Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1318 E. 2020/1205 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1318 Esas
KARAR NO: 2020/1205 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/16 Esas 2018/126 Karar
TARİH: 27/02/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının çok sayıda araca ve dolayısıyla yüksek miktarda akaryakıt tüketimi olan firmalarla taşıt tanıma sistemi esaslı sözleşmeler imzalayarak müşteri firmaya ait araçların, … ile imzalamış olduğu sözleşme gereği sisteme dahil olmuş herhangi bir bayisinden o anda bir ücret ödemeden akaryakıt aldıklarını, ödemelerin …nin merkezden ilgili müşteriye aylık olarak kestiği toplu faturalara binaen yapıldığını, bu kapsamda davalı ile … arasında 05.07.2013 tarihli AUTO MATİC müşteri sözleşmesi imzalanmış olduğunu, davalıya ait araçların sözleşme kapsamında davacı bayilerinden aldığı akaryakıt bedellerine ilişkin fatura düzenlendiğini, fatura vadelerinin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olmasnıa rağmen davalının her hangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile fatura bedellerinin tahsili için takip yaptıklarını, ancak davalının haksız bir şekilde itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. nolu takibine, yetki ve borç yönünden yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, likit alacağa yaptığı haksız itiraz nedeni ile davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarih 2017/16 Esas 2018/126 Karar sayılı kararında; “Taşıt tanıma sistemi sözleşmesi gereği davacının yukarıdaki yargıtay kararları gereği taşıt tanıma belgeleri, akaryakıt teslim edildiğine dair araç bilgisi sunulmuş olup, bilirkişilerin verdiği raporda davacının alacaklı olduğunu belirtmiş olmakla…” gerekçesi ile; 1-Sözleşmenin 20.maddesine göre davalının yetkili icra dairesinin yetkisine vaki itirazının reddine, 2-23.013,00 TL. Üzerinden 22.474,00 TL. nin %10,50 reeskont faizini geçmeyecek şekilde ve değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte tahsil edilebilmesi için ve diger talepname koşulları ile davalının itirazının iptaline takibin devamına, 3-4.602,00 TL. %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan yetki şartının genel işlem koşulu olup geçersiz olduğunu, bu nedenle davaya konu takipte icra dairesinin yetkili olmadığını, müvekkilinin ikamet adresi icra daireleri ile mahkemelerinin yetkili olduğunu, Davacı …Ş. ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme neticesinde ödemelerin banka aracılığıyla DBS (doğrudan borçlandırma sistemi) üzerinden yapıldığı sözleşmede belli olmasına rağmen dava dosyasına banka hesap ekstreleri kazandırılmadan taraflı bir şekilde karar verildiğini, İşbu dosya kapsamında dosyaya sunulan vekalet kapsamında vekile tebligat yapılmayarak, davalı asile tebligatlar yapıldığını, müvekkilinin şirket yetkilisinin tutuklu bulunması, şirket yöneticisinin bulunmaması, şirketin kapanması ve yaşanılan zor dönemler sebebiyle dosyaya herhangi bir şekilde müdahale söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkilin savunma hakkının kısıtlandığını, savunma hakkı kısıtlanan müvekkilinin haklı olmasına rağmen kendini savunacak pozisyonda bulunmaması ve vekiline yapılmayan tebligatlar sebebiyle işbu usul ve yasaya aykırı kararın reddi gerektiğini, Müvekkili şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşme kapsamında karşılıklı yakıt alışverişi yapıldığını, bu kapsamda aracı gibi bulunan Adıyaman … Bankası Merkez Şubesi DBS adı verilen doğrudan borçlandırma sistemi ile …nin ödemelerini sistem üzerinden gerçekleştirerek ödemeyi müvekkili şirketten aldığını, bu nedenle bir limit çalışması yapıldığı ve bu limite göre banka aracılığıyla ödemeler yapıldığını, bankada bulunan DBS’de limit varsa müvekkilinin bu limiti kullanabildiği, eğer limit yoksa …nin bunu kullandırtmadığını, bu nedenle mahkeme kararının eksik ve yerinde olmadığını, Müvekkili …. yetkilisi …’in 24 Temmuz günü göz altına alındığı ve işbu mücbir sebep dolayısıyla tüm banka hesaplarına bloke konulduğunu, bu kapsamda bankanın … ile iletişime geçerek DBS’yi kapatacağını tüm faturalarını sisteme yüklemesini istediğini, DBS sistemi halihazırda aktif olması sebebiyle …nin işbu sisteme fatura yüklemelerini yaptığını, bu fatura yüklemeleri yapıldıktan sonra ödemelerin …ne yapıldığını ve DBS’nin … Bankası aracılığıyla sıfırlanmış olup, sonrasında kapatıldığını, salt davacının dilekçesi yönünden dosyaya bakılarak yapılan işlemlerin usul ve yasalara aykırı olduğunu, Mahkemenin yalnızca davacı tarafından kesilen faturaları değerlendirerek mahkemeye sunulan sözleşmeyi ve ödeme şartlarının ne olduğunu görmezden gelerek eksik ve yasaya aykırı bir karar verdiğini, DBS limiti ile alakalı ödemeler yapıldığı sırada davacı tarafın iddia ettiği 15/07/2016 tarihli 31/08/2016 vadeli … nolu fatura ile 15/08/2016 tarihli 30/09/2016 vadeli … noluiki faturada ödendiğini, o dönemde kalan bakiyeler için … şirket çalışanlarının müvekkili şirkete ulaşarak e-mail üzerinden müvekkili şirketin yalnızca 9.462,00 TL bakiyesinin kaldığını ve bu ödemenin yapılmasını istediklerini, işbu kapsamda taraflarına yazılan mail görüntüsünün ekte sunulduğunu, Davacının belirttiği gibi müvekkili firmanın böyle bir borcu bulunmadığından, ayrıca tebligatların asile yapılması sonucu savunma hakkının kısıtlanması sebebiyle işbu Yerel Mahkeme kararının reddi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi soncunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan Automatic müşteri sözleşmesi kapsamında davalı araçlarına, davacının sisteme kayıtlı akaryakıt bayilerinden satılan akaryakıt nedeniyle düzenlenen faturaların bedellerinin tahsili talebiyle yapılan takibe itirazın iptaline ilişkidir. Davacı vekili, Automatic müşteri sözleşmesi gereğince davalının sisteme kayıtlı araçlarının müvekkilinin bayisi olan akaryakıt şirketlerinden aldığı akaryakıt bedellerinin fatura edildiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı davaya yanıt vermemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davalı taraf ticari defter ve belgelerini sunmadığı için davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporu ekinde bulunan, onaysız ve bilirkişice açıklaması yapılmayan davacı ticari defterlerine ait olduğu anlaşılan hesap dökümündeki kayıtlara göre taraflar arasında ihtilafa konu iki fatura dışında ticari ilişki nedeniyle düzenlenmiş faturaların bulunduğu, yine bu hesap özetine göre davalı ödemelerinin kayıtlı olduğu, bu kayıtlara göre takip konusu faturalardan 9.462,40 TL bedelli 15/08/2015 düzenleme tarihli fatura bedeli kadar davalı ödemesinin bulunduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin ödemeler başlıklı 9. Maddesinde müşterinin ödemeler için davacının belirleyeceği bir bankada kredili hesap açması gerektiğinin düzenlendiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince söz konusu kredili hesabın açılıp açılmadığı, davacı tarafça düzenlenen faturaların bir kısmının bu hesaptan ödenip ödenmediği araştırılmadan ve bilirkişice bu hususlara değinilmeden rapor düzenlenmesi ve bu rapora göre eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Dairemizce bu eksiklik ancak duruşma açılarak yeni bir bilirkişi raporu ile giderilebileceğinden, dairemizce istinaf incelemesinin HMK 356.ve 358. maddeleri uyarınca duruşmalı yapılmasına karar verilerek, söz konusu sözleşme kapsamında ödemelerin yapılması için davalı adına açılmış bulunan kredili hesaba ilişkin ekstereler temin edilerek, dairemizce resen seçilen mali müşavir bilirkişiye dosya tevdii ile, dosyadaki taraf iddia ve savunmaları, ilk derece mahkemesi kararı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu, banka kayıtları, gerekmesi halinde davacı taraf ticari defterleri üzerinde yeniden inceleme yapılarak, takibe konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, taraflar arasında sözleşme gereğince ticari ilişki olup olmadığı, takibe konu faturalar dışında davacı tarafça davalıya düzenlenmiş faturalar olup olmadığı, bunlara ilişkin davalı ödemeleri ile takibe konu faturalara istinaden davalı ödemeleri olup olmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda sonuç olarak; “…dosyanın mevcut delil durumuna göre davacının; davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 9.462,40.TL asıl alacak ve 182,38.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.644,78.TL’si yönünden iptali istenebileceği…” belirtilmiştir. Dairemizce alınan bilirkişi raporu yeterli açıklıkta, denetime elverişli, bilimsel verilere ve olayın oluşuna uygun olmakla bu rapor hükme esas alınmıştır. Bu nedenlerle; davalının istinaf talebinin kabulü ile, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2018 tarih 2017/16 Esas 2018/126 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2.maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın kısmen kabul / kısmen reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile; takibin 9.462,40.TL asıl alacak, 182,38.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.644,78.TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy.2/2 maddesi uyarınca ticari avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, itiraz haksız, alacak likit kabul edildiğinden hükmedilen alacağın %20’si olan 1.928,95.TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2018 tarih 2017/16 Esas 2018/126 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile; takibin 9.462,40.TL asıl alacak, 182,38.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.644,78.TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy.2/2 maddesi uyarınca ticari avans faizi işletilmek suretiyle devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, İtiraz haksız, alacak likit kabul edildiğinden hükmedilen alacağın %20’si olan 1.928,95.TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Alınması gereken 658,83.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 277,95.TL harcın mahsubu ile bakiye 380,88.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından sarf edilen 277,95.TL peşin harç, 831,50.TL tebligat/posta/bilirkişi gideri toplamı 1.109,45.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (%42kabul) 465,97.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 393,00.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 9-Davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf aşamasında sarfedilen 8,40.TL tebligat gideri, 500,00.TL bilirkişi gideri ile 23,50.TL dosyanın istinafa gidiş/dönüş gideri olmak üzere toplam 630,00.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2.kısım 2.bölüm 17/c. maddesi gereğince 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020