Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1400
KARAR NO : 2018/1129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2018 Tarihli Ek Karar
DOSYA NUMARASI : 2018/2978 D. İş – 2018/2978 Karar
İSTEM : İhtiyati Haciz Kararına İtirazın Reddine İlişkin Ek Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince sunulan talep dilekçesi ile borçlunun 22/03/2017 vade tarihli ve 40.000,00 TL. Bedelli toplam 1 adet bonodan dolayı müvekkiline borçlu olduğunu, borcun vadesi dolduğu halde bugüne kadar ödemediğini, borçlu hakkında takibe başlayacaklarından ve icra takibinden haberdar oldukları için mallarını kaçırmasından endişe ettiklerinden buna mani olmak için borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi talep edildiği ve İlk Derece Mahkemesi tarafından 26/04/2018 tarihli karar ile 40.000,00 TL. alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere borçlunun taşınır, taşınmaz mallarının ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının %15 teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmiş ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine mahkememizce itirazın duruşmalı olarak incelenmesi yönünde 18/05/2018 tarihinde tensip düzenlendiği,
Borçlu vekilince sunulan itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine mahkememizin 2018/2978 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını, ihtiyati haciz talep eden … ile müvekkili arasında 16/08/2016 tarihinden önce ortaklık ilişkisi bulunduğunu, İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün… esas sa yılı icra dosyası aracılığı ile müvekkilinin işyeri merkezine ödeme emri geldiğini, öncelikle kambiyo senedinde tarafların yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemelerini yetkili tayin ettiğini, bu nedenle Anadolu Mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin …’a herhangi bir borcu bulunmadığını, ihtiyati haciz ve takibe konu kambiyo senedinde müvekkilinin ciranta olduğunu, müvekkili ile davalının yıllardır birbirini tanıyan akraba ve ortak olup birlikte iş yapan kişiler olduğunu, ancak 19 Ağustos 2016 tarihinde tarafların ortaklıklarını sonlandırma kararı aldıklarını, resmiyette olduğu şekliyle iç ilişkide de ortaklar ayrıldığını, hesaplar görüldüğünü, malların paylaşıldığını ve ibraların karşılıklı olraak verildiğini, Kartal ..Noterliği’nin…yevmiye 19 Ağustos 2016 tarihinde yapılan İbra Sözleşmesi’ni sunduklarını, takibe konu senedin bedelinin ibra sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere ödendiğini, davaya konu bononun keşide tarihinin 06/09/2013 olduğunu, ibra sözleşmesinden önce düzenlendiğini, her ne kadar senedin vade tarihi 22 Mart 2017 olarak gözüküyor ise de gerçekte bu senedi keşideci …’tan teminat senedi olarak alındığını, vade tarihi boş iken ibralaşmadan sonra doldurulduğunu, senet incelendiğinde ödeme tarihinin farklı bir kalemle başkası tarafından doldurulduğunun açıkça anlaşıldığını belirterek usul ve esasa ilişkin itirazlarının kabul edilerek kanuna aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmesini talep ettiği,
İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin duruşmada; mahkememize sunmuş olduğu tapu kayıtları ve işbu haciz kararından önce düzenlenmiş ibra sözleşmeleri nazara alınarak ihtiyati tedbire itirazlarının kabulüne karar verilmesini ayrıca müvekkilinin tacir olmadığını beyan ettiği, İhtiyati Haciz talep eden vekilinin duruşmada; ibra sözleşmesini kabul etmediklerini, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarında da ve diğer dairelerin içtihatlarında da belirtildiği üzere gerçek kişiler arasında yapılan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, aynı zamanda İİK 265 maddesinde ihtiyati hacze ilişkin itiraz sebeplerinin sınırlı sayıda belirtildiğini, bunların yetki, teminat bedeli ve ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğunu, itiraz eden vekilinin yetki yönündeki itirazının da hükme esas alınamayacağının anlaşıldığını, diğer itirazları da gerçekleşmediğinden bu nedenle itirazın reddini talep ettiklerini ve aynı zamanda ihtiyati hacze dayanak bononun ibra sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığı hususunun işin esasına girmek olduğunu bunun da yargılamayı gerektirdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 18/06/2018 tarihli ek kararı ile;
” … Tüm dosya kapsamı, borçlu tarafça mahkememize sunulan itiraz sebepleri ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar borçlu vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde mahkememizin yetkisiz olduğu belirtilmiş ise de ; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13225 esas 2015/12708 karar , 2014/12823 esas , 2014/18861 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere itiraz eden vekilinin müvekkillerinin tacir sıfatına hâciz olmadıklarını belirtmesi karşısında, senet üzerindeki yazılı şekil şartının tarafların tacir olmaması nedeniyle geçerli olmadığı, İİK 258 ve 50 maddeleri uyarınca talebin borçluların ikametgahının yapılması gerektiği ve bu nedenle mahkememizin yetkili olduğu ve TTK 730 maddesi uyarınca senet keşidecesinin hakkında ödeme tarihini izleyen iki iş gününde protesto çekildiği görülmüş, vade tarihinin sonradan 22 Mart 2017 olarak yazıldığı belirtilmiş ise de bu hususun ispatlanması yargılamayı gerektireceği anlaşılmakla ve İİK nın 258 ve 265 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde borçlu tarafından 27/12/2017 tarihli ihtiyati haciz kararına ilişkin yapılan itirazın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” İhtiyati haciz kararına yönelik itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/2978 D.iş sayılı dosyadan verdiği ihtiyati hacze itirazın reddi kararının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu,
İhtiyati Haciz Talep eden … ile müvekkili arasında 16/08/2016 tarihinden önce ortaklık ilişkisi bulunduğunu,
Karşı tarafın başvurusu sonucu yerel mahkemenin vermiş olduğu İhtiyati Haciz Kararı’ nın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı icra dosyası aracılığı ile kendilerine ödeme emri gönderdiğini ve haciz işlemi uyguladığını, bu ödeme emrinin iptali için İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2018/ 562 E. sayılı dava açıldığını,
İhtiyati Haciz kurumunun alacaklı bakımından aranan şartlarından birinin ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması gerektiği olduğunu, oysa ki müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden …’a herhangi bir borcu bulunmadığını,
İhtiyati haciz ve takibe konu kambiyo senedinde müvekkilinin ciranta olduğunu, müvekkili ile davalı tarafın yıllardır birbirini tanıyan akraba ve ortak olup birlikte iş yapan kişiler olduklarını, ancak 19 Ağustos 2016 tarihinde tarafların ortaklıklarını (iç ilişkide) sonlandırma kararı aldıklarını, resmiyette olduğu şekliyle iç ilişkide de ortakların ayrıldıklarını, hesapların görüldüğünü, malların paylaşıldığını ve ibraların karşılıklı olarak verildiğini,
Kartal …. Noterliği’ nin …. yevmiye 19 Ağustos 2016 tarihinde İbra Sözleşmesini ekte sunduklarını, takibe konu senedin bedelinin ödendiğinin ibra sözleşmesinden de anlaşılacağını,
Tarafların noterde düzenlenen bu ibra sözleşmesi ile yetinmeyip ayrıca kendi aralarında aynı gün geniş kapsamlı başka bir ibraname düzenlendiğini, ibranamelerin imzalanmasından sonra aynı gün aile adına olan gayrimenkullerin ibra doğrultusunda paylaşıldığını müvekkili adına kayıtlı 3 taşınmazın davacının babasına devredildiğini,
Alacaklı olduğunu iddia eden davalı bu ibralaşmadan sonra kötü niyetli olarak müvekkil aleyhine ihtiyati haciz kararı alarak belirtilen icra takibini açtığını, davaya konu bononun keşide tarihinin 06/09/2013 olduğunu, ibra sözleşmesinden önce düzenlendiğini,
Sonuç olarak takibe konu senede konu borcun ödendiğini, tarafların ibralaştığını, ihtiyati haczin şartlarından birinin borcun muaccel hale gelmiş olması olduğunu, borcun varlığı dahi tartışmalı iken bu şartlarda ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, borcun varlığının esastan bir incelemeye mahkum olduğunu, çünkü Mahkemeye sundukları noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ödeme yaptığını, borcun sona erdiğini ispat ettiğini,
Bu sebeple İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/2978D.iş sayılı 16/06/2018 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, itiraz ederek kaldırılmasını talep ettiklerini beyanla;
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/2978 D. İş sayılı 16/06/2018 tarihli ihtiyati hacze itirazın reddi kararının kaldırılarak kanuna aykırı olarak verilen İhtiyati Haciz kararının iptaline, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İhtiyati haczin dayanağı olan bononun keşidecisi, …, lehdarı …’dır. Senet bedeli 40.000,00 TL’dir.
İhtiyati hacze itiraz eden ve istinafa başvuran lehdar …’dır. Bononun arkasında …’ın, ondan sonra ….’ın sonra da ihtiyati haciz talep eden alacaklı …’ın ad soyadları ve imzaları bulunmaktadır.
İtiraz ve istinaf eden lehdar borçlu, alacaklı ile aralarında Kartal …Noterliği’ nin 19/08/2016 tarih ve… no.l u işlemi ile tasdik edilmiş olan ibra sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığını öne sürmektedir. İbra sözleşmesinde, ihtiyati haciz talebinin ve kararının dayandırıldığı bononun açıkça somutlaştırılmadığı, bu itibarla 6098 sayılı TBK’nın 132. Maddesi kapsamında alacaklının dayandığı kambiyo senedindeki borcun sona erip ermediğinin duraksamasızın anlaşılamadığı, borçlunun iddiasının ancak İİK 72 maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir nitelik taşıdığı anlaşılmaktadır.
İİK 265. Maddesinde yazılı ihtiyati hacze itiraz nedenleri bulunmamakta olup, mahkemenin kararı usul ve yasaya uygundur. İstinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurunun HMK 353/1/b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlu tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden borçlu tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlu üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/11/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.