Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/140 E. 2018/885 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/140 Esas
KARAR NO : 2018/885 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/784 Esas 2017/627 Karar
TARİH : 14/09/2017
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı … tarafından keşide edilerek verilen 15.12.2014 keşide tarihli, 75.000-TL bedelli ve 30.12.2014 keşide tarihli, 75.000-TL bedelli çeklerin davalı bankaya tahsil için verildiğini, ilgili çeklerin 07.10.2014 tarihinde gerçekleşen terör olayları sonucunda davalı bankanın Çarşı-Kızıltepe/Mardin Şubesinde yanarak zayi olması nedeniyle mevzu çek bedellerinin tahsil edilemediğini ve bu nedenle zaara uğradıklarını belirterek davalı bankanın kusursuz sorumluluğu bulunduğundan sözkonusu çek bedelleri toplamı olan 150.000-TL’nin 30/01/2014 tarihinden itibaren bankaların mevduata uygulanacağını bildirdiği faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili banka şubesinin 08/10/2014 tarihinde gerçekleşen terör eylemleri sonucu yıkıldığını ve dava konusu çeklerinde bu olay sonrasında zayi olduğunu, davacı tarafın söz konusu çeklere dayanarak keşideci aleyhine yaptığı takibe yapılan itirazın iptalini teminen itirazın iptali davası açmasında hukuken bir sakınca bulunmadığı gibi bu davayı açarak alacağına kavuşmasının mümkün olduğunu, davacının dava konusu çeklerin zayi olması sonrasında müvekkili banka kayıtlarını da delil olarak göstererek açabileceği bir çek iptali ve zayi davası sonucunda alacağı karar ile mevzu çeklerin bedelini keşideciden tahsil edebileceğini, davcı tarafın dava konusu çeklere ilişkin alacağını tahsil etme imkanından mahrum olmaması nedeniyle çek bedellerinin müvekkili bankadan talep hakkına sahip olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 14/09/2017 tarih 2016/784 Esas 2017/627 sayılı kararında;
“Davanın alacak davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı tarafça davalıya teslim edilen çeklerin, çıkan yangında yanmış olması ve davacının alacağını çek borçlusundan tahsil edememiş olması nedeniyle, davalıdan çek bedelini talep edip edemeyeceği, talep şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı,
Çekin bankaya tahsil cirosu ile verildiği, ancak toplumsal terör olayları sonrası çıkan yangında zayi olduğunun sabit olduğu, bu durumda davacının çek bedelinin tahsili için öncelikle çek borçlularına başvurmadan, doğrudan bu bedelin davalıdan tahsilini talep edemeyeceği, davacının, asıl borçlu keşideci ve varsa kendinden önceki cirantalara başvurup, başvurusu karşılıksız kalmadan, çekin karşılıksız olduğu ispatlanmadan bankanın sorumluluğunun doğmayacağı, davacının çek keşidecisine karşı her ne kadar ilamsız takip yoluyla takip yapmış ise de; dava dışı çek keşidecisinin takibe itirazı sonrası, bu itirazı hükümsüz hale getirmek için banka kayıtlarına da dayanmak suretiyle keşidecinin itirazını iptal ettirip, takibe devam ederek buna rağmen alacağını tahsil edememesi halinde davalıya başvuru hakkı bulunurken, takibe itirazdan sonra, doğrudan davalıya başvurmasında, henüz asıl borçlusuna karşı başvuru yollarını tüketmediğinden davalıdan talepte bulunamayacağına…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu,
Müvekkili firmanın …’dan 30.12.2014 tarihli 5948140 nolu, 75.000 TL tutarındaki …bank Megacenter Şubesi, 15.12.2014 tarihli …nolu 75.000 TL tutarındaki …bank Megacenter Şubesi olmak üzere iki adet çek aldığını,
Çeklerin diğer davalı … Bankası Çarşı / Kızıltepe / Mardin Şubesine 03/10/2014 tarihinde teslim edildiğini,
Teslimden sonra çeklerin davalı bankanın şubesinde çıkan yangın nedeniyle yanarak zayi olduğunu, buna ilişkin banka şubesinden verilen yazıda söz konusu iki adet çekin şubede yandığı ve zayi olduğu hususunun davalı bankaca kabul edildiğini,
Çekin zayi olması sonrası çek keşidecisinden çek bedellerinin talep edildiği, çek bedellerinin müvekkili firmaya ödenmemesi üzerine de davalı … aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından çek fotokopileri dayanak gösterilerek ilamsız takip başlatıldığını,
…’ın takibe itiraz etmesi sonucu, ellerinde sadece çeklerin fotokopileri bulunduğundan dolayı itirazın iptali davası açamadıklarını,
Davalı bankanın bir güven ve itibar kurumu olup en hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğunu, çek gibi bir kıymetli evrakı çıkan yangında koruyacak tedbirleri almaması nedeniyle çekin zayi olmasından ve müvekkilinin çek vasfından kaynaklanan takibi yapamamasından ve çek bedellerinin tahsil edilememesinden sorumlu olduğunu,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/784 Esas 2017/627 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, davalı bankaya tahsil için davacı tarafından ibraz edilen çekin banka tarafından kaybedilmesine dayalı olarak çek bedeli zararının vekil olan bankadan tahsiline ilişkindir.
Dava konusu çekin hamili olan davacı tarafından davalı bankaya tahsil amacı ile verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Esasen bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bankanın çeki kaybetmesi sonucunda hamil olan davacının çek bedelini bankadan isteyip isteyemeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Bankalar birer güven ve itimat kurumlarıdır. Davalı banka kendisine tahsil için tevdi edilen çeki kaybetmiş ve davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Bu durumda davacı davalının haksız fiilinden kaynaklanan zararının tazminini davalıdan isteyebilir ise de,
TTK’nun 818/1-f maddesi delaletiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Yasa’nın 688 ncü maddesinde belirtildiği üzere tahsil cirosu tevkili tazammun eder. Bu itibarla olayda davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişki vekalet akdidir. Bu durumda davalının sorumluluğu Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi hükümlerine tabidir. Bu itibarla davalı bankanın sorumluluğuna hükmedilebilmesi için öncelikle davacının zarara uğraması ve bu zarar ile davalı bankanın eylemi arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Yargıtay 11. HD 2015/10197 E., 2016/4690 K. ve 2016/5194 E., 2017/7082 K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Dosya içinde bulunan belge ve bilgilerden, davaya konu çekin keşideci .. tarafından hamiline olarak keşide edildiği, davacı tarafından çeklerin tahsil amacıyla davalı bankaya verildiği, çeklerin davalı banka elinde iken zayi olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Söz konusu çeklerin zayi nedeniyle iptaline karar verildiğine ilişkin dosyada bir bilgi bulunmamaktadır.
Somut olayda her ne kadar davacı tarafından çek bedelinin tahsili hususunda keşideci aleyhine takip yapılmış ve keşidecinin takibe itirazı üzerine takip durmuş ise de bu durum bankanın sorumluluğuna gidilmesi için yeterli değildir. Davacı tarafça çek nedeniyle çekten dolayı sorumlu olanlar aleyhine yasal yollar tüketilerek bu yolla alacağın tahsil edilememesi halinde zararın doğacak olması ve bundan sonra davalı bankadan zararın tahsilini talep edebilecek olması karşısında, yasal yollar tüketilmeden davalı bankadan talepte bulunmasına imkan bulunmamaktadır. Davacı tarafça keşideci aleyhine yapılan takibe itiraz üzerine yasal yollar tüketilmeden davalı banka aleyhine iş bu dava açılmıştır.
Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gibi istinaf nedenleri de yerinde olmadığından ve kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 03/10/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.