Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1278 Esas
KARAR NO : 2019/1639 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/512 Esas 2018/412 Karar
TARİH : 11/04/2018
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki satım ilişkisinde müvekkilinin, davalıya teslim ettiği emtia bedelinin kısmen ödenmediğini, davalının ürün bedelini ödeyememesi üzerine bir kısım emtianın tarafların anlaşması ile iade faturası ile iade alındığını, takip konusu alacağın iade alınan faturalar dışındaki alacağa ilişkin olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe, vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı asil cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap şeklinde yürütüldüğünü, satın alınan bir kısım emtianın bedelinin ödendiğini, kalanın ise davacıya iade edildiğini, ticari ilişkinin sona ermesinden sonra borcun kısmen ödendiğini, kalanın ise zaman içerisinde faizi ile birlikte ödeneceğinin davacıya bildirildiğini, takip talebinde istenen miktarda borcunun bulunmadığını, yapılan işlemde hesap hatası veya art niyet bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 11/04/2018 tarih 2017/512 Esas 2018/412 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, satım sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davacının teslim edimini yerine getirdiği sabittir. Davalı taraf, duruşmadaki beyanı ile rapora itiraz dilekçesinde, 5.787,99-TL borcunun bulunduğunu kabul etmiş olup, bakiye borcunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinden teslim edimini yerine getiren davacının davalıdan 9.891,04-TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı kabul ettiği, 5.787,89-TL dışında borcunun bulunmadığını savunmuş ise de rapor ekinde sunulan belgelerin ödemeye ilişkin belgeler olmadığı ve davalının bu miktar yönünden ödemesini kesin delil ile ispat etmediği anlaşılmıştır. Davalı tarafından yemin deliline de başvurulmamıştır. Bu durumda mahkememizce asıl alacak olan 9.891,04-TL miktarında davalının borçlu bulunduğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı takip öncesi işlemiş faiz yönünden talepte bulunmuş ise de TBK.’nın 117. Maddesi gereğince takip öncesi borçlunun temerrüte düştüğüne ilişkin bir ihtar davacı tarafından sunulmadığından işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Takip konusu alacak kalemleri içerisinde gösterilen BSMV tutarının somut olayda yeri bulunmadığından bu kaleme ilişkin talebinde reddine karar verilmiştir. Satım konusu, faturaya dayalı alacağın likit olması nedeni ile hükmedilen alacak üzerinden davacı yararına %20’i oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir…” gerekçesi ile;Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 9.891,04-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9.75 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.978,20-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesi ile; İcra dosyasına yapılan itirazın haklı olduğunu, borcunun bulunmadığını, ilgili icra dosyası mahkeme dosyası olmadığından ve icra müdürlüğü tarafından bir kıyaslama yapılamayacağından takibe itirazın tek cümle ile yapıldığını, amacın takipte istenen miktarda borcun bulunmadığı olduğunu, Mahkemenin konuyla ilgili bilirkişi raporu aldığını ve bilirkişi raporunda yaptıkları araştırmaya göre bilirkişinin kedisine sunulan resmi defterlere göre görüş açıkladığını, davacının resmi defterlerinde de yapmış oldukları ödeme, emtia iadeleri belirtilmediğinden, bilirkişi raporunun eksik ve yanlış olduğunu, Bilirkişinin raporundaki eksiklikleri açıklamalı bir şekilde mahkemeye sundukları halde, mahkemece dikkate alınmadığını ve rapor doğrultusunda karar verildiğini, Bilirkişi raporunda davacının defter bazında sadece gösterdiklerinin mevcut olduğunu, baştan itibaren iddia ettikleri emtia iadeleri ve bazı ödemelerin gösterilmediğini, Mahkemenin gerekçeli kararında ” iade edilen emtianın davacının defterinde kayıtlı olduğu” ibaresinin zaten baştan itirazlarının esası olduğunu, iade edilen emtianın davacı defterlerinde eksik belirtildiğini, emtiaların iadesinin 3 safhada gerçekleştiğini, iade bedellerinin toplam tutarının 8.537,78.TL olduğunu ve aradaki farkın da buradan kaynaklandığını, Davacı defterlerinde sözde kayıtlı olan 1 ve 2. iadelerin eksik, 3. iadenin ise hiç kayıtlı olmadığını, borç aslının firma işletme defterlerinden çıkartılamaz durumda olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/512 Esas 2018/412 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki açık hesap satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir,Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davada, davacı tarafça düzenlenen faturalara bir itiraz olmayıp, davalı fatura içeriği malları teslim almadığını ileri sürmemiştir. İhtilaf davalı ödemeleri ile iade faturalarından kaynaklanmaktadır.Davalı, gerek takibe itiraz dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davacıdan alınan malların bir kısmının bedelinin ödendiğini, bedeli ödenmeyen malların iade edildiğini savunmuş ise de, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olanlar dışında davacıya yaptığı ödeme ve iade faturaları konusunda dosyaya her hangi bir belge sunmamıştır. İspat külfeti kendisinde olan davalı ödeme ve iade savunmasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Bu nedenle davalı istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 675,65.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 169,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 506,65.TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.