Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1288 E. 2019/1631 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1288 Esas
KARAR NO : 2019/1631 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/990 Esas 2018/229 Karar
TARİH : 13/03/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile;avalı şirket ile aralarında 26/01/2012 tarihli Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, ticari ilişki devam ederken sözleşmenin teminatı olarak davalı şirkete davaya konu 150.000,00 TL tutarlı banka teminat mektubunu verdiklerini, sözleşme ilişkisi devam ederken davalı tarafça 14/02/2014 tarihinde teminat mektubunu paraya çevrilerek tahsil edildiğini, oysa davalıya cari hesaptan kaynaklanan bir borçlarının bulunmadığını, haksız yere paraya çevrilen teminat mektubu bedelinin iadesi için icra takibi başlattıklarını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; aradaki sözleşme ve ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte, belirtilen teminat mektubunu davacının vermiş olduğu alım taahhüdüne uymaması nedeniyle cezai şart maksatlı olarak paraya çevirdiklerini, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/03/2018 tarih 2014/990 Esas 2018/229 Karar sayılı kararında;”Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayandıklarından; tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve her iki taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. İncelenen taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutuldukları, sahibi lehine delil niteliği taşıdıkları anlaşılmıştır. Dosyada mevcut ve denetime elverişli ve gerekli veriler içeren ve bu yönüyle üstünlük tanınarak itibar edilen 08/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu uyarınca; taraflar arasında 26/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme ve ekindeki protokoller kapsamında davacı tarafından davalıya 150.000,00 TL tutarlı (… Bankası Didim Şubesi’nden verilme) teminat mektubunun verildiği, incelenen defter ve belgeler uyarınca davacının davalıya cari hesaptan kaynaklanan herhangi bakiye borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalının “Teminat mektubunun davacının sözleşme kapsamında vermiş olduğu tonaj alım taahhüdüne uymaması nedeniyle cezai şart maksadıyla paraya çevrildiği” yönünde beyanda bulunulmuş olduğu görülmüş ise de, alımlardaki muhtemel eksik tonaj farkının “cezai şart” niteliğinde olması sebebiyle teminat mektubu ile ilişkilendirilemeyeceği, verilen teminat mektubunun eksik tonaj halinde bozulması yönünde herhangi bir kayıt veya belgenin bulunmadığı ve bu sözleşmede ve ekindeki protokollerde buna izin verecek bir düzenlemeye yer verilmediği ve bu nedenlerle davalının teminat mektubunu paraya çevirmesi yönündeki işleminin hukuka aykırı olduğu kanaatiyle…” gerekçesiyle; Davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 150.144,86 TL üzerinden devamına, Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Alacak likit olmadığından ve alacak hesabı yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini, Müvekkili şirkete verilen teminat mektubunun, davacı bayinin sözleşmeden ve taraflar arasındaki ilişkiden doğan tüm borçlarının teminatı olduğunu, Müvekkili şirket tarafından teminat mektubunun davacının müvekkili şirkete ödemekle yükümlü olduğu 19.710,00 USD bedelinde cezai şart alacağını ödememesi ve akabinde haksız yere sözleşmeyi feshetmesinden kaynaklanan 111.000,00.USD cezai şartı ödememesi sebebiyle nakde çevrildiğini, Teminat mektubunun nakde çevrildiği tarih olan 14/02/2014 itibariyle müvekkili şirketin muaccel olan cezai şart alacağının teminat mektubundan tahsil edilen meblağa mahsup edildiğinde davacı şirketin müvekkili şirketten 106.490,18.TL ana para ve 137,12 TL faiz alacağı olduğuna bilirkişi heyeti tarafından kanaat getirildiğini, fakat heyetin Kartal … Noterliğince 19/02/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek, davacı şirketin 26.01.2012 tarihli bayilik sözleşmesini feshettiğini incelemesine rağmen, tek taraflı ve haksız olarak feshedilen sözleşme sonucu müvekkili şirketin muaccel olan diğer alacak kalemlerini değerlendirmeye almadığını, Sonuç olarak 14.02.2014 tarihinde nakde çevrilen teminat mektubunun bu alacakları karşılamadığını, Davacının ticari defterlerinin lehine delil vasfını taşımamasına rağmen Mahkeme tarafından bu yönde bir hüküm kurulması hatalı olduğunu, ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/990 Esas 2018/229 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava akaryakıt bayilik sözleşmesi gereğince verilen teminat mektubunun haksız nakde çevrildiğinden bahisle bedelinin istirdadı için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, taraflar arasında 26/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesi kurulduğunu, bu sözleşme kapsamında 150.000 TL bedelli teminat mektubunun davalıya verildiğini, müvekkilinin ticari ilişki nedeniyle davalıya herhangi bir borcu olmamasına rağmen sözleşme ilişkisi devam ederken 14/02/2014 tarihinde haksız olarak nakde çevrildiğini, teminat mektubu bedelinin iadesi için yaptıkları talebe rağmen bedelin iade edilmediğini, tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, davalı sözleşme ile davacının alım taahhüdünde bulunduğunu, bu taahhüdüne uymadığı için cezai şart alacakları doğduğunu, ayrıca sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle haksız fesih cezai şart alacakları ile kar mahrumiyeti alacakları bulunduğunu, teminat mektubunun cezai şart alacakları için nakde çevrildiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece “davalının -Teminat mektubunun davacının sözleşme kapsamında vermiş olduğu tonaj alım taahhüdüne uymaması nedeniyle cezai şart maksadıyla paraya çevrildiği- yönünde beyanda bulunulmuş olduğu görülmüş ise de, alımlardaki muhtemel eksik tonaj farkının ‘cezai şart’ niteliğinde olması sebebiyle teminat mektubu ile ilişkilendirilemeyeceği, verilen teminat mektubunun eksik tonaj halinde bozulması yönünde herhangi bir kayıt veya belgenin bulunmadığı ve bu sözleşmede ve ekindeki protokollerde buna izin verecek bir düzenlemeye yer verilmediği bu nedenlerle davalının teminat mektubunu paraya çevirmesi yönündeki işleminin hukuka aykırı olduğu” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyada bulunan taraflar arasında imzalandığı uyuşmazlık konusu olmayan 26/01/2012 tarihli Akaryakıt bayilik sözleşmesinin 4. maddesinde bayinin sözleşme çerçevesinde davalı şirketçe üretilen ve dağıtılan beyaz ürün cinsi akaryakıt ile madeni yağı ve müstahzarlarını senelik satış taahhüdüne uygun olarak satmayı kabul ve taahhüt ettiği, devamında senelik satış taahhüdünde bulunacağı, ihlali halinde sözleşmenin 6,8 ve 9, madde hükümlerinin uygulanacağı, taraflar arasında imzalanan 26/01/2012 tarihli bayilik protokolün 6. maddesinde bayinin senelik 1600 m3 beyaz akaryakıt türü ürünler satın alacağını taahhüt ettiği, taahhüdüne uymaması halinde akaryakıtta m3 başına 30 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği, yine 05/09/2012 tarihli ek protokolde senelik beyaz akaryakıt alım taahhüdünün 1200 m3 olarak belirlendiği, taahhüde uyulmaması halinde akaryakıtta m3 başına 30 USD cezai şart ödeneceğinin kabul edildiği görülmüştür.26/01/2012 tarihli bayilik protokolünün 3. maddesinin alt bentlerinde bayi adayının, davalıya 150.000 TL bedelli kati ve süresiz banka teminat mektubu vereceği, davalının, bayi adayından vadeli mal alışları riskini karşılayamaz ise ek teminatlar isteyebileceği kararlaştırılmıştır.Akaryakıt bayilik sözleşmesinin 6. maddesinin f bendinde “bayinin sözleşme kapsamında aldığı petrol ürünlerinin bedellerini belirlenen vadelerde ödememesi, eksik veya geç ödemesi halinde faiz tahakkuk ettirileceği, her türlü takipte bulunulabileceği, teminatların nakde çevrilebileceği, bayinin petrol ürünleri bedelini ödemesi için davalı tarafça vade tanınması halinde bayi vade içinde borcunu ödemezse davalının sözleşmeyi feshedebileceği veya fesih hakkını kullanmadan mal teslimini durdurabileceği ve bayi tarafından verilen tüm teminatları ve teminat mektuplarının nakde çevrilebileceği, teminatların nakde çevrilmesinde cezai şart ve kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacaklarında dahil olduğu, 8. maddede fesih halleri ve 9. maddede muacceliyet hali “işbu sözleşmenin yukardaki 8-a) fıkrasına göre … feshi veya … işbu sözleşmenin 6-f) fıkrasındaki hakkını kullanması halinde, herhangi bir ihtar ve hükme lüzum olmaksızın bayinin … olan vadeli, vadesiz, vadesi hulul etmemiş her türlü kıymetli evraka dayalı, … faturasından doğan, cezai şarta dayanan, taksitli, taksitsiz ve mahiyeti ne olursa olsun bütün borçları muacceliyet kesbedecek” şeklinde ve teminatların nakde çevrileceği düzenlenmiştir.Dosyada bulunan ihtarnamelerden, davalının 24/01/2014 tarihli noter ihtarnamesi ile davacı tarafa, 2013 yılıhda 657 m3 eksik alım yaptığı, sözleşme ile belirlenen 19.710 USD cezai şart alacaklarının doğduğu, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren cezai şart alacak hakları saklı kalmak kaydıyla, yıllık satış taahhüdünü sağlayacak oranda akaryakıt alımı yapılması veya cezai şart bedelinin ödenmesi, aksi halde sözleşmeden doğan tüm hakları ile diğer her türlü dava, talep ve şikayet haklarının kullanılacağı, cezai şart alacağının talep olunacağı ihtar edilmiştir. Söz konusu ihtarnamenin davacıya 28/01/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davaya konu teminat mektubunun ise 14/02/104 tarihinde nakde çevrildiği anlaşılmaktadır. Davalı 2013 yılı için eksik alımdan kaynaklanan cezai şart alacağı için ihtarname göndermiş ise de, ihtarnamede eksik alım taahhüdünün yerine getirilmesi veya cezai şartın ödenmesi yönünde seçimlik edim öngörüldüğü, davalıca yerine getirilmesi istenen seçimlik edimler için süre verilmediği, uyulmaması halinde cezai şart alacağının tahsili için dava ve takip haklarının kullanılacağının belirtildiği, sözleşmenin feshedilmediği ve cezai şart alacağının teminat mektubunun nakde çevrilmesi yoluyla tahsilinden bahsedilmediği görülmektedir.Buna göre eksik alım nedeniyle cezai şart alacağı muaccel hale gelmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ihtarname tarihi itibarıyla henüz feshedilmediğinden ve ihtarnamede davacı bayiye eksik alım taahhüdünü karşılamak üzere akaryakıt alımı yapma seçeneği sunulduğundan davacı bayinin eksik alım taahhüdünü tamamlaması imkanı bulunmaktadır. Ayrıca bu davadan sonra taraflar arasında gerek eksik alım nedeniyle cezai şart gerekse sözleşmeyi ihlal nedeniyle cezai şart ve kar mahrumiyeti alacakları konusunda davalar açılmış olup bu davalar derdesttir.Mahkemece her ne kadar gerekçede, eksik alım nedeniyle cezai şart alacağının teminat mektubu ile ilişkilendirilemeyeceği, verilen teminat mektubunun eksik alımdan kaynaklanan cezai şart alacağı nedeniyle nakde çevrileceğine ilişkin kayıt ve belge bulunmadığı, sözleşmede ve ekindeki protokollerde buna izin verecek bir düzenleme bulunmadığından bahisle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiş ise de, sözleşmede teminat mektubunun cezai şart alacağı nedeniyle nakde çevrilebileceğine dair hüküm bulunmaktadır. Mahkemenin gerekçesi yerinde değil ise de eksik alım nedeniyle cezai şart alacağı teminat mektubunun nakde çevrildiği tarihte muaccel olmadığından, ihtarname ile giderilmesi istenen eksik alım miktarının davalı tarafça yerine getirilmesi olanağı bulunulduğundan ve teminat mektubunun nakde çevrildiği tarihte davacının sözleşme ilişkisi kapsamında davalıya her hangi bir borcu bulunmadığından nakde çevrilmesi hukuka aykırı olup tahsil edilen bedelin iadesi gerektiğinden HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın kabulüne dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2018 tarih ve 2014/990 Esas 2018/229 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle; 1-DAVANIN KABULÜ ile, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 150.144,86.TL üzerinden devamına, 2-Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 3-Alacak likit olmadığından ve alacak hesabı yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 4-Alınması gereken 10.256,39.TL karar harcına karşılık peşin alınan 1.813,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 8.442,99.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.610,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 14.761,59.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,İSTİNAF YÖNÜNDEN : 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 2.564,09.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 10-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 43,30.TL dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri olmak üzere; toplam 141,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 20/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.