belirtmiştir. Buna göre davacı takip dayanağı açık hesapta kayıtlı bulunan faturaları veya fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispatlamalıdır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik olup karar vermeye yeterli değildir.Mahkemece, bir kısım davacı faturalarında teslim alan imzası bulunmadığından bu faturaların veya içeriği malların davalıya teslim edildiğine ilişkin var ise davacı delillerini getirterek, gerekmesi halinde davalının kayıtlı olduğu vergi dairesinden davaya ve takibe konu fatura dönemlerine ait davalı BA formları da getirtilerek davalının söz konusu faturaları BA formu ile vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılarak, bir kısım faturalarda teslim alan imzası bulunduğundan bu faturalarla ilgili olarak davalı isticvap edilerek faturada bulunana teslim alan imzaları konusunda beyanı alınmak suretiyle teslimi ispatlanan fatura bedellerinden davacı defterlerinde kayıtlı bulunan davalı ödemeleri düşülmek suretiyle takip tarihi itibarıyla var ise davacı alacağının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken gerekli araştırma ve deliller toplanmadan sadece sunulan davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi hatalı olmuştur.6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2017 tarih ve 2016/733 Esas 2017/797 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 80,92.TL istinaf karar harcının talep halinde davaLıya iadesine, 3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.