Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1103 E. 2019/1438 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1103 Esas
KARAR NO : 2019/1438 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/72 Esas – 2018/267 Karar
DAVA : MENFİ TESPİT (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalılardan … İle ticari ilişkisi olduğunu, var olan ilişkiye istinaden dava konusu olan … Bankası A.Ş. Zeytinburnu Şubesine ait …. çek nolu 21/01/2017 keşide tarihli keşide yeri İstanbul ve 13.017,00-TL meblağlı çek ile ödeme yaptığını, davalı …nin söz konusu çeki kaybettiğinden dolayı 14/11/2016 tarihinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/994 esas sayılı dosya ile çek iptali davası açtığını, aynı zamanda Bakırköy C.Başsavcılığına 2016/97606 soruşturma numarası ile şikayette bulunduklarını, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ödeme yasağı kararı verdiğini ilgili bankaya müzekkere yazıldığını, müvekkilinin kaybolan çek ile ilgili olan borcunu ödemek için devam eden ticari ilişkiye güvenerek davalılardan …ye 21/01/2017 tarihli 13.017,00-TL meblağlı ve 4504085 numaralı yeni bir çek verdiğini, yani müvekkilinin borcunu ödemiş olduğunu, çalınan çeki elinde bulunduran diğer davalılar meşru hamil olmamalarına rağmen diğer davalı …nin imzasını taklit etmek suretiyle bankaya müracaat ederek dava konusu çekin ödenmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkili şirketi arayarak çek bedelinin ödenmesini aksi takdirde avukat aracılığıyla ihtiyati haciz yoluna müracaat edeceklerini beyan ettiklerini, yaptıkları araştırma neticesinde çeki elinde bulunduran şirketlerin paravan şirket olduklarını, ticari faaliyette bulunmadıklarını, her ne kadar çek üzerindeki ciro silsilesi usulen doğru ise de; davalı …nin cirosundaki imzanın bu şirkete ait olmadığını, imza sirkülerinden de bu durumun anlaşılacağını, izah edilen nedenlerle İİK 72/2 bendi hükmü uyarınca dava konusu çek hakkında davalılar tarafından ihtiyati haciz veya adi icra yoluyla haciz takibi başlatmaları halinde icra takibinin başlatılmaması durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulüne karar verilerek dava konusu çek tutarı olan 13.017,00-TL tutarında borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama sonucunda tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin iyi niyetli ve yetkili hamil olduğunu davacının ileri sürdüğü defilerin çeki ciro ve teslim yoluyla teslim alan müvekkile karşı ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalılara dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.Davalı … Tic. Ltd. Şti Yetkilisi … 09/03/2018 tarihli duruşmada;” Önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Biz 15/09/2017 tarihli celsede davacının bize 21/01/2017 keşide tarihli 13.017,00-TL meblağlı … numaralı çeki keşide ederek verdiğini ve bu sebeple davacıdan herhangi bir alacağımız kalmadığını açıkça beyan etmiştim. Yani eldeki dava dosyasında davacı bize borçlu değildir,”şeklinde beyanda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 18/04/2018 tarih 2017/72 Esas – 2018/267 Karar sayılı kararında;”…Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çekte davacı keşideci durumunda olup, davalılar senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Görünüşe göre ilk ciro, çekin lehtarı durumundaki ….Tic Ltd Şti imzası ile yapılmıştır. Davacı keşideci, kendi imzasını inkar etmemektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır. Davalılardan … San ve Tic Ltd Şti’ın yerine sahte imza atılarak senedin tedavüle sokulduğu yargılama sırasında davalı … San ve Tic Ltd Şti tarafından beyan edilmişse de ortada lehdarın açmış olduğu bir menfi tespit davası da bulunmadığından eldeki davada lehdarın imzasına yönelik bir incelemeye gidilmemiştir. Sonuç olarak yukarıda açıklanan imzaların istiklali ilkesi karşısında bu durum davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmaz.Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı hamiller tarafından lehtarın ilk cirosunun sahte olduğunu bilmesinin beklenemeyeceği dolayısıyla, davalı hamiller … San Dış Ticaret Ltd Şti, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve …’ın çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü ile lehdar-ilk ciranta …San ve Tic Ltd Şti’nin çekin arkasındaki ilk cironun kendilerinin elinin ürünü olmadığını ve açılan davayı kabul ettiklerini beyan etmesi üzerine ona karşı açılan davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Çekte lehtar imzasının sahteliğinin davacı keşidecinin, çek hamili diğer davalılara karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerekir. Bu sebeple diğer davalılara karşı açılan dava reddedilmiştir…”gerekçesi ile;1-Davacının davalı …. Tic. Ltd. Şti ‘ne karşı açtığı davasının KABULÜNE; … Bankası A.Ş Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …. San. ve Tic. Ltd. Şti olan … çek seri nolu, 21/01/2017 keşide tarihli, 13.017,00-TL tutarlı çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacı dava dilekçesinde davalı lehdarın imzasının sahteliğine dayandığından davalı lehdar da bu hususu kabul ettiğinden davalı lehdar …. Tic. Ltd. Şti aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,3-Davacının diğer davalılara …, …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve …San. Dış Tic. Ltd. Şti’ye karşı açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,4-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının davalılar …, … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve …San. Dış Tic. Ltd. Şti açısından KALDIRILMASINA, 5-Mahkememizin 24/01/2017 tarihli ara kararında İİK’nun 72/2 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verildiği, dosyaya 26/01/2017 tarihinde teminat yatırılmasıyla tedbirin infaz edildiği ve alacaklısı … San. Dış Tic. Ltd. Şti olan İstanbul ….İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibinin durduğu anlaşılmakla dava değeri olan 13.017,00-TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …Tic. Ltd. Şti’ye VERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, kaybolan çek ile ilgili olan borcunu ödemek için, devam eden ticari ilişkiye güvenerek davalılardan …ne 21/01/2017 tarihli, 13.017,00 TL meblağlı ve … numaralı yeni bir çekin verildiğini, bu çek bedelinin ödendiğini,Çalınan çeki elinde bulunduran diğer davalılar, çekin çalıntı olduğunu bilmelerine ve dolayısıyla maddi anlamda gerçekte alacaklı ve meşru hamil olmamalarına rağmen ve diğer davalı …’ nin imzasını taklit etmek suretiyle bankaya müracaat ederek çek bedelini tahsil etmeye çalıştıklarını, dosyaya ibraz edilen çek suretinden de anlaşılacağı üzere çek “karşılığı olmadığından” dolayı değil tam aksine İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/994 Esas sayılı dosyasından verilen “ödeme yasağı tedbir kararı” uyarınca ödenmediğini, bu hususun ise çekin hukuken ihtilaflı olduğunun ve dolayısıyla çeki elinde bulunduran hamil/hamillerin iyi niyetli olamayacaklarının ispatı olduğunu, çünkü basiretli tacir gibi davranan tüccarın, “ödeme yasağı” kararının ne anlama geldiğini bilememesinin mümkün olmadığını, çekin arka sayfası incelendiğinde davalı …TİC. LTD.ŞTİ. ile diğer davalı hamil … adına olan imzaların birebir aynı olduğunun görüldüğünü, diğer ciranta olan davalı …’ nin de imzasının aynı olduğu dikkatli bir inceleme yapıldığında belli olduğunu, İcra takibi başlatan davalı …SAN. DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.’ nin Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde şirket ortakları veya yetkilileri arasında … isminin yer almadığının görüldüğünü, icra takibinde alacaklı olan … SAN. DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. avukatı ile davada davalı olan …’ın avukatının aynı kişi olduğunu, Davalı … SAN. DIŞ TİC. LTD. ŞTİ., takibe konu çekin çalıntı olduğunu ve bu çek ile ilgili olarak davalı …. TİC. LTD. ŞTİ. tarafından … SAN. DIŞ TİC. LTD.ŞTİ. aleyhine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/125 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davasının açıldığını, yine İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/173 Esas sayılı dosyası ile imza incelemesine matuf şikayet davasının açıldığını bilmesine rağmen icra işlemlerine başlaması ve işlemleri devam ettirmesinin art niyetli olduğunun delili olduğunu, Ticaret şirketleri tüzel kişiliğe sahip tacirler olduğunu, şirketler tüm işlemlerini ve faaliyetlerini yazılı olara yapmak zorunda olduklarını, şirketlerin ticari tüm faaliyetlerinin kayıt edildiği yevmiye defteri, defteri kebir vs ticari defterleri zorunlu olarak tutmalarının gerektiğini, tüzel kişiliğe sahip davalı şirketler arasında bu çekin hangi amaçla, hangi ticari faaliyet karşılığında ve nasıl devredildiği hususlarının açıklığa kavuşturulmasının gerektiğini, bunun ise ancak ticari defter kayıtları ile ve en önemlisi mahkemece celbedilecek ticari defterler üzerinde mali müşavir bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucunda ibraz edilecek raporlar sonucunda açıklığa kavuşturulabileceğini, ancak mahkemece bu işlemlerin yapılmadığını,Müvekkili şirketin, kaybedilen çekin bedelini davalı … Şirketine ödediğini, bu hususun ticari defter kayıtları ile davalının ikrarı ile sabit olduğunu, müvekkilinin, ödenen bir çek bedelinden dolayı mükerrer defa ödemeye mahkum ettirilmek istendiğini,Borç para ile değil, alım satım sözleşmesine ilave olarak kurulan kambiyo sözleşmesine istinaden keşide edilerek verilen çek ile ödendiğini, bu durumda eğer temel borç ilişkisi sakat ise, diğer bir ifade ile karşılıklı icap ve kabul beyanları uyuşmamaktaysa, ortada bir irade sakatlığı varsa bu irade sakatlığı üzerine bina edilen kambiyo ilişkiside hukuken geçersiz ve bağlayıcı olmadığını, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/173 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile … LTD ŞTİ nin cirosundaki imzasının şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı tespit edildiğini, bu durumun ise davalılar arasında ticari ilişkinin de var olmadığının kanıtı olduğunu, kambiyo ilişkisinin temelini oluşturan borç ilişkisinin geçersiz olduğunu, geçersizlik davalıların alacaklı sıfatını ortadan kaldıran husus olduğunu, davalıların gerçek alacaklı olmadığını, gerçek anlamda alacaklı olmayan kişilere karşı borçlu olduklarına karar verilmesinin doğru olmadığını, Taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisinin olup olmadığının araştırılmadan verilen işbu kararın hukuka, kanuna, hakkaniyete, ticari örf ve adete aykırı bir karar olduğunu ve derhal bozulmasının gerektiğini, çünkü müvekkilini iki defa ödemeye mahkum etmenin doğru bir karar olmadığını, İleri sürerek, yapılacak istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda dava sonuçlanıncaya kadar İstanbul …. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı ve tehiri icra kararı verilmesine,Esas açısından hukuka ve kanuna aykırı olan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/72 E., 2018/267 K., ve 18/04/2018 tarihli hükmünün BOZULMASINA ve dosyanın merciine iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, davacının keşideci, davalı …’nin lehdarı bulunduğu, diğer davalılara ciro edilen çekteki ciro imzasının lehdarın eli ürünü olmadığı ve çekin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.Mahkemece,1-Davacının davalı …. Tic. Ltd. Şti ‘ne karşı açtığı davasının KABULÜNE; … Bankası A.Ş Zeytinburnu Şubesine ait keşidecisi …. San. ve Tic. Ltd. Şti olan 4502672 çek seri nolu, 21/01/2017 keşide tarihli, 13.017,00-TL tutarlı çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacı dava dilekçesinde davalı lehdarın imzasının sahteliğine dayandığından davalı lehdar da bu hususu kabul ettiğinden davalı lehdar … Tic. Ltd. Şti aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, 3-Davacının diğer davalılara …, … Tic. Ltd. Şti. ve …Tic. Ltd. Şti’ye karşı açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE, 4-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının davalılar …, … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti açısından KALDIRILMASINA, 5-Mahkememizin 24/01/2017 tarihli ara kararında İİK’nun 72/2 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı verildiği, dosyaya 26/01/2017 tarihinde teminat yatırılmasıyla tedbirin infaz edildiği ve alacaklısı …Tic. Ltd. Şti olan İstanbul ….İcra Dairesinin …. Esas sayılı icra takibinin durduğu anlaşılmakla dava değeri olan 13.017,00-TL’nin takdiren %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti’ye VERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı, davaya konu çek de keşidecisi olup, keşideci imzasına itiraz etmemekte, çekdeki lehdar imzasının sahte olduğunu iddia etmektedir. Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi gereğince ciranta imzalarından birinin sahte olması halinde keşideci imzasının geçerliliği etkilenmeyecektir. Keşideci iyi niyetli senet hamiline karşı sorumlu olmaya devam eder. Keşidecinin lehdar/ciranta imzasının sahteliğini ileri sürmesine olanak bulunmamaktadır. Davaya konu çekte davalı hamil ile davalı lehdar arasında başka cirolar bulunmaktadır. Keşideci ancak hamilin kötü niyetli olduğunu iddia ve ispat ederek senetten doğan sorumluluktan kurtulabilir. Hamil olan davalı …’ın çeki iktisabında kötü niyetli olup olmadığı dosya kapsamı ile tespit edilememiştir.Uyuşmazlık; davaya ve takibe konu çekteki lehtar imzasının sahte olması halinde ciro yolu ile hamil olan davalıların yetkili hamil olup olmadığı, keşideci davacının cirantalara/hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Dosya arasında bulunan davaya konu çek fotokopisi incelendiğinde, … Zeytinburnu Şubesine ait 21/01/2017 keşide tarihli, 13.017,00 TL. Miktarlı,… seri nolu çekte, davacının çek keşidecisi, lehtarı davalı … San ve Tic Ltd Şti , senedin sırasıyla ilk cirantası lehtar, ondan sonraki cirantaları sırasıyla davalılar ….San ve Tic.Şti, … Tic Ltd Şti ve … olduğu, … tarafından bankaya 23/01/2017 tarihinde ibraz edildiği, banka kaşesinde çek hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ödeme yasağı kararı olduğundan ödeme yapılamadığı belirtilmiştir.Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 14/10/2010 Tarih ve 2010/4431 Esas, 2010/11296 Karar sayılı içtihadı, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 13/01/2015 Tarih ve 2014/19364 Esas, 2015/168 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere, davacı keşideci borçlu olup TTK’nun 818/1-c maddesinin yollaması ile TTK’nun 677. maddesi uyarınca çek ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceği düzenlenmiş olup, çeki düzenleyen keşidecinin lehtarın ciro imzasına itiraz hakkı yoktur, ciro imzasının lehtara ait olmaması anılan düzenleme karşısında imzasına itiraz etmeyen keşideci hakkında takip yapılmasına engel oluşturmaz. Bu nedenle keşideci borçlunun lehtarın ciro imzasının sahte olduğunu ileri sürerek çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli davasının reddine dair verilen karar yerinde olup davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 Maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/10/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.