Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1422 E. 2019/1796 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1422 Esas
KARAR NO : 2019/1796 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/741 Esas 2018/492 Karar
TARİH : 10/04/2018
DAVA : Alacak(Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASI ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin kısa süreli nakit ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla davalı bankanın Gebze şubesinden ipotek karşılığı rotatif kredi kullandığını, davacının bu kredi karşılığında anapara ve faiz dışında, sözleşmeye uygun ya da uygun olmayan haksız şart niteliğinde, mevzuata ve hukuka aykırı pek çok masraf kalemine ilişkin kendisine tahakkuk ettirilen faiz ve masrafları da davalı bankaya ödediğini, davacının davaya konu kredi sözleşmesine sadık kaldığını, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin devamı sürecinde davalı bankanın davacıya her geçen gün yeni masraflar şart koştuğunu, sözleşme ve mevzuat dışı taleplerin katlanılamaz boyuta ulaştığını, davalı bankanın kredi ilişkisi devam ederken 07/03/2016 tarihinde davacı ile iletişime geçerek dava konusu kredi nedeniyle banka lehine ipotek konan mülk üzerinde yeniden ve ücreti karşılığı ekspertiz raporu alınacağını, aksi durumda kredi ilişkisinin sürdürülemeyeceğini dikte ettiğini, davacının itirazları dikkate alınmayarak rapor alındığını ve ücreti tahakkuk ettirilerek davacının hesabından resen tahsil edildiğini, davacı şirketin bu olaydan sonra davalı banka ile kredi sözleşmesinin sürdürülemeyeceği ve bu ilişkinin kendi aleyhine, tek taraflı, mevzuata ve hukuka aykırı sonuçlar doğurduğu kanaatine ulaştığını, sözleşmenin feshine ve kredi ilişkisinin sonlandırılmasına karar verdiğini, davacının 16/05/2016 tarihinde davalı bankadan kullanmış oldğu 2.000.000 TL tutarında rotatif kredinin kapatılması için güncel ana para ve faiz tutarına ilişkin hesap ekstresini talep ettiğini, davalı bankanın 18/05/2016 tarihinde kapama bakiyesinin 3.650.741,65 TL olduğunun bildirdiğini, davalının davacıyı ikna ve oyalama çalışmalarından netice alamaması ve davacının … Leasing’den kredi alacağını anlaması üzerine 20/05/2016 tarihinde davacıya gönderdiği e.posta ile … Leasinge iletilecek yazı başlıklı bilgide borç miktarını 3.611.542 TL olduğunu deklare ettiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde 1.500.000 TL tutarında teminat mektubunun bankaya iade edildiğini ve ayrıca yine bu bankaya ait kredi kartı işlemlerinden kaynaklanan bakiye, tapu işlemleri vs. davacı tarafından anlaşılmayan sair borçlar içinde yaklaşık 52.000 TL ödeme yapıldığını, kredi kartlarının kapatılıp nihayet rotatif krediden kaynaklanan borç miktarının belirlendiğini, davalı bankanın 23/05/2016 tarihinde davacıya gönderdiği e-posta ile … Leasinge iletilecek yazı başlıklı bilgide ise bakiye borç miktarını 2.062.585 TL olarak deklare ettiğini, bankadan kaynaklanan gecikme ve oyalamalar nedeniyle davacıya tahakkuk ettirilen masraf ve faizlerin tahayyül sınırlarının da ötesinde olduğunu, bu oyalamaların 02/06/2016 tarihine kadar devam ettiğini ve nihayet davacının kredi kullanmak için anlaştığı … ait 2.060.000 TL bloke çekin davalı bankaya teslim edildiğini, davalı bankanın 06/06/2016 tarihinde kapatma işlemleri esnasında, kendi yaptığı hesap üzerine 02/02/2016 tarihinde diğer bankadan verilen 2.060.000 TL bloke çek tutarını eksik bularak davacıdan 18.300 TL daha tahsil ettiğini, davalı bankanın 02/06/2016 tarihinde 2.060.000 TL tutarında bloke çeki teslim almasına ve varlıklarına eklemesine rağmen, dava konusu kredinin kapatılma işlemini 06/06/2016 tarihinde gerçekleştirdiğini, böylece davacıya 4 günlük daha faiz yükü getirildiğini, öte yandan kapatılan kredi kapsamında 250.000 TL bedelli kredinin gecikmeli ödendiğinden bahisle toplam 3.822,79 TL ilave faiz tahakkuk ve tahsil edilmesinin abesle iştigal olduğunu, davalı bankanın, hakkaniyete ve hukuka aykırı bu işlemi neticesinde, davacıya ait yasal kayıtlarda ve raporlarda faiziyle birlikte 255.990 TL gecikmiş tutar gözüktüğünü, hiçbir yasal dayanağı olmayan bu işlem karşısında davacının finans kuruluşları ile çalışmasının aksadığını, çalışmakta olduğu diğer bankalarla ise ciddi sıkıntılar yaşadığını, davalı bankanın davacının ticari itibarını zedelemiş olup, bu durumun düzeltilmesi için bankanın genel müdürlüğüne noter ihtarnamesi keşide edildiğini, bütün bu ödemelerden sonra davalı bankanın ipoteğin fekki için davacıdan 10.500 TL ipotek fek bedeli ve vergi tahsil etmiş olup, bu tahsilatın fahiş, mevzuata ve hukuka aykırı olduğunu, 06/06/2016 tarihli bloke hesap ekstresi incelendiğinde, bakiye 966,76 TL kaldığının görüldüğünü, davalı bankanın, davacıdan bu bakiyenin avukatlık hizmet ücreti olarak 1.500 TL.ye tamamlanmasını talep etmiş ise de şiddetle itiraz edilmesi üzerine bu tahsilatın yapılmadığını, müteakiben kendileri tarafından hiç tanınmayan davacı şirket ile hukuki ve ticari hiçbir ilişkisi bulunmayan bir avukat tarafından davacı şirkete gönderilen bir e.posta ve fatura ile 1.500 TL avukatlık hizmet ücreti talep edildiğini, kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükünün davalı bankaya ait olduğunu, aksi halde çeşitli ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın davacıdan alınmasının haksız şart olacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile hukuka aykırı ve haksız şart oluşturacak şekilde davacıdan tahsil edilen 10.500 TL ipotek fek ve vergi bedelinin davacıya iadesine, 00041-BC …. numaralı 250.000 TL kredinin gecikmeli ödendiğinden bahisle yine haksız surette tahsil edilen toplam 3.822,79 TL.nin davacıya iadesine, davalı bankanın 02/06/2016 tarihinde 2.060.000 TL tutarında bloke çeki teslim almasına ve varlıklarına eklemesine rağmen dava konusu kredinin kapatılma işlemini 06/06/2016 tarihinde gerçekleştirerek davacıya yüklediği 4 günlük ilave ve hukuka aykırı faiz yüküne ilişkin belirsiz alacağının şimdilik 100 TL olarak toplanacak delillere göre uzman bilirkişiye hesaplatılarak tespitine, davacının belirsiz olan alacaklarından şimdilik 100 TL ana para, faiz, yasal sigorta ücretleri dışında, davacıdan hangi esasa, hangi zorunlu masrafa ve hangi orana göre tahsil edildiği anlaşılamayan ekspertiz raporu ücreti, kredi komisyonu, noter ekstre tahsilatı, fahiş EFT ücretleri, tekrarlanan ekspetriz ücretleri vb. tahsilatlarında toplanacak delillere göre uzman bilirkişi tarafından hesaplatılarak tespitine, harcı tamamlandıktan sonra her bir alacağı için davalı bankanın hesabına girdiği tarihten itibaren işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 12/02/2013 tarih ve 1.300.000,00 TL kredi lemitli ve yine 07/08/2015 tarih ve 6.500.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmeleri ve 12/02/2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi ve kredi kullandırım talimatları çerçevesinde davacı şirket ile kredi ilişkisine girildiğini ve davaya konu rotatif kredilerin kullandırıldığını, keza davacı şirketin davalı bankadan ayrıca muhatabı Marmarabirlik olan 10/08/2015 tarihli 1.500.000 TL tutarlı bir teminat mektubu da aldığını, nihayetinde davacı şirketin davalı bankaya olan kredi borçlarını temin etmek üzere Kocaeli ili, … ilçesi, … Mah… parseldeki taşınmaz üzerine de davalı banka lehine 07/08/2015 tarihinde 8.000.000 TL tutarlı birinci derece ipotek tesis edildiğini, 16/05/2016 tarihinde davacı şirket yetkilisi tarafından davalı banka şube görevlisine atılan e posta ile davacı banka nezdindeki kredilerin kapatılması için toplam kapama tutarının istendiğini ve yapılan hesaplar neticesi kendisine 18/05/2016 tarihinde cevap verilerek teminat mektubu ve diğer tüm kredi riskleri de içinde olmak üzere tutar bilgisinin geçildiğini, bu bildirimden sonra davacı şirket yetkilisi ile yapılan şifahi görüşmelerde kredi risklerinin … Leasing firmasından davacı şirketçe yapılacak leasing işlemleri neticesi elde edilecek tutar ile kapanacağı, teminat mektubu aslının davacı şirket tarafından fiziken davalı bankaya iade edileceği, bu sebeple teminat mektubu tutarının kredi riskinden düşülmesi gerektiği vs.teknik hususların karşılıklı olarak ifade edildiğini, teminat mektubu aslının 20/05/2016 tarihinde davalı bankaya fiziken iade edildiğini, kapatılmak istenilen kredilerden 00041-BC 15052149624 numaralı 250.000 TL.lik kredinin vadesinin 21/05/2016 tarihi olduğu, en geç bu tarihte davacı şirketçe ödemesinin muhakkak yapılması gerektiği, yoksa kredinin gecikmeye düşeceği ve gecikme faizi işleyeceğinin defalarca banka yetkilileri tarafından davacı şirket yetkilisine telefon görüşmelerinde ifade edilmesine karşın bu tarihte ödeme yapılmadığını, araya tamamen davacı şirketin ihmali nedeniyle gecikme ve doğal olarak gecikme faizi girdiği için kapamaya konu kredi tutarlarının bu süreçte devamlı olarak değişikliğe uğradığını ve şeker leasing firmasına gerek 20/05/2016 ve gerekse de 23/05/2016 tarihlerinde iki kez kapama tutarının davacı firma yetkilisi aracılığıyla bildirilmek zorunda kalındığını, nihayetinde belirlenen kapama tutarını içerir bloke çekin davalı bankaya 02/06/2016 Perşembe günü teslim edilebildiğini, 03/06/2016 Cuma günü çekin takasa sokulabildiğini, araya hafta sonu girdiğinden işlemlerin 06/06/2016 tarihinde tamamlanabildiğini, ipoteğe dair taşınmazın ara dönemde değerinin tespiti için incelemesi yaptırıldığını, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümleri gereği davalı bankanın teminatta bulunan taşınmazların değerinin düşüp düşmediğini ve bu sebeple teminat açığı oluşup oluşmadığını kontrol amacıyla ekspertiz incelemesi talep etme hakının olduğunu, yapılan inceleme sonucu ekspertiz ücretinin 07/03/2016 tarihinde davacı şirket hesabından tahsil edildiğini, ekspertiz incelemesi yaptırılırken davacı şirketin hiçbir itirazı bulunmadığını, kredi borçlarını teminen tesis edilen ipoteğin davalı bankaca fek işlemine tabi tutulduğunu ve ilgili tapuya hitaben 27/05/2016 tarihli fek yazısı hazırlandığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı bankanın ipotek fekki durumunda ücret isteme hakkı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/04/2018 tarih 2016/741 Esas 2018/492 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı banka arasında 12/02/2013 1.300.000 TL limitli ve 07/08/2015 tarih 6.500.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 12/02/2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince davacıya nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığı, davalı banka tarafından kullandırılan kredilerin teminatı olarak Kocaeli, …, … köyü, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın 8.000.000 TL üzerinden ipotek alındığı, davacı tarafından kullanılan kredi risklerinin kapatılması için dava dışı …A.Ş tarafından keşide edilen 02/06/2016 tarihli 2.060.000 TL tutarında ve … nezdindeki hesap üzerine düzenlenen bloke çekin davalı bankaya teslim edildiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler kapsamında yapılan inceleme sonucunda; faiz, faiz dışı tahsil edilen ücret, komisyon, masraf yönünden; noter ekstre gönderim ücreti olarak fazladan tahsil edilen 247.48 TL.nin dava tarihinden itibaren, hesap işletim ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 183.75 TL.nin dava tarihinden itibaren, ekspertiz ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 716 TL.nin 245 TL.sinin 02/09/2015 tarihinden, 471 TL.sinin 07/03/2016 tarihinden itibaren, ipotek fek ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 9.500 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren, 250.000 TL bedelli krediyle ilgili olarak hesaplanan ve fazladan tahsil edilen 1.798.84 TL’lik faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davacıya iadesinin gerektiği, yine davacı tarafından davalının bildirimi üzerine hesapların kapatılması amacıyla verilen … A.Ş.nin … nezdindeki hesabı üzerine blokeli 02/06/2016 keşide tarihli 2.060.000 TL bedelli karşılıksız çıkma ihtimali bulunmayan bloke çekin davalı banka varlıklarına 03/06/2016 tarihinde dahil edildiğinin kabulünün gerektiği, davalının çeki geç tahsil etmiş olmasının davacı sorumluluğunda olmadığı, dolayısıyla 2.000.000 TL tutarındaki kredi için 3 günlük fazla hesaplanan 2.800 TL.lik faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte iadesinin gerektiği, fazlaya ilişkin taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek…” gerekçesi ile;Davanın KISMEN KABULÜ ile;-9.500,00 TL ipotek ücretinin 06/06/2016 tarihinden itibaren,-1.798,84 TL faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren,-2.800,00 TL gecikme faizi kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren, -247,48 TL noter masraf kesintisinin dava tarihinden itibaren,-183,75 TL hesap işletim ücreti kesintisinin dava tarihinden itibaren,-716,00 TL ekspertiz ücreti kesintisinin 245,00 TL sinin 02/09/2015 tarihinden, 471,00 TL sinin 07/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Müvekkili banka ile davacı şirket arasında Rotatif (BCH) krediler kullandırıldığını, ayrıca muhatabı Marmarabirlik olan 10/08/2015 tarihli 1.500.000.TL tutarlı teminat mektubu aldığını, Davacı şirketin müvekkili bankaya olan kredi borçlarını temin etmek üzere … ili … İlçesi … Mah. … parseldeki taşınmaz üzerine de müvekkili banka lehine 07/08/2015 tarihinde 8.000.000.TL tutarlı birinci derece ipotek tesis edildiğini, Bu süreçte zaten davacı tarafça net olarak bilinmesine rağmen kapatılmak istenen kredilerden … referanslı olan 250.000.TL’lik kredinin vadesinin 21/05/2016 tarihi olduğu, en geç bu tarihte davacı şirketçe ödenmesinin muhakkak yapılması gerektiği, yoksa kredinin gecikmeye düşeceği ve gecikme faizi işleyeceği defalarca müvekkili banka şube yetkililerince davacı şirket yetkilisi …telefon görüşmelerinde ifade edilmesine rağmen maalesef bu tarihte davacı şirket tarafından ödeme yapılmadığı ve doğal olarak bu referanslı kredi için gecikme faizi ve BSMVsi doğduğunu, hatta yine müvekkili banka yetkilisi … tarafından 20/05/2016 tarihinde davacı şirket yetkilisi … atılan e-posta ile tüm kredilere dair yarıntıları gösterir kredi karton dökümleri yine gönderildiği, Nihayetinde belirlenen kapama tutarını içerir bloke çek müvekkili bankaya 02/06/2016 perşembe günü saat 16:00 civarlarında teslim edilebildiği, 03/06/2016 cuma günü çek takasa sokulabildiğini, Davacının kapamaya konu kredilerden … referanslı kredinin vadesinin 21/05/2016 tarihi olduğunu bilmesine rağmen, hatta bu konuda kendisi yazılı ve sözlü olarak müvekkili banka şube yetkililerince mütemadiyen uyarılmasına rağmen tamamen ihmali hareketlerde bulunarak kredisini vadesinde kapatmadığı ve gecikme faizi ve ferilerinin doğmasına bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, Yerel mahkemece bilirkişi raporunda hukuki ve fiili mesnedi ayrıntılı açıklanan hususlar çerçevesinde davacı taraf lehine bloke çek bedeline üç günlük faize hükmedilmemesi gerekliyken hukuka tamamen aykırı bir şekilde faize hükmedildiği, Ekspertiz yapılırken herhangi bir itirazda bulunmayan ve hesabında ekspertiz ücretinin tahsil edilmesine rıza gösteren davacı tarafın her nedense aradan bir buçuk sene geçtikten sonra açtığı dava ile ekspertiz ücretini dahi iade isteyebilmekte ve bunun için kredinin ticari kredi olması hususunu dahi dikkate almaksızın genel işlem şartları kavramını kullanmaya çalıştığını, ahde vefa ilkelerine tamamen aykırı bu hususu kati surette itiraz etmelerine ve ekspertiz incelemesine dair faturaları da sunmalarına rağmen verilen iade kararının hukuka aykırı olduğunu, Genel kredi sözleşmesinin özellikle kredinin teminat karşılığı kullandırılması başlıklı 7. ve yine faiz, komisyon, vergi, fon ve masraflar başlıklı 4. maddeleri bu konuda davacı şirketin mükellefiyetlerini net bir şekilde ortaya koymakta ve taraflar arasındaki akdi mutabakatı belirtmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/741 Esas 2018/492 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan haksız tahsil edildiği belirtilen ipotek fek ve vergi bedeli, noter masrafı, ekspertiz ücreti, ücret, komisyon, masraf adı altında kesintiler ile haksız tahsil edilen gecikme faizinin tahsiline ilişkindir.Davacı, davalı bankadan ipotek karşılığı rotatif kredi kullanıldığını, haksız olarak ekspertiz ücreti, noter masrafı, kredi komisyonu, masraf adı altında kesinti yapıldığını, kredinin kapatılmak istendiğini, kredi borcunun taraflarına geç bildirildiğini, bu nedenle haksız olarak faiz işletildiğini, kredi borcunun blokeli çek ile kapatılmasına rağmen çek bedelinin gecikmeli tahsili suretiyle haksız faiz işletildiğini, ipoteğin fekki için kendilerinden fazla miktarda bedel alındığını belirterek bu bedellerin tahsilini talep etmiş, daha sonra talebini ıslahla arttırmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, faiz dışı tahsil edilen ücret, komisyon, masraf yönünden, noter ekstre gönderim adı altında fazladan 247.48 TL, hesap işletim ücreti yönünden 183,75 TL, ekspertiz ücreti adı altında 716 TL, ipotek fek ücreti adı altında 9.500 TL, fazladan tahsilat yapıldığı, 250.000 TL krediyle ilgili olarak kredi talebinde belirlenmiş ödeme vade tarihi bulunmadığı, davalı banka tarafından TBK 117 maddesi anlamında davacı şirkete borç ihtarında bulunulmadığı, davacının temerrüde düşürülmediği, akdi faiz talep edilebileceği, temerrüt faizi talebinin haksız olduğu, haksız olarak fazladan tahsil edilen 1.798,84 TL’nin iadesi gerektiği, davacının kullandığı kredileri blokeli çek ile kapatmak istediği, kullandığı kredi riski için davalı bankaya 02/06/2016 tarihinde 2.060.000 TL bedelli blokeli çek verdiği, çekin en geç 03/06/2016 tarihinde kredi borcuna mahsup edilmesi gerektiği, davalı bankanın ise 06/06/2016 tarihinde mahsup yaptığı aradaki günler faizinin haksız olduğu fazladan tahsil edilen faiz miktarı 2.800 TL’nin iadesi gerektiği belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmiştir. Davalı vekili 250.000 TL olarak kullanılan kredinin vadesinin 21/05/2016 tarihinde dolduğunu, bu bedelin en geç bu tarihte ödenmesi gerektiğinin davacı şirket yöneticisine defalarca telefonla bildirildiğini buna rağmen ödeme yapılmadığı için temerrüt faizi işletildiğini, alınan faizin yasal olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 21/05/2015 tarihinde kullanılan 250.000 TL bedelli kredinin kredi talebinde belirlenmiş bir ödeme tarihi bulunmamaktadır. Davalı söz konusu kredi borcunun 21/05/2016 tarihinde ödenmesi gerektiğini aksi halde temerrüt faizi işletileceğini davacıya telefonla bildirdiklerini ileri sürmüş ise de bunu ispatlayamamıştır. TBK’nın 117. maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Davalı borcun ödenmesi gerektiği konusunda davacıya usulüne uygun ihtar çektiklerini ispatlayamamıştır. Bu nedenle bu krediden dolayı davalı bankanın temerrüt faizi işletmesi haksızdır. Bilirkişice fazla tahsil edilen faizi miktarı tespit edilmiş, mahkemece haksız alınan temerrüt faizi miktarının iadesine karar verilmiştir. Davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davaya konu tüm kredi borcu. davacı tarafça 02/06/2016 tarihli blokeli dava dışı … ait çeki 02/06/2016 tarihinde davalı bankaya vererek kapatmıştır. Davalı banka ise çek blokeli olmasına rağmen söz konusu çeki en geç 03/06/2016 tarihinde kredi hesabından mahsup etmesi gerekmesine rağmen bedeli 06/06/2016 tarihinde mahsup etmiş, gecikme sebebi olarak hafta sonu nedeniyle çekin takasa geç verildiğini ileri sürmüştür. Söz konusu çek blokeli yani bedeli teminat altına alınmış çek olup tahsili konusunda her hangi bir sorun bulunmamaktadır. Çek keşide tarihi 02/06/2016 olup davacı tarafça bu tarihte davalı bankaya verilmiştir. Çek bir ödeme aracı olup özellikle bedeli blokeli olan çekin verildiği tarihte kredi hesabından mahsubu gerekir. Davalının çekin araya hafta sonu girmesi nedeniyle takasa geç verildiği savunması yerinde değildir. Çekin fiilen teslim alındığı tarihten itibaren kredi hesabından mahsup edilmeyerek fazladan faiz işletilmesi haksız olup bu bedelin iadesi yönündeki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de reddi gerekir. Davalı, davacıdan tahsil ettikleri ekspertiz ücretinin bağımsız ekspertiz şirketi faturasına dayandığını ileri sürmüş ise de, ilk yaptırılan ekspertiz işlemine ilişkin bankanın ekspertiz şirketine ödediği bedele ilişkin her hangi bir fatura sunulmamıştır. İkinci ekspertiz işlemi ise dava dışı … A.Ş.’ye yaptırılmış olup bilirkişice bu şirketin davalı bankaya kestiği fatura dikkate alınarak fazla tahsil edilen bedel tespit edilmiştir. Davalı banka müşterisi adına yaptığı masrafları müşterisinden talep edebilecek ise de bu talep edebileceği masraf bankanın ödemek zorunda kaldığı masraftır. Bundan fazlasının tahsili haksız olup, davalı banka ekspertiz ücreti olarak fatura bedelinden fazla miktar ödediğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı banka, her ne kadar faiz dışında ticari müşterilerinden talep edebileceği komisyon ve masraflara ilişkin olarak alınacak ücretlere dair ücret çizelgesini yayınlamış ise de, davacıdan tahsil ettiği ipotek fek ücreti bankacılık sektör ortalamalarının çok üzerindedir. İpotek fek ücreti ile ilgili bankanın yayınlamış olduğu ücret tablosu hakkaniyete, piyasa koşullarına ve dürüstlük kuralına aykırı olup, tahsil ettiği sektör ortalamasının üzerindeki ipotek fek ücreti haksız olup iadesi gerekir. Mahkemece sektör ortalaması üzerinde tahsil edilen miktarın haksız olduğu ve iadesi yönündeki kararı usul ve yasaya uygundur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.041,46.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 261,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 780,46.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.