Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/141 E. 2018/632 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/141
KARAR NO : 2018/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/358 Esas – 2017/805 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete taşıma hizmeti verdiğini, ancak alacağını tahsil edemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itiraz ettiğini, bu nedenle haksız itirazının iptaline, takibin devamına davalı şirketin % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan taşıma hizmeti almadığını, bu nedenle davayı kabul etmediklerini, kaldı ki temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden, takip öncesi faiz talebinin hukuki sebepten yoksun olduğunu, icra takibinde alacağın sebebi olarak cari hesap alacağına dayanılmış ise de, cari hesap sözleşmesinin eklenmediğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığını, beyan ederek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/10/2017 tarih 2016/358 Esas – 2017/805 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; icra takibinin dayanağı cari hesaba ilişkin bir sözleşme ya da mutabakat belgesinin ya da cari hesaba ilişkin sözleşme ilişkisini ispatlayacak fatura ve irsaliyenin sunulmadığı, davacı tarafça sunulan faturaların hangi tarihte kime teslim edildiği ile ilgili hususunu ispata muhtaç olduğu gibi faturaların davalıya gönderildiği hususunun da ispatlanamadığı, davacının ticari defterlerinde alacağı kayıtlı ise de, davacının her zaman tek taraflı düzenleyebileceği nitelikteki defter ve kayıtlarına dayanamayacağı, diğer delillerle bu alacağını ispatlaması gerektiği, davacının davaya konu icra takibinden dolayı ve takibe dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresi nedeni ile iddia ettiği bakiye alacağını yazılı delil ve belgelerle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı, bu haliyle davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davarın reddine, alacaklının kötü niyetli icra takibinde bulunuduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanısına varılmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” Davanın reddine,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme kararının dosyanın esasına aykırı olduğunu, bilirkişinin yaptığı ticari defter incelemesinde defterlerinin usulüne uygun olduğunu tespit ettiğini, alacaklarının da defterlerindeki mevcudiyetini açıkça tespit ettiğini, ayrıca alacaklarına ilişkin faturalarını da davalıya gönderdiklerini,
Faturaların tesliminde maalesef teamül haline gelen imza atmama ve isim yazmama eksikliğinin müvekkilinin mağduriyetine yol açmaması gerektiğini, kendilerinin verilen hizmetin ispatı için dosyaya davalı ile yapılan mail yazışmalarını da sunduklarını, bu maillerin de aralarındaki ticaretin ispatı olduğunu, ancak yerel Mahkemenin bu mailleri hiç dikkate almadığını,
Yerel Mahkemenin yemin deliline dayanmadıkları gerekçesine katılmadıklarını, dava dilekçesi ile birlikte sundukları delil listesinde her türlü kanuni deliler diyerek yemin delilini de ifade etmiş bulunduklarını, bu nedenle yerel mahkemenin bu gerekçesiyle önemli bir eksik inceleme yaptığını, son duruşmada yemin delilini hatırlatarak bunun sonucuna hüküm kurulması gerektiğini, bu nedenle verilen kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini ileri sürerek;
Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından açılan dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı davalıya taşıma hizmeti verdiğini iddia etmekte, davalı ise hizmet almadığını savunmakta olup, taşıma hizmetinin verildiği yönündeki ispat yükü davacı üzerindedir.
Davacı delil olarak fatura ve davalı çalışanları ile yaptığı e mail yazışmalarına dayanmış ise de; davacı tarafından dosyaya sunulan e mail yazışmaları taşıma hizmetinin verildiğini ispatlar nitelikte değildir. Yine delil olarak dosyaya sunduğu faturalarda taşıma hizmeti verildiğine ilişkin herhangi bir kayıt ve imza bulunmamaktadır. Tek taraflı olarak düzenlenen fatura tek başına hizmetin verildiğini de göstermez. Hizmet verildiğinin yazılı belge ile ispatı gerekmekte olup, davacı tarafça hizmetin veriliğine ilişkin yazılı bir belge sunulmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’ nun 03/03/2017 tarih 2015/2 esas 2017/1 karar sayılı içtihadı birleştirme kararına göre; 6100 Sayılı HMK’ nın yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde ” sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hakimin ispat yükü kendisine düşen tarafa “yemin teklifinde bulunma hakkı” nı hatırlatamayacağına karar verdiğinden ve davacıda dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcının, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 304,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 268,1 TL harcın davacı tarafa iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6- Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/06/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.