Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1315 E. 2019/1691 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1315 Esas
KARAR NO : 2019/1691 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/420 Esas 2018/481 Karar
TARİH: 10/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 27/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalıdan olan alacaklarının tahsili için Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, tarafların yıllardır ticari iş yaptığını, hidrolik malzemeler sattığını, faturalar düzenlediğini ve davalının müvekkile olan borcundan ötürü 31.10.2016 keşide tarihli 5.432,75 TL bedelli … seri numaralı … AŞ çekini verdiğini beyanla borçlunun borca itirazının iptaline, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı usule uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/05/2018 tarih 2017/420 Esas 2018/481 Karar sayılı kararında;”Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıdan dava konusu 7 adet fatura içeriği malların satışı nedeni ile alacaklı olduğu iddiasıyla takip yaptığı, davalının takibe borcu olmadığından bahisle itiraz ettiği, davacının açtığı işbu itirazın iptali davasına davalının cevap dilekçesi sunmadığı, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, dava konusu faturaların irsaliyeli olduğu fakat teslim alan kısmında isim ve imza bulunmadığı, bu nedenle söz konusu faturaların ve fatura muhteviyatı mal ve hizmetlerin davalıya tesliminin mevcut delil durumuna göre ispatlanması gerektiği, davacı vekiline davalıya yemin teklif edip etmeyeceğinin sorulduğu, davacı vekilince karşı tarafa yemin teklifinde bulunduğu, yemin metninin ihtaratlı olarak davalıya tebliğ edidiği, davalı tarafın yemin edası için duruşmada hazır olmadığından, davacının dava konusu fatura içeriğindeki mal ve hizmetleri davalıya teslim ettiğinin ispatlandığı, davacı tarafın 5.432,75 TL bedelli çeki ayrıca icra takibine konu etmişse de, söz konusu çekin davacının ticari defterlerine dava konusu faturalara karşılık çek ödemesi olarak kaydedildiği ve sonrasında bu çekin karşılıksız çıkması sonucunda hesaplardan ters kayıt yapılarak çıkartıldığı, söz konusu çekin dava konusu faturalara ek olarak takip konusu yapılmasının yerinde olmadığı, mükerrer tahsil talebi mahiyetinde olduğu, bu nedenle toplam alacak tespitinde nazara alınmadığı, davacının davalıyı takip öncesinde temerrüte düşürdüğünü ispatlayamadığı, işlemiş faize ilişkin talebin reddi gerektiği, alacağın faturaya dayalı likit alacak olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği…” gerekçesi ile; 1- Davanın kısmen kabulü ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan 9.922,24 TL üzerinden devamına, işlemiş faize ve fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Asıl alacağın % 20’sine denk gelen 1.984,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi kararının eksik inceleme sonucu verildiğini, Müvekkili şirket aleyhine ikame edilen icra takibi dayanağı irsaliyeli faturalara ilişkin olarak yasal ve teamülleri kapsayan izahların eveliyetle belirtildiği, Davacı her ne kadar müvekkili şirketten alacağı olduğunu iddia etse de dayanağı konusunda, mutabakat sağlanmadığı ve müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinden öncesinde de tebliğ edilmediğini, Mahkemeye sunulan cevap dilekçesi içeriğinde de belirtildiği üzere, davacı tarafından alacak kalemi olarak belirtilen irsaliye niteliğindeki fatura ve kullanması amacı ile verilmiş olan çek bedeline ilişkin alacak iddiasında bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, Yüksek mahkeme kararlarında da benimsenen içtihat içeriklerinden de anlaşıldığı üzere, faturaya dayalı olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafın faturayı ve fatura dayanağı malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini,İş bu yerleşik içtihatlar ve davacının haksız ve kötü niyetli icra takibindeki hukuka uygun olmayan, müvekkili şirkete teslimi yapılmayan malzemeler ve faturalara ve hatta ihtiyacı için verilen müvekkili şirket çekini dahi borç olarak göstermesinin ne hukuka nede hakkaniyete uygun olmadığını, bu suretle haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibine karşı itirazlarını sunarak mahkemece değerlendirilmeye alındığında hukuki herhangi bir dayanağı olmayan alacak iddiasının reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflarınca ispatlanamamasına karşın teslime dayalı imzaların bulunmadığı faturalardan kaynaklı alacaklı olduğuna karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından verilen karardan taraflarınca anlaşılanın, her şirketin tek taraflı olarak fatura düzenlemek suretiyle haberi dahi olmayan bir başka şirketi borçlandırabileceği olduğunu, Bilirkişi raporu içeriğinde de açıkça belirtildiği üzere, davacı yanın tek taraflı olarak düzenlemiş olduğu ve müvekkili şirkete teslimine dair bir kaydı olmayan faturalardan kaynaklı alacağını ispat hususunda yetersiz olduğu hususunun göz ardı edildiğini, İş bu hususlar ve hukukun temel kurallarına da dayanıldığında davacının dayanaksız olan sadece kendisi tarafından defterlerine işlemek sureti ile müvekkilini borçlandırmış olmasının kabulünün mümkün olmadığını, zira davacı yanın alacaklı olduğunu iddia ettiği alacak tutarı dikkate alınacak olursa ticari ilişkilerde Vergi Usul Kanunu uyarınca basiretli tacirler tarafından 5.000,00 TL ve üzeri işlemlerin şirketlerin BA ve BS kayıtlarında mevcut olması gerektiğini, iş bu resmi kayıtlar dikkate alınmaksızın yemin deliline dayanılarak karar verilmesinin, davacı şirket tarafından oluşturulan ticari defter kayıtlarının sorgusuz kabulü anlamına geldiğini, bunun da eksik incelemeyi ortaya koyduğunu, Mahkeme huzurunda ikame edilen dava içeriği dikkate alındığında, davacı yanın iddia ettiği alacağın dayanağı -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- fatura olup, böyle bir belgeye dayanıldığında yasaya uygun olup olmadığı hususunun değerlendirmesi gerektiğini, yerleşik içtihatlarda davacı yanın alacağının dayanağı olarak belirttiği irsaliye niteliğindeki faturada müvekkilinin sigortalı çalışanına ait teslim imzası olduğunu, bu husus alenen yokken davalı müvekkili şirket yetkilisinin yeminine dayanılarak davanın fatura alacağına istinaden kabul edilmiş olmasının mümkün olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kabul edilen kısmın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/420 Esas 2018/481 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturaya ve çeke dayalı yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişkide davalı tarafa takip dayanağı faturalarda belirtilen malların satıldığını, fatura bedellerinin ödenmediğini, fatura bedellerinin bir kısmına karşılık çek verildiğini, yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece teslim hususunu ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının yazılı delille teslimi ispatlayamadığı, bunun üzerine yemin deliline başvurduğu, davalı şirket temsilcisinin usulüne uygun olarak yemin için çağrıldığı duruşmaya katılmadığı böylece teslim hususunun ispatlandığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı her ne kadar davada fatura içeriği malların tesliminin davacı tarafça ispatı gerektiğini, dosyaya sunulan belgelerden ve bilirkişi raporundan ispat külfetinin yerine getirilmediğini, buna rağmen müvekkili şirket temsilcisine yemin teklif edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş ise de, mahkeme gerekçesinde de ispat külfetinin davacı da olduğu, faturalarda teslim alan imzası bulunmadığı için salt fatura düzenlenmesinin ve faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının içeriği malların teslimini kanıtlamadığı kabul edilmiş, bunun üzerine davacı yemin deliline başvurmuş olup usulüne uygun uyarılı ihtarnameye rağmen davalı şirket temsilcisi yemin eda etmek üzere duruşmaya katılmamıştır. Buna göre davalı HMK 229 maddesine göre yemine konu vakıaları ikrar etmiş sayıldığından teslim hususu ispatlanmıştır.Dosya içinde bulunan belge ve bilgilere göre, mahkemece usulüne uygun şekilde teklif edilen yeminden kaçınmış olan davalının teslim hususunu ikrar ettiği kabul edilerek teslimi kanıtlanan fatura bedellerinin tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 677,79.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 169,45.TL harcın mahsubu ile bakiye 508,34.TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.