Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1111 E. 2018/841 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1111
KARAR NO : 2018/841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :29/03/2018 Tarihli İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Karar
NUMARASI : 2018/273 D. İş – 2018/330 Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
TALEP : İhtiyati Haciz Kararına İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 26/09/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, borçluların imzaladığı 8.000.000,00-TL bedelli senetin 4.800.000,00-TL’lik kısmının karşılığının olmadığını, borcun ödenmediğini belirterek borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi, 17/07/2017 tarihli kararı ile; ” … alacaklı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre alacağın rehin ile teminat altına alınmadığı ve senedin vadesinin geldiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı itiraz edenler vekili, müvekkilleri hakkında alınan ihtiyati haciz kararından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibi ile haberdar olduklarını, bankaya olan borcun gayrimenkul rehni ile temin edilmiş bir borç olduğunu, 19 gayrimenkul üzerinde rehin temin edildiğini ve rehinlerin borcun çok üzerinde bir değerde olduğunu, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin bütün sayfalarında imza bulunmadığını, alacaklı banka tarafından gönderilen ihtarnamelerin asıl borçlu ve kefillere tebliğ edilmediğini, müvekkilinin kaçma- göçme ihtimalinin bulunmadığını, ihtarnameden sonra alacaklı banka ile borcun taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını, borcun bir kısmının ödendiğini ancak finansman sıkıntısı nedeniyle bakiye 1.107.000,00 TL borcun kaldığını, icra takibine dayanak bononun keşidecisinin ve avalistlerin kimler olduğunun belli olmadığını, senet üzerinde düzenleme yerinin gösterilmediğini bu nedenle kıymetli niteliğinde olmadığını, ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Alacaklı vekili 05/09/2017 gayrimenkul ile rehni ile temin edilmiş alacak hakkında ihtiyati haciz yapılamayacağına ilişkin beyanların Yargıtay kararları ile bağdaşmadığını, itiraz dilekçesinde belirtilen ihtarnamelerin tebliğ edilemediği hususunun gerçeği yansıtmadığını, itiraz eden tarafından genel kredi sözleşmesinin tüm sayfalarının imzalanmadığı iddiasının da doğru olmadığını ve bu hususun Yargıtay kararlarında açık olduğunu, Esas takip başlatıldıktan sonra ihtiyati haciz kararının alınması ve uygulanmasının kanuna aykırı bir husus olmadığını beyanla itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi 05/10/2017 tarihli ek kararı ile; ihtiyati haciz talebi senede dayandığından itirazların yerinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Vaki istinaf üzerine İst. BAM 13. H.D ‘nin 02/03/2018 tarih ve 2018/133 Dosya 2018/167 Karar sayılı kararıyla İhtiyati hacze itiraz eden borçluların… ve ….Ltd.Şti olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin 05/10/2017 tarihli kısa kararında ” Borçlunun itirazı İİK 257 ve 265. koşullarını içermediğinden reddine” şeklinde karar verildiği, yine ilk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlığında da itiraz edenlerden …Tic.Ltd.Şti’nin isminin yazılmadığı ve hüküm kısmında “İİK 257-265 koşullarını içermeyen itirazın reddine” şeklinde yazıldığı İhtiyati haciz kararına itiraz eden iki borçlu olduğundan kısa karardaki ” borçlunun” sözcüğü ile hangi borçlunun kastedildiğinin belli olmadığı, 6100 sayılı HMK.’ nın 297. maddesinde gerekçeli kararda bulunması gereken hususların açıkça belirtildiği, bu hüküm kapsamında tarafların isimlerinin ve taraflara yüklenen hak ve borçların kararda açık ve tereddüt yaratmayacak şekilde belirtilmesinin gerektiği, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararının anılan yasa hükmüne uygun olarak tesis edilmediğinden denetiminin de mümkün olmadığı gerekçesiyle HMK’ nın 355. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 05/10/2017 tarih ve 2017/718 D. İş Esas 2017/753 D. İş Karar sayılı kararının HMK 355 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
Dairemizce verilen bu karar üzerine bu kez ilk derece mahkemesi, 29/03/2018 tarih ve 2018/273 E- D.İş -330 K sayılı kararıyla istemin 8.000.000,00-TL bedelli senede dayalı ihtiyati haciz talebi olduğu, itiraz edenlerin itirazlarının İİK 257-265 koşullarını içermediği gerekçesiyle itirazların reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
İstinaf eden borçlu itiraz edenler vekili, itiraz sebeplerinin karşılanmadığını, mahkemenin yine aynı kararı verdiğini, Borçluların talep eden bankaya olan borçlarının gayrimenkul rehni ile temin edildiğini, rehinlerin borcun çok üzerinde bir değerde olduğunu, ihtiyati haciz kararının dayanağı olan Gebze .. Noterliğinin Haziren 2016 tarih ve … no.lu ihtarnamesinde borcun 1.219.803,90 TL olarak belirtildiğini, taraflar arasında borç geri ödenmesi için anlaşma yapıldığını, borcun bir kısmının ödendiğini, ihtarnamenin itiraz edene ve diğer kefillere tebliğ edilmediğini, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin bütün sayfalarında imza bulunmadığını, icra takibine dayanak bononun keşidecisinin ve avalistlerin kimler olduğunun belli olmadığını, kefaletin yasaya uygun olmadığını, senet üzerinde düzenleme yerinin gösterilmediğini bu nedenle kıymetli evrak niteliğinde olmadığını, ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ:
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. Maddesine göre istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere mahkemece verilen 17/07/2017 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen kararın yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
İstemin ve Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının dayanağı, 23/07/2013 düzenleme tarihli 16/06/2016 vadeli, 8.000.000,00 TL bedelli, lehdarı … Bankası A.Ş, borçluları … Ltd firması ile diğerleri olan bonodur.
Alacağın rehinle temin edildiği yönündeki istinaf nedeni açısından değerlendirme yapmak gerekirse: 2004 sayılı İİK’nın 45/3. Maddesinin göndermesiyle rehin ve ipotekle temin edilmiş alacaklar açısından poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkında uygulanması gereken İİK’nın 167. maddesi, “Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabilir.” hükmünü amirdir. İhtiyati haciz talep eden, bonoya dayanmış olup, mahkemece verilen 17/07/2017 tarihli ihtiyati haciz kararı da bonoya dayalı olarak verilmiştir. Bu bağlamda bonoya dayalı alacağın rehinle temin edilmesi halinde dahi alacaklının ihtiyati haciz talep edebileceği ve bu yönde karar verilebileceği kabul edilmelidir. Buna yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir.
İhtiyati haciz kararı, bonoya dayalı olarak verildiği için itiraz eden borçlular vekillerinin taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin tamamında borçluların imzasının bulunmadığı, kefaletin geçerli olmadığı, hesap kat ve temerrüt ihtarındaki borç tutarının farklı olduğu, ihtarnamenin tebliğ edilmediği ve borcun yeniden yapılandırıldığı yönündeki itiraz ve istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı kabul edilmek durumundadır.
İhtiyati haciz kararının dayanağı olan belgenin bono vasfında olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. Düzenleme yeri 6102 sayılı TTK’nın 776/1-f maddesi uyarınca bononun zorunlu bir unsurudur. Bununla birlikte TTK’nın 777/4. Maddesine göre düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. İhtiyati haciz kararının dayanağı olan bononun düzenleyeni olduğu anlaşılan…..Ltd. Şti’nin kaşelerinde bulunan adres düzenleme yeri olarak kabul edilmelidir. Düzenleyen dışında kaşeleri ve imzaları bulunan tüzel kişilikler ile (….A.Ş ile .. Tekstil…A.Ş) …’ın ise 6102 sayılı TTK’nın 701. Maddesine göre avalist oldukları anlaşılmaktadır. Senette tüm imzaları bulunan düzenleyici ve avalistlerin sanedin altına senedin bedeli için ayrıca aval verdikleri anlaşılmaktadır. Avalin kimin için verildiği açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte 6102 sayılı TTK’nın 701/4. Maddesine göre aval, düzenleyici için verilmiş sayılır. Bu durumda senedin (bononun) zorunlu unsurları içerdiği ve kıymetli evrak vasfında olduğu kabul edilmelidir. İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyası içinde bulunan İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 23/01/2018 tarih ve2017/493 E-2018/120 K sayılı kararında da dayanak senedin kambiyo senedi vasfı olmadığı yönündeki borçlu ….ın şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257/1. Maddesine göre rehinle temin edilmemiş ve muaccel bir para alacağının varlığına İİK’nın 258. Maddesine göre kanaat edinilmesi yeterlidir.
İhtiyati haciz kararına itiraz ise İİK’nın 265. Maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre de borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı… itiraz edebilir.
Sonuç olarak borçlular vekilinin itiraz ve aynı yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin istinaf olunan kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılarak başvurunun HMK 353/1/b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlular tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden borçlular tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlualar üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/09/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.