Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1475 E. 2019/1830 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1475 Esas
KARAR NO : 2019/1830 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/810 Esas 2018/115 Karar
TARİH : 13/02/2018
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, … San. Tic. Ltd. Şti.’nden olan ticari alacağına karşılık 31/05/2012 keşide tarihli 139.000,00 TL bedelli, 16/08/2012 keşide tarihli 17.500,00 TL bedelli, 30/08/2012 keşide tarihli 17.500,00 TL bedelli, toplam değeri 174.000,00 TL olan ekli çekleri aldığını, çeklerin ödenmediği için …San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Md. … E. ve İstanbul Anadolu … İcra Md. … E. sayılı icra takibi başlattıklarını, ancak alacağın tahsil edilemediğini, çeklerde imzası bulunan kişilerin TTK 678 md. uyarınca temsile yetkisi olmadığı halde çeki imzalamış olması nedeniyle çek bedellerinden şahsen sorumlu olduklarını, İstanbul…. İcra Md. nin …. E. sayılı icra dosyası ile yapılan takibe davalı borçluların tamamı itiraz ederek icra takibini durdurmuş olmaları nedeniyle bu davayı alacak davası olarak açtıklarını belirterek takip dosyaları getirtilerek dava konusu çeklerin hangi davalılar tarafından imza edildiği ve bu kişinin şirketi temsile yetkisi olup olmadığı tespitinden sonra bu kişiler hakkında şimdilik 10.000 TL üzerinden alacaklarının davaya konu çeklerin keşide tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan …, … ve … vekili cevap dilekçesi ile, belirli alacak için kısmi dava açılamayacağından davanın reddini, davacının hem tespit hem de alacak talebinde bulunduğunu anlaşılır şekilde dava dilekçesini sunması gerektiğini, davacının hangi dosya ve çeklerle ilgili talepte bulunduğunu açıkça belirlemediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, basiretli tacirin çeklerdeki imzaların kime ait olacağını şirket yetkilisinin kim olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, davacı alacaklının çek vasfına halel gelmediğini, keşideciye ve cirantaya karşı haklarının devam ettiğini, eksik harcın tamamlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillinin şirketteki yetkisinin sona erdikten sonra şirketle ilişiğini kestiğini, çeklerdeki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/02/2018 tarih 2015/810 Esas 2018/115 sayılı kararında;”Davalılardan … ve …’nın takip ve alacak davasına konu 3 adet çekin hiçbirinde imzaları olmadığı anlaşılmakla ve dava 10.000 TL üzerinden açılmış bulunmakla, bu 2 davalı yönünden sorumlulukları olmadığından alacak davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı, 10.000 TL üzerinden açmış olduğu alacak davasını davalılar … ve … yönünden 27/04/2017 günlü dilekçe ile ıslahla davayı 164.000 TL artırmak sureti ile 174.000 TL ye yükseltmiştir. Davalılar … ve …’in dava dışı … şirketinin ana sözleşmesinin tescil ve ilan edildiği ve yetkili olarak göreve başladıkları 24/10/2008 tarihli ana sözleşmeye göre 3 yıl süreyle bu şirkette temsil ve ilzama yetkili oldukları tarihin 24/10/2011 tarihinde sona erdiği, buna rağmen davalılar … ve …’in, lehtarı …. Ltd. Şti. olan 31/05/2012 keşide tarihli çeki bu şirket yetkilisi imiş gibi şirket kaşesi üzerine imza atarak davacı… şirketine ciro etmelerinden dolayı bu 2 davalı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Kaldı ki bu çek karşılıksız olup, banka tarafından asgari tutar dahi ödenmemiş, davacının, davalılar … ve … hakkında İst. Anadolu …. İcra Md. … E. sayılı ilamsız takibe itirazları haksız bulunmuştur. 139.000 TL lik bu çekten dolayı (davacının Kadıköy … İcra Md…. E. ile başlatmış olduğu kambiyo takibi nedeniyle) davalılar … ve … sorumlu olduklarından bu 2 davalı için tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere çek bedelinin keşide tarihi olan 31/05/2012 tarihinden itibaren bu davalılardan tahsil ile davacıya ödenmesine, karar verilmesi gerekmiştir. Dava konusu olan ve İst. Anadolu …. İcra Md. … E. sayılı takip dosyasında takibe konu olan … Beyoğlu Şubesine ait 16/08/2012 ve 30/08/2012 tarihli her biri 17.500,00 er TL lik çeklerde, çekleri davacıya keşide eden … Ltd. Şti. kaşesi üzerinde ki imzanın …’in eli mahsulü olduğu, çeklerin keşide tarihi itibarı ile bu şirketin yetkilisi olmadığı halde imzalaması nedeniyle … çeklerin hamili olan davacıya karşı sorumludur. Dava konusu yapılan bu 2 çekten dolayı çeklerin keşide tarihi olan 16/08/2012 ve 30/08/2012 tarihinden itibaren 16.500 ‘er TL üzerinden reeskont avans faizi yürütülmesine,( bu 2 çek için banka tarafından asgari tutar olan 1.000 ‘er TL davacıya ödenmekle) fazlaya ilişkin 2.000 TL lik talebin reddine, karar verilmesi gerekmiş…”gerekçesi ile, 1-Davalılar … ve … hakkında 10.000 TL değer üzerinden açılmış alacak davasının REDDİNE, 2-Davacının ıslah talepli alacak davasının 172.000 TL üzerinden KABULÜ ile;a) Bu tutarın tamamından davalı …’in sorumlu olacağı şekilde 139.000 TL si için keşide tarihi olan 31/05/2012 tarihinden itibaren, 16.500,00 TL si için 16/08/2012 tarihinden itibaren ve 16.500 TL si için 30/08/2012 tarihinden itibaren reeskont avans faizi yürütülmesine, b) Bu tutarın 139.000 TL sinden …’le birlikte davalı …’nın sorumlu olacağı şekilde ve 31/05/2012 tarihinden itibaren reeskont avans faizi yürütülmek sureti ile tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere davalılar … ve …’ten tahsil ile davacıya ödenmesine (2.000 TL çek bedeli banka sorumluluğunda olup, banka tarafından ödenmiş olmakla) fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesi 18/07/2018 tarihli ek kararı ile; HMK 344.madde hükmü gereğince, tebliğe rağmen belirilen kesin süre içinde istinaf nispi karar harcının ve posta giderinin depo edilmemiş olması nedeniyle davalı … tarafından yapılan istinaf talebinin reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkilinin her ne kadar halen şirket ortağı olarak görülse de fiilen şirketten ayrılmış olup, müvekkiline ait olduğu iddia edilen imzalar taraflarına ait olmdığını, İmza incelemesi için adli tıp kurumu raporu alınmadığı, yetkisiz ve yetersiz bir merci tarafından imza incelemesi yapıldığı ve hatalı sonuca varıldığını, bu nedenle öncelikle müvekkili hakkında yapılan imza incelemesine itirazları ile yetkili organ olan Adli Tıp Kurumu’ndan yeni bir imza incelemesi yapılması gerektiğini, Aksi düşünülürse, çek üzerindeki imzaların iddia edildiği gibi müvekkiline ait olduğu düşünülürse ve zamanaşımı itirazlarına itibar edilmese dahi çek üzerinde imzası olduğu iddia edilen iki şirket ortağı şirketin toplam %66 hisse sahibi olup, zaten şirket çoğunluğunu temsil etmekte olduğu ve diğer şirket ortağının da bu işleme muvafakati bulunduğunu, nitekim şirket aleyhine işbu dosya ile icra takibi yapıldığı ve takibin kesinleştiğini, şirket tarafından itiraz edilmeyerek temsil kabul edildiğini, Müvekkilinin işbu çeki imzaladığı kabul edilse dahi müvekkili şirket kaşesi altında imza atarak şirketi temsilen şirket borcuna karşılık bu çeki imzaladığı düşünülmesi gerektiğini, Her ne kadar şirket temsil sürelerinin dolduğu iddia edilse de, temsil süresinin dolması şirketi kilitleyeceğinden yeni temsilci belirlenene kadar acil ve önemli işlemlerde eski temsilciler şirketi temsile yetkili olduğunu, işbu hususun Yargıtay 11. H.D.’nin 2009/5463 E., 2012/13135 E. ve 1981/4751 E.ve benzeri kararlarında görüleceği üzere yönetim kurulunun süresinin dolması ile yönetim kurulu kendiliğinden fesholmayacağı ve yeni yönetim kurulu ve temsilciler seçilene kadar şirketin organsız kalmaması için görevlerine devam edeceklerinin karar altına alındığını, İleri sürek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili ek karara karşı istinaf dilekçesi ile, Temyiz süresinin tebliğ ile başlayacağını,mahkemenin öncelikle tebligatlara riayet etmesi gerektiğini, … ile ilgili olarak taraflarına tebligat yapılmadığını, temyiz harç ve avans yatırma miktarıları tebliğ edilmediğini, tebligat yapılmadan istinaf başvurusunun reddedildiğini, Dava arkadaşlığı olduğu hallerde herbir davalı için ayrı ayrı temyiz harcı yatırılması istenemeyeceğini, davalılar açısından dava miktarı tek ve müştereken sorumlu olduklarını, herbir davalı için ayrı ayrı dava miktarı söz konusu olmadığını, tekbir meblağ müşterek ve müteselsilen sorumluluk olduğunu, dolayısıyla davalılardan biri tarafından yatırılmış harç varken herbir davalılardan ayrı ayrı harç istenemeyeceğini, Mahkemenin usuli hatalarının taraflara yükletilemeyeceğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin 18.7.2018 tarihli ek kararının bozularak esas incelemeye geçilmesini talep ettiklerini, Temyiz süresi tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı, öğrenme tarihinden başlamayacağı, birden fazla davalı varsa her bir davalı için tebligat yapılması gerektiği, davalılardan birinin adına çıkarılan tebligat her bir davalı için temyiz süresini başlatmayacağını, belirterek istinaf taleplerinin reddine dair usul ve yasaya aykırı mahkeme ek kararının kaldırılmasına,Davalı … vekili esas karara karşı istinaf dilekçesi ile,Kural olarak çek tanımı çekin önyüzünü içereceği, çekin arka yüzü veya alonj çekin tanımı içerisinde olmadığını, çekin arka yüzünün kıymetli evrakın devri amacını taşıyacağı, dolayısıyla bir temlik devir muamelesi olduğunu, T.T.K. çekle ilgili tüm değerlendirmelerde çek yaprağının önyüzü dikkate alınacağı, cirantaların çekin vasfına etkileri olmadığını, T.T.K. 678 maddesi cirantalar için uygulanmayacağını,Davacı vekili 174.000.TL’lik alacaktan bahsetmekle 31/5/2012 tarih 134.000.TL, 16/8/2012 tarih 17.500.TL, 30.8.2012 tarih 17.500.TL’lik çeklerden bahisle 10.000.TL’lik kısım için dava açtığını, Açılan dava ile davalıların hukuki sorumluluklarının tespitine gidileceğinden, kısmi dava ile tespit yoluna gidilemeyeceği, davanın reddi gerektiği, davacı hem tespit hem alacak talebinde bulunduğu, dava harcı da bu durumda eksik alındığını, Her halukarda davacı kötü niyetli olduğu, davacı basiretli tacir olarak alınan çeklerdeki imzaların kime ait olacağını şirket yetkilisinin kimler olduğunu bilebilecek durumda olduğu, Şirket kuruluşunda … temsile yetkili kurucu ortak olduğu, şirketin temsile yetkili belirlenmiş olması …’nın şirketi temsil yetkisini ortadan kaldırmayacağı, 22.10.2008 tarihli Kartal … Noterliği’nin … yev.no.lu tescil beyannamesi ile şirket ortakları şirket adına imzaya yetkili olduğu, … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin borca itirazı olmadığı, şirket ortakları her zaman şirket adına bağlayıcı muamele yapabilecekleri, şirketi borca ve imzaya herhangi bir itirazları olmadığı, elzem ve zorunluluk hallerinde de şirketi temsil edebilecekleri, yükümlülük altına girebileceklerini, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. ve İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … ve İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün….esas sayılı dosyaları zamanaşımına uğramış dosyalar olduğu, süresinde itirazın kaldırılması talep edilmeyen dosyalara karşı ancak şirket adına alacak davası açma yoluna gidilebileceği, bunu yapmayan davacının üçüncü şahıslara alacağı yönlendirme hakkı olmadığı, Alacak zamanaşımına uğradığı gibi icra dosyaları da zaman aşımına uğradığı, süresinde yenilenmeyen çekler kambiyo senedi sıfatını kaybetmiş olacağı, bu durum resen dikkate alınması gerektiği, derdest olmayan icra dosyalarında ki çeklere dayalı olarak dava açılamayacağı, Islah dilekçesinde talep edilen kısımda ayrıca zamanaşımına uğradığı, hem alacak hem dava zamanaşımı sözkonusu olduğu, Davacının daha önceki aynı statü de çekleri ödendiği, davacı bu ödemeleri kabul ettiği,Davacının alacağını kısmen tahsil ettiğini, Çekler için sorumluluk çek yaprağı vadesinden önce teslim alındığı, vadesinden önce teslim alınan çekler açısından verildiği tarih esas olduğu, ispat yükü davacıda olan çeklerin verildiği tarihi tespiti amacı ile fatura ve defter incelemesi yapılmadan, süre gelen ticaret neticesinde çeklerin ne zaman verildiği tespit edilmeden hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olduğu, Anayasa’ya aykırılık söz konusu olduğu, davacıların bu konuda açık iradeleri bulunmadığı, açık borçlanma iradesi olmadığı, dolayısıyla maddi manevi tazminat ve ceza hukuku açsından eylemlerinin karşılığı olduğundan doğrudan imza sahiplerinin iradelerinin dışında yükümlülük altına sokulmasında hukuki menfaat de olmadığı, ayrıca vekaletsiz iş görme hükümleri gereği de işlem yapabileceklerini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına, dosyanın esastan incelenerek 09/03/2018 tarihli kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/810 Esas 2018/115 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekten kaynaklı alacak davasıdır. Davacı, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’den olan alacakları için bu şirketin cirosu ile toplam bedeli 174.000 TL olan üç adet çeki aldıklarını, çek bedellerinin karşılıksız çıktığını, çekler ödenmediği için keşideci ve ciranta davı dışı … San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra müdürlüğünün … ve …. icra müdürlüğünün…. E. sayılı dosyaları ile takip yaptıklarını, ancak alacaklarını tahsil edemediklerini, takip dosyalarına gelen ticaret sicil müdürlüğü yazılarından söz konusu çeklerin davalılar tarafından şirket yetkilisi olmadıkları halde ciro edildiğinin öğrenildiğini, ticaret sicil müdürlüğü yazısından dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti.’ni temsile yetkili olanların temsil yetkilerinin 24/10/2011 tarihinde sona erdiğinin anlaşıldığını, davaya konu çeklerin ise temsil yetkisi sona erdikten sonra dava dışı şirket adına yetkisiz kişilerce imzalanarak müvekkili şirkete ciro edildiğini, TTK 678. maddesi gereğince temsile yetkisi olmadığı halde çeki imzalamış olmaları nedeniyle davalıların çek bedelinden şahsen sorumlu olduklarını, davalılar hakkında yaptıkları takibe itiraz edildiğini, dayanak çekteki imzaların davalılardan hangilerine ait olduğunu bilmediklerini bu nedenle tümü hakkında dava açtıklarını, çekteki imzaların kime ait olduğunun tespiti ile bu davalılar hakkında davanın kabulü ile alacaklarının tahsilini talep etmiş, mahkemece çeklerde davalılardan … ve … imzasının olmadığı bu nedenle bu davalılar hakkındaki davanın reddine, her üç çekte de davalı …’in imzası bulunduğu, bir adet çekte davalı … imzası bulunduğu gerekçesi ile bu davalılar hakkındaki davanın 139.000 TL üzerinden her iki davalı yönünden kalan miktar yönünden davalı … yönünden kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalılardan …, süresinde verdiği istinaf dilekçesi ile 16/05/2018 tarihinde istinaf başvuru harcı ile maktu karar harcı yatırmış, mahkemece nisbi istinaf karar harcı eksikliği nedeniyle eksik karar harcını ve istinaf posta giderini tamamlaması için HMK 344. maddeye göre muhtıra çıkarılmış, muhtıra tebliğine rağmen süresinde eksik harç ve gideri tamamlamadığı için HMK 344. maddesi gereğince davalı …’nın istinaf talebinin reddine dair 18/07/2018 tarihli ek karar verilmiş, davalı mahkemece verilen ek karara karşı da istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı …’nın ek karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde, bu davalının istinaf karar harcını eksik yatırdığı sabit ise de mahkemece bu davalıya eksik harcı tamamlaması için gönderilen muhtıra usulüne uygun değildir. Muhtırada eksik karar harcı olarak 2.937 TL belirtilmiş ise de bu davalı istinafa başvururken maktu karar harcı olarak 35.90 TL yatırmıştır. Mahkemece çıkarılacak muhtırada yatırılan bu harç miktarının mahsubu ile eksik kalan miktarın tam olarak belirtilmesi gerekirken, yatırılan harç düşülmeden nisbi istinaf karar harcı hesaplanarak bu miktarın yatırılması ihtar edilmiştir. Söz konusu ihtar usulüne uygun olmadığından verilen kesin süre de geçerli değildir. Bu davalı vekili daha sonra eksik istinaf karar harcını ve gider avansını yatırmıştır. Bu nedenle mahkeme ek kararı usul ve yasaya aykırı olup, davalının ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulü ile ek kararın kaldırılmasına ve süresinde istinaf başvurusunda bulunduğunun kabulü ile istinaf başvurusunun incelenmesine karar verilmiştir. Dava dışı şirketin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 503 vd. (6102 sayılı TTK’nın 573 vd.) maddelerinde Limited şirkete ilişkin hükümler düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 573. (6762 sayılı TTK 503) maddesinde limited şirket tanımı yapılmış 2. fıkrasında ortakların şirket borcundan sorumlu olmadıkları, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir. (6762 sayılı TTK 503. madde de benzer düzenleme yer almaktadır.)576. maddede şirket sözleşmesinde bulunması gereken zorunlu kayıtlar, 589. maddede şirket sözleşmesinin değiştirilmesi, 593. vd. maddelerde ortakların hak ve borçları, 602. maddede “şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece mal varlığıyla sorumludur.” denilerek ortakların sorumluluğu düzenlenmiştir. 603-607 maddeleri arasında ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri belirlenmiştir.Yine 616 vd. maddelerinde şirketin organlarına ilişkin düzenlemeler yer almıştır.623/1 maddesinde ” Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.” hükmü düzenlenmiş, 625. maddesinde müdürlerin görev, yetki ve yükümlülüklerine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Müdürlerin temsil yetkisinin kapsamı ve sınırlandırılması 629. maddede görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması 630. madde de düzenlenmiştir.632. maddede ” Şirketin yönetimi ve temsili ile yetkilendirilen kişinin, şirkete ilişkin görevlerini yerine getirmesi sırasında işlediği haksız fiilden şirket sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir. 644. maddede yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin anonim şirketlere dair 553, maddenin uygulanacağı belirtilmiştir.Söz konusu yasal düzenlemeye göre, limited şirketlerin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirket sözleşmesi ile yönetim ve temsil yetkisi müdür sıfatını taşıyan bir veya birkaç ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. Şirketi müdürler temsil ve ilzam ederler. Şirket müdürleri kuruluş aşamasında esas sözleşmede gösterilir. 616/1-b maddesine göre müdürlerin atanmaları, görevden alınmaları. azilleri konusunda genel kurul yetkilidir. Esas sözleşme ile atanan müdürlerin görev süreleri dolmuş olsa bile genel kurulca yenileri seçilene kadar eski müdürlerin görev ve yetkileri devam eder.Somut olayda, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin 31/10/2008 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edilerek kurulduğu, esas sözleşmesine göre kurucu ortakların …, … ve … olduğu, her üç kurucu ortağında şirket müdürü olarak 3 yıllığına atandığı, şirketin müdürlerden ikisinin atacağı müşterek imza ile temsil ve ilzam olunacağı anlaşılmıştır. Yine ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazıdan şirketin tasfiye veya iflas etmediği, şirketin temsiline ilişkin başka bir kararın tescil edilmediği anlaşılmıştır. Buna göre dava dışı şirket halen faal olup şirketi müdür olarak esas sözleşmede belirtilen kurucu ortakları temsil etmektedir.Dava dayanağı çekler incelendiğinde, 139.000 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı …San. ve Tic. LTD. Şti. olduğu, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin lehdar olduğu, lehdarın cirosu ile davacıya geçtiği, süresinde ibrazında karşılığının bulunmadığı, diğer iki çekin keşidecisinin dava dışı …. San. ve Tic. Ltd. Şti., lehdarının dava dışı …. Ltd. Şti. olduğu lehdarın cirosu ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne onun cirosu ile davacıya geçtiği, çeklerin süresinde ibrazında karşılığının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça anılan çeklerle ilgili olarak keşideci ve cirantalar hakkında takip yapıldığı gerek gelen icra dosyalarından gerekse davacı beyanından anlaşılmaktadır. Yine gelen takip dosyasına ve davacı beyanına göre ilgili takipler derdest olup takiplerde tahsilat yapılamadığı anlaşılmaktadır. Ancak takiplerde aciz vesikası düzenlenmediği görülmüş, davacı da aciz vesikası düzenlendiğini ileri sürmemiştir.Her üç çekte de davalılardan …’in dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. kaşesi ile ciro imzası bulunmaktadır. 139.000 TL bedelli çekte ayrıca aynı kaşe altında davalı … imzası vardır.Davacı, çeklerden dolayı yapılan takiplere karşı dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti. tarafından menfi tespit davası açıldığını ileri sürmemiştir. davalılar ilgili şirket müdürü olup çeklere ve çekte yer alan ciro imzalarına şirket adına itiraz etmemişlerdir.Çeklerde dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. adına atılı bulunan ciro imzaları geçerli olup imza tarihinde şirketi temsile yetkili olanlarca atılmıştır. 139.000 TL bedelli çek dışındaki çeklerde şirket adına tek imza ile ciro var ise de şirket müdürleri tarafından ciro imzasına ve temsile ilişkin bir itiraz ileri sürülmemiş, eksik temsil kabul edilmiştir.Buna göre anılan çeklerden dolayı borçlu olan dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. olup, ciro imzalarına temsil yönünden itiraz edilmediği için imzalar geçerli olup yetki süreleri dolmuş olsa bile yerine yeni müdür seçilmediği için temsil yetkileri devam eden müdürlerce imzalandığından borç şirket üzerindedir.İlgili çeklerde davalıların ayrıca sorumluluğunu gerektiren bir ciro imzası bulunmadığı gibi davalıların borca kefil veya aval veren oldukları da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu nedenle davalıların ilgili çekten dolayı sorumlu oldukları hususu ispatlanamamıştır.Mahkemece, uygulama imkanı bulunmamasına rağmen TTK 678. maddesi gereğince söz konusu çeklerden dolayı davalıların sorumlu olduklarına dair kabulü hatalı olmuştur.Bu nedenle davalıların istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalılar … ile …’nın istinaf başvurularının KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2018 tarih 2015/810 Esas 2018/115 Karar sayılı ek kararı ile 13/02/2018 tarih ve 2015/810 Esas 2018/115 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davalılar … ve … hakkında 10.000,00.TL değer üzerinden açılmış alacak davasının REDDİNE, 2-Davalılar … ile … hakkında 174.000,00.TL değer üzerinden açılmış alacak davasının REDDİNE,İLK DERECE YÖNÜNDEN:1-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40.TL karar harcının davacı tarafından dava açılırken yatırılan 27,70.TL peşin harç ile daha sonra yatırılan 2.800,75.TL ıslah harcı toplamı 2.828,45.TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.784,05.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 2-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 5-Davalılar … ile … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 16.390,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 6-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı … tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, toplam 2.972,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya iadesine, 7-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı … tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, toplam 2.938,00.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya iadesine, 8-İstinaf eden davalılar tarafından sarf edilen 98,10’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 32,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, 9-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.