Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1086 E. 2019/1395 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1086 Esas
KARAR NO : 2019/1395 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 26/09/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/989 Esas 2017/819 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … ili, … ilçesi mevkiindeki kayıtlı taşınmazın 29.06.2041 tarihine kadar intifa hakkını resmi senetle aldığını, davalı ile müvekkilinin 04.07.2006 tarihinde bayilik ve işleticilik sözleşmesi imzaladığını, davalı bayiinin intifa hakkı müvekkili şirkete ait olan taşınmazı ve üzerindeki akaryakıt istasyonunu … akaryakıt istasyonu olarak İşletmeye başladığını; ancak istasyonu müvekkilinin rızasına aykırı olarak başka şirkete devrederek terk edip gittiğini, 31.12.2010 tarihine kadar … İstasyonu olarak faaliyette bulunduğunu, rekabet Kurulu tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında 12.03.2009 tarihinde kurumun İnternet sitesinde bir duyuru yayımlandığını, akabinde Rekabet Kurulu’nun emsal niteliğindeki kararlarında; 202/2 sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyet Tebliği’nde koşulları belirtilen muafiyetten yararlanabilmek bakımından, alıcılar üzerine getirilen rekabet yasağının süresinin beş yılı aşmaması gerektiği, taraflar arasında bayilik sözleşmesi ile bağlantılı kredi sözleşmesi, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri yada uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi şahsi yada ayni hakların da rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür sözleşmelerin varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 sayılı Tebliğde tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, dikey anlaşmalarda yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin 2002/2 Sayılı Tebliğ’in 5. maddesiyle uyumlu hale getirilmesine ilişkin geçiş süresinin 18.09.2003 tarihinden başlayıp 18.09.2005 tarihinde sona erdiği, bu çerçevede 18,09,2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi beş yılı aşan sözleşmelerin, Rekabet Kumlu tarafından uygulanan “Azami hadde indirme” ilkesi gereğince 18.09.2010tarihine kadar Tebliğ’dc yer alan muafiyetten yararlanabileceği ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı, bu tarihten itibaren intifa hakkı çerçevesinde bayilerin yeniden sözleşme yapmaya zorlanması halinde 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi çerçevesinde işlem başlatılacağının taraflara bildirilmesine” denilerek Kurumun önceki karar ve yerleşik uygulamasını değiştirdiğini, 18.09.2010 tarihine kadar tüm sözleşme ve bu kapsamdaki kira/intifa sözleşme sürelerinin beş yıldan fazla olamayacağına ve bu tarih itibariyle sözleşmelerin süresinin sona ereceğine karar verildiğini, Rekabet Kurulunun 12.03.2009 tarihli duyurusuna dağıtım şirketlerinin dava açtığını fakat istemlerinin reddedildiğini, bu sebeplerle taşınmazın maliki olan davalı ile müvekkil şirket arasında imzalanan intifa sözleşmesinin Rekabet Kurumu kararları ve grup muafiyeti tebliğlerinde öngörülen süreyi aşan kısmının ifasının hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, Kurumun anılan duyurusu ve kararından sonra müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki dikey İlişki ve sözleşme ile belirlenen İntifa hakkının sona ermesi sebebiyle davalı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 05.08.2011 tarih … yevmiye nolu ihtarnamede sözleşmelerin 01.04.2011 tarihi ile sona erdiğini bildirdiğini, Ortaya çıkan bu durum karşısında tarafların imzalanan anlaşmalar doğrultusunda birbirlerine verdikleri her şey Borçlar Kanununun 63 ve 64 md. kapsamında iadeye tabi olduğundan işbu davanın açıldığını, söz konusu akaryakıt istasyonuna yapılan yatırım, İntifa bedeli/gayri maddi hak bedeli ödemelerinin 01.04.2011 tarihinden sonraki döneme tekabül eden bakiyelerinin iade edilmesinin davalıdan talep edildiğini, davalı tarafa 3 fatura karşılığı KDV hariç yatırım bedeli olarak 97.438,00 TL ödendiğini, İşleticilik ilişkisinin sona erdiği 01.04.2011 tarihi itibariyle sözleşmelerin hukuken ve fiilen ifası imkansız kalan süresi için ödenen yatırım bedelinin iadesi hakkı doğduğunu, fazlaya ve hataya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedellerin kullanılamayacak döneme ilişkin kısmı olan 85.992,00 TL + KDV Ödemenin yapıldığı tarihten 01.04.2011 tarihine kadar güncellenmiş olup bu miktarın 169.131,00 TL + KDV olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin feshedilmiş olup gayri maddi hak bedeli, yatırım bedeli veya hizmet bedeli olarak yapılan ödemelerden dikey ilişkinin erken sonlanması nedeniyle iadesi gerektiği halde iade edilmeyen ve davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam 169.131,00 TL + KDV alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 26/09/2017 tarih 2014/989 Esas – 2017/819 Karar sayılı kararında;”…Davacı taraf iş bu dava ile, davalı ile aralarında bayilik sözleşmesi imzaladığını, taşınmazın intifa hakkının 29.06.2041 tarihine kadar resmi senetle alındığını, Rekabet Kurulu kararı gereği taraflar arasındaki sözleşmenin ve intifa hakkının 01.04.2011 tarihi itibariyle sona erdiğini, davalıya verilen yatırım bedelinin sözleşmenin sona erdiği tarihten, sözleşmenin bitiş tarihi arasındaki döneme tekabül eden bakiyenin iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek iş bu davayı açmıştır.Sahibinin davalı … olan … İli … İlçesi, … Mah. … civarı, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı olan otel, benzin istasyonu ve arsa üzerine 29.06.2006 tarihinde … A.Ş. Lehine 70.000,00 TL bedelle 35 yıl müddetle intifa hakkı tesis edildiği görülmüştür.İntifa hakkı sahibi olarak görünen … A.Ş.nin ünvanının …. olarak değiştirildiği Ticaret Sicil Gazetesi’nden anlaşılmıştır.İbraz edilen sözleşmeye göre taraflar arasındaki Bayilik ve İşleticilik Sözleşmesi’nin 04.07.2006 – 29.06.2041 tarihleri arasında geçerli olduğu kararlaştırılmıştır. Davacının davalıya yatırım, intifa bedeli, gayri maddi hak bedeli adı altında 28.06.2006 tarihli fatura ile KDV dahil 34.338,00 TL, 18.09.2006 tarihli fatura ile 40.639,20 TL, 06.03.2008 tarihli fatura ile 40.000,00 TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir.Davacı tarafça yapılan bu ödemeler sözleşmenin geçerli olduğu 04.07.2006 – 29.06.2041 tarihleri arasındaki dönem için yapılmış olup, Rekabet Kurulu kararı ile sözleşme 01.04.2011 tarihinde sona ermiştir. Sözleşmenin süresinden önce sonlanması nedeniyle, davacı tarafından yapılan ödemelerden sözleşme sona erdikten sonraki 01.04.2011 – 29.06.2041 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı bakımından davalı lehine davacı aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiştir. Ödemelerden sebepsiz kalan kısmının sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih itibariyle güncellenip davacıya ödenmesinin gerektiği, bu kapsamda bilirkişiler … ve …tarafından tanzim edilen ve mahkememizce de benimsenen 13.04.2016 tarihli asıl rapoda yapılan hesaplamaya göre davalının 01.04.2016 tarihi itibariyle KDV dahil 161.143,75 TL zenginleştiği, davalının kötüniyetli olmaması nedeniyle temerrütün ihtar tarihinden başlaması gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile;1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; 161.143,75 TL’nin 10/08/2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,2-Davacının fazlaya dair isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kısmı kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın tamamen kabulünün gerektiğini, İade tutarının hesabında hataya düşüldüğünü, ve eksik hesaplamanın yapıldığını, Davalıya 01/04/2011 tarihinde yapılmış ödemelerin işbu davanın açılış tarihi itibariyle güncellenmiş karşılığı 169.131TL+KDV iken ilk derece mahkemesi bunu KDV dahil 161.143,75TL olarak hüküm altına aldığını, hatalı hesabın sebebinin “denkleştirici adalet” ilkesinin doğru uygulanmamış olmasıdır. Yargıtay istikrar kazanmış kararları ile denkleştirici adalet ilkesinin dikkate alınması gerektiğini ortaya koyduğunu ( Yargıtay 3 HD 2014/13225 E. 2014/12493 K)İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kısmi kabul kararının ortadan kaldırılarak davanın 169.131TL+KDV üzerinden kabulüne, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, hukuki niteliği itibariyle, Rekabet Kurulu kararı gereğince intifa hakkının süresinden önce son ermiş olması nedeniyle, davacı tarafından davalıya ödenmiş olan intifa hakkı bedellerinin bakiye süreye isabet eden kısımlarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Uyuşmazlık konusu; sona eren sözleşmelerden dolayı davalı elinde kalan yatırımlardan dolayı davalının zenginleşip zenginleşmediği, zenginleşmişse miktarı ve gerçek şahıs davalının bunlardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Dosya arasında fotokopisi bulunan sözleşme incelendiğinde; Davacı ile davalı arasında 04/07/2006 tarihinde akaryakıt istasyonu bayilik ve işletmecilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 3. Maddesinde ” Akaryakıt ve satış istasyonunun bulunduğu gayrimenkul üzerinde 29/06/2041 tarihine kadar geçerli olmak üzere davacı lehine intifa hakkı tesis ve tescil edildiği görülmüştür.4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. Maddesi ve 2002 yılında yürürlüğe konulan 2002/2 sayılı dikey anlaşmalar grup muafiyeti tebliği ve 18/09/2003 tarihinde yayınlanan 2003/3 sayılı tebliğ ve Danıştay’ın 13 Mayıs 2008 tarihli karan ve rekabet kurulunun 30/10/2008 tarih ve 08-61/997-389 sayılı karan ve rekabet kurumunun 05/03/2009 tarihli kararı, 12/03/2009 tarihli duyurusunda yer alan gerekçelerde dikey anlaşmanın 01/04/2011 tarihinde sona erdiği ve davacının dikey anlaşmanın sona ermesi nedeniyle gayri maddi hak bedeli,yatırım bedeli veya hizmet bedeli olarak yapılan ödemelerden dikey ilişkinin süresinin erken sonlanması nedeniyle iadesi gerektiği halde iade edilmeyen ve davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olan toplam 169.131,00 TL. + KDV alacak talep edilmektedir.Tapu kaydına göre davalı … adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi,… Civarı … Pafta,… Parselde kayıtlı olan otel,benzin istasyonu ve arsa üzerine 29/06/2006 tarihinde … A.Ş. Lehine 70.000,00 TL. Bedelle 35 yıl müddetle intifa hakkı kurulduğu, intifa hakkının …A.Ş. Adına verildiği görülmekte isede şirket ünvanının …. Olarak değiştirildiği sicil kaydından anlaşılmıştır.Davacı taraf Beyoğlu … Noterliği’nin 05/08/2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile işleticilik ilişkisinin sona erdiği 01/04/2011 tarihi itibariyle sözleşmenin hukuken ve fiilen ifası imkansız kalan süresi için ödenen yatırım bedelinin iadesi hakkı doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedellerin kullanılmayacak döneme ilişkin kısmı olan 85.992,00 TL.+ KDV. Ödemenin yapıldığı tarihten 01/04/2011 tarihine kadar güncellenmiş olup bu miktarın 169.131,00 TL.+ KDV. Olduğunu,bu tutarın muaccel olduğu 01/04/2011 tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi ihtar edilmiş olup,ihtarname davalının adresine götürüldüğü,adres kapalı olduğu için mahalle muhtarlığına tebliğ edildiği görülmüştür.Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2015/5936 Esas,2016/1131 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatlarına göre, Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme ve eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Haksız iktisap kuralları uyarınca geçersiz kalan intifa süresi için denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek ödeme tarihindeki paranın intifa hakkının terkini tarihi itibarıyla enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınmak suretiyle uyarlama sonucu ulaşacağı alım gücünü belirler.Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının davalıya yatırım, intifa bedeli, gayri maddi hak bedeli adı altında 28/06/2006 tarihli fatura ile KDV dahil 34.338,00 TL., 18/09/2006 tarihli fatura ile 40.639,20 TL.,06/03/2008 tarihli fatura ile 40.000,00 TL. Ödeme yapıldığı, ödenen yatırım bedelinin bu bedelin intifanın terkini tarihi itibarıyla geçersiz kalan süreye isabet eden miktarının yukarıda yazılı denkleştirici adalet ilkesi ve hakkaniyet uyarınca belirlenmesi için yerel mahkemece bilirkişi kurulundan rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.