Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1393 E. 2019/1902 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1393 Esas
KARAR NO : 2019/1902 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/873 Esas – 2018/352 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle satılan mallar için 31.171,50 TL fatura ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi ile davalı işyerinde haczedilen malların yediemine teslim edildiğini, davalının icra takibine ve borca itirazı olmadığı için resmi icra taahhüdü alındığını, taahhüt sonrasında borcun ilk taksidini ödediğini, borçlu vekilinin tebligatın usulsüz yapıldığı iddiası ile açtığı dava sonucunda tebliğ tarihinin 23/11/2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği ve icra takibinin durduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptalini, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, icra takibinin ve davanın yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, davaya dayanak takibe konu fatura bedeline ilişkin herhangi borç bulunmadığını, davacının taahhütlerinden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini, müvekkili şirkete herhangi bir mal teslimi gerçekleşmemesine rağmen davacı tarafından fatura kesildiğini, usulsüz tebligata dayalı olarak yapılan cebri icra tehdidi altında ve haciz sırasında alınan ödeme taahhüdünün geçerli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 12/04/2018 tarih 2016/873 Esas – 2018/352 Karar sayılı kararında;”…Alınan bilirkişi raporunda; davacı firmanın inceleme konusu yapılan 2013-2014 yıllarına ait ticari işletme defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış tasdiklerinin yapıldığı, davacının inceleme konusu yapılan ticari defterlerinde takip ve dava konusu 31.171,50 TL irsaliye faturanın kayıtlarında yer aldığı, ancak, takip konusu irsaliyeli faturası üzerinde teslim alan bilgilerinin yer almadığı, davalı tarafın bağlı olduğu Beyazıt Vergi Dairesi kayıtlarından davalının Ekim 2014 dönemine ait BA formu dökümünde takip ve dava konusu faturanın araştırılabileceği bildirilmiştir. Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre, takip ve dava konusu faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, ancak, fatura içeriği mal teslimine ilişkin irsaliyeli faturada davalı teslim alan imzasının bulunmadığı, davalının, Beyazıt Vergi Dairesi’nin BA form kayıtlarında takip ve dava konusu faturanın yer almadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle alacağın varlığı ile miktarı davacı tarafça ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, takip alacaklısının kötüniyeti kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile;1-Davanın Reddine, 2-Koşulları oluşmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.359,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararını verirken eksik ve yanlış incelemelerle karar verdiğini ve davayı reddettiğini,Yerel mahkemece Beyazıt Vergi Dairesinin BA form kayıtlarında takip ve dava konusu faturanın yer almadığına ilişkin tespitin kabul edilmesinin mümkün olmadığını,Fatura tarihinden itibaren 1 yıllık süre için Ba formlarının istenmesinin talep edildiğini, ancak mahkemece karar verilmeden bu husus değerlendirmeye alınmadığını,Talebin reddinin açıkça eksik incelemeye mahal verdiğini, delillerinin eksik toplanmasına yine yargılamanın hatalı ilerlemesine sebep olduğunu, işbu talebin değerlendirmeden karar verilmesinin de silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu, iddia ve savunmalarının tam olarak dikkate alınmadığını, değerlendirilmediğini, dava dilekçesinde gösterilen bu delilin eksik araştırma ile toplanmadığını,İlk derece mahkemesi karar verirken ispat yükünün davacı da olduğunu belirtmişse de davalının ibrazdan kaçınmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı halde verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtları sunmamasının Yargıtay kararları gereği hukuki sonuçlarının bulunduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/11-862 Esas, 2012/251 Karar sayılı 28.03.2012 tarih) davalı, defter sunması için çıkarılan tebligat usulünce tebliğ edilmesine rağmen ticari defter ve kayıtlarını süresi içerisinde sunmadığını, Genel kurul kararının işaret ettiği üzere davalı yanın süresi içerisinde defter sunamamış olması, sunmuş olsa bile kayıtlarda dava konusu takibe dayanak faturaların yer almaması; davacı yanın, müvekkilinin defterlerinin usulünce tutulmuş olması karşısında aleyhe delil teşkil edeceği açık olup mahkemece bu husus değerlendirilmediğini, bu nedenle verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğunu,Karşı vekalet ücretinin haksız olduğunu, Kararın verildiği tarih itibariyle davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden davada müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin bozma nedeni olduğunu,Hukuken kabul anlamına gelmemek kaydı ile mahkeme karar vericek ise de doğru ve tam bir yargılamanın yapılabilmesi için belgelerin iyice araştırılması, kurumlardan delil belge ve tespitini eksiksiz yapmasının gerektiğini, ilk derece mahkemesi, açıkça eksik ve yetersiz inceleme ile karar verdiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; satıma dayalı 22/10/2014 tarihli ve 31.171,50 TL.lik fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. Yerel mahkemece, 23/03/2017 tarihli duruşmanın ara kararı ile davalı/borçlunun cevap dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisine yönelik yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. İtirazın iptali davası da yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. HMK’ nın 222/1 ve TTK’ nın 83/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilir. Ayrıca HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. YARGITAY 19 HUKUK DAİRESİ’ NİN 2016/7819 ESAS VE 2017/2738 KARAR SAYILI İÇTİHADINDA DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. 6098 sayılı TBK’nun 207 ve devamı maddelerinde düzenlenen satış sözleşmesinde, satıcının mal teslimini kanıtlaması gerekir. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin itiraza icra müdürlüğünce 16/11/2015 tarihli itirazın reddi kararı verildiği, İstanbul 2 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2015 Tarih ve 2015/1397 Esas, 2015/1232 Karar sayılı dosyasında karar verilmeden önce 23/11/2015 tarihinde yapılan hacizden sonra davalı tarafın icra müdürlüğüne başvurarak 27/11/2015 tarihinde tarafların katılımıyla icra müdürü tarafından taahhütname düzenlendiği, buna göre davalı/borçlu borcunu 2 taksit halinde ödemeyi kabul ettiği ve ilk taksidin davadan önce ödenmesi üzerine kalan miktar yönünden itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Mahkemece, fatura örneği eklenerek davalıya ait BA formlarının istenmesi için Fatih Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkereye Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden cevap verildiği, mahkeme gerekçesinde davalıya ait Beyazıt Vergi Dairesi’nin BA form kayıtlarında takip ve dava konusu faturanın yer almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş isede; Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen 09/10/2017 tarihli cevabi yazı ekinde 2014 yılı Ekim Ayı’na ait mal ve hizmet alımına ait KDV. Hariç kayıtlı bildirimlerin gönderildiği, incelendiğinde; 2. sırada davacı … tarafından kesilmiş 1 adet 28.862 TL.lik faturanın kayıtlı olduğu, davaya konu 22/10/2014 tarihli faturanın ise KDV dahil 31.171,50 TL. olduğu, %8 lik KDV miktarı çıkartıldığında fatura bedelinin 28.862,50 TL. olduğu, davaya konu faturada da KDV’siz miktarının bu kadar olduğu anlaşılmıştır. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’ nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Somut davada, davacı tarafların ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı ise ticari defterleri maliye incelemesinde olduğu için bilirkişi incelemesine ibraz edemediğini belirtmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre, usulüne uygun olarak tutulmuş davacı defterlerine göre davaya ve takibe konu faturalar kayıtlı olup takip konusu irsaliyeli fatura üzerinde teslim alan bilgilerinin olmadığı ancak takibe ve davaya konu faturanın davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olduğundan fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekeceği, davacı takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağı şartlarının oluşmadığı, bilirkişi raporuna görede asıl alacak, takip sonrası faiz ve harç ve masraflar olmak üzere dava tarihi itibarıyla davacının davalıdan 17.964, 88 TL. alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporunda tespit edilen miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, takip faturaya dayalı olup asıl alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacak yönünden %20 oranında davacıya icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davacı takip yapmasında kötü niyetli olmadığından ret edilen miktar yönünden davalının kötüniyet tazminat talebininde reddine karar verilmesi gerektiği halde yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç olarak; yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12/04/2018 tarih ve 2016/873 Esas – 2018/352 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE;İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin; 16.369,46-TL asıl alacak, 1.246,13-TL. Dava tarihine kadar işlemiş faiz, 349,30-TL. masraf ve harç olmak üzere toplam: 17.964,88-TL üzerinden devamına, asıl alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Asıl alacak olan 16.369,46.TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.273,90.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine İLK DERECE YÖNÜNDEN: 4-Alınması gereken 1.227,18.TL harçtan peşin alınan 163,17.TL harcın mahsubu ile bakiye1.064,01.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam: 163,17.TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarfedilen 500,00.TL bilirkişi gideri, 113,30.TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam: 613,30.TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan ve % 91 oranına tekabül eden 558,10.TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar yönünden hesap olunan 2.725,00.TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 11-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş gideri olmak üzere toplam: 129,60 TL.’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.