Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1444 E. 2019/1812 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1444
KARAR NO : 2019/1812
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/935 Esas – 2018/889 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine sigortalı şirket tarafından … Suudi Arabistan Krallığında mukim distribütörüne üzerine … lisansları yapışık olarak bulunan DVD emtiasını sattığını, söz konusu emtianın hava yolu ile ve davalı … aracılığıyla gönderildiğini, ancak gönderimin eksik olarak teslim edildiğini, bu nedenlerle oluşan zararın sigortalı şirkete ödendiğini, zararın oluşumunda davalı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, bu nedenlerle yapılan toplam 674.756-TL ödemenin TTK 1472. maddesi gereğince davalıdan rücuen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ihtilafın 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümleri gereğince çözümlenmesi gerektiğini, davacı tarafın alacağına dayanak yaptığı her iki gönderimin de eksiksiz bir şekilde Riyad’ a ulaştırılıp alıcısına teslim edildiğini, bu nedenlerle istemin tümden reddedilmesi gerektiğini, eğer mahkemece teslim hususu kabul edilmeyecek ise Montreal Konvansiyonuna göre sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğunu, bu bağlamda değerlendirme yapılarak karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/07/2018 tarih ve 2016/935 Esas – 2018/889 Karar sayılı kararı ile; ” … Her ne kadar davalı taraf dava konusu yapılan emtianın alıcısına teslim edildiğini iddia etmiş ise de, dosyaya sunulan ve emtianın varış yerinde düzenlenen 29/06/2015 tarihli tespit tutanağı ile bila tarihli tespit tutanağında emtianın eksik teslim edildiğinin açıkça belirtildiği, gönderilen emtianın tamamının teslim edildiği hususunun davalı tarafından kanıtlanamadığı, davacı tarafın da isteminin eksik olarak teslim edilen gönderiye ilişkin olduğu dikkate alındığında davalı tarafın teslim hususunu kanıtlayamadığı mahkememizce kabul edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketine sigortalı şirket tarafından dava dışı şirkete gönderilen emtianın davalı şirket tarafından hava yolu taşımacılığı ile taşındığı, söz konusu emtianın eksiksiz olarak teslim edildiği hususunun davalı tarafından kanıtlanamadığı, taşımanın hava yolu ile yapılmış olması nedeniyle sorumluluk açısından Montreal Konvansiyonunun uygulanması gerektiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere davalı tarafın sorumlu olduğu miktarın 2.489-SDR karşılığı TL olduğu, Montreal Konvansiyonuna göre taşımanın niteliğine göre dolaylı zararların istenmesinin hukuken mümkün olmadığı, davalı taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı olduğu kabul edilip 2.489-SDR’ nin karar tarihi itibariyle karşılığı olan 16.532-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise taşınmanın niteliği ve sınırlı sorumluluk ilkeleri gereğince reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile (2489 SDRx6.6420) karşılığı 16.532-TL’nin ödeme tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi’ nin eşyanın kayıp edilmesi nedeni ile doğrudan zararların davalı hava taşıyıcısından tahsiline ancak dolaylı zararların Montreal Birleştirme Konvansiyonu dışında kaldığı gerekçesi ile bu yöndeki talebin reddine karar verdiğini, İlk Derece Mahkemesi’ nin somut olaya 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu’ nu uygulamasının doğru olduğunu, bu yönde istinaf talepleri bulunmadığını, Huzurdaki davada gerek doğrudan zarar ve gerekse eşyanın kaybolması nedeni ile ortaya çıkan dolaylı zararın havayolu taşıyıcısından talep edildiğini ancak yerel mahkemenin bu taleplerinin dolaylı zararların 1999 Montreal Konvansiyonu dışında kaldığı gerekçesi ile reddettiğini ve bunun üzerine huzurdaki dilekçe ile istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu Uyarınca dolaylı zararlardan sorumluluğun sınırsız olduğunu, Yüksek 11 Hukuk Dairesi’ nin 26/01/1999 tarih ve 1998 /5499 Esas – 1999/136 Karar sayılı ilamında dolaylı zarar halinde sınırlı sorumluluk kuralının uygulanmayacağı yargısına ulaşıldığını, Türk Yüksek Mahkemesi’ nin de dolaylı zarar halinde Varşova/ Lahey Konvansiyonu’ nda ( şu anda 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu’ nda ) öngörülen sınırlı sorumluluk kuralının uygulanmayacağı yargısında olduğunu, Somut olayda eşyanın davalı … A.O Sorumluluğunda iken kaybolması neticesinde Microsoft ( İrlanda ) ile …’ un Suudi Arabistan temsilcisi alıcı … Saudi Arabia isimli firma arasında akdedilen sözleşme gereğince lisansların iptal ( teknik ifadesi ile deactive ) edildiğini, lisans bedellerinin muaccel hale geldiğini ve Logicom firması tarafından …’ a ödeme yapıldığını ve bu şekilde dolaylı bir zarar meydana geldiğini, … Sözleşmesi ile ilgili 7. maddenin dava dilekçelerine EK XXII olarak sunulduğunu, Bu gerekçeler ile açıklanan ve dolaylı zarar olarak ortaya çıkan; – 5214 sayılı dosyada 380.344,68 TL’ nin, – 5252 sayılı dosyada 277.436,62 TL’ nin davalı … AO’ dan tahsili ile davacı … Genel Sigorta A.Ş.’ ne ödenmesine, rakama ödeme tarihi olan 27/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans oranında ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlığa 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, Gerek 29.06.2015 tarihli gerekse 30.10.2015 tarihli kargoların eksiksiz bir şekilde Riyad’ a ulaştırıldığını ve alıcısına teslim edildiğini, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında davalı müvekkil ortaklığın teslim hususunu kanıtlayamadığı şeklinde verilmiş olan hükmün kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme neticesinde, dosyaya sunulmuş olan ve Mahkemenin eksik teslim hususunu ispata yarar görmüş olduğu 29.06.2015 ve 22.01.1437 Hicri (tutanakta miladi tarih yeri boş bırakılmıştır) tarihli tespit tutanaklarında çelişkilerin mevcut olduğunun raporda ifade edildiğini, ilgili tutanakta “eksiklik var – evet” kutucuğu işaretlenmiş olmakla birlikte, “kötü ambalajlama – hayır”, “içerik gözle görülür niteliktedir – hayır”, “yırtılmış ambalajlama – hayır” kutucuğunun işaretlendiğini, kayıp bir kargonun ambalajında gözle görülür bir hasar olmadığı, yırtık ambalajlama olmadığının yine aynı tutanakla tespit edilmesi, tutanağın kendi içerisinde çelişmekte olduğunu gösterdiğini, bu itibarla ilgili belgelerin eksik tesliminin ispata yarar nitelik taşımadığını, aksinin kabulü halinde tutanaklara bakılarak kargoların teslim edilmediği sonucuna ulaşmanın açıkça dayanaktan yoksun olduğunu, Hükme esas alınmış Bilirkişi Raporunda da dosyada mübrez tüm belgelerin incelendiğini ve ilgili kargonun alıcısına teslim edildiği kanaatine varıldığını, ancak Yerel Mahkeme bilirkişiler tarafından da eksiksiz teslime ilişkin ispata yarar bulunmuş olan “Delivery Notification” teslim belgelerinin davalı müvekkil ortaklığın teslim hususunu kanıtlayamadığı hükmüne varmışsa da, kararda dayanağı açıklanmadığı gibi, yargılamanın esasını teşkil eden bu husus hakkında detayları ve gerekçeleri açıklanmadan tek cümlelik bir ifade ile yetinildiğini, bilirkişiler tarafından detaylıca irdelendiğini ve ayrıntılı şekilde gerekçeleri ile açıklanarak ispata yarar bulunmayan Havalimanı gümrüğünün yer hizmetleri ile tutmuş olduğu teslim tutanaklarının ise gerekçeleri belirtilmeden ispata yarar bulunduğunu ve kargoların teslim edilmediği sonucuna ulaşıldığını, Yerel Mahkemenin emtianın teslimine ilişkin vermiş olduğu hükmün kabulünün mümkün olmadığını, Her ne kadar Yerel Mahkeme tarafından ödeme tarihinden itibaren faiz hesaplanmasına hükmedilmiş ise de faiz hesabının karar tarihinden itibaren yapılması gerektiğini, Protokol hükümleri kapsamında ödeme tarihinden itibaren değil, ancak karar tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğini, bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin aynı mahiyetteki bir dava ile ilgili olarak karar düzeltme talepleri doğrultusunda … A.O lehine vermiş olduğu 2001/845 E. ve 2001/1012 K. sayılı 09.02.2001 tarihli kararı ile karar tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinin karara bağlandığını beyanla; Arz edilen ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; istinaf incelemesi taleplerinin kabulü ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/935 Esas ve 2018/889 Karar nolu kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası havayolu taşımacılığı kapsamında taşınan emtianın kısmi zayi olduğu iddiasıyla, sigortalısına halef olarak sigortacı tarafından fiili taşıyıcıya karşı açılmış rücuen tazminat davasıdır. Mahkeme davayı kısmen kabul etmiş, (hava yolu taşıyıcısının Montreal Sözleşmesine göre sorumluluk üst sınırı 19 SDR üzerinden) her iki taraf ta istinafa gelmiştir. Davacı vekili, olayda fiziksel emtia zararlarının doğrudan zarar olduğunu, fakat, emtia üzerindeki Microsoft lisanslarının dolaylı bir zarar olup, davalı taşıyıcının bundan da sorumlu olduğunu, dolaylı zararlarda sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini öne sürerek iptal edilen lisans bedellerinin de ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalının istinaf nedenleri, emtiaların alıcısına eksiksiz ulaştırıldığı, mahkemenin gerekçesinde davalının emtiayı alıcısına teslim ettiği hususunun ispatlanamadığı açıklamasının doğru olmadığı, bilirkişilerin de bu yönde beyanda bulunduğu, faize karar tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği öne sürülmüştür. Davalı tarafın istinafı sorumluluğun olmadığı esası üzerine kurulduğundan, öncelikle davalının istinaf nedeninin incelenmesi gerekmiştir. Bilirkişiler tüm raporlarda emtianın alıcısına eksiksiz teslim edildiğini ifade etmişlerdir. Eksper raporunda hasarın … Cargo firması sorumluluğunda gerçekleştiği değerlendirilmiştir. Eksper raporunda … Cargo ile taşıyıcı … arasında bir ilişki olmadığı, … Cargo’ nun emtia alıcısı … firmasının gümrük işlemlerini yürüten firma olduğu ifade edilmiştir. Dosyada bulunan ve … Cargo firması tarafından düzenlenen delivery notification başlıklı belgelerin tercümelerinde yer alan ” alındı ” beyanlarında taşınan emtianın sağlam ve iyi durumda tamamlandığı ifade edilmektedir. Bu durumda … Cargo firmasının … tarafından taşınan emtiayı sağlam ve iyi durumda teslim aldığı, kendi sorumluluğunda iken emtianın kısmen zayi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı … emtiayı … Cargo’ya tam olarak teslim etmekle sorumluluktan kurulmuştur. Sonuç olarak, davalı fiili taşıyıcının emtiayı hasarsız ve eksiksiz olarak … Cargo firmasına teslim ettiği, davacının dayandığı zayinin taşıma sırasında olmadığı, … Cargo firmasının sorumluluğu altında gerçekleştiği, THY’ nin bu zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmakla; …’ nin sınırlı sorumluluk hükümleri esas alınarak zarardan kısmen sorumluluğu yönünde kurulan hüküm usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak, dairemizce davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davanın reddine karar verilince, davacının istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden hüküm kurulmak sureti ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-A) Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B)Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 11/07/2018 tarih ve 2016/935 Esas – 2018/889 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davanın REDDİNE, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanununa göre ilk derece mahkemesi yönünden alınması gereken 44,40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 11.523,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.478,76 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 40.940,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının haziyene gelir kaydına, 8-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcının, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 250,00 TL istinaf karar harcından mahsubu ile bakiye 205,6 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 285,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 10-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen harç ve giderlerin davacı uhdesinde bırakılmasına, 12-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.