Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1283 E. 2019/1722 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1283 Esas
KARAR NO : 2019/1722 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/939 Esas – 2018/527 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, bakiye fatura alacağı sebebiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı … tarafından takibe itiraz ettiğini, karşı yanın bu itirazı haksız ve dayanaksız olup iptali gerektiğini, davalı borçlunun ticari ilişkisinin olmadığı ve borcunun bulunmadığı iddia ve itirazları gerçeğe aykırı nitelikte olduğunu, borçlu şirket ekte sunduğumuz faturalara yasal süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi kısmi ödemede yaptığını, tarafımızdan takip konusu yapılan alacak bakiye alacağı olduğunu, müvekkil şirkete ait cari hareket dökümünden de bu kısmi ödeme ile bakiye borç miktarı açıkça gözüktüğünü, yapılacak ticari defter incelemesi ile de bakiye alacağımız ve miktarı ortaya çıkacağını, davamızın Kabulüne, borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu takibe haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğinden ayrıca alacak likit olduğundan takip miktarı olan 7.787,77 TL üzerinden %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin tacir olmadığını, davacı taraf ile ticari bir ilişkisinin olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 29/05/2018 tarih 2016/939 Esas – 2018/527 Karar sayılı kararında;”…Somut olayda, faturaya konu malların tesliminin yapıldığına dair irsaliyeler düzenlenmiş ise de; irsaliyelerin teslim alan kısımlarında imzanın bulunduğu ancak, bir tanesinde … isminin bulunduğu, isim bulunmayan irsaliyelerde yer alan imzalar ile isim bulunan irsaliyelerde yer alan imzaların aynı olduğu görülmekle teslim alan kişinin dava dışı … olduğunun anlaşıldığı, Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında dava dışı …’ in davalı çalışanı olduğunun ispatlanamadığı, teslim alan kısmında yer alan imzaların vergi dairesinden alınan evrak asıllarında davalıya ait imzaların birbiriyle örtüşmediği, faturaların ve ticari kayıtların … Restaurant/… adına düzenlenmiş olmasına rağmen vergi kaydında davalı asil adına böyle bir ünvanın bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca faturada yer alan adres ile davalının … adlı işletme adresinin farklı olduğu, yine davaya konu faturaların vergi kaydına göre davalının işletmesinin kapanmasından sonra düzenlenmiş olduğu hususları dikkate alındığında faturaya konu malların davacı tarafından davalıya tesliminin yapıldığının ve faturaya dayalı olarak toplamda 7.787,77 TL alacaklı olduğunun ispatlanamadığı gibi yemin delili kapsamında davalı asilin yeminli beyanıyla da davacı iddiaların ispatlanamadığı anlaşıldığı …”gerekçesi ile;Açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından alacağın ispatlanamaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; delillerin değerlendirilmesinde yapılan hata sonucu verilen kararın hukuka aykırı olduğunu,Davacı tarafça davada haklılıklarının yasal deliller ile ispatlandığını, Bilirkişi raporunda alacaklı olduğunun tespit edildiğini, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında da müvekkili şirketin alacaklı göründüğü tespiti açıkça yapıldığını, ancak mahkeme tarafından davanın ispatlanamaması nedeni ile verilen karar dolayısı ile çelişkili ve hatalı olduğunu, Davalının faaliyet gösterilen adres ile faturalarda yer alan adresin de aynı olduğunu, ilk derece mahkemesince bu hususta açıkça yanılgıya düşülerek haksız bir kararın verildiğini,Davalı taraf, ticari defter ve belgelerinin hiçbirini dosyaya sunmadığını ve açıkça ibrazdan kaçındığını, borçlu faturalara yasal süresinde herhangi bir itirazda bulunmadığını ve kısmi ödemede yaptığını, müvekkili şirketin usulüne uygun tutulan ticari defter ve belgeleri ile ayrıca alacaklı olduğunun bilirkişi raporu ile de ispatlandığını, HMK md. 222 gereğince ticari defterlerin ibrazından kaçınan davalı tarafın iddialarını ispatlayamadığını, müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarına göre gerçek ve sabit olan alacağının tahsiline karar verilmesinin gerektiğini, ( Yargıtay .15. HD. 2016/4087 E. 2017/261 K. 23.01.2017 T. )Müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu ve fatura konusu malların teslim edilmiş olduğunun ispatlandığını, davalı tarafın ise üzerine düşen aksine yönelik iddialarını ispatlayamadığını ve ticari defter ve belgelerin ibrazından kaçındığını, bu durumda delil sunmaktan kaçınan davalı tarafın beyanlarına dayalı olarak hükmün kurulmasının ve mevcut delillere itibar edilmemiş olmasının hakkaniyete uygun olmadığını, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava; satıma dayalı açık hesap ticari ilişki nedeniyle ödenmeyen alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir. İtirazın iptali davası da yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispt edebilir. HMK’ nın 222/1 ve TTK’ nın 83/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilir. Ayrıca HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. YARGITAY 19 HUKUK DAİRESİ’NİN 2016/7819 ESAS VE 2017/2738 KARAR SAYILI İÇTİHADINDA DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir.6098 sayılı TBK’nun 207 ve devamı maddelerinde düzenlenen satış sözleşmesinde, satıcının mal teslimini kanıtlaması gerekir.YARGITAY 19 HUKUK DAİRESİ’NİN 2014/12574 ESAS, 2014/16692 KARAR SAYILI İÇTİHADINDA DA BELİRTİLDİĞİ ÜZERE, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfeti davacıya aittir. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağı kanıtlamadığı gibi faturanın tebliğ edilmiş olması da fatura içeriği malların teslimi sonucunu doğurmaz. Somut olayda, davacı tarafların ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı ise ticari defterleri bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre,davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı ve sahibi lehine delil vasfına haiz olmadığının belirtildiği,davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, 29/05/2018 tarihli duruşmada davalı tarafa faturalarda yer alan malın teslimiyle ilgili yemin teklifinde bulunulduğu, davalı faturada yer alan malın teslim alınmadığına yönelik yemin ettiği, İDM.ce, davaya konu faturaların vergi kaydına göre davalının işletmesinin kapanmasından sonra düzenlenmiş olduğu hususları dikkate alındığında, faturaya konu malların davacı tarafından davalıya tesliminin yapıldığının ve faturaya dayalı olarak toplamda 7.787,77 TL alacaklı olduğunun ispatlanamadığı gibi yemin delili kapsamında davalı asilin yeminli beyanıyla da davacı iddiaların ispatlanamadığı gerekçesi ile; Açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle REDDİNE, karar verilmiş olup mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcınan, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/12/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.