Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1281 E. 2019/795 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1281
KARAR NO : 2019/795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018
NUMARASI : 2017/174 Esas – 2018/103 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin sigortalısına ait olan nohut emtiasının Mersin Limanından Katar’a 20/01/2016 tarihli konişmento tahtında …gemisi ile taşındığını, Dubai Jebelali aktarma limanında emtianın taşındığı konteynerin içten dışa doğru ezilmiş olduğunun gözlendiğini, bunun üzerine ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, inceleme neticesinde konteynerin altından sarı renkli ve ağır kokulu su damladığını, nohutların su alarak şiştiği ve çürüdüğünü, konteynerin içten dışa doğru bombe yaptığının tespit edildiğini, gümüş nitrat testi neticesinde emtiadaki hasara deniz suyunun sebep olduğunun anlaşıldığı, hasara ilişkin olarak Mersin 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/465 D İş sayılı dosyasında tespit raporu alındığını, söz konusu raporda emtianın tuzlu sudan ıslanarak hasarlandığının ispatlandığını, bir nolu davalının navlun faturası düzenlemiş olduğundan akdi taşıyan konumunda olduğunu, hasarın müvekkili sigorta şirketi tarafından her iki davalıya da ihbar edildiğini, müvekkilinin hasar nedeniyle sigortalısının zarar ve ziyanının tazmin ederek sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalıların TTK ‘nun 1178. maddesi gereğince yük hasarından müteselsilen sorumlu bulunduklarını, ödenen hasar bedelinin davalılardan tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız şekilde borca itiraz etmeleri nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın … nolu konişmento tahtında yapıldığını, konişmentonun 26.maddesinde milletlerarası yetki şartının bulunduğunu, yetki klozunda konişmento tahtında yapılan taşımalardan kaynaklanacak uyuşmazlıklara İngiliz Yasalarının uygulanacağını ve Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle davanın milletlerarası yetki şartı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı sigorta şirketinin Akpa Tekstilin kanuni halefi olmasının hukuken mümkün olmadığını, sigorta poliçesinin taşıma başladıktan sonra düzenlendiğini, hasar ihbarının süresinde yapılmadığını, yükteki hasarın oluş şeklinin tespit edilemediğini, konişmentodaki rezervler uyarınca hasarın taşıyanın mesul olmadığı bir nedenden ileri geldiğinin kabulü gerektiğini ileri sürerek davanın yetkisizlik, husumet yokluğu ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 12/03/2018 tarih 2017/174 Esas 2018/103 Karar sayılı kararında;”… Taşımanın 20/01/2016 tarihli Maeu 955524916 nolu konişmento tahtında … isimli gemi ile yapıldığı, konişmentonun 26.maddesinde işbu konişmentonun İngiliz Yasalarına tabi olarak yorumlanıp, buradan kaynaklanan uyuşmazlıkların Londra’daki İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkisine tabi olacağı hükmünün düzenlendiği,Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili kanunun tayininden önce çözümü gereken sorunun açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğu, (Aysel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk, Sayfa 19) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanmasının gerektiği, MÖHUK 47.maddesinde yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılmasının mümkün olduğu, yetki şartının taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebileceği, anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğmasının gerektiği, Eldeki dosyada yetki itirazında bulunan ….’nin yabancı menşeli bir şirket olması, taşımanın yapıldığı geminin yabancı bayraklı olup, boşaltma limanının yurtdışında bulunması nedeniyle uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklanmış olması nedeniyle konişmentoda yer alan yetki klozuna göre uyuşmazlığın yetkili kılınan Londra Mahkemelerinde görülmesi gerektiği …”gerekçesi ile, Davalı … vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile konişmentoda yer alan yetki klozunda ihtilaflar için Londra Mahkemeleri yetkili kılınmış olduğundan bu nedenle mahkemenin yetkisizliğine, dava dilekçesinin usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yetki anlaşmasının tek taraflı yapılamayacağını. yetki anlaşmasında taraflardan yalnızca birinin imzasının olması TBK m.14’e aykırı olduğunu HMK m.17-18 uyarınca yetki anlaşmasını hukuken geçersiz kıldığını, her iki tarafça imza altına alınmamış olması sebebiyle konşimentonun arkasında bulunduğu iddia edilen yetki şartının geçersiz olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/9925 E., 2016/7702 K. ve 03.10.2016 tarihli kararı – İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/450 E. 2018/401 K. 22/03/2018 tarihli kararı – Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.9.2006 tarihli ve 13-539/586 sayılı kararı) Davalının Türkiye’ de mukim ve vergi mükellefi bir şirket olduğunu, Türkiye’de kendini daha iyi şekilde savunma imkanına sahipken milletlerarası yetki itirazının kabul edilmesinin Medeni Kanun m.2’ye açıkça aykırı olduğunu, Yargıtay’ın istikrarlı içtihatları ile çeliştiğini, (Yargıtay 11. H.D.’nin 2015/11534 E. 2016/8512 K. ve 31.10.2016 tarihli kararı ) Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları ışığında, davalının kendi yerleşim yeri mahkemesinde kendini daha iyi savunacak durumda olmasına rağmen yabancı mahkeme lehine yetki itirazında bulunması dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, Kabul anlamına gelmemek ile birlikte, yetki şartının bir an için geçerli olduğu düşünülse dahi, yetki şartının Borçlar Kanununun 20 ve 21. maddeleri kapsamında genel işlem şartı olduğunu ve yazılmamış sayılmasının gerektiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Daires’nin 2016/946 E. ve 2016/4616 K. Sayılı ve 25.4.2016 tarih ) Konşimentonun davalı … adına acente … A.Ş. tarafından düzenlendiğini, acentenin tahkim/yetki anlaşması yapabilmesi için bu hususta özel yetkisinin bulunmasının gerektiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/11-742 E. 2012/82 K. ve 22.02.2012 tarihli) ileri sürerek, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesinin yetkili olduğuna ve HMK m. 353/a-3 uyarınca dosyanın yeniden görülmesi için ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı sigorta şirketinin sigortalısı firmanın davalılar tarafından deniz yolu ile taşınan emtiasının hasarlanmasından dolayı davacı sigortacının nakliyat emtea sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına yaptığı ödemeden dolayı 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesine göre kanuni ve akdi halefiyete istinadan yaptığı ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu davada davalı Maersk firmasının yaptığı milletlerarası yetki ilk itirazının geçerli olup olmadığı, bu bağlamda mahkemece verilen kararın dosyaya, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarındadır. Davaya yol açan hasarın oluştuğu deniz yolu taşımacılığına ilişkin müstakil ayrı bir yazılı sözleşme bulunmamakta olup; taşıma, 20/01/2016 tarihli konişmentoya istinaden yapılmıştır. Sigortalının yaptırdığı taşıma 1 konteyner içinde olup niteliği itibariyle kırkambar taşımacılığıdır. 5718 sayılı MÖHUK’ un 47/1.maddesine göre: “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.” Davalı taşıyan firma yabancı bir şirket olduğuna göre olayda yabancılık unsuru bulunmaktadır ve davada münhasır yetki bulunmamaktadır. Davalı merkezi Danimarka’da bulunan uluslararası faaliyette bulunan yabancı firmanın Türkiye’de İstanbul Ümraniye’de vergi kaydının olması neticeyi değiştirmez. Bu kaydın yabancı firmanın Türkiye’deki işlemleri açısından dar mükellefiyet olarak tesis edildiği anlaşılmaktadır. Yani konişmentoya göre davalı yabancı firma olup yabancılık unsurunun varlığı konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Taşımaya ilişkin kuralların arkasında İngilizce olarak yazılı olduğu ve Davacının sigortalısının yükleten, davalının taşıyan olduğu konişmentonun (dosyaya sunulan tercümesinin) 26.maddesinde ABD dışındaki tüm taşımalarda konişmentonun İngiliz Hukukuna tabi olduğu ve bundan kaynaklanan tüm anlaşmazlıkların Londra’ da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin yargı yetkisine tabi olacağı ifade edilmiştir. Yetki şartı konişmentoda matbu olarak yer alsa ve genel işlem şartı niteliğinde bulunsa bile uluslararası deniz yolu ile taşımalar standart sözleşmeler kapsamında yapıldığından ve dava konusu taşıma da bu konişmentoya göre yapıldığından yetki anlaşmasının HMK 18. maddesi anlamında geçerli olduğu kabul edilmelidir. Sözleşme (konişmento) kapsamında davalı taşıyıcının edimini yerine getirdikten sonra sözleşmedeki (konişmentodaki) hükümlerden yetki şartının geçerli olmadığının öne sürülmesi ahde vefa ve TMK 2.maddesi kapsamında himaye edilemez. Konşimentonun … adına …A.Ş. tarafından düzenlendiği öne sürülmüşse de konişmentoda taşıyıcının yabancı firma … olduğu açıkça belirtilmiştir. Dava doğrudan … aleyhine açılmış olup, taşıma tamamlandığı için acentenin yetkili olup olmadığı hususu uyuşmazlığın çözümüne etkili değildir. Sonuç olarak taşıma Türkiye’ den yabancı bir ülkeye davalı yabancı taşıma şirketi … ye ait yabancı bayraklı … gemisiyle yapıldığından ve taşıyıcı yabancı firmanın bu taşımadan dolayı sorumlu olduğu öne sürüldüğüne göre taşımanın tabi olduğu konişmentodaki yetki şartının geçerli olduğu anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 22/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.