Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1389 E. 2019/1907 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1389
KARAR NO : 2019/1907
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/925 Esas – 2018/303 Karar
DAVA: Çek İstirdadı ve Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … … ve …San ve Tic, A.Ş.’nin yetkilisi ve ortağı olduğunu, müvekkili şirketin tekstil ve kumaş sektöründe hizmet verdiğini, şirket yetkilisi …şahsına, …ve … şirketlerine ait çok sayıda çek ve nakit paranın 22.01.2015 tarihinde aracın içerisinden çalındığını, bu konuda şüpheli ya da şüpheliler hakkında soruşturma yapılması ve haklarında kamu davası açılması yönündeki şikâyeti üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4149 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, akabinde çek iptali ve ödeme yasağı konulması için Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/72 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, çalınan çeklerin içinde … Sultançiftliği Şubesinin … seri numaralı 28.08.2015 keşide tarihli ve … emrine yazılı çekin de bulunduğunu belirterek müvekkilin haklı hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine, çeki elinde bulunduran davalının haklı hamil olmaması sebebiyle çeklerin istirdadına, bu tarihe kadar alacaklı …’la ilgili İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına icra baskısı altında ödeme olması halinde dava sonuçlanıncaya kadar paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verilmesine Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığının 2015/ 4149 soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davalı aleyhine alacağın % 20‘ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Çekler incelendiğinde ciro silsilesinin bozuk olmadığının açık ve net olarak görüleceğini, davacının çeklerle ilgisi de çek üzerinden görünmediğini, çeki iktisap eden kişinin bunu görmesi ve bilmesi imkanı bulunmadığını, aynı zamanda çekin yetkili hamilinin müvekkili olup, TTK. 686. ve 790. maddeleri de bu hususu desteklediğini, davacının kötüniyet iddiasının tamamen soyut ve delillendirilmediğini, müvekkilinin işbu çekleri alacağına karşılık olarak aldığını, ciro silsilesinde de bir bozukluk bulunmadığını, çekin üzerinde çalıntı olduğu ya da başka birine ait olduğu yazmaz ve bunun bilinme imkanı da bulunmadığını, davacı çeki çaldıran kişi olduğunu tanıkla ispatlayabilir fakat Çekin kötü niyetli olarak iktisap edildiğini iddia eden davacı bunu yazılı delille ispatlamak durumunda olduğunu, Bu husus TTK. 686. madde ikinci fıkra da açıkça belirtildiğini, çekin yetkili hamilinin müvekkil olması, ciro silsilesinin düzgün olması, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olması ve kötüniyet iddiasını ve iktisabında ağır kusur bulunduğunu destekler hiçbir delil bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/03/2018 tarih 2015/925 Esas – 2018/303 Karar sayılı kararında; ” … Davacının, dava konusu çekte; keşideci, lehdar ve ciranta olmadığı, takibe dayanak çekte davalı hamilin çekteki ciro silsilesi gözetilerek çeki ciro yoluyla devir aldığı ve dosya içeriğinden çeki kötü niyetli iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı, Davaya konu çekin kötü niyetli olarak iktisap edildiğini iddia eden davacının, bunu yazılı delille ispatlamak durumunda olup bu hususun, TTK. 686. madde ikinci fıkra da açıkça belirtildiği, davaya konu çekte ciro silsilesinin düzgün olması, davalının iyiniyetli üçüncü kişi olması ve kötüniyet iddiasını ve iktisabında ağır kusur bulunduğunu destekler hiçbir delil bulunmaması ve TTK 792 mad. göre davalı, ancak iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurluysa çeki geri vermekle yükümlü olduğu, Davalı, çeki şeklen düzgün, ciro silsilesine güvenerek iktisap etmiş olup davalı …’un kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğuna dair dosya kapsamı itibariyle delil olmadığı anlaşılmakla … ” gerekçesi ile; Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı müvekkilinin birçok çekinin hırsızlık olayı neticesinde çalındığını ve üzerine düşen tüm hukuki sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğinin delillerle sabit olduğunu, Şirket yetkilisi … 22.01.2015 tarihinde aracı içerisinden çok sayıda şahsına, … şirketlerine ait çok sayıda çekinin ve nakit parasının çalındığını, bu konuda şüpheli ya da şüpheliler hakkında soruşturma yapılması ve haklarında kamu davası açılması yönündeki şikâyeti üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/4149 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturmanın başlatıldığını, Davanın çek istirdadı ve menfi tespit talepli olduğunu, incelenecek olayın da hukuki bir fiil olduğunu ve her türlü delille ispatının mümkün olduğunu, ancak yerel mahkemece tanıklarının dinlenmediğini, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2011/8229 K. 2011/8844 T. 30.6.2011 ) Yargıtay İçtihatlarında “hamilin kötü niyetinin tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceği” belirtildiğini, ( Yargıtay 11. HD., E. 2016/1327 K. 2017/2198 T. 17.4.2017) İlk derece mahkemesince ticari defter inceleme talebinin değerlendirilmediğini, ticari defter incelemesinin yapılmadığını, işbu husus Yerleşik Yargıtay İçtihatlarıyla sabit olduğu üzere bozma sebebi teşkil ettiğini, (11. HD., E. 2016/1327 K. 2017/2198 T. 17.4.2017) ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava TTK’ nın 763.maddesine dayanan (menfi tespit) çek iadesi-istirdadı davasıdır. Davacının zayi nedeniyle çek iptali açtığı, dava konusu çekin davalı tarafından bankaya ibrazı üzerine mahkemece verilen süre içinde eldeki iade davasını açtığı, mahkemenin davalının kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, davacının istinafa geldiği anlaşılmaktadır. Davacı, davanın dayanağının hukuki bir fiil olduğunu ve her türlü delille ispatlanabileceğini, mahkemenin tanık dinletme talebini kabul etmediğini bu yüzden delillerinin toplanmadığını öne sürmüştür. Mahkeme kötüniyetin TTK 686/2 ye göre yazılı delille ispatlanabileceği gerekçesiyle tanık dinleme talebini reddetmiştir. Davacı, tanıklarının dinlenmesi ve davalı hamilin cirantasıyla arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti halinde, davalının kötüniyetinin ispatlanabileceğini öne sürmüştür. Davacı ayrıca çalınmaya ilişkin Küçükçekmece CBS’ de sürdürülen soruşturmanın bekletici mesele yapılmasını da dava dilekçesinde talep etmiştir. Savcılık soruşturması, sonucu itibariyle davayı etkileyebilecek durumdadır. Dava konusu çekte davacının görünür bir sıfatı yoktur. Davacı çeki lehdardan aldığını fakat cirolayamadan çalındığını öne sürmüş ve dava dilekçesi ekinde lehdarla arasındaki ticari ilişkiyi gösterir (lehdara mal sattığına dair) fatura örnekleri sunmuştur. Dava, çek istirdadı istemine ilişkin olup TTK 790-792. maddeleri kapsamında bu davada ispat yükü üzerinde olan davacı, öncelikle dava konusu çeki yedinde iken elinde olmayan sebeplerle yitirdiğini ve davalının çeki iktisabında haksız, ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunu ispatlamak zorundadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 10/04/2017 tarih ve 2016/1327 E – 2017/2198 K sayılı kararı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 30/06/2011 tarih ve 2011/8229 E – 2011/8844 K sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; davacı yan, meşru hamil olduğunu ispat bakımından lehtarla arasındaki ticari ilişkiye dair faturalara ve bu meyanda tanık deliline dayanmıştır. HMK’ nın 137. maddesine göre davacının tanıkları dinlenerek ibraz edilen faturalarla birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca ulaşılması gerekirken bunun yapılmaması ayrıca ceza soruşturması sonucunun beklenmemesi ve davalının cirantası ile arasındaki ticari ilişkinin belirlenmemesi davanın esasına ilişkin delillerin toplanmaması anlamına geldiğinden; davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 06/03/2018 tarih ve 2015/925 Esas – 2018/303 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 32,5 TL olmak üzere toplam 130,6 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.