Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1500 E. 2019/1891 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1500 Esas
KARAR NO : 2019/1891 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1210 Esas 2018/844 Karar
TARİH: 09/07/2018
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin plastik hammadde alım-satım ve ticaretini yaptığını, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/4534 sayılı soruşturma numaralı dosyasından da görüleceği üzere, Haziran 2013 yılında davalılardan …’nın, müvekkilini arayarak plastik hammadde olduğunu, satan şahsın alacağına karşılık aldığını, malın faturalı olduğunu ve bu hammaddeyi kendisinin ve diğer davalı …’ın davacı müvekkile ilgilendiği takdirde satabileceklerini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı … ile birlikte hammaddenin bulunduğu yere giderek, davalı … ile de görüşerek 13 Ton 300 Kg hammaddeyi aldığını ve ödemesini de yaptığını, ancak alınan malların çalıntı olduğunu polislerin araması üzerinde öğrendiklerini, müvekkilinin söz konusu malları görevli polislerin isteği üzerine tam ve eksiksiz olarak … tutanak karşılığında teslim ettiğini belirterek, 39.500,00TL maddi zararın 20/06/2013 tarihi olan, olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilini 2013 yılının Haziran ayında hemşehrisi ve yakın köylüsü olan …. isimli kişinin aradığını, orijinal plastik hammadde bulunduğunu söylediğini, müvekkilinin, … bu hammaddeleri nereden bulduğunu sorduğunda bir tanıdığının bunları alacak karşılığında aldığını ve faturasının olduğunu söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin davacıyı arayarak üründen bahsettiğini, müvekkili ton başına 400TL komisyon ücreti koyarak davacıya teklif sunduğunu ve davacı ürünleri gördükten sonra fiyatı kabul ettiğini ve ürünlerin yüklenmesine başlandığını, müvekkilinin malı satan kişilere faturayı sorduğunda, malı satan kişilerin fatura kesebileceklerini, ancak KDV farkı doğacağını söylediğini, bunun üzerine davacının faturanın önemli olmadığını belirttiğini, ürünlerin çalıntı olduğunu müvekkilinin bilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin somut olayda ne davacıyı nede diğer davalıyı tanımadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, huzurdaki davanın müvekkili ikametgahı yargı çerçevesindeki İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıdan herhangi bir ödeme almadığını belirterek davanın görev ve yetki yönünden reddine, davacının ödeme ve zarar iddiasını ispat etmediğinden haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 09/07/2018 tarih 2014/1210 Esas 2018/844 sayılı kararında;”Dava verilenin iadesine yöneliktir.Davacı delili olarak gösterilen Saray Asliye Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanan davacı ve davalılardan … hakkında suç eşyasının satın alınması suçundan ayrı ayrı beraat ettikleri görülmüştür. Diğer davalı … için hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanmak suçundan açılan davada davalı sanık …’ın 7 ay 15 gün hapis ve 25 gün adli para cezası ile cezalandırıldığı suçunu ikrar ettiğinin anlatıldığı getirtilen kararda okunarak dosyaya derc edilmiştir.Fiilin incelenmesinde, davalı …’ın ikrar ettiği suç gibi; fabrikada depo sorumlusu olarak görev yapmakta iken 5 kamyon orijinal hammaddeyi sattığı, 71.5 ton hammaddenin yakalanarak iade edildiği 39.650.TL nakden ödeme yapıldığının katılan tarafından anlatıldığı görülmüştür.Davacı …, davalı … kendisine plastik hurda satmak istediğini ancak fatura almadığını, piyasa fiyatına denk olarak hurdaları satın aldığını, 25.000 TL sını … teslim ettiğini, kalan 14.500 TL sını da yine … teslim ettiğini söylemiş, davalı … ise kendisinin yalnızca komisyon olarak konuştukları 2.700 TL sını aldığını diğer paraların ise davacı …’in in malın sahibi olarak gösterilen şahsa verdiğini kalan parayı da … çırağı ile gönderdiğini söylemiştir.Bekletici mesele yapılan Saray asliye ceza mahkemesinin ilgili dosyasındaki sanık savunmaları fiili olayın tespitinde bağlayıcı bulunduğundan, davacı taraf her ne kadar davalı … toplam 39.500,00 TL verdiğini söyleyerek verilenin iadesini talep etmiş ise de tacirler arasındaki iddianın ispat kuralları gereğince herhangi bir resmi belge, fatura, ifayı kanıtlayan irsaliye kaydı vs bulunmadığından yalnızca davalı …’nin 2.700 TL kabul ettiği kabul beyanı gibi bu miktar alacağın iadesine karar vermek gerekmiş, … yönünden ise dava dosyası içerisinde bulunan belgeler ile ticari ilişkiyi ispata yarar herhangi bir başkaca yasal delil sunulamadığından açılan davanın reddi gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜNE, … yönünden 2.700,00TL alacağın davalı …’den alınarak davacı tarafa ödenmesine, … yönünden açılan davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı müvekkilinin iyi niyetli olarak ve yıllardır alım satım yaptığı …’nın da beyanlarına güvenerek söz konusu hammaddeyi aldığını, ancak davalıların müvekkiline suç konusu hammaddeyi sattıklarını, müvekkilinin davalıların söz konusu fiillerinden dolayı hem maddi olarak 39.500,00.TL, hem de manevi olarak zarara uğradığını, Davalı …’ın müvekkilinin zarara uğramasına bilerek ve isteyerek hareket ettiği, …. depo görevlisi olması nedeniyle kendisine emanet edilen malları güveni kötüye kullanmak suretiyle piyasaya sürdüğü suç teşkil eden bu fiili ile davacı müvekkilini mağdur ettiğini, Ceza davasındaki olguların hukuk mahkemesindeki davayı bağladığını, Öncelikle somut olayda yarışan haklar söz konusu olup, davacı müvekkiline karşı davalıların hem satış sözleşmesinden hem de haksız fiilden kaynaklanan müşterek ve müteselsil sorumlulukları olduğunu, İlk derece mahkemesinin gösterdiği gerekçeler ile davayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bir an olsun satış sözleşmesinin mevcut olmadığı kabul edilse dahi davalıların haksız fiilleri nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, (TBK 49.mad)Müvekkilinin manevi zararının da bulunduğunu, davalıların haksız fiilleri müvekkilinin ticari itibarını ve tüm ekonomik işlerini kötü bir biçimde etkilediğini, Ceza dosyası incelendiğinde davalıların fiilleri ile netice arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğunun anlaşılacağını, Davalıların çalıntı malları satış sözleşmesine konu ettiği, müvekkilini zarara uğrattığını, dolayısıyla haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk için kanunda aranan tüm şartların oluştuğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1210 Esas 2018/844 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşınır alım satım sözleşmesinden ve haksız fiilden kaynaklanan ayıplı edim nedeniyle ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.Davacı, davalılardan bedelini ödeyerek taşınır mal satın aldığını, aldığı ürünlerin çalıntı olduğunun anlaşılması üzerine, malları asil sahibine iade etmek zorunda kaldığını belirterek ödemiş olduğu bedelin davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, diğer davalı hakkında açılan davanın ise reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya konu ürünlerin çalıntı olduğu, ürünlerin 39.500 TL bedelle satın alındığı, ürünlerin gerçek hak sahibine iade edildiği uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık mal bedeli olarak ödenen paranın davalılardan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.Davalılardan … hakkında davaya konu mallarla ilgili olarak hizmet sebebi ile güveni kötüye kullanma suçundan dava açıldığı, Çerkezköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/361 E., 2015/48 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile bu davalı hakkında atılı suçlamadan dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, davacı ile diğer davalı hakkında ise aynı olayla ilgili olarak suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan dava açıldığı, Saray Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/374 E., 2017/572 K. sayılı kararı ile sanıklar hakkında beraat kararı verildiği görülmüştür.Dosya içinde bulunan bilgilerden, davalılardan …’ın çalıştığı işyerine ait plastik ham maddeyi asıl sahibinin bilgisi dışında çalıştığı işyerinden alarak başka bir depoya naklettiği, söz konusu plastik ham maddeyi üçünçü kişilere satmak istediği, bir kısım ürünleri sattığı, davacının da davalı … aracılığı ile söz konusu plastik ham maddenin bir kısmını almak istediği, söz konusu depoya gittiği ve bedelini … ödeyerek malların bir kısmını satın aldığı, satın aldığı malların çalıntı olduğunun tespiti üzerine malları asıl sahibine iade etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır.Talep taşınır satış sözleşmesinden kaynaklı zapttan sorumluluğa ilişkindir.Zapttan sorumluluk TBK’nın 214,261 ve 217. Maddelerinde düzenlenmiştir.Somut olayda, davalılardan …’ın haksız olarak temin ettiği taşınır malı diğer davalı … aracılığı ile davacıya sattıkları, bedelinin davacı tarafından ödendiği, satıma konu malların gerçek hak sahibine iade edildiği sabit olduğundan satıcı sıfatına sahip olan davalıların TBK’nın 216 ve 217 maddelerine göre zaptta karşı sorumlulukları nedeniyle satış bedelini iade ile yükümlüdürler. Davadan önce davalıların temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından ve dava konusu ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığından davacı dava tarihinden itibaren avans faiz talep edebilecektir. Satış bedelinin tamamının satıcının zaptta karşı sorumluluğu nedeniyle davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince anılan şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının davalılar hakkında açtığı davanın kabulü ile satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2018 tarih ve 2014/1210 Esas – 2018/844 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın KABULÜ ile, her iki davalı yönünden 39.500,00.TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Alınması gereken 2.698,25.TL karar harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.349,20.TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.349,05.TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan toplam 1.349,20.TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen toplam 122,00.TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.695,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 7-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 8-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,00.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam 133,10.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 9-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.