Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1359 E. 2019/1819 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1359 Esas
KARAR NO : 2019/1819 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/1253 Esas – 2018/406 Karar
DAVA: ALACAK (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Kar Kaybı)
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında otogaz istasyonu işleticiliği hususunda 24.02.2014 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye ilave olarak düzenlenen ürün alım taahhütnamesi ile anlaşmanın yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere 2.712 ton otogaz almayı, eksik kalan ton üzerinden 20 USD tutarında kar mahrumiyeti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak 520 ton ürün alımında bulunduğunu, eksik alınan 2.192 ton ürün için 43.847 USD kar kaybı borcununu doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutarak kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000 USD’ sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müteakip yılın ifasına başlanmış, ifa öncesinde bir yıl önceki yıla dair ceza koşulu konusunda çekince konulmamış ise artık ceza koşulunun istenemeyeceğini, Tarafların sözleşmeyi feshi halinde hem cezai şart hemde kar mahrumiyetinin ödeneceğinin kararlaştırılabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin kar kaybı alacağı olan 43.840,00 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 18/04/2018 tarih 2016/1253 Esas – 2018/406 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Hernekadar davacı taraf Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile ; Taraflar arasında otogaz istasyonu işleticiliği hususunda 24.02.2014 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye ilave olarak düzenlenen ürün alım taahhütnamesi ile anlaşmanın yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere 2.712 ton otogaz almayı, eksik kalan ton üzerinden 20 USD tutarında kar mahrumiyeti ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak 520 ton ürün alımında bulunduğunu, eksik alınan 2.192 ton ürün için 43.847 USD kar kaybı borcununu doğduğunu belirterek Fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutarak kar mahrumiyeti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; Taraflar arasında ki ihtilafın sözleşmesel dayanağının 24/02/2014 Tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi olduğu, Sözleşmenin 12.mdsinde Sözleşmenin süresinin istasyonun fiilen satışa başlamasından itibaren 5 yıl olduğunun belirtildiği, Sözleşmenin 15.md.sinde Sözleşmenin feshinin sonuçlarının düzenlendiği, 15.md/c bendinde Kar kaybının sözleşmenin fesih edilmesi halinde talep edileceği hususunun açıkça belirtildiği, dava tarihi itibari ile sözleşmenin süresinin henüz dolmadığı ve fesih edilmediği, tarafların bu yönde de bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla Davacı tarafın davasının Reddine karar verilmiştir…”gerekçesi ile;Davacı tarafın davasının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından Sözlemenin hatalı yorumlandığını, kurulan hükmün dosya kapsamında, usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Davanın konusunu teşkil eden Sözleşme 24.04.2014 tarihinde, 01.09.2015 tarihine kadar geçerli olacak şekilde akdedilmiş olup, dava tarihi olan 30.12.2016 tarihi itibarıyla Sözleşmenin sona erdiğini,Davalının da iş bu davada Sözleşme’nin sona ermediği yönünde bir savunmasının bulunmadığını,Bu kapsamda dava tarihi itibarıyla Sözleşme sona ermiş olduğundan; Sözleşme’nin süresinin sona ermediğini ve feshedilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığını, Mahkeme, hatalı yorumun yanı sıra, taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğine ilişkin hiçbir araştırma yapmadığını, bu konuda bilirkişilere de görev vermediğini ve davacı tarafa beyanda bulunma hakkı tanımadan sonuca ulaştığını, anılan hususun, ön inceleme tutanağındaki uyuşmazlık konuları arasında sayılmadığı da gözönünde bulundurulursa, ancak gerekçeli kararla haberdar olunan böyle bir eksiklik iddiasına ilişkin beyanda bulunulmasına imkan tanınmamasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğunu, Ürün Alım Taahhütnamesi hükümleri gereğince davalı, eksik alınan ton başına 20 USD olarak hesaplanacak kar mahrumiyeti ödeme taahhüdü altında olduğunu, Sözleşmenin tacir olan taraflar arasında geçerli olarak yapıldığında şüphenin bulunmadığını, ayrıca, TBK’nın cezai şarta ilişkin hükümleri emredici nitelikte düzenlenmediğini, Dava konusu Taahhütname’de eksik kalan ürün miktarı için hesaplanacak kar kaybının sözleşmenin ifasıyla birlikte ya da sözleşmenin her ne sebeple sona ermesini mütakip talep edilebileceğinin açıkça düzenlendiğini, bu kapsamda davalının eksik alımdan kaynaklanan kar mahrumiyetini tazmin etmekle yükümlü olduğu izahtan vareste olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ve eki ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik ürün alımı nedeniyle kar mahrumiyeti alacağından kaynaklı tazminat davasıdır.Mahkemece, Sözleşmenin 12.mdsinde Sözleşmenin süresinin istasyonun fiilen satışa başlamasından itibaren 5 yıl olduğunun belirtildiği, Sözleşmenin 15.md.sinde Sözleşmenin feshinin sonuçlarının düzenlendiği, 15.md/c bendinde Kar kaybının sözleşmenin fesih edilmesi halinde talep edileceği hususunun açıkça belirtildiği, dava tarihi itibari ile sözleşmenin süresinin henüz dolmadığı ve fesih edilmediği, tarafların bu yönde de bir iddiasının bulunmadığı gerekçesi ile; davacı tarafın davasının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında otogaz istasyonu işleticiliği hususunda 24/02/2014 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeye ilave olarak düzenlenen 24/04/2014 tarihli ürün alım taahhütnamesi ile; ”birinci yıldan başlamak ve anılan anlaşmanın yürürlüğü süresince geçerli olmak üzere,yıllık asgari 678 ton, anlaşma süresince toplam: 2.712 ton otogaz ürününü münhasıran … A.Ş.’den veya ….. A.Ş.’nin yazılı olarak göstereceği ikmal kaynaklarından satın almayı kabul ve taahhüt ettiği, taahhütnamenin a maddesinde; anlaşma süresinin hitamında ve/veya her bir yıllık anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 20 USD tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığında kar mahrumiyeti ödenmesi taahhüt edilmiş olup davacının talebinin ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik alımdan kaynaklı kar mahrumiyeti alacağı olup mahkemece ürün alım taahhütnamesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken sözleşmenin feshedilmesi halinde sözleşmenin feshinin sonuçlarının düzenlendiği 15. maddeye göre değerlendirme yapılarak yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Yine davada tarafların iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması da istinaf incelemesi yapılmaksızın kararın HMK 353/1-a6 maddesine göre kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için mahkemeye gönderilmesi halleri arasında değerlendirilmelidir. Çünkü istinaf incelemesi için tarafların iddia ve savunmalarının mahkeme tarafından hangi gerekçe ile kabul veya reddedildiğinin belirtilmesi gerekmektedir. İstinaf incelemesi de buna göre yapılacaktır. Mahkemenin bazı talep ve savunmalar konusunda olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapmaması durumunda bu hususların ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi söz konusu olacaktır ki bu husus usul kanunumuzca kabul edilen dar istinaf usulüne de aykırıdır.Sonuç itibariyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a6 maddesi ile kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde mahkemece dava dilekçesinde belirtildiği üzere ürün alım taahhütnamesi uyarınca değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2018 tarih ve 2016/1253 Esas 2018/406 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 25,00.TL olmak üzere toplam: 123,10. TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.