Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1365 E. 2019/1490 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1365 Esas
KARAR NO : 2019/1490 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/35 Esas 2018/388 Karar
TARİH: 16/07/2018
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ: 23/10/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava konusu … A. Ş. İzmit E-5 Şubesine ait, … çek numaralı, 30/01/2018 keşide tarihli, 10.000-TL bedelli çek ve … çek numaralı, 28/02/2018 keşide tarihli, 30.000-TL bedelli çeklerin … A.Ş tarafından müvekkili lehine keşide edildiğini, dava konusu çeklerin müvekkilinde iken yıkanmak suretiyle zayi olduğunu belirterek, zayi olan çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/07/2018 tarih 2018/35 Esas 2018/388 Karar sayılı kararında;”Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 651. Maddesi gereğince açılmış zayi nedeni ile çek iptali davasıdır. Dava dilekçesinde bahsi geçen çeklerle ilgili Ticaret Sicili Gazetesinde üç kez ilan yaptırılmış, yapılan ilanlara rağmen çekle ilgili mahkememize herhangi bir müracaatın yapılmadığı belirlenmiştir.Davacının dava dilekçesi incelendiğinde alacağına karşılık olarak aldığı çeke ilişkin iptal davası açtığı, 6102 sayılı TTK’ nın 651. Maddesinde kıymetli evrakın zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verileceği hususunun düzenlendiği ve TTK’ nın 651. maddesinde düzenlendiği üzere bir zayi durumunun somut olayda söz konusu olmadığı, zira davacının dilekçesinde belirttiği üzere çekin yıkandığı, dolayısıyla dava konusu çekin akıbetinin bilindiği, tedavüle girme endişesinin bulunmadığı, çalınma, kaybolma ya da iradesi dışında elinden çıkma durumunun söz konusu olmadığı, yapılan ilanlar ile bankaya yazılan müzekkere neticesinde davaya konu çekin ibraz edilmemiş olmasının bu durumu açıkca ortaya koyduğu anlaşılmakla davacının talebi yapılan duruşma sonunda (HMK Madde 137) dava şartı yokluğundan reddi gerektiği…” gerekçesi ile; Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece yapılan yargılama sonunda iptali istenen çeklerin yıkanmış olması sebebi ile zayi olmadığı, çekin akıbetinin bilindiği, çalınma kaybolma şüphesi olmadığı, bu sebeple de çek iptal dava şartı yokluğu sebebi ile reddine karar verildiğini, TTK 651.maddesindeki düzenlemede; “kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verebilir.” hükmü yer aldığını, Kıymetli evrakın iptali için kıymetli evrakın çalınma, kaybolma veya tedavüle girme endişesi gibi bir zorunluluğun kanunda yer almadığını, Bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/35 Esas 2018/388 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kıymetli evrak olan çek hakkında zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece TTK’ nın 651. maddesinde düzenlendiği üzere bir zayi durumunun somut olayda söz konusu olmadığı, zira davacının dilekçesinde belirttiği üzere çekin yıkandığı, dolayısıyla dava konusu çekin akıbetinin bilindiği, tedavüle girme endişesinin bulunmadığı, çalınma, kaybolma ya da iradesi dışında elinden çıkma durumunun söz konusu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kaybolma ve yitme anlamına gelen zayi olma; genel olarak çekin kullanılamaz hale gelmesi ya da çek elde bulunmakla birlikte içeriği anlaşılmayacak derecede yıpranmış olması hallerini kapsar. (GÜLTEKİN Özkan; ‘Öğretide ve Uygulamada Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali’ Ankara 2009, s. 49.) Çekin zayi olması; sel, deprem gibi doğal bir felaket ya da çalınma, yağmalama gibi bir olay sonucu çek zilyetliğinin kaybedilmesi veya yanma, yırtılma, karalanma gibi bir nedenle çekin kullanılamaz hale gelmesidir. (SEZER Ahmet; ‘Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası’ Kasım 2007, s. 82)İptal; kıymetli evrakta hak ile senet arasındaki sıkı bağlılığın, senedin zayi edilmesi halinde ortaya çıkaracağı haksızlıkları önleme ihtiyacından doğmuş olup, zayi edilen senedin hak sahipliliğinin teşhis fonksiyonunu ortadan kaldırarak, dilekçe sahibinin söz konusu hakka sahip olduğu konusunda bir karine yaratmak, bu hakkı senetsiz olarak talep etmesini sağlamaya yönelik nizasız kaza konusu bir işlemdir.( KAÇAK Nazif; ‘Açıklamalı-İçtihatlı Tüm Yönleriyle BONO POLİÇE ÇEK’ Seçkin Yayınları, 5. Baskı, Ankara 2010 s. 1018)İptal konusunun düzenlendiği TTK nın 651/1. maddede yer alan ‘Ziya’ kavramı, yalnız senedin rıza dışı elden çıkması değil, elde olmakla beraber işe yaramaz durumda bulunmasını da kapsar. O halde; iptal kararı, senet elde fakat işe yaramaz durumda olduğu takdirde ya da rıza dışı elden çıktığı zamanda ancak kimin elinde bulunduğunun bilinmediği durumlarda söz konusu olabilecektir.İptal kararının verilmesinden sonra, hamil, bu kararı borçluya ibraz edecek ve çek bedelini talep etme hakkına sahip olacaktır.”Çeklerin kaybolması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararı bir ilam olmayıp tespit niteliği taşımaktadır. Ayrıca, bu karar hasımsız olarak verilmiş bulunduğundan davada taraf olmayan iyiniyetli üçüncü kişileri bağlamaz (Yargıtay 12 HD. 2005/22653 E., 2005/26627K.)” Aynı husus Yargıtay 11. HD’nin pek çok kararında da belirtilmiştir. Somut olayda talep eden tarafından, talebe konu çeklerin yıkanması nedeni ile tahrifata uğradığı ve okunmaz hale geldiği iddia edilmiş, anılan çeklerin esas içeriği hakkında bilgi sunulmuş olup, buna göre talep edenin hamil olduğu anlaşılmaktadır. Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden çekişmesiz yargı işlerinde; talep edenin, mahkemenin olumlu bir kanaat edinmesine yetecek düzeyde delil sunmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile, talep edenin daha fazlasını ispata zorlanması, zayi belgesi verilmesine yönelik TTK hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir.Bu durum karşısında mahkemece, somut uyuşmazlık yönünden talep edenin beyanı esas alınmak suretiyle talep edenin işbu davayı açmasında yasal bir engelin bulunmadığı kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken, yıkanma nedeniyle çekin ibraz edilemeyecek hale gelmesini TTK’nın 651/1 maddesinde geçen “zayi” olma hali olarak görmeyerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Yargıtay 11. HD’nin 2009/11610 E., 2011/4136 K. ve 2014/14991 E. , 2015/2821 K. sayılı kararları da bu yöndedir. Bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılması gerekmektedir.Zayi belgesi verilmesini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir.Dosyada gerekli yasal ilanlar yapılmış ise de talebe konu çeklerin bankaya ibraz edilip edilmediği sorulmamıştır. Her ne kadar çekin akıbetinin bankadan sorulduğu gerekçede yazılmış ise de, bankadan gelen yanıtta keşideci bilgisi eksik olduğundan bahsi geçen çeklerin durumunun tespit edilemediği, davaya konu çekin keşidecisinin bildirilmesi halinde kayıtların incelenerek tekrar cevap verileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.Mahkemece davaya konu çekin davacı tarafça bildirilen tüm bilgileri ile keşidecisi belirtilerek ilgili bankaya ibraz edilip edilmediği sorularak, gelecek yanıta göre deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1- a-6 maddesi ile kaldırılmasına yukarıda belirtilen şekilde taraflarca usulüne uygun olarak bildirilmiş olan deliller toplanarak, deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2018 tarih ve 2018/35 Esas 2018/388 Karar sayılı kararnın HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı olması halinde davacı tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince davacıya tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/10/2019 tarihinde HMK 353/1-a6. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.