Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1493 E. 2020/128 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/1493 Esas
KARAR NO : 2020/128 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/165 Esas – 2018/837 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak bir limited şirket kurma konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya çerçevesinde davacının, davalıya şirket ortaklık bedeli olarak 150.000,00 TL gönderdiğini, akabinde dava dışı limited şirketinin kurulduğunu fakat; şirketin 50.000,00 TL sermayeli olarak kurulduğunu, davacının şirket payına 24.500,00 TL ‘ ye karşılık 980 paya denk geldiğini, davalının 25.500,00 TL’ ye karşılık gelen 1020 paya sahip olduğunu, davacının şirket sermayesi için gönderdiği paranın şirket hesaplarına girmediğini, paranın akıbetinin belli olmadığını, akabinde ortaklığın anlaşma usulü ile bozulduğunu, taraflar arasında, davalının hesabına aktarılan 150.000,00 TL’ nin iadesine karar verildiğini, buna karşın davalının, müvekkiline bahsi geçen parayı ödemediğini, davalının banka yolu ile 01/03/2016 tarihinde 20.000,00 TL, 08/09/2016 tarihinde 3.000,00 TL,07/10/2016 tarihinde 3.000,00 TL, ayrıca 3.000,00 TL de elden vererek toplam 29.000,00 TL geri ödeme yaptığını, geri kalan 121.000,00 TL’ nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi karşısında işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu belirterek; itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, davacı yanın iddiasının söz konusu bedelin davacı tarafından … Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. ortaklığı için gönderildiği yönünde olduğunu, bu nedenle davalının iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının olduğunu, şirket kuruluş sözleşmesinin 6.maddesi incelendiğinde, “şirketin sermayesi her biri 25 TL değerinde 2000 paya ayrılmış 50.000 TL olup, bunun 1000 paya karşılık olan 25.000 TL …, 1000 paya karşılık olan 25.000 TL … tarafından tamamen taahhüt edilmiş…” olarak kararlaştırıldığı, sonrasında Kadıköy … Noterliğinin 20/11/2015 tarih ve … yevmiye sayılı düzeltme beyannamesi ile de, 1020 paya karşılık olan 25.500 TL …, 980 paya karşılık olan 24.500 TL … tarafından tamamen taahhüt edilmiş…” olarak kararlaştırıldığını, her iki sözleşmede de davacı tarafın imzazı ve onayı varken davacının kendisine düşen paydan habersiz gibi davranarak aldatma hükümlerinden yararlanmaya çalışmış olmasının mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, tarafların şirket kurulduktan bir süre sonra aralarında davacı yanın hissesinin davalıya devri konusunda anlaştıklarını, taraflar arasında imzalanan Kadıköy …Noterliğinin 24/02/2016 tarih ve … yevmiye sayılı pay devri sözleşmesi ile devir bedelinin 24.500 TL olarak kararlaştırıldığını, söz konusu işbu pay devri sözleşmesinin davacı tarafından noterlikte imzalandığını, kararlaştırılan bedelinde davacı tarafından davacıya ödendiğini, tarafların hiçbir şekilde 150.000 TL.nin iadesi hususunda anlaşmadıklarını, davalının pay devri sözleşmesi kapsamında tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu nedenle davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının payını devretmesi üzerine 24/02/2016 tarihinde yine davacının da katıldığı ve imzasının bulunduğu şirket ortaklarının aldığı kararda davacı …’ın 980 paya karşılık gelen 24.500 TL.sini …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığının açıkça belirtildiğini ve bu kararın bir örneğinin de İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulduğunu, davacı tarafından davalıya gönderildiği belirtilen 150.000 TL.nin davalının ortaklık kurulmadan önce kullanmış olduğu isim hakkında ortak olma amacıyla gönderildiğini, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davanın reddine, davalının işbu davada taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle davanın husumetten reddine, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın esastan reddine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 28/06/2018 tarih ve 2018/165 Esas – 2018/837 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uzlaşı sonucunda 12/11/2015 tarihinde Kadıköy … Noterliğinin 016728 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ana sözleşmesiyle … Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kurulduğu, kuruluş aşamasında taraflara eşit hisse verildiği, sonradan 20/02/2017 tarihli düzeltme beyanıyla şirket sermayesinin 1020 paya karşılık 25.500 TL …, 980 paya karşılık 24.500 TL … olarak belirlendiği, tarafların şirketi sonlandırmak istemeleri üzerine yine Kadıköy … Noterliğinin 20/02/2016 tarih … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesiyle davacının şirketteki hisselerini davalıya devrettiği, devir sözleşmesinde davacının devir sözleşmesinde hisse bedelini nakden ve tamamen aldığını kabul ettiği, ancak davacının şirketin kuruluşundan önce 10/11/2015 tarihinde davalıya ortaklık için göndermiş olduğu 150.000,00 TL’ nin iadesi talep etmesine rağmen davalının banka ve elden ödeme suretiyle toplam 29.000,00 TL geri ödeme yaptığı, bakiyenin ödenmemesi üzerine davacının geri kalan 121.000,00 TL’ nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, takibe konu borcun para borcu olduğu dikkate alındığında davalının icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı, şirketin kuruluş aşamasında davacının ortaklık için davalıya 150.000 TL ödeme yaptığı ve ortaklıktan ayrılması sonrasında davalı tarafından 29.000 TL’nin iade olunduğu noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafça gönderilen paranın kendileri tarafından şirketin kuruluşundan önce kullanılan ve tanınmış hale gelen …in isim hakkına ilişkin olduğu, hisse devri sonrasında hisse devir bedelinin ödendiği, davacıya borçlarının bulunmadığını savunmuş ise de “şirket ortaklığı” amacıyla gönderildiği dekont açıklamalarından da anlaşılan paranın davalının daha önce şahıs firması olarak kullandığı isim hakkına ilişkin olduğuna dair davalı tarafça herhangi bir delilin sunulmadığı, buna ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafından kuruluş öncesi 150.000 sermaye konulmasına rağmen şirketin 2000 paya karşılık 50.000 TL sermaye ile kurulduğu, şu hale göre davalının gerek şirketin kuruluş aşamasında gerekse hisse devri sonrasında aldığı ve iade etmediği miktar kadar sebepsiz zenginleştiği ve davacıya borçlu olduğu, taraflarının yapılan ödemeler ve iade edilen miktarlar yönünden anlaşmazlıklarının bulunmadığı dikkate alındığında inceleme yapılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın davacının sübut bulan davasının kabulü ile itirazın iptaline takibin aynen devamına karar vermek gerekmiş, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, alacağın likit olduğu inkar tazminatının şartlarının oluştuğu anlaşılmakla …”gerekçesi ile; 1-Davacının davasının KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA, 2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (121.000,00 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince … isminin önceki kullanımına ilişkin belgeleri ve beyanlarını dikkate almadan eksik inceleme ile hatalı hükmün kurulduğunu, Davacı yanın davalı müvekkili aleyhine başlattığı icra takibindeki talebi ortaklığın sonlandırılması nedeniyle 150.000,00.TL ortaklık bedelinin iadesinin olduğunu, mevcut ortaklık bedelinin 150.000,00.TL değil 25.500,00.TL olduğunu, bu ortaklık bedelinin yalnızca şifahen anlaşılan bir rakamın olmadığını, tarafların noterde gerçekleştirdiği pay devri sözleşmesinde de açıkça beyan edildiğini, bu halde tüm işlemleri davacının adeta bilinçsiz şekilde gerçekleştirildiğini düşünmenin abesle iştigal olduğunu, Davalı müvekkili, taraflar arasında şirket ortaklığına dair tüm sözleşmelerin noter onaylı yapılmasına güvendiğini, bu nedenle … isim bedeli hakkında ayrıca bir sözleşme akdetmeye gerek duymadığını, ilk derece mahkemesi kararı, tarafların noter huzurunda gerçekleştirdiği tüm işlemleri yok saydığını, İlk derece mahkemesi marka değeri hakkında bir inceleme yapmadığını, bilirkişi raporunu almadığını ve eksik inceleme ile hükmü kurduğunu, müvekkilinin daha önce şahsi adına yürüttüğü … Hizmetlerini limited şirkete dönüştürürken hem şirket binasında tadilat yaptığı,mobilya ve techizat donanımlarını yenilediğini,şirket kurulması aşamasında da masraflar yaptığını, Davacı yan tarafların ortaklığı sona erdikten sonra 150.000,00TL’nin iadesi husunda anlaştıklarını iddia ettiklerini, ancak bu anlaşmaya ilişkin yazılı bir sözleşmenin sunmadığını, Dava dilekçesinde davacının hukuki dayanağının sebepsiz zenginleşmenin değil aldatma olduğunu, ilk derece mahkemesi ise iddia ve taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, bu durumun hukuka aykırılık sebebi olduğunu, Davacının müvekkili tarafından aldatıldığını kabul etmenin, aldatma sebebiyle taraflar arasında akdedilen sözleşmeleri yok saymak ve bu nedenle 150.000,00TL’nin iadesi gerektiği kanaatine varmanın somut dayanağının olmadığını, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının bozularak davanın reddine, haksız ve kötüniyetli takip sebebiyle davacının icra inkar tazminatı ödemesine, aksi halde bozma kararı verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Limited şirket ortaklığının sonlandırılması sonrasında kuruluş aşamasında sermaye olarak ödenen paranın iade edilmeyen bakiye kısmının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine İİK.’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına, İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (121.000,00 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesinin kararında belirtildiği üzere, taraflar arasındaki uzlaşı sonucunda 12/11/2015 tarihinde Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ana sözleşmesiyle … Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kurulduğu, kuruluş aşamasında taraflara eşit hisse verildiği, sonradan 20/02/2017 tarihli düzeltme beyanıyla şirket sermayesinin 1020 paya karşılık 25.500 TL …, 980 paya karşılık 24.500 TL … olarak belirlendiği, tarafların şirketi sonlandırmak istemeleri üzerine yine Kadıköy … Noterliğinin 20/02/2016 tarih … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesiyle davacının şirketteki hisselerini davalıya devrettiği, devir sözleşmesinde davacının devir sözleşmesinde hisse bedelini nakden ve tamamen aldığını kabul ettiği, ancak davacının şirketin kuruluşundan önce 10/11/2015 tarihinde davalıya ortaklık için göndermiş olduğu 150.000,00 TL’ nin iadesi talep etmesine rağmen davalının banka ve elden ödeme suretiyle toplam 29.000,00 TL geri ödeme yaptığı, bakiyenin ödenmemesi üzerine davacının geri kalan 121.000,00 TL’ nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, şirketin kuruluş aşamasında davacının ortaklık için davalıya 150.000 TL ödeme yaptığı ve ortaklıktan ayrılması sonrasında davalı tarafından 29.000 TL’nin iade olunduğu noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafça gönderilen paranın kendisi tarafından şirketin kuruluşundan önce kullanılan ve tanınmış hale gelen …in isim hakkına ilişkin olduğu, hisse devri sonrasında hisse devir bedelinin ödendiği, davacıya borçlarının bulunmadığını savunmuş ise de “şirket ortaklığı” amacıyla gönderildiği dekont açıklamalarından da anlaşılan paranın davalının daha önce şahıs firması olarak kullandığı isim hakkına ilişkin olduğuna dair davalı tarafça herhangi bir delilin sunulmadığı, buna ilişkin olarak taraflar arasında düzenlenmiş herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafından kuruluş öncesi 150.000 sermaye konulmasına rağmen şirketin 2000 paya karşılık 50.000 TL sermaye ile kurulduğu, şu hale göre davalının gerek şirketin kuruluş aşamasında gerekse hisse devri sonrasında aldığı ve iade etmediği miktar kadar davacıya borçlu olduğu, davalı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin daha önce şahsi adına yürüttüğü … Hizmetlerini limited şirkete dönüştürürken hem şirket binasında tadilat yaptığı,mobilya ve techizat donanımlarını yenilediğini,şirket kurulması aşamasında da masraflar yaptığından davacının alacağının olmadığını beyan etmiş isede davalı taraf bu iddialarını yargılama aşamasında ileri sürmediği, HMK 357/1 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenilemez ve yeni delillere dayanılamayacağından davalının bu istinaf sebebi değerlendirilmemiş olup dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ispat külfeti kendisinde olan davalının savunmasını usulüne uygun delillerle ispatlayamamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.265,51.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 2.066,38.TL harcın mahsubu ile bakiye 6.199,13.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 30/01/2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ İstinafa konu davada uyuşmazlık; davacının, davalı ile kurduğu ve bir süre hissedarı olduğu ve daha sonra hisse devri sözleşmesiyle hisselerini davalıya devrederek ayrıldığı LTD. ŞTİ’nin kuruluşunda davalıya ortaklık payı olarak gönderdiği paradan ortaklıktan ayrılması üzerine kendisine iade olunan miktar dışında kalan bakiye bedelin tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK 1521 ve HMK 14/2 maddesinde belirtildiği gibi şirket ortaklığından ve pay sahipliğinden kaynaklandığı sabittir. HMK 14/2 maddesinde ”Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. Davanın taraflarının ortak olduğu şirketin tescilli faaliyet merkezi … mah. Kartal/İstanbul’dur İstinafa konu icra takibi ve dava İstanbul İcra Müdürlüğü ve Ticaret Mahkemesinde açılıp görülmüştür. Davalı İcra Müdürlüğü yetkisine itiraz etmiştir. Somut olayda HMK’ nın 14/2 maddesi gereğince ve dava dışı şirketin tescilli faaliyet merkezinin bulunduğu yer olan İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü ve Ticaret Mahkemeleri kesin yetkilidir. ( Yargıtay 11. HD 17/06/2019 T. 2019/2229 Esas – 2019/4442 Karar ) HMK ‘nın 14/2,114/ç maddeleri gereğince istinafa konu karar kesin yetki kuralına aykırı olarak yetkisiz mahkeme tarafından görülüp karar bağlandığından HMK’nın 355. ve HMK’ nın 353/a3 maddeleri uyarınca resen değerlendirilip karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmıyor ve muhalif kalıyorum.