Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1279 E. 2019/1721 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1279 Esas
KARAR NO : 2019/1721 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/993 Esas – 2018/586 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/05/2009 tarihinde … Bankası A.Ş Beylikdüzü şubesinden 220.000,00TL Tüketici Kredisi kullandığını, 26/08/2010 tarihinde 178.625,51TL tutarında erken kapama yaptığını, kendisinden %2 oranında erken kapama komisyonu 3.572,51 TL tahsilat yapılması gerekirken 11.269,33 TL erken kapama komisyon ücreti tahsil edildiğini, erken kapama esnasında kendisinden haksız tahsil edilen toplam 17.421,83TL’nin işlemiş faizi ile birlikte hesabıma iade edilmesini talep etmiştir. Davalı vekilleri cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili bankadan konut kredisi kullandığını iddia etse de bunun gerçeği yansıtmadığını,bank kayıtlarının incelendiğinde davacıya tüketici değil Ticari kredi kullandırıldığını, Tüketici mahkemelerinin görevli olmadığını Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, alınan komisyon ve ücretleri bankanın almaya yetkisinin olduğunu, davacının talebinin reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 15/05/2018 tarih 2017/993 Esas – 2018/586 Karar sayılı kararında;”…Davalı banka ise ticari kredi kullanılması nedeniyle bankacılık kanununa uygun olarak maliyet değerlendirmesi ile erken kapama bedelinin yasal olarak tahsil edildiğini söylemiştir.Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup ,bilirkişice kullandırılan kredinin ticari kredi olduğunu, davalı bankanın haksız olarak KKDF oranını %15 olarak tüketici kredisi gibi değerlendirek kestiğini,oysaki ticari kredilerde KKDF oranının%0 olduğunu bildirerek davacı tarafa iade edilmesi gereken miktarın 11.198,23 TL olduğunu söylemiş,duruşmada hazır bulunarak bu açıklamasını beyanı ile teyit etmiştir.Bilirkişinin raporunda belirttiği gibi erken kapama bedeli olarak , KKDF nin %15 oranında kesilmesi uygun bulunmadığı…”gerekçesi ile;Davacının davasının kısmen kabulü ile; 11.684,63-TL fazladan miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkeme kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesince taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verdiğini,Davacı, alacak kalemlerini ayrıntılı olarak dava dilekçesinde 600 TL ekspertiz ücreti, 100 TL ekspertiz ücreti, 5.197,50 TL dosya masrafı, 150 TL bloke çek masrafı, 4.847,77 TL erken kapama komisyonu, 6.421,56 TL erken kapama komisyonu, 105 TL ipotek fek komisyonu olarak belirttiğini, ancak mahkemece, yargılamaya hâkim olan ilkelerden taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak “KKDF’nin % 15 oranında kesilmesi uygun bulunmadığından fazladan ödenen 11.684,63 TL’sinin davacıya faizi ile birlikte iadesi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” demek suretiyle davacının talepleri arasında olmayan bir konuda kararın verildiğini, davacının talepleri arasında KKDF kesintisinin iadesine dair bir talep bulunmadığını, bu konuda kararın hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay H.G.K. E. 2013/803 K. 2014/437 T. 02.04.2014 )Gerekçeli kararda ve hükümde kabulüne-reddine verilen taleplerin açıklanmadığını,Gerekçeli kararda davacının taleplerinden hangisinin kabulüne, hangisinin reddine karar verildiği anlaşılamadığını, hükmün açık ve ayrıntılı olması gerektiği karşısında alacak kalemlerinin toplu bir şekilde yazılmasının da hukuka aykırı olduğunu, (Yargıtay 9. H.D. E. 2015/7163 K. 2017/719 T. 24.01.2017)Ekspertiz, ipotek tesis/fek, bloke çek masrafları verilen hizmet karşılığında; sözleşmeye, hizmet ücret tablosuna ve diğer banka uygulamalarına uygun olarak tahsil edildiğini,Davacıdan KKDF kesintisi yapılmasının hukuken mümkün olduğunu, Bilirkişinin raporunda her ne kadar kullanılan kredinin ticari olması nedeniyle KKDF tahsil edilmemesi gerekirken tahsil edildiği belirtilmiş ise de; dosyaya sunulan Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yazısına göre “Basit usulde vergiye tabi kişilerin vergi mükellefiyeti bulunmayan gerçek kişilerden satın alacakları gayrimenkul veya ticari araç gibi iktisadi kıymetler için kullanacakları krediler üzerinden kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi yapılmaması için; bu kişilerin, ilgili bankaya, vergi levhası ve oda kayıt belgesi ile gayrimenkul veya ticari araç gibi iktisadi kıymetlerin ticari faaliyette kullanılacağına dair yazılı beyanda bulunmaları yeterlidir. … Öte yandan, kredi kullanımı aşamasında henüz ticari, zirai veya mesleki bir faaliyeti bulunmayan, ancak kredi ile satın alacağı iktisadi kıymeti, ileride başlayacağı bu faaliyetlerde kullanmayı taahhüt eden gerçek kişilerin, bankalardan kullanacakları krediler üzerinden prensip itibariyle fon kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu itibarla, kredi kullanım tarihinde henüz mükellefiyeti bulunmayan gerçek kişilerin, daha sonra mükellefiyet tesis ettirerek, kredi ile satın aldıkları iktisadi kıymetleri işletme aktifine kaydettiklerini ilgili bankaya tevsik etmeleri halinde, kredi kullandırım tarihi ile durumun bankaya tevsik edildiği tarih arasında tahakkuk eden faizler üzerinden fon kesintisi yapılmış ise, bu kesintilerin iadesi mümkün bulunmaktadır. Söz konusu iade münhasıran kredi kullananlara yapılabileceğinden, bu kişilerce, kredi kullandıran bankanın kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine bir dilekçe ile başvurulması ve bu dilekçeye iade konusu kesinti tutarı ile bu tutarın yatırılmış olduğuna dair ilgili bankadan alınacak belgenin eklenilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yukarıdaki esaslara aykırı olarak iadeye sebep olunması halinde, krediyi kullandıran bankanın kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi ve cezai faizinin ödenmesinden sorumlu tutulacağı tabiidir.” denildiğini, KKDF kesintisinin yapılmaması için öncelikle müşteri satın almış olduğu taşınmazı işletme aktifine kaydetmeli ve bu durumu bankaya belgelendirmesinin gerektiğini, bunun akabinde vergi dairesine başvurarak ödediği KKDF bedellerinin talep edebileceğini, bunun aksine hareket edilmesi müvekkili bankanın sorumluluğuna sebep olacağını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, haksız olarak kesinti yapılan bir KKDF var ise iade münhasıran kredi kullananlara yapılabileceğinden, bu kişilerce, kredi kullandıran bankanın kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine bir dilekçe ile başvurulması ve bu dilekçeye iade konusu kesinti tutarı ile bu tutarın yatırılmış olduğuna dair ilgili bankadan alınacak belgenin eklenilmesinin yeterli olacağını, bu nedenle, KKDF kesintisi müvekkili banka tarafından değil Vergi Dairesi tarafından davacıya iade edilebilecek iken müvekkili bankanın sorumlu tutulmasının hukuk ve hakkaniye kurallarına aykırı olduğunu, Bilirkişi raporu ve beyanları hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, Bilirkişi; hukuka, usule ve bankacılık düzenlemelerine uygun olmayan bir rapor düzenlediğiniÖncelikle, KKDF hususunda inceleme yapmak suretiyle bilirkişi kendisine mahkemenin görev olarak vermediği bir konuda değerlendirme yaptığını,Bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredi nedeniyle ekspertiz ücreti,ipotek tesis ücreti, dosya masrafı,bloke çek masrafı,erken kapama komisyonu,ipotek fek komisyonu adı altında tahsil edilen ücretlerin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 29/04/2009 250.000 USD. limitli genel kredi ve Bireysel Ticari Emtia Kredisi (gayrimenkul işyeri-2.el) sözleşmesi imzalanmıştır. Somut uyuşmazlık, GKS. ve genel kredi ve Bireysel Ticari Emtia Kredisi kullanımında davalı banka tarafından kesinti yapılıp yapılmadığı, banka tarafından ekspertiz ücreti,ipotek tesis ücreti, dosya masrafı,bloke çek masrafı,erken kapama komisyonu,ipotek fek komisyonu İsimleri adı altında tahsil edilen ücretlerin oranı ve miktarının sözleşme ve mevzuata uygun olup olmadığı, davalı bankanın davaya konu kesintileri yapma hakkı olup, olmadığı noktasındasındadır.Harca tabi davalarda, gerekli harçlar ödenip mahkeme kalemine verildiği gün dava açılmış sayılır. Dava açılır iken, davacıdan başvuru harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, mütaakıp muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur. (492. sayılı Harçlar Kanunu 28. madde)Dosya tüketici mahkemesinden görevsizlikle gönderildiğinden Harçlar Kanunu 28. maddesine göre karar ve ilam harcının 1/4’ünü yatırılmadığı anlaşılmıştır. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince yargı harçları ödenmedikçe uyuşmazlık incelenemeyeceğinden davacıya eksik harcın tamamlanması için kesin süre verilerek yargılamaya devam olunması gerekirken Mahkemece, aynı kanunun 32.maddesi uyarınca harç tamamlanmaksızın yargılamaya devam edilerek davanın kabulüne yönelik hüküm tesis edilmiştir.Mahkemece davanın esasına girilmeden önce davacıdan başvuru harcı ve Harçlar Kanunu 32.maddesi uyarınca nispi harcın yatırılması için süre verilerek işlem yapılması gerekirken bu husus gözetilmeksizin yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi uygun görülmemiştir.Taraflar arasındaki sözleşmede; davacı müşterinin her türlü masrafların, komisyon ücreti, tahsis ücreti kabul ettiği belirlenmiş ve gerekli giderlerin de davacı tarafından karşılanacağı sabit olmakla birlikte, davalı tarafından talep edilen ücretlerin işin niteliğine uygun ve makul olup olmadığının da denetimi gerekmektedir. Davalının alınan ücretlerin sözleşme ve bankacılık uygulamalarına uygun olduğunu savunması karşısında Mahkemece; diğer bankalardan sözleşme tarihine göre benzer türdeki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan ekspertiz ücreti, ipotek tesis ücreti, dosya masrafı, bloke çek masrafı, erken kapama komisyonu, ipotek fek komisyonu v.s. isimleri adı altında ücret alınıp alınmadığı, alınıyorsa sözleşme tarihlerine göre oranlarının sorulup, karşılaştırılarak, davacıdan tahsil edilen miktarların kalem kalem ne kadar olduğu, diğer bankalarca fiilen hangi oranda tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı, tahsil edilen ücretlerin fahiş olup olmadığının belirlenerek, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında gerekirse bankacılık alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınıp, ortaya çıkacak sonuca göre her bir taleple ilgili bir karar verilmesi gerektiği halde davanın esasına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilmeden yetersiz inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin istinafı yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nun 353/1-a-4,6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre her bir taleple ilgili bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2018 tarih ve 2017/993 Esas – 2018/586 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4 ve 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 199,55 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 31,00 TL olmak üzere; toplam: 129,10 TL’ nin davacıdan alınarak istinaf talep eden davalı tarafa verilmesine, 4- Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/12/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 ve 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.