Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1370 E. 2018/1141 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1370
KARAR NO : 2018/1141
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018 Tarihli Ara Karar
DOSYA NUMARASI : 2017/1157 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı)
DAVA TARİHİ: 20/10/2017
DAVA: Tasarrufun İptali- Davacıya Ait Olduğu İddia Edilen Payın Satışının İptali
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Birleşen davada davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilinin yanıltarak ve aldatarak müvekkilinin “… Ürünleri İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketin’deki” hisselerinin devrine ilişkin yapılan tasarrufun iptali ile devrin geçerli olmaması nedeniyle müvekkilinin ortaklığının devam ettiğine karar verilmesini, talepleri gibi karar verilmemesi halinde dava konusu hisselerin gerçek piyasa değerinin tespiti ile tespi edilen değerin davalılardan devir tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini, davalıların şirketin içini boşaltıp dava konusunda hükmedilmesi bedelin ödenmesinden kurtulmak ve başka türlü amaçlarla müvekkilinin aleyhine şirketle ilgili alınacak kararların alınmasına engel olmak amacıyla dava süresince şirket yetkilileri tarafından yapılacak her türlü işlemin kayyım kontrolünde yapılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin üzerine rehin ve ipotek konulmasını, gayrimenkuler ile ilgili uzun süreli kira sözleşmesi yapılmasına engel olmak üzere ihtiyai tedbir kararı verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/05/2018 tarih ve 2017/1157 Esas sayılı ara kararı ile;
” … İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin öncelikle; …’nun işbu dava ile aleyhlerine oluşabilecek durumları engellemek, şirketle ilgili davacıyı mağdur edecek kararlar almasına engel olmak, şirketin içini boşaltıp dava sonucunda hükmedilmesi muhtemel bedelin ödenmesinden kurtulmak ve başka türlü amaçlarla dava süresince davacının aleyhine şirketle ilgili alınacak kararların alınmasına engel olmak amacıyla, dava süresince şirket yetkilileri tarafından yapılacak her türlü işlemin kayyım kontrolünde yapılmasına ve şirketin evrakları ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak kasasının sayılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirket adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin, menkullerin ve şirket hisselerinin 3.şahıslara devir ve satışına engel olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin üzerine rehin ve ipotek konulmasına ve gayrimenkuller ile ilgili uzun süreli kira sözleşmesi yapılmasına engel olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik talebinin; davanın, esas ve birleşen davanın özü itibariyle davacı tarafından davalı …ya verilen vekaletnamenin içeriği konusunda kendisinin yanıltıldığını ve bu vekaletname kullanılmak suretiyle, davalılardan …’ya davalı şirketteki hisselerinin satışının gerçekleştirildiğinden bahisle; davalılar …’ya yapılan hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali ve davacı adına tesciline, karar verilmesi istemine ilişkin bulunduğu; davalı şirkettin yönetim organın bulunduğu; davalı şirket yönetim organının aldığı kararlar ve işlemlerinin kayyım kontrolüne bağlanması talebinin davanın niteliği itibariyle yasal dayanağının bulunmadığı gibi davalı şirketin menkul ve gayrimenkul mallarının dava/ uyuşmazlık konusu olmadığı; bu nedenlerle, davacının, davalı şirketle ilgili taleplerinin davanın niteliğine uygun bulunmadığından yasal koşulları oluşmayan talebin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;”Davacının, davalı şirkete kayyım atanmasına ve davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin yasal koşulları bulunmadığından reddine, …” karar verilmiş ve verilen karara karşı, birleşen dava davacısı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Birleşen davanın davacısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin söz konusu kararının hukuk kurallarına aykırı olup kaldırılması gerektiğini,
Davalılardan …’nun işbu dava sebebiyle müvekkili aleyhine olacak şekilde, şirketin içini boşaltabileceği, başka bir şirket kurarak tüm sermayeyi, şirketin malvarlığını ve şirkete ait tüm aktifleri bu şirkete aktaracağının kuvvetle muhtemel olduğunu, ayrıca şirkete yapılacak ödemelerin çoğu zaman şirket ortaklarının hesabına yapılması sebebiyle bu hesapların da işbu dava ile incelemeye alınması gerekli olduğunu, tüm bu nedenlerle teminatsız ya da takdir edilecek teminat karşılığında davalılar …’nun hem ortağı hem de yetkilisi, davalı …’nun ortağı, davalı …’nun ise yetkilisi olduğu “… Ürünleri İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin, menkullerin ve şirket hisselerinin 3. şahıslara devir ve satışına engel olmak için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, Davalıların müvekkili ve ailesinden habersiz vahim bir plan hazırlayarak önce müvekkilinin ailesini sonra da kendisinin şirketle olan bağlantılarını kesmeye çalıştığını ve bunda da başarılı olduğunu, bu planın son ve en önemli hamlesi olarak da müvekkilinin şirketteki hisselerini devir yetkisi veren vekaletnameyi müvekkilini aldatmak ve yanıltmak suretiyle müvekkilinden aldıklarını, müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmayan bu vekaletname ile şirket hisselerini kendi adlarına tescil ettirdiklerini, söz konusu devir işleminin geçersiz olması ve müvekkilinin bu sözleşmeyle bağlı olmaması sebebiyle işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, söz konusu devir işleminin geçersiz olduğunu ve müvekkilinin bu sözleşme ile bağlı olmadığını beyanla; İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/1157 Esas sayılı dosyasının 24.05.2018 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair ara kararına karşı İstinaf taleplerinin kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda;
– Davalılar …’nun, şirketle ilgili müvekkilini mağdur edecek kararlar almasına engel olmak, şirketin içini boşaltıp dava sonucunda hükmedilmesi muhtemel bedelin ödenmesinden kurtulmak ve başka türlü amaçlarla dava süresince müvekkili aleyhine şirket ile ilgili alınacak kararların alınmasına engel olmak ve şirket hisselerinin gerçek değerinin ortaya çıkarılması amacıyla dava süresince şirket yetkilileri tarafından yapılacak her türlü işlemin kayyım kontrolünde yapılmasına ve şirketin evrakları ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak kasasının, bilançosunun sayılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
– Davalılar …’ nun hem ortağı hem de yetkilisi, davalı …’nun ortağı, davalı …’nun ise yetkilisi olduğu “… Ürünleri İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin, menkullerin ve şirket hisselerinin 3. şahıslara devir ve satışına engel olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
– Şirket adına kayıtlı gayrimenkullerin üzerine rehin ve ipotek konulmasına ve gayrimenkuller ile ilgili uzun süreli kira sözleşmesi yapılmasına engel olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesine,
– Şirket hisselerinin gerçek değerinin tespiti açısından, davalıların şirketin aktiflerinin azaltılmasına engel olmak için Şirketin ve Şirket ortaklarının … Bankası, … ve …bank da bulunan hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Asıl dava, davalılardan …’ın noter olarak düzenlediği vekaletnamenin sahte olduğu, bu vekaletnamede vekil olarak görünen davalılardan … tarafından davacının dava dışı şirketteki hisselerinin diğer davalılara yanıltma ve aldatma ile satıldığı iddiasına dayalı satışın iptali ile davacı adına tesciline olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline ilişkindir. Birleşen dava ise davacı tarafından şirkete karşı açılmış olup, aynı maddi olgulara dayanılmış davacının davalı şirkette ortak olduğunun tespiti ile tasarrufun iptali, hisselerin davacı adına tescili olmadığı takdirde hissenin piyasa değerinin tahsili talep edilmiş bununla bağlantılı olarak şirketin malvarlığı üzerine tedbir konulması ve şirketin kayyım kontrolüne alınması ihtiyati tedbir yolu ile talep edilmiştir. Temel uyuşmazlık konusu davacının hisselerinin satışında kullanılan vekaletnamenin sahte olup olmadığı ve akabinde davalıların yaptıkları tasarrufun iptal koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Davalı şirketin organ boşluğu bulunmadığı gibi, davalı şirketin (birleşen davanın davalısı) malvarlığı dava konusu olmadığından, davacının iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece verilen red kararı usul ve yasaya uygun olup, yargılama ile belirlenebilecek iddialar kapsamında davacının devredildiği öne sürülen hisse senetlerinden dolayı şirketin yönetiminin kayyıma devri ile malvarlığı üzerine tedbir konulması yönündeki talep, HMK 389 v.d maddelerine uygun olmadığından mahkemece verilen karar dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK 353/1/b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen davanın davacısı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davacı vekili tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı, davacı vekili tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/11/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.