Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1351 E. 2019/1740 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1351
KARAR NO : 2019/1740
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2014/441 Esas – 2018/282 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında alı satım işlemi yapıldığını ve müvekkili tarafından davalıya fuji cinsi elma verildiğini, anlaşmaya göre elmaların komisyon karşılığında satılacağının ve kalan bedelin müvekkiline nakden verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından kasa bedeli olarak 1.984,00-TL ve nakliye bedeli olarak 1.829,00-TL ödendiğini, davalı tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalıdan toplam 21.208,14-TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin başvurularının geçiştirildiğini ve 2-3 aylık vadelerle çek verileceğinin söylendiğini, yapılan anlaşma gereğince borcun nakit olarak verilmesi gerektiğini, davalıya borcun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı icra dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu elmaların müvekkiline tesliminden sonra 8.484,43-TL üzerinden satıldığını, bu miktardan komisyon bedeli çıkartılarak davacıya ödeme yapılmak istenildiğini, fakat davacı tarafça bedelin kabul edilmediğini, bunun üzerine davacı tarafça Hal Hakem Heyetine şikayette bulunularak bedel tespitinin talep edildiğini, Heyetçe yapılan bedel tespitinde miktarın 8.484,43-TL olarak belirlendiğini ve davacıya 7.683,51-TL ödenmesine karar verildiğini, bu kararın müvekkiline tebliğ edildiğini ve ödeme için tebliğden itibaren 30 gün süre verildiğini, bu süre dolmadan davacı tarafça icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edildiğini fakat Hakem Heyeti kararınde belirtilen bedelin davacıya havale ile gönderildiğini belirterek davanın reddine, davacının % 40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/04/2018 tarih ve 2014/441 Esas – 2018/282 Karar sayılı kararı ile; ” … Davacının dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak elmaların değerinin belirlenmesi içim 21/02/2012 tarihinde İstanbul Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü Hal Hakem Heyetine başvuru yaptığı, yapılan değerlendirme neticesinde Hal Hakem Heyetinin 2013/114 karar sayılı ve 16/05/2013 tarihli kararı ile 7.683,51 TL’nin ….Ltd. Şti.’ye ödemesine karar verildiği, kararın 03/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise 23/05/2013 tarihinde İstanbul …. İcra Dairesi’ nin …. Esas sayılı dosyası ile 24.000,00 TL elma bedeli, 1.983,00 TL kasa bedeli, 1.829,00 TL nakliye bedeli, 1.079,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.891,14 TL üzerinden takip başlatığı belirlenmiştir. 5957 sayılı Kanunun 10/5.maddesi “Değeri elli bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, hal hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararlar ilam hükmündedir. Bu kararlar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar, bu kararlara karşı on beş gün içinde hal hakem heyetinin bulunduğu yerde ticarî davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, hal hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak, talep edilmesi şartıyla hâkim, hal hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Hal hakem heyeti kararlarına yapılan itiraz üzerine asliye ticaret mahkemesinin vereceği karar kesindir.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu kapsamda dosya değerlendirildiğinde; davacının hal hakem heyetine yapmış olduğu başvuru neticesinde Hal Hakem Heyetinin 2013/114 karar sayılı ve 16/05/2013 tarihli kararı ile elma bedeli olarak 7.683,51 TL’nin ……Ltd. Şti.’ ye ödemesine karar verildiği, davacı tarafından bu karara itiraz edilmediği ve davalı tarafından bedelin ödendiği, davacının İstanbul …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, ancak hakem heyeti kararlarının ilam hükmünde olduğu, bu nedenle başlatılan takibin ise elma bedelleri yönünden mükerrer nitelikte olduğu, karara itiraz edilmediğinden kararın kesinleştiği anlaşılmakla elma bedelleri yönünden hal hakem kararı gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Nakliye ve kasa bedeli yönünden ise celp edilen kayıtlar, taraf delilleri, bilirkişi raporu değerlendirildiğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Muhtarlıklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Hal Müdürlüğü tarafından 06/04/2017 tarihinde gönderilen yazı cevabı uyarınca ticari örf ve adetler uygulanarak nakliye bedelinin davacı tarafından ödeneceği, kasaların iadesiz kasa olması ve elmaların pahalı olmayan mal kategorisinde sayılması halinde ambalaj bedeli, mal bedeline yansıtılarak gönderilene fatura edileceğinden davalı tarafından ödenecek olan satış bedelinin ambalaj bedelini de kapsadığı, kasa ve nakliye bedeli ödemesinin gönderene ait olduğu anlaşılmakla bu bedeller yönünden de davacının alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının tazminat isteminin ise alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine …” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın reddine, 2-Davalının tazminat isteminin reddine, … ” karar verilmiş ve karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının istinafen incelenerek kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin davalı şirkete komisyon karşılığı satılmak üzere tevdi ettiği 16 ton/784 kasa fuji cinsi elmaların gerçek piyasa değerinin 20.859,50 TL olduğunun son bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşmasına rağmen mahkemece hukuka aykırı bir şekilde davanın reddine karar verildiğini, Mahkemece alınan son bilirkişi raporunda davalının elmaları sattığını iddia ettiği değerin gerçekle bağdaşmadığının mahkemece yapılan yargılama neticesinde açıkça ortaya çıktığını, mahkemece yapılan yargılama neticesinde hal hakem heyeti kararının da gerçekle bağdaşmadığının ortaya çıktığını, buna rağmen mahkemece hal hakem heyeti kararı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin müvekkil şirketin hakkını elde etmesine engel olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ( Yargıtay 1.Hukuk Dairesi , 31.12.1976 T.,1976/9370 E.,1976/13138 K. ) Hal hakem heyetine yapılan başvuru ile istinaf incelemesine konu davanın birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle hal hakem heyeti kararı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, Bilirkişi raporunda elma bedeli olarak tespit edilen 20.859,50 TL’ den davalı tarafından yapılan 7.683,51 TL ödemenin mahsubu ile kalan kısım bakımından müvekkilin alacağının istinaf incelemesi neticesinde karar altına alınması gerektiğini, Her ne kadar hal hakem heyeti kararına itiraz edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de müvekkil şirketin hal hakem heyetinin kararından sonra davalı aleyhine icra takibi başlattığını, icra takibine yapılan itiraz neticesinde itirazın iptali davası açarak hal hakem heyetine itiraz iradesini ortaya koyduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesine gösterilen işbu gerekçenin yerinde olmadığını, Hal hakem heyetince karar verildikten sonra müvekkil şirketin alacaklı olduğu tutar üzerinden icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin hal hakem heyeti kararına olan itiraz iradesini icra takibi başlatarak ortaya koyduğunu, icra takibine davalı şirketçe itiraz edilmesi üzerine müvekkil şirketçe itirazın iptali davası açılarak hal hakem heyeti kararına lan itirazını sürdürdüğünü ve hal hakem heyeti kararının ortadan kaldırılması, gerçekte alacaklı olduğu tutarın belirlenmesi için gerekli iradeyi ortaya koyduğunu, müvekkil şirketin gerçekte alacaklı olduğu tutarın hal hakem heyetince belirlenen tutarın çok üstünde olduğunun mahkemece alınan bilirkişi raporu ile de sübuta erdiğini ve müvekkil şirketin davadaki haklılığının tespit edildiğini, buna göre itiraz iradesinin farklı bir mercide ortaya konulması ardından gelen esasa ulaşmaya engel bir durum olarak görülmemesi gerektiğini, bu nedenle bilirkişi raporu ile tespit edilen müvekkil şirketin gerçekte alacaklı olduğu tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken işbu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesinden geçirilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilerek müvekkilin bilirkişi raporu ile de tespit edilen alacağının hüküm altına alınması gerektiğini beyanla mahkemece verilen kararın istinafen incelenerek kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satışa dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. Mahkeme davayı reddetmiş, davacı istinafa gelmiştir. Davacı vekili, davalı tarafa satılan elma bedelinin piyasa değerinin 20.859,50 TL olduğunun bilirkişi raporuyla belgelendiğini buna rağmen davanın reddedildiğini öne sürmektedir. Uyuşmazlık, ticari satışa ilişkin ilamsız icra takibine konu alacağın var olup olmadığı noktasındadır. Davacı taraflar arasında ürünün satışında fiyatın ne olacağı konusunda nakliye ve kasa bedellerinin kim tarafından ödeneceği konusunda yazılı bir delil sunmamıştır. Elmaların dosya üzerinden bilirkişi tarafından fiyat belirlenmesi, davacının o kadar alacaklı olduğunu göstermez. Davacının alacağını almak için daha önce İstanbul Valiliği, Ticaret İl Müdürlüğü, Hal Hakem Heyetine başvurduğu, heyetin 16/05/2013 tarih ve 2013/114 no.lu kararı ile davalı tarafından davacıya 7.683,51 TL’ nin ödemesine karar verildiği, davacının karara itiraz etmediği, davalının da elmalar yönünden kararlaştırılan bedeli ödediği sabittir. Bu durumda hakem kararı taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözen bir karar olmakla aynı konuda icraya ve mahkemeye başvurarak alacağı yeniden talep etmektedir. Davacı vekili, hal hakem heyeti kararındaki alacak ile bu davadaki alacağın birbirlerinden bağımsız olduğunu öne sürmektedir. Bununla beraber her iki talebin maddi vakıalarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Kesinleşmiş bir hakem heyeti kararı bulunmaktadır. Davacının icraya başvurması, hakem heyeti kararını kabul etmediği, böylelikle mahkemede alacağa hükmedilmesi gerektiği şeklinde yorumlanamaz. Mahkeme, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İstanbul Valiliği, Ticaret İl Müdürlüğü, Hal Hakem Heyetinin 16/05/2013 tarih ve 2013/114 no.lu kararı ile çözüldüğünü, kararla davalının davacıya 7.683,51 TL’ nin ödemesine karar verildiği, davacının karara itiraz etmediği, davalının da elmalar yönünden kararlaştırılan bedeli ödediği, nakliye ve kasa bedeli yönündeki talep açısından ise toplanan deliller ve ticari örfe göre nakliye bedelinin davacı tarafından ödeneceği, kasaların iadesiz kasa olduğu ve pahalı olmayan ürün ambalaj bedelinin mal bedeline yansıtılarak gönderilene fatura edildiği, davalı tarafından ödenecek satış bedelinin ambalaj bedelini de kapsadığı, kasa ve nakliye bedelinin gönderene ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş olup, davacının istinaf nedenlerinin hukuken geçerli olarak gerekçelendirdiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak şağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.