Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1175 E. 2019/1406 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1175 Esas
KARAR NO : 2019/1406 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/652 Esas 2018/842 Karar
TARİH : 16/07/2018
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesi ile; şirket yetkilisi olduğunu, şirketin … Cad. … İş Hanı K…. D…. … Mah. …/İSTANBUL adresinde gözüken herhangi faaliyeti olmayan, Beylikdüzü vergi dairesinde … numarasıyla, Ticaret odasında … sicil no ile kayıtlı adı geçen şirketin karar defteri olmadığını, böyle bir defterin varlığının mevcut olmadığını, şirketin tasfiyesinin yapılamadığını, şirketin tasfiyesinin yapılabilmesi için karar defteri gerektiğini, böyle bir karar defterini temin etmek noterden tasdikletmek için Mahkeme kararı gerektiğinden bu davanın açıldığını belirterek şirketin karar defteri olmamasından tsfiyesi yapılamadığı nazara alınarak buna ilişkin karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/07/2018 tarih 2018/652 Esas 2018/842 Karar sayılı kararında;”6102 sayılı Yasanın 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Somut durumda talep eden karar defteri bulunmadığını beyan etmiş, bu hususta mahkemece karar verilmesini talep etmiş ise de, talebin zayi belgesi verilmesi olarak nitelendirilmesi halinde ortada zayi olan bir defter bulunmadığından bu yönde talepte bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığı, talebin tasfiyeye ilişkin dava olarak nitelendirilmesi durumunda ise bu talep hasımsız olarak ileri sürülemeyeceğinden ve hasımsız açılan dava sonradan hasımlı hale getirilemeyeceğinden ortada usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı …” gerekçesi ile; Talebin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesi ile;Yerel mahkemenin dosyası ile şirketin karar defterinin zayi olması nedeniyle bu defterin zayinin tespiti ile karar verilmesi ve yeniden defter çıkartıp tasdiki hususunda mahkemeye başvurduğunu, Ancak yerel mahkemenin dava şartı yokluğu nedeni ile usulen davayı reddettiğini, bu durumda şirketin karar defterini çıkarta imkanından yoksun kaldığını, Kararın tamamen eksik incelemeye dayalı zayinin tespitinin mahkemece karar altına alınması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/652 Esas 2018/842 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. TTK’nın 64 maddesinin 1. fıkrasında her tacirin ticari defterleri tutmak zorunda olduğu, 3. fıkrasında anonim ve limited şirketlerin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılış onaylarının ticaret sicili müdürlükleri tarafından yapılacağı, fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esaslarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirleneceği, 4. fıkrasında pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterlerin de ticari defter olduğu,TTK’nın 82/7.maddesinde, tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğraması halinde zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde zayi belgesi verilmesini talep edebileceği belirtilmiştir.Davacı şirket, karar defterinin olmadığını, şirketin tasfiyesi için karar defteri gerektiğini belirterek gerekli kararın verilmesini talep etmiştir. Davacı karar defterinin zayi olduğu yönünde bir iddiada bulunmadığı gibi buna ilişkin her hangi bir delil de ibraz edilmemiştir.Buna göre, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı talebine, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, osya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.