Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1235 E. 2019/1572 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1235 Esas
KARAR NO : 2019/1572 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/746 Esas 2018/599 Karar
TARİH : 29/05/2018
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasındaki 13.05.2002 tarihli Acentelik Sözleşmesi ile davalının müvekkili adına poliçe tanzimine ve prim tahsiline yetkili acente olarak görev yaptığını, davalı şahısların 13.05.2002 tarihli müteselsil kefalet senedi ile 25.000,00 TL limit ile acentenin borçlarına müştereken ve müteselsilen kefil olduklarını, acentenin müvekkili adına yaptığı Sigorta Poliçe Prim tahsilatlarını müvekkiline intikal ettirmediğini, davalının 30.04.2015 tarihi itibariyle acentelik sözleşmesinden kaynaklı 2.112.320,82.TL prim borcu olduğunu, davalıya borcun ödenmesi için Beşiktaş …. Noterliği’nin 28.05.2015 tarih … yevmiye nolu, 28.05.2015 tarih … yevmiye nolu, 28.05.2015 tarih … yevmiye nolu ihtarnamelerin keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalıların haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu bildirerek davalıların itirazının iptaline, takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Müvekkilinin davalı acente ile davacı arasındaki Acentelik Sözleşmesinde 25.000,00 TL limitli müteselsil kefil olduğunu, acentelik sözleşmesinin imza tarihinde, bu sözleşmeden doğabilecek alacaklara teminat olmak üzere …’ın mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde davacı lehine ipotek tesis edildiğini, ipotek tesis edilen taşınmazın üçüncü kişilere satışı gerekçesiyle bu teminatın (ipoteğin) yerine geçmek üzere davacıya teminat olarak 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, teminat olarak ödenen paranın davacı şirkette … ait muvakkat hesabına yatırıldığını, sorumluluk limitinin 25.000,00 TL olduğu dikkate alındığında, davacı şirkette muvakkat hesabında bulunan nakit ödeme karşılığında takibe konu (teminat olarak alındığı davacı tarafından kabul ve beyan edilen) senedin iadesinin gerektiğini, dava konusu icra takibinin mükerrer tahsilat talebi niteliğinde olduğunu, izah edilen nedenlerle davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … cevap dilekçesi ile; kendisinin …. Ltd. Şti.’deki işinden 09/11/2009 tarihinde ayrıldığı, davaya konu müteselsil kefil sözleşmesinin 13/05/2002 tarihinde akdedildiğini, TBK 598 maddesi uyarınca bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle ortadan kalkacağını, anılan kanun hükmü ve TBK 598 ve devamı maddelerince kefaletinin sona erdiğini, bundan başka kefalet sözleşmesi akdedilmediğinden davaya konu sözleşmenin geçerliliği olmadığını, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin arşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalıya usulüne uygun dava dilekçesi, duruşma gün ve saati tebliğ edildiği, dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/05/2018 tarih 2016/746 Esas 2018/599 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasında Sigorta Acentelik Sözleşmesi bulunması, davalılar …. davalı …. Şti.’nin Acentelik Sözleşmesinden doğacak borçlarından dolayı müteselsil kefalet vermiş olmaları, davacının defter ve belgeleri üzerinde Mali Müşavir Bilirkişi vasıtası ile yaptırılan incelemede; davacı defterlerinde takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.816,656,62 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olması, davacının talebinin 25.000,00 TL olması nedeniyle, düzenlenen bilirkişi raporunun dosyaya sunulan belgelerle uyumlu ve denetime açık olması nedeniyle, taleple bağlılık ilkesi gereğince…” gerekçesi ile; Davacının davasının kabulüne, davalıların İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe itirazlarının iptaline, takibin 25.000 TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … istinaf dilekçesi ile;İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tarafına başlatılan ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine, yasal süresi içinde yetki ve borca itiraz ettiğini, ikamet adresinin Bursa olduğunu beyan ederek, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, ancak yetki itirazına rağmen icra dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmediğini, Bu nedenle öncelikle icra takibi yetkili icra müdürlüğünce yapılmadığı, akabinde de işbu davanın yetkili mahkemede açılmadığını, Yetkisiz mahkemede açılan davaya 27/07/2016 tarihli dilekçe ile cevap verdiği, ancak ilk derece mahkemesince gerekçeli kararda beyanlarına yer vermediğini, Kendisinin … Ltd. Şti.’deki işinden 09/11/2009 tarihinde ayrıldığı, davaya konu müteselsil kefil sözleşmesinin 13/05/2002 tarihinde akdedildiğini, TBK 598 maddesi uyarınca bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle ortadan kalkacağını, TBK 598 maddesi ve devamı maddelerince kefaletinin sona erdiğini, bundan başkaca da bir kefalet sözlemesi akdedilmediğinden, davaya konu sözleşmenin hükümsüz olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/746 Esas 2018/599 Karar sayılı dosyası apsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, asıl borçlu şirket ile yapılan acentelik sözleşmesi gereğince doğan alacakların asıl borçlu ve müteselsil kefillerden tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davacı tarafından, davalılar hakkında 13.05.2002 tarihli kefalet senedine dayalı olarak 25.000 TL asıl alacak ve 1.208,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.208,22 TL için 12/11/2015 tarihinde takip başlatıldığı, borçlu davalıların itirazı üzerine takibin durduğu, takip dayanağı Müteselsil kefalet sözleşmesinin 13.05.2002 tarihli ve asıl borçlu şirketin davacı ile olan acentelik sözleşmesinden kaynaklanacak borçlarının 25.000 TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere davalılar … tarafından müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı anlaşılmıştır.İstinafa başvuran davalı takipte icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını istinaf sebebi olarak belirtmiş ise de, takip para borcuna ilişkin olup, TBK’nın 89 maddesine göre götürülecek borçlardan olması nedeniyle davacı alacaklının yerleşim yeri icra dairesi da takipte yetkili olduğundan icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde olmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Davaya konu takipte istinafa başvuran davalı … müteselsil kefil sıfatı ile takip edilmektedir. Takip dayanağı kefalet sözleşmesi 2002 yılında yapılmış olup, kefalet sözleşmesinin kurulduğu dönemde 818 sayılı BK yürürlüktedir. 818 sayılı BK’da kefaletin geçerlilik süresi ile ilgili her hangi bir kısıtlama getirilmemiştir. Ancak 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 598. maddesinin 3. fıkrasında “Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her tür kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.” hükmü getirilmiştir.6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/2 maddesinde ” Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibarıyla bu süre dolmuşsa, hak sahipleri Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden daha uzun olamaz. ” hükmü düzenlenmiştir.Buna göre somut olayda, davaya konu takip, kefalet sözleşmesine dayalı olarak müteselsil kefil olan davalı …hakkında 12/11/2015 tarihinde başlatılmış olup, dayanak kefalet sözleşmesi 13/05/2002 tarihinde imzalanmıştır. Buna göre 6098 sayılı TBK’nın 598. maddesinde kefalet sözleşmesi için 10 yıllık hak düşürücü süre ilk defa öngörülmüş olup bu süre TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce 13/05/2012 yılında dolmuştur. 6101 sayılı kanun 5/2 maddesine göre hak sahibinin TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihten iitbaren 1 yıllık ek süre içinde takipte bulunması gerekirken bu süre geçtikten sonra takipte bulunmuştur.Buna göre davalı … yönünden takip dayanağı kefalet sözleşmesi 6098 sayılı TBK 598 maddesine göre 10 yıllık süre geçmesi nedeniyle sora erdiğinden ve davacı alacaklı 6101 sayılı kanun 5/2. maddesinde öngörülen 1 yıllık ek süre içinde de takipte bulunmadığından geçersiz kefalet sözleşmesi nedeniyle davalının borçtan sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.Bu nedenle mahkemece takip dayanağı kefalet sözleşmesi 10 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle kendiliğinden ortadan kalktığından ve borçlu… geçersiz kefalet sözleşmesi nedeniyle takip konusu borçtan sorumluluğuna gidilemeyeceğinden bu borçlu hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının istinafa başvuran davalı … yönünden kaldırılmasına, davalı … hakkında açılan itirazın iptali davasının reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı … istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/05/2018 tarih ve 2016/746 Esas – 2018/599 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-Davalı … yönünden açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, 2-Diğer davalılar … LTD. ŞTİ. yönünden açılan davanın KABULÜNE, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 25.000.TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranı geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının bu davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,İLK DERECE YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 1.707,75.TL karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 426,94.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81.TL karar ve ilam harcının davalı … Ltd. Şti’den tahsili hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 426,94.TL peşin harcın davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.217,10-TL yargılama giderinin davalı … Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı … tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.000,00.TL vekalet ücretinin davalı …Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,9-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 10-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalı … tarafından yatırılan 98,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 426,94.TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine, 11-Davalı … tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,50.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri toplamı 129,60.TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 12-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.