Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1101 E. 2019/1458 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1101
KARAR NO : 2019/1458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/268 Esas – 2018/215 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uluslararası hava taşıma hizmeti işiyle iştigal ettiğini, davalı tarafa, aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden taşıma hizmetleri verildiğini, taşıma hizmetine ilişkin faturaların düzenlendiğini, düzenlenen faturalardan 9 ad. 6.399,87-TL lik kısmın ödenmediğini, ödenmeyen fatura bedelleri için icra takibinin başlatıldığını, davalının senetle ödeme yapıldığı iddiası ile itiraz edip, takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bahse konu senetlerin bugüne kadar ödenmediğini, davalıya verilen hizmetler karşılığında düzenlenen faturalara itiraz edilmediğini, hizmetin verildiğine ilişkin konşimentoların da dilekçe ekinde sunulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanmasına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 28/03/2018 tarih ve 2017/268 Esas – 2018/215 Karar sayılı kararı ile;
” … Fatura, tek başına akdi ilişkinin varlığım ispat edemez; ancak akdin ifası ile ilgili hususların ispatında delil kuvvetinde olur. (ÜNAL, s. 136). Temel borç ilişkisinin ispatı ve ispat yükü, esas itibarıyla genel hükümlere (HMK m. 187-293) tâbidir. Fatura, sadece temel borç ilişkisinin dayandığı hukuki vakıaları gösteren ve belirli şartlarda bu vakıaları ispat kuvvetini haiz bir belgedir. Başka delillerle pekiştirilmesi gereken (HGK. 10/09/1969 tarih 967-677) soyut faturalara dayalı dava konusu ilamsız icra takibine ilişkin alacağın varlığının ve miktarının, ayrıca davanın (İİK. m. 67/1) uyarınca açılan itirazın iptali davası olduğu dikkate alındığında, davacı tarafça ispatı gerekmektedir Taraflar tacir olup her iki tarafın ticari defterlerinin de incelenmesi gerekmektedir. İnceleme günü taraflar ticari defterlerini hazır etmedikleri gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmamışlardır. Davalının ödediğini iddia ettiği 5.809,91-TL’ye ilişkin olarak icra dairesine 07/07/2014 tarihli 326022 numaralı makbuzu sunmuş olduğu, davacının dava dilekçesinde dayandığı cari hesap ektresinde söz konusu ödemenin kayıtlı olmadığı ancak davacının bu ödemenin gerçekleşmediğinin kabulünü gerektirecek herhangi bir bilgi ve belge de sunmadığı, neticede davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla açılan dava reddedilmiş, koşulları oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile;
” 1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının davası reddedildiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davalı tarafından borcuna karşılık olarak müvekkile verilen iki adet bononun ödenmediğini,
Davalı tarafça, 21/03/2018 tarihli Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı icra takibine karşı verilmiş olan itiraz dilekçesinde, müvekkil tarafından tahsilat makbuzu adı altında verilen makbuza dayanılıp borcun ödendiğinin iddia edildiğini, oysa söz konusu tahsilat makbuzu iyice incelendiğinde, davalı tarafça müvekkile toplamda 5.806,00 TL tutarında (2.000,00 TL miktarlı 07/07/2014 tanzim tarihli 30/09/2014 vade tarihli ve 3.806,00 TL miktarlı 07/07/2014 tanzim tarihli 30/09/2014 vade tarihli) iki adet bono verilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça müvekkile verilen işbu bonoların vadesi geldiğinde ödenmediğinin görüldüğünü, bunun üzerine dosya borçlusunun…olduğu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığını, dolayısıyla açıklanan bu nedenlerle, müvekkil tarafından davalıya karşı tahsilat makbuzu adı altında verilen makbuzun borcun ödendiğine dair bir belge niteliği taşımadığından yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, Dosyadaki bonoların hala tahsil edilememiş olduğunu, icra takiplerinin derdest olduğunu, Davalı tarafın cari hesapta yer alan fatura bedellerini ödememesi sebebiyle faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında dosya borçlusunun …A olduğu Bakırköy… İcra Müdürlüğü’nün …Esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın fatura bedellerinin ödenmiş olduğuna dair sunmuş olduğu bonoların vade günü geldiğinde ödenmediğini, işbu senetlerin hala tahsil edilememiş olup, icra takiplerinin derdest olduğunu beyanla istinaf başvurularının kabul edilmesini ve Yerel Mahkemenin 2017/268 E – 2018/215 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı yerine getirdiğini öne sürdüğü taşıma hizmetinden dolayı davalıdan alacaklı olduğunu öne sürmektedir.
Mahkeme salt fatura düzenlemiş olmanın alacağı ispatlayamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, 9 adet faturaya dayanmaktadır. Bilirkişi incelemesine ticari defter ve kayıtlarını sunmamıştır. Bilirkişi incelemesinin fatura örnekleri, air waybiller ve ve hesap eksterleri üzerinden yapıldığı raporda açıklanmıştır.
Davalı taraf davaya cevap vermemekle birlikte, takip dosyasına itiraz dilekçesinin ekinde ticari ilişkiyi ve davacının verdiği hizmeti kabul etmiş, son bakiye borcunun 5.805,91 TL olduğunu, bunu da 07/07/2014 tarih ve 326022 no.lu tahsilat makbuzu ile toplam 5.806,00 TL’lık iki senetle ödendiğini savunmuştur.
Davacı taraf davalının ödeme savunmasını kabul etmiş fakat, ödeme amacıyla verilen senetlerin tahsil edilemediğini öne sürmüştür. Dava ve kanıt dilekçesinde bu konuda açık bilgi ve delil sunmayan davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davalının verdiği senetlerin tahsil edilemediğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün… takip dosyalarında derdest olduğunu ifade etmiştir.
Davacı istinaf dilekçesinde, bonoların tahsil edilmediğini, dolayısıyla ödeme olmadığını öne sürmektedir.
Davalının senetle ödeme yaptığını savunması davacı tarafça kabul edilmiş, fakat senetlerin tahsil edilmediği öne sürülmüştür. Bu durumda senetlerin tahsil edilemediğini ispat yükü davacı tarafa geçmiştir, zira tahsilat makbuzu ile senetleri alan davacı sunduğu hizmetin karşılığını senetlerle almış bulunmaktadır. Buna rağmen davacı, senetle ödenen alacaklarını bedelen tahsil edemedikleri yönünde tahkikat öncesi safhada bir bilgi ve kanıt sunmamış, icra dosyalarını bildirmemiştir. Oysa HMK’nın 194/1.maddesine göre taraflar, dayandıkları vakıaları ispata elverişli olarak somutlaştırmak zorundadır.
4721 sayılı TMK’nın 6.maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 190.maddesine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hüküm çıkaran taraflar hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davacı takip tarihi itibariyle faturalardan dolayı alacaklı olduğunu öne sürmüşse de davalının ödeme savunmasında geçen senetlerin verildiğini kabul etmiş, fakat senetlerin tahsil edilmediği yönünde icra dosyalarını delil olarak bildirmemiş, tahkikat safhasında bilirkişi raporuna itirazında dile getirmiştir. Bu durumda ispat yükü üzerinde olana davacı, davalının senetle yaptığı ödemeleri bedelen tahsil edemediğini kanıtlayamamış olup, davacının davasını kanıtlayamadığı yönündeki gerekçeye dayanan ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.