Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1401 E. 2019/1778 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1401
KARAR NO : 2019/1778
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/681 Esas – 2018/21 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müdürü ve ortağı olduğu … Ltd Şti ile aynı faaliyet kolunda iştigal eden … Ltd Şti ye ortak olması ve bu ortaklığı ile … Ltd Şti’ ni zarara uğratacak davranışlar sergilemesi nedeni ile haksız rekabet yasağına aykırılığın tespiti ile rekabet yasağının ihlali nedeni ile müvekkilinin mahrum kaldığı kar payı, zararı belirsiz alacak davası olarak kabulü ile, davalının ticari faaliyetine başladığı tarihten itibaren en yüksek faiz uygulanmak üzere tahsiline, … Ltd Şti tarafından kar payı dağıtımında, davalıya ödenmesi gerekecek bedel yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine tedbiren 3. kişiler … ve … Ltd Şti’ ye bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hissedarı olduğu … Ltd Şti’ nin müvekkilim ve … ile birlikte 2004 yılında kurulmuş olup, ortaklardan … hissesini bedelsiz olarak davacıya devrettiğini, davacının şirketin işleyişi ile ilgilenmediğini, 2016 yılından itibaren kira ve vergi ödemelerini müvekkilinin şahsi hesabından yapıldığını, şirket herhangi bir kazanç sağlayamadığını, Davacının dilekçesinde belirtilen Bakırköy Zuhuratbaba’ da kain … Apartmanı kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde, … adlı şirketin … adlı proje alacağına yönelik tekliflerin yapılmadığını, herhangi bir taahhüdün olmadığını, davacı tarafın dava dışı …’ ya ait hisselere düşen ödemeyi yapmadığını, … yapılması planlanan inşaatla ilgili teklifin davacı tarafa iletildiğini, yurt dışı iş olması ve yüksek sermaye gerektirmesi sebebiyle reddettiğini, görüşmelerin haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, davacının ekonomik bir zararının doğmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/01/2018 tarih ve 2017/681 Esas – 2018/21 Karar sayılı kararı ile; ” … Ticaret sicil memurluğuna yazılan müzekkere cevabında, … Ltd. Şti’ nin 01.12.2014 tarihinde tescil edildiği şirket ortaklarının …, … olduğu, şirket yetkilisinin 07.01.2016 tarihinden itibaren … olduğu anlaşılmıştır. Dava dışı … Tic Ltd Şti’ nin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, şirketin kuruluş tarihinin 11.04.2017 olup şirket ortaklarının …. olup ayrıca şirketin yetkilileri olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilaf konusu, davacı ile davalının ortak oldukları şirketin kuruluş tarihinden sonra aynı alanda faaliyet gösteren davalının başka bir şirket kurarark ortak ve yetkili müdür olması nedeneyle haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkindir. Davacının … Ltd Şti’nin ortağı, davalının şirket ortağı ve şirket müdürü olduğu, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, davalı gerçek kişinin ortak oldukları şirketle aynı alanda faaliyette bulunmak üzere kurulan şirkette ortak ve yetkili müdür olması sebebi ile haksız rekabet iddiasında bulunmuş olup, müdürün rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia edilmiştir, davacı gerçek kişinin haksız rakabete ilişkin iddialarla doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır, ileri sürülen iddialar şirketi ilgilendiren vakıalardır. Davacı gerçek kişinin şirkette ortak olması, haksız rakabet davasını kendi adına açması için yeterli olmadığından, davacı bakımından aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının, dava dışı …’ nın … San ve Tic. Ltd. Şti.deki hisselerinin 50 payını satın alarak …. Adlı şirkete ortak olduğunu, davalının ise bu şirkete daha öncesinde ortak olmuş kişi olduğunu, bu şekilde tarafların, … San ve Tic Ltd Şti’ nde % 50 hisse sahibi ortak olduklarını, şirket müdürlüğünü davalı …’ in üstlendiğini, hisse devri ve müdür atamasına ilişkin bu kararın Ticaret Sicil Gazetesi’ nin 25/10/2016 tarih ve 9183 sayısında ilan edildiğini, Şirket adına işlemler yapmaya yetkili olan davalı …’ in, … ile … yapılacak bir projenin görüşmelerini sürdürürken, davacı ile iletişimini kestiğini, hemen akabinde … isimli kişi ile…. Tic. Ltd. Şti. adında … ile aynı iştigal alanında faaliyet gösteren bir şirket kurduğunu, bu şirketin de … ile görüşmeleri tamamlayarak ve …’ daki inşaat projesi konusunda anlaşma yaptıklarını, Şirket müdürü olan davalının aynı konuda iştigal eden bir başka şirkete ortak olarak rekabet yasağını ihlal ettiğini, Davacı müvekkili ile davalının ortak oldukları … San ve Tic. Ltd. Şti’ nin yapacağı projeyi ortak olduğu diğer firmaya yaptırarak, …San ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı müvekkili …’ ün kar elde etmesini, para kazanmasını engellediğini, bu konuda şüphe olmadığını, Bu haliyle davalı aleyhine rekabet yasağını ihlal ettiğinden tazminat davası ikame edildiğini, ilk derece mahkemesinin “….Davacının … Ltd Şti’nin ortağı, davalının şirket ortağı ve şirket müdürü olduğu, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, davalı gerçek kişinin ortak oldukları şirketle aynı alanda faaliyette bulunmak üzere kurulan şirkette ortak ve yetkili müdür olması sebebi ile haksız rekabet iddiasında bulunmuş olup, müdürün rekabet yasağını ihlal ettiğini iddia edilmiştir, davacı gerçek kişinin haksız rakabete ilişkin iddialarla doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır, ileri sürülen iddialar şirketi ilgilendiren vakıalardır. Davacı gerçek kişinin şirkette ortak olması, haksız rakabet davasını kendi adına açması için yeterli olmadığından, davacı bakımından aktif husumet ehliyeti yokluğundan….” davanın reddine karar verdiğini, Oysa müvekkilinin, davalı ile birlikte … Ltd Şti’ ne ortak olmakla, şirketin kar ve zararına ortak olduğundan, şirketin kardan mahrum kalması aynı zamanda davacının da gelirden mahrum kalması anlamına gelmekte olduğunu, bu nedenle, davalının haksız nedeniyle, davacının mahrum kaldığı geliri talep etmek konusunda menfaati bulunmakta olduğunu, İlk derece mahkemesi kararının bu nedenlerle hatalı olduğunu beyanla; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davalının haksız rekabeti nedeniyle davacı müvekkilin uğradığı zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava dilekçesindeki talep, haksız rekabetin tespiti ve bundan dolayı davacının (mahrum kaldığı kar payı elde etmemekten kaynaklanan) zararının tazmini davası iken, 15/01/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konusu ise; davalının … şirketi ortağı ve yöneticisiyken … şirketinin yöneticisi ve ortağı olmasının … şirketi yönünden haksız rekabet oluşturup oluşturmadığıdır. Davacı vekilinin bizzat hazır bulunduğu duruşmada belirlenen uyuşmazlık konusu karşısında davanın, sadece haksız rekabetin tespitine indirgendiği, davacının talebini daralttığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 140/3- son cümlesine göre tahkikat, ön inceleme tutanağında belirlenen uyuşmazlık konusuna göre yürütülmek zorundadır ve mahkemece de yerinde olarak uyuşmazlık, ön inceleme duruşmasında belirlenen konu dahilinde sonuçlandırılmıştır. Mahkeme davayı … şirketinin açabileceği gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davayı reddetmiş, davacı istinafa gelmiştir. Davacı, (… şirketinin ortağı ve müdürü olan) davalının kurduğu … şirketine iş alması sonucu … şirketinin kar elde edemediğini dolayısıyla davacının da para kazanmasının engellendiğini, davacının şirketin elde edeceği kardan mahrum kalması nedeniyle davayı açma sıfatının bulunduğunu öne sürmektedir. Tarafların dava dışı … şirketinin ortakları oldukları ve davalının ilaveten şirket müdürü olduğu, davalının daha sonra kurulan … şirketinin de ortağı ve müdürü olduğu sabittir. Sonuç olarak; şirket ortağı ve yöneticisinin haksız rekabette bulunduğunun tespiti yönündeki davayı açma konusunda davacının sıfatı bulunmadığından mahkemece kurulan hüküm, usul ve yasaya, belirlenen uyuşmazlık konusuna uygun olup, istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 uyarınca reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.