Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/124 E. 2018/987 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/124 Esas
KARAR NO : 2018/987 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/63 Esas 2017/378 Karar
TARİH : 14/11/2017
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Sigortalı … firması tarafından ihraç edilen çelik rulo saç emtiasının …adlı gemi ile taşınması sürecinde davacı tarafından sigorta poliçesi ile sigortalandığını, 11.03.2015 tarihinde taşımaya verilen yükün 29.03.2015 günü varma limanına ulaştığını, taşımanın davalı yanca üstlenildiğini, varma limanında yükün içinde olduğu konteynerlerden bir tanesi olan … numaralı konteynerin yan duvarından hasarlı olduğunun tespit edildiğini, yapılan incelemede, içinde yer alan … numaralı rulonun hasarlandığının tespit edildiğini, hasarlı dış kısmının kesilerek ayrıldığını, hasarlı ayrılan kısım 895 kg hesaplanarak 1,21 USD / kg hesabıyla sovtaj uygulanarak hurdaya ayrıldığını, hasar zararının 1.387,25 USD olarak belirlendiği, 2,4575 kur gözetilerek 3.409,16 TL tazminat hesaplandığını, taşıyıcıya durumun 02.04.2015 tarihinde bildirildiğini ve 05.08.2015 tarihinde de sigortalıya 1.210,83 Euro ödendiğini, sigortalıya halef olan davacının icra takibinde haklı olduğunu, ekspertiz raporuna göre ödeme yapıldığını ve bu rapora itibar edilmesinin mevzuat gereği olduğunu, olay tarihi 29.03.2015 itibarıyla faizi ile tazminatın ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı borçlunun itirazlarında haksız olduğu için itirazlarının iptalini, takibin devamını, asıl alacağa olay tarihi olan 29/03/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesini, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Konişmentoda açıkça yetkili mahkemenin Hong Kong mahkemeleri olduğunun yazılı olduğunu, MÖHUK m. 31 gereği yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davalının taşıma işleri komisyoncusu olduğunu, taşıyanın… firması olduğunu, husumetin yanlış yöneltildiğini, hasarın taşıyan şirket sorumluluğu sürecinde meydana geldiğinin sabit olmadığını, ayrıca davada zamanaşımı süresi dolduğu için de davanın reddi gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 14/11/2017 tarih 2016/63 Esas 2017/378 sayılı kararında;
“..yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, dava konusu konişmento incelendiğinde, taşıtanın … firması, gönderilen-alıcının CSM Tube Srl., konişmentoyu düzenleyenin davalı firma olduğunun görüldüğü, buna göre davalının akdi taşıyan-taşıma işini organize eden olduğu, pasif husumetinin bulunduğu, davacının alınan sigorta ekspertiz raporuna istinaden CSM TUBE SRL firmasına 05.08.2015 tarihinde Yapı Kredi Bankası aracılığı ile yurt dışı havalesi ile 1.210,83 Euro ödemesi olduğu, davacının ödemesi ile sınırlı bir şekilde aktif husumetinin olduğu, dosya içeriği resimler, hasar raporu, teknik çizimler ve ekspertiz raporundan, hasarın konteyner yırtığı kaynaklı olduğu, bu durumun da konteyner taşımacılığını üstlenen davalı yanın sorumluluk alanında meydana gelmiş bir hasar sebebi olduğu, davalının konteyneri tedarik ederek taşımayı organize ettiği, yolculuk sırasında konteyner kaynaklı hasardan sorumlu olduğu, meydana gelen zararın kısmi zayi zararı olduğu, rulo halinde sarılı 6.140,00 kg brüt, 6.058,00 kg net çelik saç emtiasından dış kısmında kalan ve kenarlardan 895 KG emtiada hasar oluştuğu, sovtaj uygulaması neticesi toplam hasar zararının 1.387,25 USD karşılığı 3.409,16 TL hesaplandığı, davacı ödemesinin bu miktarın üstünde olduğu, ödemeden itibaren işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu …”gerekçesi ile,
Davacının davasının kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 3.409,16 TL asıl alacak ve 80,42 TL işlemiş faiz olmak üzere (05/08/2015 ödeme tarihi ile 26/10/2015 takip tarihi arasında) toplam 3.489,58 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, davanın yargılamayı gerektirip likit bir alacağa yönelik olmadığı hususu nazara alınarak icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki itirazlarına yönelik olarak verilen kararın hatalı olduğunu,
Dava dilekçesinde belirtildiği üzere sigorta şirketinin halefi olduğu şirketin taşıtan konumundaki … firması olduğunu, dolayısıyla yetki sözleşmesinin taşıtanın adeta kendi gömleğini giymiş durumda olan sigortacı için de geçerli olması gerektiğini, yetki itirazı hakkında yalnızca gerekçeli kararda yazılı bu hususun hatalı olduğunu ve yetki itirazının duruşma esnasında değerlendirilip karar verilmemesinin savunma hakkının kısıtlanmasına neden olduğunu,
Husumet itirazına yönelik verilen hükmün hukuka uygun olmadığını,
Müvekkili şirketin forwarder şirket olmasına ve alınan navlun ücretinin …. firmasının acenteliğini yapan şirkete verilmesine rağmen müvekkilinin söz konusu zarardan sorumlu tutulmasının hukuka uygun olmadığını,
Mahkemece dava dışı sigortalı şirketi tarafından TTK hükümleri çerçevesinde zamanında bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediği hususunun değerlendirilmediğini,
TTK 1185 mad. ve Hamburg Kuralları 19.mad.gereğince hasar belirli ise yük teslimi sırasında zıya ve hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslim tarihinden aralıksız olarak hesaplanacak 3 gün içinde gönderilmesi gerektiğini, söz konusu süreler aşılarak 29/03/2015 tarihinde emtianın hasarlandığı anlaşılmasına rağmen dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere 02/04/2015 tarihinde bildirim yapıldığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/63 Esas 2017/378 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle sigortalıya ödenen bedelin TTK 1472. maddesi gereğince rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
İnceleme HMK 355. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplere göre ve kamu düzenine aykırılık yönünden yapılmıştır.
Davalı yetki itirazlarının kabul edilmemesinin, husumet itirazlarının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, TTK 1185 ve Hamburg Kuralları 19. madde gereğince hasar belirli ise yük teslimi sırasında, ziya ve hasar haricen belli değilse eşyanın gönderilene teslim tarihinden 3 gün içinde bildirilmesi gerektiğini, davacı tarafın zamanında bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve yetki itirazları konusunda duruşmada bir karar verilmemesinin savunma haklarının kısıtlanmasına neden olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Somut olayda, davalı tarafından cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş, mahkemece 22/11/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında 1 nolu ara kararla “Davalı vekiline yetki şartına konu konşimentonun arka yüzünün tercümesini ibraz etmek üzere 2 hafta süre verilmesine, yetki itirazının hükümle birlikte değerlendirilmesine, ” karar verilmiş, yargılama sonunda gerekçeli kararla davalının yetki itirazının neden reddedildiği açıklanmıştır. Her ne kadar HMK’da ilk itirazlardan olan yetki itirazı konusunda dosya üzerinden inceleme yapıp karar vereceği, gerekmesi halinde ön inceleme duruşmasında tarafları dinleyeceği ve inceleme yapacağı belirtilmiş ise de, mahkemece yetki itirazı konusunda belgelerini sunması için davalıya süre verilmiş ve yetki itirazı konusunun esas hükümle birlikte değerlendirileceği belirtilmiştir. Mahkeme gerekçeli kararında yetki itirazının reddi sebeplerini açıklamıştır. Yetki itirazı konusunda HMK’da belirtilen usule göre karar verilmemiş ise de bu eksiklik esasa etkili olmadığından inceleme konusu yapılmamıştır.
Davalının yetki ve husumet itirazlarına gelince, davaya konu konişmentoda taşıtanın sigortalı dava dışı … firması olduğu, alıcının ise …L firması olduğu, taşımanın CİF taşıma olduğu yazılıdır. CİF taşıma mal bedeli, sigorta ve navlunun ödendiğini göstermektedir. Buna göre emtia yükleme limanında taşıyıcıya teslim edilmek üzere gemiye yüklendiğinde emtiada oluşacak hasar ve zarar alıcıya aittir. Satışın CİF veya FOB yöntemi ile yapılması hasarın ve yararın alıcıya ait olması konusunda bir fark doğurmamaktadır. Her iki teslim şeklinde de malın yükleme limanında taşıyıcıya teslimi ile hasar ve yarar alıcıya ait olmaktadır. Sigorta poliçesinde sigortalayan her ne kadar dava dışı satıcı … firması ise de poliçe alıcı firma lehine yapılmıştır. Yani sigorta poliçesinin lehdarı alıcı firmadır. Davacı … şirketi sigortalısına halef olarak söz konusu hasar bedelini talep ettiğinden davadaki konumu sigortalının konumudur. Davaya konu taşıma işine ilişkin konişmento ise dava dışı taşıtan ile taşıma işini üstlenen davalı arasında düzenlenmiştir. Bu nedenle konişmentoda yazılı bulunan yetki şartı sözleşmenin tarafı olmayan alıcı firmayı dolayısıyla alıcı firmanın halefi olan davacı … şirketini bağlamamaktadır. Bu nedenle davalının yetki itirazı yerinde değildir. Konişmentoda taşıyıcı olarak davalı ismi, deniz hat firması olarak dava dışı …ismi yazılıdır. Davalı akdi taşıyan- taşıma işini organize eden olup, fiili taşıma işini dava dışı firma aracılığı ile gerçekleştirmiştir. Bu nedenle davalının husumet ehliyeti bulunmaktadır. Bu nedenle husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalının hasarın bildirilmesine ilişkin sürelere uyulmadığına ilişkin itirazına gelince, davaya konu emtianın taşındığı konteynerin bir kısmının taşıma sırasında hasarlandığı, dolayısıyla konteyner içinde taşınan emtianın da zarar gördüğü tahliye sırasında tespit edilmiş, hasara ilişkin ekspertiz raporu sigorta şirketinin eksperi tarafından alıcı firma yetkilisi ve deniz hat firması “….” firması serveyörünün katılımı ile yapılmıştır. Hasar emtianın gemiden tahliye hazırlıkları sırasında tespit edilmiş, söz konusu hasar fiili taşımayı gerçekleştiren … gemisi yetkilileri ile birlikte tutulan hasar tespit raporu ile tutanak altına alınmıştır. Dosyada bulunan 29/03/2015 tarihli Hasar tespit (Damage Report) raporu taşımayı gerçekleştiren … gemi yetkilileri tarafından da “Konteynerin yüklendiği gibi tahliye edildiği ve yükleme limanında konteynerin hasarlı olarak yüklendiğine dair” çekince ile imzalanmıştır. Taşıyıcının adamı sayılan fiili taşımayı yapan gemi yetkililerince hasar tespit tutanağı imzalandığından hasar bildiriminin süresinde yapılmadığına ilişkin itiraz yerinde değildir. Her ne kadar fiili taşımayı gerçekleştiren alt taşıyıcı yetkilileri tarafından konteynerin yükleme limanında hasarlı yüklendiği hasar tespit raporuna şerh edilmiş ise de konişmentoda taşıyıcı tarafından yükleme limanında konteynerin hasarlı olduğuna dair bir şerh bulunmadığından yükleme limanında konteynerin hasarlı şekilde yüklendiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş, hasarın taşıma sırasında meydana geldiği sonucuna varılmıştır. Ekspertiz raporu ile taşınan emtiada meydana gelen hasar belirlenmiş olup hasar miktarı yönünden davalı tarafın bir itirazı bulunmadığından miktar yönünden bir inceleme yapılmamıştır. Emtiada meydana gelen ve ekspertiz tarafından hesaplanan hasar miktarı davacı … şirketi tarafından hak sahibi olan alıcısına ödendiğinden ve hasar bedelini ödemekle davacı … şirketi, sigortalının haklarına halef olduğundan, hasar bedelini hasardan sorumlu olan taşıyıcıdan talep edebilecektir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ve kamu düzenine aykırılık bulunmamasına, davacı tarafından nakliye sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın taşıma sırasında hasarlanmış olmasına, navlun sözleşmesinde bulunan yetki şartının taşıyıcı ile taşıtan arasında geçerli olup, navlun sözleşmesinin tarafı olmayan sigortalı alıcı ile alıcının halefi konumunda bulunan davacı … şirketini bağlamamasına, taşıma işini davalının üstlenmiş olması nedeniyle taşıyan sıfatı ile fiili taşıyanın eylemlerinden davalının sorumlu olmasına, taşıma sırasında meydana gelen hasarın sigortalı emtianın tahliye hazırlığı sırasında tespit edilmiş olup hasar tespit tutanağının fiili taşımayı üstlenen alt taşıyıcı gemi yetkililerinin katılımı ile tutulmuş olması buna göre hasar ihbarının taşıyıcıya süresinde bildirildiğinin kabulü gerekmesine ve sigortalı emtiada oluşan hasar bedelini hak sahibine ödemiş olan davacının sigortalının haklarına halef olmasına göre yerinde olmayan davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 238,37.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 59,59.TL karar harcının mahsubu ile bakiye 178,78.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/10/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.