Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1399 E. 2018/1365 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/413
KARAR NO : 2018/1293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/910 Esas – 2017/585 Karar
DAVA : İstirdat
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ticari alım satım nedeni ile dava dışı …. Ltd. Şti.’nden … Bankası İstanbul Nato Yolu Şunesine ait, keşidecisi…. Tic. Ltd. Şti. Olan, … Tic. A.Ş. emrine yazılı, 0000191 çek seri nolu, 31/01/2015 keşide tarihli, 7.200,00 TL bedelli çeki; 10/11/2014 traihli tediye makbuzu ile müvekkilime teslim edildiği, 12/11/2014 tarihinde, şirket çalışanı…elinde iken … plaka sayılı araçtan çalındığı, çekle ilgili Konya 1. ATM nde 2014/1269 Essa sayılı çek iptali davası açıldığı, davaya çeki elinde bulunduran davalı …’ın da müdahil olduğu, çekin arka yüzündeki ciro kaşesinin ve imzanın sahte olup müvekkilim şirket yetkilisine ait olmadığı, çekle ilgili CBS na sahtecilik suç duyurusunda bulunulduğu, çekin gerçek yasal hamilinin müvekkil şirket olduğundan, çekin davalıdan istirdadı ile müvekkiline verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmakta, davalının dava konusu çeki, …. isimli şahıstan kira ve ecri misil bedeli olarak ciro yolu ile teslim aldığını, çek bedelinin tahsili için bankaya ibraz ettiğinde çekin Konya 1. ATM kararı ile tedbirli olduğunu öğrendiğini, bu nedenle Konya 1. ATM ndeki davaya müdahil olduğunu, müvekkil çeke iyi niyetli ve yasal hamil olduğundan, davanın reddine karar verilmesini ileri sürmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/05/2017 tarih ve 2015/910 Esas – 2017/585 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Somut olayda çek hamilinin şikayet haklarını da kullandığı nazara alınarak savcılıklarca yürütülen soruşturma ve kovuşturmaların beklenmesinde yarar görülmüştür. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 23/03/2017 gün ve 2016/196 E. 2017/58 K. sayılı kararında davacı tarafın şikayeti üzerine dava dışı … isimli kişinin resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum olduğu belirlenmiştir. Ceza dosyasının içeriği incelendiğinde çekin davacıdan önceki cirantalarının … ve … olduğu, davalının çeki bir borcundan dolayı ev sahibi olan davalıya kira borcuna mukabil ciro ve teslim ettiği anlaşılmaktadır. …’ın da çeki iktisapta kötü niyetli olduğuna dair bir karine yoktur. …n dava dışı … isimli kişinin yanında şoför olarak yanında çalışmış, ücret alacağının bir kısmı dava konusu çekle kendisine ödenmiştir. … isimli kişinin çeki cirolarken …Elektronik kaşesini kullanarak ve sahte imza atarak çeki devrettiği belirlenmiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere davalının çeki gerçek bir hukuki ilişkiye dayalı olarak malum bir kişiden iktisap ettiği, çekin gerçek bir borca karşılık alındığı, davalının kiracısı olan önceki ciranta …’ dan şüphelenmesi için bir sebep görülmediği nazara alındığında TTK 792. maddesinde yazılı şart gerçekleşmediğinden davanın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” 1-Davanın REDDİNE, … “karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Dava konusu çekin müvekkil çalışanı nezdinde iken çalındığının ve devamla çek üzerinde resmi belgede sahtecilik suçunun işlendiğinin tüm dosya kapsamı incelendiğinde anlaşılmakta olduğunu, buna bağlı olarak söz konusu çekin davalının eline geçtiğinde davalının, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiğini veya bu hususta kusurlu davrandığını, davalının iyi niyetinin hiçbir şekilde ispat edilemediğini, tüm bu hususlara rağmen yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasayla bağdaşmadığını, bu sebeple söz konusu kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurma zarureti doğduğunu beyanla;
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/910 E – 2017/585 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, 6102 sayılı yasanın 792. maddesi uyarınca çek istirdadına ilişkindir. Dava, esas itibariyle, menkullerin iadesini sağlamak için açılan “menkul davası” mahiyetindedir (TMK m. 989). Medeni Hukuk’ ta bu dava gasp, çalınma veya ziya hallerinde sadece kötüniyetli değil, iyi niyetli zilyede karşı da açılabilir. Halbuki, muamelâttaki emniyeti korumak gerekçesiyle, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama yapılmış ve ayni haklardaki genel prensipten ayrılınarak, söz konusu davanın yanlızca, kötüniyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir (TTK m 686/2, 778/1, 792), (Öztan, Fırat: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2016, sh 61 vd). Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davalı çeki ciro yoluyla hamil olup, TTK 792. maddesi uyarınca hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin ya da iktisapta ağır kusurlu olduğunun ispatı halinde çeki geri verme yükümlülüğü vardır. Davalı muntazam ciro silsilesi ile TTK 790. maddesi uyarınca çekte meşru hamil olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne üç çekle ilgili açılan çek iptal davasında, işbu davanın davalısı müdahil olduğu ve 31/05/2015 keşide tarihli 7.200 TL çekin hamili olduğunu ve çeki elinde bulundurduğunu, çekin üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. TTK’ nın 730/20 inci maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken TTK’ nın 675′ inci maddesi gereğince, elden çıkan poliçe getirilse mahkeme istirdat davası açmak üzere dilekçe sahibine mehil verir. Davacı, bu mühlet içinde dava açmazsa, poliçe mahkemeye getiren kişiye geri verilir, muhatap hakkında ödeme yasağı kaldırılacaktır.
Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 13/07/2015 tarih ve 2014/ 1269 Esas, 2015/509 Karar sayılı karar ile; davacıya dava konusu çekle ilgili olarak iade davası açmak üzere iki hafta süre verildiği, ancak davacı tarafça süresi içinde iade davası açmadığı belirtilmek suretiyle çekin ibrazı nedeniyle dava hakkında karar tayinine yer olmadığına, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, diğer iki çekle ilgili olarak da çeklerin iptaline karar verilmiş, davacının temyizden feragat etmesi üzerine kararın 08/12/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Eldeki dava, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu süre içinde açılmamış ise de, sonradan açılmasına yasal bir engelin bulunmadığı, sonuçta iptal davası hasımsız açıldığı için mahkemenin karar tayinine yer olmadığına dair kararın kesin hüküm etkisi olmadığı, emsal alınan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 10/03/2008 tarih, E.1593/ K. 2914 esas alındığında davacının istirdat iddiasının incelenebileceği anlaşılmaktadır.
6762 sayılı TTK’ nın ilgili hükümleri nazara alındığında, hak sahipliğine ispat vazifesi başlıklı 702′ inci maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. TTK’ nın 704′ üncü madde düzenlemesine göre de; çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, İster hamile yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702′ inci maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükelleftir. Yani, kendi hakkı düzgün bir silsile ile birbirine bağlı cirolardan anlaşılan son hamil, çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak ele geçirdiği ispatlanamayan hallerde çeki geri vermeye zorlanamayacaktır.
Dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucu, dava konusu çek ile birlikte iki çekin daha çalındığını ileri sürerek çeklerin iptalini talep etmiştir. Çekin bankaya ibraz edildiği 04/12/2014 tarihinde çek hamili davalı tarafından bankaya ibrazından sonra çekte mahkemece verilmiş ödeme yasağı kararı bulunduğundan, çekin üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Davalının, dava dışı kendisinden önce gelen …’ ın beyaz cirosu ile çeki devir aldığı ve bu şekilde bankaya ibraz ettiği, ciro silsilesinden meşru hamil olduğu anlaşılmıştır.
Çekin çalındığı iddiası sonrası çekte cirosu bulunan dava dışı …isimli şahıs hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, ceza dosyasında dava dışı …’ ın katılan sıfatı ile ceza davasına katıldığı, mahkemenin 23/03/2017 tarih ve 2016/196 Esas, 2017/58 Karar sayılı kararı ile, atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği, dava konusu edilen çekin dosyada delil olarak saklanmasına karar verildiği, kararın içeriğinden çekteki keşideci imzası ile çekin tedavülü için lehtar adına atılan cirodaki imzaların davalı … ve …r,…, …’a ait olmadığı, çekin arka yüzündeki ikinci ciro olan … Elektronik Sistemlerine ait ciro imzasının …’ a ait olduğu tespit edilerek, … hakkında atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği, mahkemece İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin kararı esas alınarak, davalının çeki iktisabının kötüniyetli olmadığı, davacı tarafça aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Sonuç itibariyle; somut olayda davalının çek iktisabında ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu iddiası dosya kapsamına göre davacı tarafça yasal delillerle kanıtlanamadığından, istinafa konu karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.