Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1216 E. 2019/1583 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1216 Esas
KARAR NO : 2019/1583 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/811 Esas – 2018/145 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında uzun yıllardan beri uygulanan sözleşme olduğunu, Davalı şirket, davacı şirketin 2015 yılının son çeyrek dönemindeki alımının 5.750,00 TL’nin altında gerçekleşmesinden bahisle, 2016 fiyatlandırma matrisinde bu barem ağırlığına göre ürünlerde birim fiyat belirleneceğini 15.02.2016 tarihinde e- mail ile bildirmiş olduğunu, bunun üzerine … birim fiyatının müvekkili açısından 19.80 TL olarak belirlenmiş olduğunu, ayrıca adı geçen e- mailde pazarlama desteği olarak en az net 150.000,00 TL alım yapan müşterilere ilave olarak ilgili çeyrekteki alım tutarlarının %5’i oranında pazarlama desteği sunulacağını, bu desteğin bir müşteri için maksimum 150.000,00 TL olacağının bildirildiğini, ancak davalı şirketçe 27.02.2016 tarihinden itibaren gönderilen e-maillerde … A.Ş. tarafından … ürünlerinde kampanya başlatıldığının bildirildiğini, davalı şirket tarafından aynı kampanyanın 28.06.2016 tarihine kadar uzatıldığı şeklinde ifade edilmiş olduğunu, davalı şirketin toptancı niteliğinde olduğunu bilmesine rağmen bireysel faaliyet gösteren optik mağazalarıyla aynı kampanyaya maruz bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, davalı şirketin satış temsilcilerinin her bir optik mağazasını gezerek müvekkili şirketi zorda bırakacak şekilde söylemlerde bulunduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ve bu durumun müvekkili şirketi pazar dışı bırakmak niyetinde olduğunu gösterdiğini, davalı şirketin en fazla zammı müvekkili şirkete yapmış olduğunu, davalının fırsat eşitliğini ihlal ettiğini, kampanya kapsamında ürün alımına ve pazarlama desteğine 150.000,00 TL azami sınır getirildiğinden oranlama yapıldığında kendilerine çok daha düşük oranda pazarlama desteği verildiğini, davalı şirkete söz konusu kampanyanın derhal sona erdirilmesi talebini içerir ihtarname gönderilmişse de davalı şirketin bununla ilgili her hangi bir girişimde bulunmadığını, davalı şirketin sahte olan ürünler hakkında inceleme yaptırmadığını, davalı şirketin satış temsilcilerince müvekkilinin müşterisi olan optik mağazalarına davalı şirketin müvekkili şirkete sahte dava konusu ürün incelemeleri ve ücretsiz değişim için her yıl % 2 oranında iskonto yapıldığını, değişim yapmamasında haksız kazanç sağladığını beyan ettiklerini, sahte ürünler nedeniyle müvekkili şirkete iskonto yapılmadığını, davalının haksız rekabet teşkil eden kampanya neticesinde müvekkilinin kampanya konusu ürüne ilişkin ürünlerin satışında önemli ölçüde düşüş meydan geldiğini, kampanya nedeniyle bir çok müşterisini sürekli kaybettiğini, davalı şirketçe yürütülen kampanyanın haksız olduğunun tespitine, söz konusu kampanyanın haksız rekabeti oluşturmasından bahisle men’ine, 50.000,00 TL maddi zararın davalı şirketçe tazminine, 100.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız rekabet olarak gördüğü kampanya ile getirilen azami alım sınırı, kampanyalı ürünün stokları ile sınırlı olması nedeniyle kampanyadan olabildiğince fazla müşterinin yararlanması amaçlı olduğunu, söz konusu kampanya müşterilerin ticaretin olağan akışı içerisinde yaptığı alımları etkilemeyen, bir yan nitelikli ticari koşul mahiyetinde olduğunu, kampanyanın şartlarının müvekkili şirket tarafından tüm müşterilere, konumları ve kategorileri önem arz etmeksizin eşit şekilde uygulandığını, ilgili kampanyanın yalnızca 02.05.2016 ile 28.06.2016 tarihleri arasında geçerli olduğunu, müvekkili şirketin bütün kampanyalarındaki kriterin müşterinin müvekkil şirketten alım miktarı üzerinden olduğunu, kampanyaların müşteriye özel ticari uygulamalar olmadığını, kampanyaların hiçbir şekilde müşteri segmentasyonu içermediğini, özet olarak müvekkili şirketin diğer müşterilerini de düşünerek her müşterisine fırsat eşitliği sağlamak amacıyla getirdiği sınırlamaya, kampanyanın getirdiği avantajı diğer müşterilerle paylaşmak durumunda kaldığı için itiraz etmekte olduğunu, dava konusu kampanya stoklarla sınırlı olduğundan, kampanya kapsamında alınabilen ürün adetlerini davacının olmasını istediği gibi, müşterilerin alım hacmine göre farklılaştırmanın hakkaniyet ile bağdaşmayacağını, bu şekilde bir uygulama yapılsaydı, davacının fırsat eşitliğini ortadan kaldırabilecek ve rakiplerini bu kampanyadan yararlanabilmekten mahrum bırakabileceğini, davacının bu imkanı yakalayamadığı için bu haksız davayı açmış olduğunu, müvekkili şirketin satış temsilcilerinin söylediği iddia edilen söylemlerin hiçbirini somutlaştırılamamış olduğunu, davada kullanılabilecek somut delil vasfına haiz olmadığını, kampanya konusu ürünün “hakim ürün” olmadığını, davacının sahte ürünlere ilişkin beyanlarının eldeki dava ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, talep edilen maddi ve manevi tazminatların somut delillerle desteklenmemesi istemlerin reddedilmesini gerektirdiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/02/2018 tarih ve 2016/811 Esas – 2018/145 Karar sayılı kararı ile; ” Tüm dosya kapsamından; davacının, davalı tarafından … ürününe yönelik olarak düzenlenen kampanya aracılığıyla davacı aleyhine ayrımcılık yapmak suretiyle ve dava dilekçesinde belirtildiği şekilde haksız rekabete neden olduğunu iddia ettiği, davalı şirketin kontakt lens ve solüsyonlarını ithal eden/tedarik eden şirket olup yine dava konusu …. marka ürünü yalnızca davalı şirketin ithal ettiği, davacı şirketin ise kontakt lens ve solüsyonları pazarında toptan ve perakende satan bir şirket olduğu, davacının davalı şirketten kontakt lens ve solüsyon alımı yaptığı, davalı şirket tarafından davacı şirketin lens/solüsyon alım miktarına göre fiyat uygulandığı, bu kapsamda davacı şirkete bir önceki yılın son çeyrek dönemindeki net alımı baz alınarak taraflar arasındaki sözleşmede karşılığına denk gelen fiyat barem aralığındaki malın birim fiyatına göre fiyatın belirlendiği, ayrıca yine bu kapsamda davalı tarafından alıma göre “pazarlama desteği” adı altında birtakım ticari yardımlarda bulunulduğu, anlatılan uygulamaların rutin uygulamalar olup bunlara yönelik taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davalı şirketçe 02.05.2016-28.06.2016 tarihleri arasında … marka ürüne yönelik düzenlenen kampanyanın ve davalının eylemlerinin davacı şirket açısından ayrımcılık teşkil edip etmediği, bu kampanyanın ve davalının davalı şirket aleyhine yönelik söylemlerine ve sahte ürünlere ilişkin iddiaların davacı şirketi piyasadan silmek maksadı taşıyıp taşımadığı, haksız rekabete yol açıp açmadığına ilişkin olduğu, davalı tarafından … marka lenslere konu kampanyanın belli süreliğine belli alım miktarında bulunan tüm müşterilere stoklarla sınırlı olarak düzenlendiği, müşterilerin kampanyaya katılıp katılmamakta serbest oldukları, ürünlere konulan alım sınırının yalnızca kampanya dahilinde alımlar için geçerli olduğu, kampanyanın avantajının hediyeli ürünler olduğu ve kampanyaya bu kapsamda alım sınırı getirildiği, bunun dışında kampanya döneminde yine tüm müşterilerin kendileri için belirlenmiş olan normal fiyatlar üzerinden istedikleri miktarda alım yapabilecekleri, kampanyanın belli tarihler arası uygulandığı, davalının tüm müşterilerine eşit davrandığı, kampanya şartlarında davacı şirketi piyasadan silmeye yönelik bir düzenleme olmadığı, davalı şirketin kampanya kapsamında miktar ve zamanla sınırlı olarak satış yaptığı, bu dönemde hediye verilen ürünler sayesinde ürün fiyatının ucuza geldiği, ürünün ithalatçısı olan davalı şirketin kendisinin dahi miktar ve zamanla sınırlı olarak uyguladığı fiyatın diğer alıcılar nezdinde davacıyı pahalı satan durumuna düşürmeyeceği, zira davacının kendisinin de davalı şirketin müşterisi olup davacının kendi müşterilerine üzerine kar koyup satmasının olağan olduğu, dolayısıyla davacı şirketin kendisinin satış yaptığı müşterilerinin davacı şirket hakkında kampanyadan sonra; “… Lens yıllardır bizi dolandırmış, kandırmış. Aslında ne kadar ucuza alıyormuş, bize pahalıdan satıyormuş.” gibi ticari itibarını zedeleyici söylemlere yol açtığı iddiasının açıklanan nedenlerle dikkate alınmadığı, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/456 Esas sayılı dosyasında dinlenilen davacı tanıklarının genel olarak, davalı … Aş’nin belli miktar alım olmak şartıyla davacı ….AŞ’den daha fazla iskonto yapacaklarını belirttiklerini, ancak davalı …’un davacı …. kötülediğine dair bir duyumları olmadığını beyan ettikleri, dolayısıyla davacı tarafın davalı şirketin kendilerini kötülediğine yönelik başka da bir delil de sunmadığı nazara alınarak bu iddiasının da ispatlanamadığı, yine diğer bir iddianın; ürünün sahte olması halinde davalı tarafından herhangi bir inceleme yapılmadığına yönelik olduğu, davalının ise bu konuda tüm müşterilere yönelik prosedürlerinin aynı olduğunu, sahte ürün durumu söz konusu olduğunda inceleme için Atlanta/ABD’de yer alan bağlı şirketlere gönderildiğini, sonuca göre söz konusu ürünün distribütörden (… Lens) alınmış olması halinde ürün değişimi ve bedel iadesi prosedürünün yine distribütör üzerinden gerçekleştiğini savundukları, davacının bu konuda da beyan dışında somut bir delil sunmadığı, sonuç olarak davalının …. marka ürüne yönelik düzenlediği kampanyanın yukarıda belirtilen haksız rekabet madde bentlerinden herhangi birine girmediği, bilirkişi tarafından kampanya tarih aralığında davacı şirketin kar kaybının hesaplandığı, ancak kar kaybının başka nedenleri de olabileceği, kaldı ki kar kaybı durumunun haksız rekabet olduğu anlaşıldığı takdirde gündeme geleceği, davacının davasını ispatlayamadığı, Mahkememizce davalının düzenlediği kampanyanın haksız rekabete neden olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı şirketin renkli lens pazarında hakim konumunda olduğunu, …. Tic. A.Ş. (…)’ in renkli lens pazarında %80 – %85 oranında pazar payına sahip olduğunu, davalı şirketin satışta ve bilinirlikte renkli lens pazarında … markası ile ön planda olduğunu, bu markanın yurt içindeki tek ithalatçısı konumunda olduğunu, …. ürününün özellikle marka bilinirliği sebebiyle bir başka ürünle ikame edilemeyeceğini, davalı tarafın tüm tanıklarının ifadelerinde ”… markalı lenste piyasada hakim konumdayız.” şeklinde beyanda bulunduklarını, davalının ilk derece mahkemesinde görülen dava sürecinde dilekçe ve beyanlarında hakim konumda olmadığı yönünde bir itirazda da bulunmadığını, bütün bu öncüller dikkate alındığında … Tic. A.Ş.’ nin renkli lens pazarında hakim konumda olduğunu, Davalının kampanyasında bedelsiz olarak verdiği ürünlerle birim başına düşen maliyeti azalttığını ve davacı aleyhine yıkıcı fiyat politikası uyguladığını, Söz konusu kampanyada en fazla 5000 adet … ürününden alan müşterilere, aynı sayıda Optifree Express 355 ml ürününden bedelsiz olarak verilmekte olduğunu, müşterilerin kampanya kapsamında en fazla 5000 adet … alabildiğini, Davalı tarafın dilekçelerinde kampanya konusu ürünün fiyatının 10,40-TL olarak belirlenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını özellikle vurguladığını, … ürünlerinden alan müşterilerin kendilerine fiyatlandırma matriksi kapsamında tanımlanmış olan fiyatlar üzerinden alım yaptığını ve kampanya kapsamında herhangi bir indirimin söz konusu olmadığını iddia ettiğini,
…’ un yapmış olduğu kampanyanın dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde hakim konumun kötüye kullanılarak yıkıcı fiyat politikası uygulanmasına yol açtığını, Kampanyada belirtilen alımın üst sınırının 5000 adet olmasının tanıtım amaçlı olmasının ötesinde olduğunu, davalının hakim durumunu kullanarak ayrımcı bir politika uyguladığını ve davacıyı pazar dışında bırakmayı amaçladığını, Kampanya süreyle sınırlı olmasına rağmen ticaretin olağan akışını etkilediğini ve bu kampanyanın yan nitelikli ticari faaliyet olarak kabul edilemeyeceğini, Kampanya kapsamında yapılan satışların istisnai nitelikte olduğunu söylemenin güç olduğunu, işin esas mahiyetine bakıldığında çoğu alıcının belirtilen ürünleri denemek amaçlı almaktan ziyade olağan alımlarını gerçekleştirmek için hareket ettiğini, söz konusu süreçte gerçekleşen renkli lens alım-satımları incelendiğinde … yıllık satışının, müşterilerin ise yıllık alımlarının önemli bir kısmının bu tarihler arasında yapıldığının açık ve net bir şekilde görüleceğini, 27.05.2016 tarihinde sonlandırılması planlanan kampanyanın daha sonra 28.06.2016 tarihine kadar uzatıldığını, bu hususlar dikkate alındığında … tarafından düzenlenen kampanyanın tanıtım amaçlı, yan nitelikli ve geçici bir ticari faaliyet olmaktan uzak olduğunu, bu faaliyetler neticesinde davacının ticari itibarının sarsıldığını, Kampanyanın davacının müşteri kaybetmesine ve maddi zarara uğramasına sebep olduğunu, Haksız rekabet teşkil eden kampanya neticesinde müvekkilinin kampanya konusu ürünlere ilişkin satışlarında önemli ölçüde düşüş meydana gelmiş olduğunu, müvekkil şirketin ayrıca söz konusu kampanya nedeniyle birçok müşterisini de sürekli olarak kaybettiğini, Davacının zarara uğradığını ispat etmek durumunda olduğunu, fakat zararın miktarının tam olarak belirlenemediği halde hakimin zararın miktarını takdir edeceğini, zararının miktarının ispatı ile zararın varlığının ispatı ile zararın varlığının ispatının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini, Yargıtay’ ın da kararlarında bu ayrımı vurguladığını, ( Yargıtay 7. HD E. 2006/668 K. 2006/648 T. 9.3.2006 ) ( Yargıtay 11. HD E. 2015/7249 K. 2016/1583 T. 17.2.2016) Kanunun açık hükmü ve Yargıtay’ ın yerleşik içtihadı dikkate alındığında İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin gerekçeli kararının hukuka uygun olmadığı kanaatinde olduklarını beyanla; Açıklanan nedenlerle ve re’ sen gözetilecek nedenlerle;
– İstanbul 8. Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 20.02.2018 tarih 2016/811 E. ve 2018/145 K. Sayılı kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulü ile; 1. TTK md.55/a-1,2,6,7,8/b-1/f ‘de sayılan fiiller nedeniyle davalı şirketçe yürütülen kampanyanın haksız rekabet fiilini oluşturduğunun ve bu nedenle TTK md.56/1-a gereğince söz konusu kampanyanın haksız olduğunun tespitine, 2. TTK m.56/1-b gereğince söz konusu kampanyanın haksız rekabeti oluşturmasından bahisle men’ine, 3. TTK md.56/1-d gereğince söz konusu haksız rekabet fiilini oluşturan kampanya nedeniyle müvekkil şirkette meydana gelen fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000.-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte maddi zararın davalı şirketçe tazminine,
4. TTK md.56/1-e gereğince gerekli şartlar oluştuğundan davalı şirketin haksız rekabetinden müvekkil şirketin ticari itibarını ve kişiliğini zedeleyen tutum, eylem ve işlemlerden ötürü müvekkil şirket lehine 100.000-TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı şirketçe yürütülen kampanyanın haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, maddi ve manevi zararın giderilmesine yöneliktir. Uyuşmazlık,davanın reddine yönelik mahkeme kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır.Davalı …’un … (numaralı ve numarasız) ile … (numaralı ve numarasız) alt markalarına ait renkli kontak lenslerin ithali ve toptan satışı ile iştigal ettiği,… Marka renkli kontak lenslerin ithalatı bakımından … Türkiye’de yetkilendirilmiş tek firma olduğu,Davalı … tarafından 2 Mayıs 2016-28 Haziran 2016 tarihleri arasında geçerli olan ve … adlı ürünü ile ilgili kampanya yaptığı,kampanya şartlarının,1)En fazla 5.000 adet … alan müşterilere aynı adette Optifree Express 355 ml bedelsiz olarak verilmektedir.2)Müşteriler,kampanya kapsamında en fazla 5.000 adet Freshlook Colors/Colorblends alabilecektir.3)En az 100 adet… alan, perakende mağazası olan müşterilere, mağaza başına en fazla bir adet Freshlook Tezgah Üstü Işıklı Stand hediye edilecektir.4)Kampanya kapsamında hediye edilebilecek standlar,toplam 500 adet ile sınırlı, olduğu belirtilmiştir.6102 sayılı TTK 54/2. maddesine göre Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. 6102 sayılı TTK 55. maddede ise dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar başlığı altında başlıca haksız rekabet halleri sıralanmıştır. Anılan madde metnine göre, haksız rekabetin oluşması için; kampanya konusu seçilmiş ürünlerin, tedarik fiyatının altında satışa sunulması, bu şekilde satışa sunumun birden çok kez tekrarı, bu şekilde sunumun reklamlarda özellikle vurgulanması suretiyle kendisinin veya rakiplerinin kabiliyeti hakkında müşterilerin yanıltılması şartlarının kümülatif olarak gerçekleşmiş olması gerekir.Kanun koyucu söz konusu düzenlemeyle, bir tacirin, sırf daha fazla müşteri çekebilmek amacıyla kendisinin müşterilere daha ucuza satış yaptığına inandırmak için, göstermelik bazı ürünlerde tedarik fiyatının altında satış yapmak ve reklamlarında da buna vurgu yapmak suretiyle, kendisinin yeteneği konusunda müşterileri yanıltarak rakiplerinin önüne geçmeye çalışmasını dürüstlüğe aykırı ve haksız rekabetçi bir davranış olarak nitelendirmiştir.Somut olayda, kampanya şartları incelendiğinde, kampanyanın tüm müşterilere yönelik olduğu, müşterilerin kampanyaya katılıp katılmamakta serbest olduğu, kampanya dahilinde Freshlook Colors/Colorblends ürünlerinin her bir müşteri için tanımlanmış fiyat üzerinden satılmaya devam edileceği,dolayısıyla anılan ürünlerin fiyatında kampanya öncesi döneme göre bir farklılık bulunmadığı,bununla birlikte kampanyanın avantajının hediye ürünler olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, kampanya kapsamındaki tüm ticari koşulların müşteriler nezdinde eşit olarak düzenlenmesi sebebiyle, ayrımcılığa yol açmadığı, anlaşılmıştır.HMK’nın 282. maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir” düzenlemesi de gözetildiğinde, bilirkişi raporunun takdiri delil niteliğinde olup, mahkemece sunulan tüm deliller gözetilip, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine ek beyan dilekçesine eklediği Ankara 10 İdare Mahkemesi’nin 2018-1525 Esas,2016/116 Karar sayılı dosyasına konu Rekabet Kurulu kararının ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından düzenlenen kararın internet sitesinde yapılan satışlarla ilgili olup davaya konu kampanya ile ilgili olmadığı görülmüştür.Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 Maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 14/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.