Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1162 E. 2018/1017 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1162 Esas
KARAR NO : 2018/1017 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/864 Esas
TARİH : 19/07/2018 (Ara Karar)
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Kıymetli Evrak İptali – Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesi ile,
Keşidecisi … Ticaret A.Ş.’nden davacı adına keşide edilen …Bankası A.Ş. Sultanbeyli Şubesine ait … çek seri nolu 31/10/2018 keşide tarihli 24.780 TL bedelli çeki kaybettiklerini, yapılan araştırmada kargoda kaybolduğunun anlaşıldığını, çek bu şekilde kaybolduğu veya bir başkasının eline geçmiş olmasından dolayı taraflarınca tahsilatı mümkün olamayacağı gibi başka kişilerin tahsil etmesini önlemek amacıyla dava açılması ve ihtiyati tedbir talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek, söz konusu çekin ödenmemesi konusunda ödemeden men kararının verilmesini ve dava konusu çekin iptalini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/07/2018 tarih 2018/864 Esas sayılı ara kararında;
“İhtiyati tedbirin şartlarının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 389/1 maddesinde genel olarak düzenlendiği, bu yasa hükmüne göre mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya geçikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, ihtiyati tedbirde asıl olanın, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunması olduğu,HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talep eden tarafın, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmesi gerektiği ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispatlamak zorunda olduğu,Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğu kabul edilmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalinin de gözetilmesi gerektiği, bu nedenle ihtiyati tedbire karar verilirken haksız olma ihtimaline karşılık talepte bulunandan kural olarak teminat alındığı, geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilemeyeceği, tarafların çıkar dengesinin ve ihtiyati tedbirin amacınının gözetilmesi gerektiği,Kanun koyucunun, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakimin her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemesi ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtilmesi gerekitği, ihtayit tedbir şartları mevcut değilse, kanunun ön gördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, HMK’nun 389. Maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verileceği,Bu itibarla davacının meşru hamil olduğuna ilişkin yeterli kanaat hasıl olmadığı ve istemde HMK 389 ve devamı maddelerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının HMK 389 ve 390/2 açısından yasaya aykırı olduğunu, Çekin davacı firma adına yazıldığını ve keşideci firma ile davacı arasındaki iş ilişkisini kanıtlayan sözleşmenin mahkemeye ek kanıt olarak sunulduğunu, işbu sözleşmede ödeme kısmında aynı tarih ve aynı bedelli bir çek ile ödeme yapılacağı yazdığını, dolayısıyla bunların davacının bu çekin meşru hamili olduğuna yeterli kanıt olduğunu, Davacı firmanın keşideci firmaya çeki kaybettiğini bildirdiği ancak keşideci firmanın yasalar gereği çekin ödeneceği bankanın ödemeyi durdurması için ya mahkeme kararı ya da ihtiyati tedbir kararı olması gerektiğini ilettiklerini, Davacı firmanın bu sebeple hemen bu davayı açtığı ve dava devamı sırasında hem davacı firma hem de keşideci firmanın çeki eline geçirecek başka bir üçüncü şahıs tarafından mağdur olmaması için HMK 389. (1 ve 2) maddesine istinaden ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/864 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Talep zayi nedeniyle çek iptali davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.TTK’nın 818/1-s maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 757/1. maddesinde “İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.Aynı kanunun 758. maddesinde “(1) Poliçeyi eline geçiren kişi bilindiği takdirde, mahkeme, dilekçe sahibine iade davası açması için uygun bir süre verir.(2) Dilekçe sahibi verilen süre içinde davayı açmazsa, mahkeme, muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır” ,759. maddesinde “(1) Poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.(2) İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.” ve763. maddesinde “(1) Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” düzenlemeleri yer almaktadır.Anılan yasal düzenleme karşısında hasımsız olarak açılan zayi nedeniyle çek iptali davalarında, talep eden çekin yasal hamili olduğunu ve çekin rızası dışında elinden çıktığını yaklaşık olarak ispat ettiğinde ihtiyati tedbirin özel bir türü olan muhatabın çek bedelini ödemekten men edilmesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerekir.Somut olayda davacı vekili davaya konu zayi olduğu iddia edilen çekin fotokopisini dosyaya sunmuştur. Söz konusu fotokopi incelendiğinde çekin keşideci tarafından davacı şirket lehine keşide edildiği, çekin yasal unsurları taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş çeke ilişkin olarak TTK’nın 760 vd. maddesinde öngörülen yasal ilanları yapmak, süresinde çek ibraz edilmesi durumunda aynı kanunun 763. maddesi uyarınca davacıya iade davası açması için uygun bir süre vermek, süresinde dava açılmaz ise çeki ibraz edene iade ederek. muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırmaktan ibarettir. Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere basit yargılama usulüne tabi olan ve hasımsız olarak açılan çek iptali davalarında verilen karar 3. kişiler bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden bu tür davalarda tam bir ispat aranmamakta olup yaklaşık ispat yeterli görülmektedir. Dosyaya sunulan belgelerden davacı davaya konu çekin yasal hamili olduğunu yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlamıştır. Mahkemece TTK 757/1 maddesinde öngörülen şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken meşru hamil olduğuna ilişkin yeterli kanaat oluşmadığından ve HMK 389 vd maddelerinde ön görülen şartlar oluşmadığından bahisle talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin 19/07/2018 tarih ve 2018/864 E. sayılı ek kararının kaldırılmasına ve davacının talebinin kabulü ile davaya konu çekin ibrazı halinde ödemeden men yasağı konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih ve 2018/864 Esas sayılı ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILARAK,
1-Davacının ödemeden men talebinin teminat karşılığında KABULÜ İLE;
… Bankası A.Ş. Sultanbeyli TEM Şubesi’ne ait 0024839 seri nolu 31/10/2018 keşide tarihli 24.780,00.TL bedelli keşidecisi … Ticaret Anonim Şirketi olan çeke ilişkin olarak; 6102 Sayılı TTK’nın 818/s madde hükmü delaleti ile aynı kanunun 757. maddesi hükmü uyarınca çekin bankaya ibrazı halinde bedelinin ödenmemesi hususunda ÖDEMEDEN MEN KARARI VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça çek bedelinin %15′ i tutarında (3.717,00.TL) nakdi veya mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve mutaber banka teminat mektubu ilgili ilk derece mahkemesi veznesine depo edilmesi halinde, ödemeden men kararının ilk derece mahkemesince muhatap banka şubesine bildirilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL karar harcının talep halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı bulunması halinde davacıya iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/10/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.