Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1451 E. 2019/1479 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1451
KARAR NO : 2019/1479
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/740 Esas – 2018/613 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesi ile, 20/07/2016 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Resmi Gazetede 27/07/2016 tarihinde yayınlanan 668 sayılı KHK’ da adı geçen Radyo..elevizyon Yay. A.Ş’ne ait …ağrı işaretiyle İstanbul İline yönelik 91.6 Mhz frekansında yayın yapan radyo arasında hatalı ve hukuka aykırı olarak bağ kurulduğunu, devamında RTÜK tarafından hiçbir yasal ve hukuki gerekçe gösterilmeden 25/07/2016 tarihinde radyonun kapatıldığını ve radyonun yayınında kullanılan cihazlara da el konulduğunu, ilgili 668 sayılı KHK’nın Resmi Gazetede yayınlanma tarihinin, kapatılma tarihinden 2 gün önce yapıldığını, bunun hukuka aykırı bir işlem olduğunu, Resmi Gazetede ilan yapılmadan işlem tesis edildiğini, sadece isim benzerliğinden hatalı olarak… Yay. A.Ş.’ ne ait … çağrı işaretiyle İstanbul iline yönelik 91.6 mhz frekansında yayın yapan radyonun sanki (FETÖ/PDY) terör örgütü ile bir irtibatı, iltisaki yahut aidiyeti varmış gibi hiçbir hukuka uygun tarafı olmayan gerekçe ile idari işlem tesis edildiğini belirterek usul ve esas hükümlerine uyulmadan hatalı ve hukuka aykırı olarak kapatılan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün…. sayılı sicilinde kayıtlı …Radyo ve Televizyon Yay. A.Ş. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 668 sayılı KHK ekinde 2 sayılı listede yer alan “…” 668 sayılı KHK’ nın 2. maddesi gereğince kapatılmış olup, “… ibaresinden terkin edilecek olan şirketin ticaret unvanının anlaşılmaması üzerine davalı tarafından RTÜK’e gönderilen söz konusu 2 sayılı listede yer alan kuruluşların ticaret unvanlarının, vergi numaralarının ve şirket ortaklarının bildirilmesi talebine cevap olarak RÜTK’ün müvekkiline göndermiş olduğu 16/08/2016 tarih ve 27169547-120.04.03/E.22489 sayılı yazı ile 668 sayılı KHK ile kapatılan “…” isimli kuruluşun ticaret unvanının “… Yay. A.Ş. ” olduğunun tespit edildiği hususu, şirketin vergi numarası ve şirket ortaklarının isimlerinin davalı sicil müdürlüğüne bildirildiğini, sonrasında ise davalı tarafından ticaret sicil kaydının terkin edildiğini, bu bakımdan gerçekleştirilen işlemin KHK’nin gereğinin yerine getirilmesinden ibaret olup hukuka herhangi bir aykırılık taşımadığını beyan ederek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden olmak üzere reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09/05/2018 tarih ve 2017/740 Esas – 2018/613 Karar sayılı kararı ile;
” … Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, Ticaret Sicil Gazetesi, ihyası istenilen davaya konu şirketin kapatılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında her ne kadar davacı tarafça ihyası istenilen … A.Ş’nin Bakanlar Kurulu tarafından yanlışlıkla kapatıldığı, kendilerinin FETÖ terör örgütüyle herhangi bir bağlantılarının bulunmadığından bahisle davaya konu şirketin yeniden ihyası talep edilmiş ise de 675 sayılı KHK’nin 16/3 maddesi uyarınca kapatılmasına karar verilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar tarafından yada bunların gerçek kişi veya tüzel kişi sahipleri tarafından açılacak davaların dava şartı yokluğu bulunmadığından reddine karar verileceğinin düzenlendiği, ayrıca davacı tarafından kapatılan radyonun FETÖ ile ilgisinin bulunup bulunmadığı yönündeki değerlendirmenin ihya davasında da yapılamayacağı, söz konusu kapatma kararının Bakanlar Kurulu tarafından alınmış idari nitelikteki bir karar olduğu, bu bağlamda davacı şirketin öncelikle OHAL Komisyonuna başvuru yapması gerektiği, OHAL Komisyonu tarafından verilen kapatma kararının uygun olmadığına karar verilmesi halinde yine idari bir kararla şirketin ihyasını ticaret sicilden talep edeceği, ancak bu şekilde bir talep sonucu sicil tarafından ihya kararı verilmediği takdirde o zaman mahkemelere ihya hususunda dava açabileceği ancak Bakanlar Kurul tarafından davaya konu şirket hakkında verilmiş bulunan kapatma kararı henüz ortadan kaldırılmadan mahkememizde bu şekilde bir dava açılamayacağı anlaşıldığından davacının davasının reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” 1- 675 Sayılı KHK’ nun 16/3 fıkrası uyarınca 670 sayılı KHK’ nın 5. maddesi gereği dava şartının bulunmaması sebebiyle davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
20.07.2016 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile karar alınan ve Resmi Gazetede 27.07.2016 tarihinde yayınlanan 668 sayılı KHK’da adı geçen … A.Ş.’ ne ait … çağrı işaretiyle İstanbul İline yönelik 91.6 MHz frekansında yayın yapan radyo arasında hatalı ve hukuka aykırı olarak bağ kurulduğunu, devamında RTÜK tarafından hiçbir yasal ve hukuki gerekçe gösterilmeden 25/07/2016 tarihinde radyonun kapatıldığını ve radyonun yayınında kullanılan cihazlarına da el konulduğunu, halbuki ilgili 668 sayılı KHK’nın Resmi Gazetede yayınlanma tarihi kapatılma tarihinden 2 gün önce yapılmış olup bunun hukuka aykırı bir işlem olduğunu, Resmi Gazetede ilan yapılmadan işlem tesis edildiğini, radyonun kapatılma ve el konulma gerekçesini de milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisaki veya irtibatı olduğu iddiasıyla kapatılan radyolardan birinin isminin … olmasına dayandırdıklarını, başka bir ifade ile kapatılan radyolardan birinin isminin ,,,olduğunu, ilgili kararnamede kapatılan radyoların sadece isimlerinin belirtildiği, radyoların sahiplerinin, yayın yaptıkları bölgelerin, frekanslarının belirtilmediği ayrıca bağlı bulundukları kurum ve şirketlerin belirtilmediği görülmesine rağmen sadece isim benzerliğinden hatalı olarak … A.Ş. ait … çağrı işaretiyle İstanbul İline yönelik 91.6 MHz frekansında yayın yapan radyo sanki ( FETÖ/PYD) terör örgütü ile irtibatı, iltisaki yahut aidiyeti varmış gibi hiçbir hukuka uygun tarafı olmayan gerekçe ile idari işlem tesis edildiğini, 27. 07.2016 tarihli 668 sayıl KHK da ve gerekse 17.08.2016 tarihli 670 sayılı KHK da ismi geçmediği halde 17.08. 2016 tarihli 670 sayılı KHK‘ da hatalı olarak ilişkilendirilerek kapatıldığını, 670 sayılı KHK ‘da şirketlerinin isminin bulunmadığını, buna rağmen hangi gerekçe ile ve nasıl bir ilişki kurarak neden 670 sayılı KHK ile şirketlerinin ilişkilendirilerek kapatıldığına ilişkin inandırıcı somut, şüpheden uzak delil bulunmadan bu işlemin tesis edilmesinin açık hukuka aykırılık teşkil etmekte olup, kanun hükmüne hilaf yapılan işlemlerin iptali gerekirken bunun yapılmadığını, burada öncelikle usul kurallarının açık şekilde ihlal edildiği işlemlerin var olduğu hususların mahkemeden talep edilmesine rağmen bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan davanın reddi yoluna gidildiğinin görüldüğünü, Şirketlerinin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’ nün … sicil no’sunda kayıtlı bir anonim şirket iken 17.08.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 670 sayılı KHK gerekçe gösterilerek İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından Malvarlığına el konularak Ticaret Sicilinden terkin edildiğini, Kapatıldığı tarihe kadarki 91.6 Mhz. frekansından yayın yapan …. isimli radyo kanalındaki sohbet kayıtları incelendiği zaman konuşmacının …u olduğu kesinleşmekte hiç şüpheye yer bırakmayacak tarzda anılan terör örgütü ile bu radyonun ve radyonun bağlı bulunduğu şirket olan müvekkil … Yayıncılığı A.Ş.‘ nin hiçbir aidiyeti, ilgisi, irtibatı ve iltisaki bulunmadığını,
Müvekkil şirketin ve bu şirkete ait radyo kanalının hatalı olarak el konulup kapatıldığını, oluşan mağduriyetin giderilmesi için bu karardan dönülmesi gerektiğini beyanla;
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09.05.2018 tarih ve 2017/740E. – 2018/613K. sayılı, davanın reddine ilişkin ilamının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak davanın esası hakkında kabul kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, 670 sayılı KHK ile sicil kaydı kapatılan şirketin ihyası davasıdır.
Davacı kapatılan şirketle, isim benzerliğinden dolayı kapatıldıklarını ve sicilden terkin edildiklerini öne sürerek, yeniden ticaret siciline kaydedilmesini talep etmektedir.
Davacının ihya talebi, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15.maddesine dayanan bir talep değildir.
Şekli olarak davacı görünen şirketin ticari sicil kaydının 670 sayılı KHK’ya istinaden 24/08/2016 tarihinde sicilden resen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Mevcut duruma göre; dava tarihi itibariyle şirketin tüzel kişiliği bulunmamakta olup, şirketin dava ve taraf ehliyeti yoktur. Daha sonra şirket yönetim kurulu başkanının 10/10/2013 tarihinde verdiği vekaletnameye istinaden daha sonra davaya dahil olan vekilin de şekli davacıyı temsil etmesi hukuken mümkün değildir. Zira şirketin terkini ile vekilin vekalet görevi 6098 sayılı TBK’nın 513/1. maddesi uyarınca sona ermiştir. TBK’nın 513/2.maddesinde düzenlenen vekalet verenin menfaatlerinin tehlikeye düşmesi durumunda vekilin vekaleti ifaya yetkili olması anlamında bir durum da olayda yoktur. Zira şirket 24/08/2016 tarihinde terkin edilmiş, dava ise 22/08/2017 tarihinde açılmıştır.
Terkinin dayandığı KHK’ da belirtilen kurumun kendileri olmadığı yönündeki iddianın muhatabının da KHK’ da öngörülen kurumlar olması gerekmektedir.
Eldeki davada, dava tarihi itibariyle dava ve taraf ehliyeti olmayan bir tüzel kişilik olarak dava açıldığından, davanın görülmesi için gerekli en temel dava şartlarından birisi bulunmamaktadır. HMK’ nın 114/1-d maddesinde öngörülen dava şartı, olayda eksik olduğundan ve bu eksiklik HMK 115/1.maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden, davanın bu nedenle usulden reddi gerekirken, istinafa konu kararın verilmesi yerinde olmamış, bu durum istinaf nedeni olmasa da HMK 355. maddesi uyarınca resen değerlendirilmek suretiyle ilk derece mahkeme kararının HMK 355 ve HMK 353/1-a-4 maddeleri uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm kurmak suretiyle; davanın aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 09/05/2018 tarih ve 2017/740 Esas – 2018/613 Karar sayılı kararının HMK 355 ve HMK 353/1-a-4 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle,
1-Davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
İLK DERECE YÖNÜNDEN:
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN:
6-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
7-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 44,40TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Artan gider avansı olması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 23/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi