Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1172 E. 2018/1011 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1172 Esas
KARAR NO : 2018/1011 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/148 D.iş 2018/148 Karar
TARİH : 13/07/2018
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dilekçeye ekli … Bankası A.Ş. Güngören Akıncılar Şubesi’ne ait, … nolu,…çek nolu, 11/03/2018 tarihli, çek sebebiyle borçlu olarak belirtilen şirketten alacaklı olduğunu, vadesi gelmesine rağmen borcun ödenmediğini, borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu, alacağın rehinle temin edilmediğini beyanla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi 24/04/2018 tarihli kararı ile, İİK.nun 257/1 maddesi gereğince talebin borçlular yönünden kabulüne, borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına, borçlarına yetecek miktardan fazla olmamak üzere, kanuni kısıtlamalar da nazara alınmak kaydı ile 43.000,00 TL ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, ihtiyati hacze konu çek üzerindeki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, çekin çalıntı olduğunu, bunun için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 2017/91757 nolu soruşturmasının devam ettiğini, müvekkili şirketin karşı tarafa her hangi bir borcu bulunmadığını, karşı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak çeki elinde bulundurduğunu beyanla ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 13/07/2018 tarih 2018/148 D.iş 2018/148 Karar sayılı ek kararında;
“Talep ,İİK 265 md ne dayalı olup ihtiyati hacze itirazdan ibarettir.
İİK 265 md de aynen;”Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı se- beplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.” hükmüne yer verilmektedir.
Dosyanın tetkikinde, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının 30/04/2018 tarihinde yapılan haciz işlemi ile uygulandığı, borçlu vekilinin yasal 7 günlük süre içinde ihtiyati haciz kararına itiraz ettiği ve “ihtiyati haciz talep eden ile müvekkili arasında hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını, çek yaprağının boş olarak çalındığını, buna dair Cumhuriyet Savcılığı’na müracaat ederek “çalıntı” beyanında bulunduklarını, söz konusu çek üzerine müvekkiline atfen atılan imzanın ve yazıların müvekkilinin eli ürünü olmadığını, ihtiyati haciz talep edenin bu durumu bildiğini ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin mal kaçırma hazırlığında olduğuna dair iddiaların gerçek olmadığını” beyanla ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği ve delil olarak Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi’ne yaptıkları imza inkarına dair şikayet dosyasında “çek üzerine itiraz eden adına atılan imzanın itiraz eden …’ın eli ürünü olmadığı” yönünde görüş bildiren bilirkişi raporunu sunduğu,
İstanbul BAM 13. HD’nin 2018/95 Esas, 2018/122 Karar nolu 22/02/2018 tarihli ve 2018/ 227 Esas-2018/215 karar nolu 21/03/2018 tarihli kararlarında da vurgulandığı üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığının kesin olarak ispatının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu, borçlunun çekteki imzanın kendisine ait olmadığına dair itirazı ile esasa ilişkin diğer itiraz larının İİK 265 md de belirtilen sınırlı itiraz sebeplerinden olmadığı anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının yasaya aykırı olduğunu, karara konu çekin çalıntı olduğunu, çek sahibi müvekkilinin çek lehdarını tanımadığını, herhangi bir ticari alışverişi olmadığını, çek üzerindeki yazı ve imzanın müvekkiline yani çek sahibine ait olmadığını, Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/499 Esas numaralı dosyada mevcut bilirkişi raporu ile çekin müvekkiline ait el ürünü olmadığının ispat edildiğini, alacağın olmadığını, sahte evrak olduğunu açıkça ispat ettiklerini, ayrıca icra hukuk mahkemesince icra takibinin tedbiren durdurulduğunu, tedbiren durdurulmuş bir icra takibi var iken, imzanın sahteliği ispat olunmuş iken halen ihtiyati haciz kararının devamına hükmetmenin adaletsizlik olup açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiğini,
İİK 265.maddesi dar yorumlanarak borcun yokluğu ve çekin sahte olduğu iddialarını sınırlı itiraz sebeplerinden olmadığını kabul etmenin yasaya açıkça aykırı olduğunu,
İİK 265. Maddesinde ” Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.” denilerek itiraz sebepleri ayrıntılı olarak belirtilmediğini, ancak gerekçeli kararda hükme esas olarak yazıldığı gibi itirazlara bir sınır ya da kısıtlama getirilmediğini, kaldı ki ihtiyati haciz kararının dayandığı çekin sahte olduğuna dair yine mahkemece alınmış bilirkişi raporunu görmezden gelerek itirazın reddedilmesinin açıkça yasaya aykırı olduğunu,
İİK 265. Maddesinin ”İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir” şeklinde olduğunu, itirazlarının borcun olmadığı ve evrakın sahte olduğu yönünde olduğunu, buna ilişkin bilirkişi raporu sunulduğunu, belgenin sahteliği ispat olmuşken mahkemece itirazın reddedildiğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda itirazın kabulüne karar verilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/148 D.iş 2018/148 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Talep, ihtiyati haciz kararına itiraz ile kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haciz talep eden vekili çeke dayalı olarak ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece talep kabul edilerek itiraza konu ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İİK.nun 265.maddesinde ihtiyati haciz kararına itirazın süresi ve koşulları açıkça hükme bağlanmış olup, anılan maddede, borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Bu itiraz sebepleri sınırlı ve şekli nitelikte olup, bunun dışındaki nedenlere dayanarak, ihtiyati haciz kararına özellikle, alacağın esası hakkında ya da imza incelemesini gerektirecek şekilde bir itirazda bulunulamaz.
Çek keşidecisinin çekin çalıntı olduğunu ileri sürmesi, muhatap bankaya ödemeden men talimatı vermesi veya menfi tespit davası açması iyi niyetli hamiller bakımından hukukî sonuç doğurmaz. Bu durum, ticari senetlerin güvenli şekilde tedavül etmesinin temini bakımından zorunludur. İtiraz sebebi olarak ileri sürülen hususlar, İcra ve İflâs Kanunu’nun 265’nci maddesi kapsamında sınırlı olarak belirtilen itiraz sebeplerinden olmayıp, aynı Kanun’un 264’üncü maddesinde belirtilen ihtiyati haczi tamamlayan merasim veya menfi tespit davası sırasında incelenebilecek niteliktedir. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 2008/12557 E., 2008/13215 K. ve Yargıtay 19. HD’nin 2014/4283 E., 2014/7794 K., sayılı kararı da bu yöndedir.
Borçlu çekteki imzanın kendisine ait olmadığının Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/499 E. sayılı dosyasında mevcut bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, hakkında yapılan takibin durdurulduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatı gerekmeyip, yaklaşık ispat yeterlidir. Dolayısıyla borçlunun çekteki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itirazın İİK’nın 265/1. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri arasında bulunmadığı, ancak ileride açılacak bir menfi tespit davasının konusu olabileceğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından borçlu vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/10/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.