Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1197 E. 2019/1600 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1197
KARAR NO : 2019/1600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/1118 Esas – 2018/402 Karar
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … A.Ş. İstoç Şubesine ait keşidecisi … olan… çek nolu 08.01.2013 keşide tarihli 27.000 TL bedelli çeki kaybettiğini, çekin iptali için Bakırköy 2 ATM’ nin 2016/307 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, çek iptali davası devam ederken dava konusu edilen çekin davalı … A.Ş.’ nin elinde bulunduğunun ortaya çıktığını, tarafına ilgili şirket hakkında istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin mehil verildiğini beyanla anılan çekin davalıdan iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hamiline yazılı senetlerin emre yazılı senetlerden farklı olarak ciro yoluyla devri zorunlu olmaksızın yalnızca zilyetliğin geçirilmesi yoluyla 3. kişilere devredilebilmelerinin mümkün olduğunu, bu açıdan geçerli bir ciro zincirinin varlığı veya yokluğunun herhangi bir hak kaybına yol açmadığını, bankanın borçlularından … söz konusu çeki müvekkili bankaya tahsil amaçlı ciro etmesinin çekin niteliğini değiştirmeyeceğini, bu sebeplerle çekin hamiline yazılı çek sıfatını haiz olup müvekkilinin bankanın iş bu çek üzerinde kanunun açık hükümleri gereği hak sahibi olduğunu, mahkemece davanın kabulü yönünde karar verilmesinin, iyi niyetli 3. kişi konumundaki müvekkili bankanın mağduriyetine sebebiyet vereceğini, nitekim müvekkili bankanın senedi elinde bulunduran bankanın borçlarından diğer davalı …in verdiği kredi borcundan mahsup edilmek amacıyla hamiline yazılı çeki devraldığını, 790. maddeye göre ispat çek eline geçmiş bulunan yeni hamili ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/04/2018 tarih ve 2016/1118 Esas – 2018/402 Karar sayılı kararı ile; ” … Dava konusu çekin incelenmesinde; … İstoç şubesine ait hesaptan keşide edilen … nolu çekte keşidecinin … olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, çekin arkasında … cirosunun bulunduğu, çeke ilişkin Bakırköy 12. ATM’ nin 2016/307 E sayılı dosyasında 04/04/2016 tarihli ödeme yasağının da bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı, davaya konu çek üzerinde, ne keşideci ne lehdar ne de ciranta olarak yer almamaktadır. Davacı, bu çek üzerindeki hak sahipliğini ispat için keşidecinin tanık olarak dinlenmesini ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir. 6102 sayılı TTK’ nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790′ ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu yaptığı çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatına karar verilmesini talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır. Çekin davacının elinden rızası hilafına çıktığı benimsense bile, TTK’ nın 792. maddesi gereğince davalının çekleri kötüniyetli olarak ele geçirdiğini veya ağır kusurunun bulunduğunu, davacının ispat etmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında, davalının çeki kötüniyetli olarak ele geçirdiği veya ağır kusurunun bulunduğuna dair delil sunulamadığından davalının iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay içtihatları da aynı doğrultudadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin Esas No:2014/10768- Karar No:2014/20288 Karar Tarihi. 23.12.2014 ) Çek üzerindeki ciro silsilesi şeklen tam olup, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmaktadır. Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rızası dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Çeklerden bir tanesindeki davacı cirosu sahte olsa bile, davalı, kendisinden önceki ciroların sıhhatini araştırma yükümlülüğü altında değildir. Davacının ve keşidecinin defterlerinin incelenmesi sadece davacının bu çekleri almış olduğunu kanıtlar. Ticari defterlerin incelenmesi, davalının kötü niyetini kanıtlamaya yeterli olmayacaktır. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından dava konusu çekin dava dışı keşideci … ‘ den alındığı ve kaybedildiği ileri sürülmüştür. Davacının yetkili hamil olduğu kabul edilse dahi, davacının davalı tarafın çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat edemediği anlaşılmakla davanın sübut bulmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur … ” gerekçeleri ile; “Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu olan çekin zayi olduğunu, çekin iptali için TBK ve TTK’ nın ilgili maddeleri gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/307 E. sayılı dosyası ile Zayi Nedeniyle Çek İptali davası açıldığını, çek iptali davası devam ederken dava konusu edilen ve iptali istenen … A.Ş. İstoç Şubesi’ ne ait 27.000-TL bedelli … nolu 08/01/2013 keşide tarihli çekin davalı … A.Ş.’ nin elinde bulundurduğunun ortaya çıktığını, mahkemenin davalı banka aleyhine istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin mehil verdiğini ve huzurdaki işbu davanın açıldığını, çekin kaybolduğunun anlaşılması üzerine derhal iptal davası açılarak bu konuda bankaya gerekli ihbarda bulunulduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/307 E sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı kararının 04.04.2016 tarihinde banka kayıtlarına işlendiğini, ödeme yasağı kararı verilen çek nedeniyle davalı yanın haksız ve kötü niyetli olup; çeki kötü niyetle ve iktisapta ağır kusuru ile eline geçirdiğini, davalı yanın kendini yasal hamil ve haklı göstermek için çeki …’den devraldığını iddia etmiş olsa da, bu iç ilişkinin müvekkile karşı ileri sürülmeyeceğini, davalı yanın iyi niyetli olduğu iddialarına itiraz ettiğini, davalı yanın müvekkile karşı ağır kusurlu hareket ettiğinden ispat külfetinin davalı yana ait olduğunu, davalı bankanın iyi niyetli 3. kişi olmayıp çeki haksız olarak ele geçirmiş olduğunu, bu nedenle çek üzerinde hak sahibi olmadığını, davalı yanın ispata yönelik iddialarının reddi gerekirken yerel mahkemenin davalarını reddetmesine karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını ve davanın kabul edilmesini talep ettiklerini beyanla; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1118 Esas – 2018/402 Karar sayılı ilamın istinaf yolu ile ortadan kaldırılmasını ve davalarının kabul edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava TTK’ nın 763.maddesine göre açılmış kambiyo senedinin iadesi davasıdır. Mahkeme davayı reddetmiş, davacı istinafa gelmiştir. Davacının iadesini istediği çeke ilişkin Bakırköy 2. ATM’ nin 2016/307 sayılı dosyasında zayi nedeniyle iptal davası açtığı, çekin bulunması üzerine bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacının iadesini istediği çekin keşidecisi … olup çek hamiline düzenlenmiştir. 10/04/2016 tarihli ve 27.000,00 TL bedelli muhatabın Denizbank İstoç Şubesine ait çekin arkasında …, altında okunamayan bir yazı- imza ve Bakırköy 2 ATM’ nin kararı uyarınca işlem yapılamadığına dair açıklama bulunmaktadır. Davacının çekte hak sahibi olduğu iddiasının ispatlanamadığı, ciro silsilesinde yer almadığı, davalı bankanın da kötüniyetli hamil olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla TTK’nın 792. maddesindeki koşullar da oluşmadığından davacının istinaf nedenleri yerinde değildir. Mahkeme davacının istinaf nedenlerini ayrıntılı ve gerekçeli olarak karşılamıştır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/11/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.