Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1081 E. 2019/1411 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1081
KARAR NO : 2019/1411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/970 Esas – 2017/1576 Karar
DAVA :Alacak
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin varlık yönetim şirketi olduğunu, …’den dava konusu alacağa temlik aldıklarını … ile davalılardan şirket ile kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalı şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini ve icra takibine başlandığını, davalıların haksız itirazı ile takibin durduğunu, buna ilişkin olarak açılan itirazın iptali davasının takipsiz bırakılması sonucu açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 909.526,00.-TL alacağın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile, davanın haksız olduğunu, davalıların belirtilen tutarda borçlu olmadıklarını, istenen faizin fahiş olduğunu, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmedeki banka kayıtlarının delil olması maddesinin HMK hükümlerine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline atfen genel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, taklit edildiğini, bu konuda savcılığa şikayette bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 28/12/2017 tarih ve 2014/970 Esas – 2017/1576 Karar sayılı kararında;
” … Yapılan inceleme sonucunda, davacının dava tarihi itibariyle 310.109,72.-TL asıl alacak, 223.408,21.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 533.517,93.-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Sözleşme örneği, ihtarnameler, banka kayıtları ve yapılan bilirkişi incelemesine göre, davalılardan …Tic. Ltd. Şti. ile … arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme tutarının 2.500.000,00.-TL olduğu, sözleşmede .. Taah. Tic. Ve San. Ltd. Şti ile …nun kefalet imzalarının bulunduğu, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu hükümleri gereğince kefaletin geçerli olduğu ve sözleşme tutarı kadar kefillerin sorumlu oldukları, borçlu şirkete işletme kredisi kullandırıldığı, kredi hesabının 12/12/2011 tarihinde kat edildiği, ihtarnamenin davalılara 15/12/2011 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, buna göre temerrütün 17/122011 tarihi itibariyle gerçekleştiği, davalıların hesap özetlerine itiraz etmemiş oldukları, sözleşmenin 45.maddesine göre uyuşmazlıklarda banka kayıtlarının esas alınacağının kabul edilmiş olduğu, sözleşmenin 41.maddesine göre temerrüt halinde bankanın borçlu cari hesaplara uyguladığı en yüksek faiz oranının %25 fazlasının ödenmesinin kararlaştırıldığı, buna göre %35 faiz oranının belirlendiği, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 310.109,72.-TL, bu tutara göre dava tarihi itibariyle işlemiş faizin 223.408,21.-TL olduğu, bu tutarın davalı kefiller yönünden kefalet limit kapsamında olduğu kabul edilmiş…”gerekçesi ile,
1-Davalı …u hakkında açılan davanın reddine,
2-Davalılar … Tic. Ltd. Şti. İle …. hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 310.109,72.-TL asıl alacak ve 223.408,21.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 533.517,93.-TL alacağın adları geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, asıl alacağa dava tarihinden itibaren yıllık %35 oranında temerrüt faizi yürütülmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirme sonucu verilen hükmün kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini,
İtirazlarını karşılamayan bilirkişi raporu hükme esas teşkil edemeyeceğini, yerinde inceleme yapılması talebinin değerlendirilmediğini, yerinde inceleme yapılmaksızın hükmün tesis edildiğini, itirazlarını karşılamayan bilirkişi raporunun kaldırılmasının gerektiğini, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’ nin 2012/3417 Esas, 2012/5433 Karar, 25/09/2012 Tarih)
Temlik eden banka ile davalılar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi gereği borçluya kredinin kullandırıldığını, ancak kredinin geri ödenmemesi nedeniyle kredi hesapları kat edilmekle borcun muaccel hale geldiğini, davalı borçlular noter aracılığıyla çekilen ihtarname ve hesap ekstresine itiraz etmediğini ve alacağın kesinleştiğini,
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede faize ilişkin düzenlemeler açıkça yer aldığını, talep edilen faiz oranının sözleşmeden kaynaklandığını, davacı tarafınca talep olunan % 67,5 faiz oranı hukuka uygun olduğunu, bilirkişi tarafından faiz yönünden yapılan hesaplamanın kabul edilemez olduğunu, alacağı temlik eden bankanın TCMB bildirdiği faiz oranları formu sunulmuş ise de bilirkişi tarafından bu tablodaki faiz oranlarına itibar edilmediğini, talep olunan faiz oranının hukuka uygun olduğunu, bu orana göre tespit yapılmasının gerektiğini, Dosya konusu alacak ticari işlemler sonucu doğan ticari bir alacak olduğunu, ticari hayatın gerekleri nedeniyle ticari işlere uygulanacak hükümlerin kimi zaman adi işlere uygulanacak hükümlerden farklılık arz ettiğini, bu farklılığın söz konusu olduğu hallerden birisinin de davaya konu olan ticari işlere uygulanacak faiz hükümlerine ilişkin olduğunu, Borçlular sözleşmenin imzalanması aşamasında akdi faizi kabul ettiğini, açık veya zımnen herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, ticari iş gereği sözleşme serbestisi çerçevesinde uygulanan faizin düzenlendiği sözleşmenin imzalandığını, Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler dahi, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayıldığını, (TTK 19’ uncu maddesi) ticari iş olarak nitelendirilen bir sözleşme için de hem anapara hem de temerrüt faiz miktarının serbestçe kararlaştırılabileceğini, (TTK m. 8/1) Temerrüt tarihi itibarıyla asıl alacak miktarının tespiti, dava tarihi itibarıyla yapılan hesaplama ve bu tespitlerin talep edilen miktar ile arasındaki farkın nereden kaynaklandığı anlaşılamadığını, bilirkişi raporu bu haliyle hükme esas teşkil edecek nitelikte bulunmadığının açık olduğunu ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkiler ihtiva ettiğini,
Bilirkişi tarafından yapılan … na ilişkin imza incelemesinin raporuna itiraz ettiklerini, raporu kabul etmediklerini,
İncelemeye esas alınan belgelerin sayı ve nitelik bakımından yetersiz olduğunu, alınan iş bu raporun Yargıtay denetimine elverişli olmadığını,
İmza incelemesinde tetkik konusu imza tarihinden öncesine ve yakın tarihli uygulamaya elverişli imzaların incelenmesinin gerektiğini, ( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Esas No:2014/21503 Karar No: 2014/28779 -Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.5.2001 tarihli, 2001/12-436 E. 2001/467 K. )
İmzada sahteciliğe ilişkin bilirkişinin kanaatini içeren raporun, hükme esas alınabilmesi için, bilirkişi raporunda incelemenin hangi ortamda ve ne tür teknik cihazlar kullanılarak yapıldığına yer verilmesinin gerektiğini, ilgili raporda sadece grafolojik ve grafometrik metotların uygulandığının belirtilmesinin yeterli görülmediğini, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.4.2004 tarihli 2004/5818 E. 2004/10153 K. )
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmediği öne sürülen kredi borcunun tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkeme davalılardan …’nun kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatlı imzasının kendisine ait olmadığı gerekçesiyle onun hakkındaki davayı reddetmiş, diğer davalılar hakkındaki davayı kısmen kabul etmiştir. Uyuşmazlık konusu davalıların, davacıya talep edilen tutarda borçlu olup olmadıklarıdır. Davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz nedenleri karşılanmadan hüküm kurulduğunu, sözleşmede % 67,5 yasal faiz öngörüldüğünü, bilirkişilerin farklı bir faiz hesabı yaptıklarını, istenen faizin TTK 8, 19, TBK 88 ve 120. maddeleri uyarınca ticari işlerde serbestçe belirlendiğini ve geçerli olduğunu, TCMB ye bildirilen faiz oranlarına da itibar edilmediğini öne sürmüştür.
Mahkeme davacının itirazları doğrultusunda ek rapor almıştır. Ek raporda kök rapordaki değerlendirmeler izah edilerek tekrarlandığından HMK 282. maddesine göre bilirkişi raporuna itirazlar mahkemece diğer delillerle birlikte değerlendirmiştir. HMK’nın 146.maddesine göre hakim delillerden davanın yeterince aydınlandığı kanaatine varırsa tahkikatı bitirebilir. Bu hükümle birlikte değerlendirildiğinde yeni bir bilirkişi raporu alınması gerekmemektedir.
Bilirkişi heyeti, kredi sözleşmesinin 41. maddesinde belirtilen “YTL ödemeli işlemlerde bankanın borçlu cari hesaplara uygulamakta olduğu en yüksek faiz haddinin % 25 fazlası ile buna ilişkin diğer vergi ve masrafları da ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder” ibaresini esas alarak bankanın akdi faiz oranı bildirim tablosuna göre uygulanan en yüksek akdi faizin % 28 oranında olması ve bunun % 25 fazlası olarak % 35 temerrüt faizi hesaplaması yapmıştır. % 67,5 faizin nasıl belirlendiği belli değildir fakat 12/12/2011 tarihli ihtarname ve kat ihtarında % 67,5 temerrüt faizi istenmiştir. Bilirkişi heyeti bankanın 17/01/2011 tarihinde TCMB ye bildirdiği faiz oranları formu ile taraflar arasındaki sözleşmenin 41.maddesi arasında doğrudan organik bir bağ bulunmadığı gerekçesiyle bankadan temin edilen akdi faiz oranı doğrultusunda temerrüt faiz oranını %35 belirleyerek bu doğrultuda hesaplama yapmıştır. Dosyada bulunan davacı bankanın (temlik eden) kredinin kullandırıldığı tarih itibariyle kredi hesapları faiz ve komisyon oranları tablosunda yıllık faiz oranı % 28,50 yazmaktadır. Bilirkişi heyeti bu oranı % 28 almış ve 1.25 le çarparak % 35 e ulaşmıştır. Bilirkişi uygulaması taraflar arasındaki sözleşmeye uygun görülmekle buna yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir. Davalılardan…’ nun medarı tatbik imza örnekleri getirtilerek ve imza istiktabı yaptırılarak adli tıp uzmanı grafolog bilirkişiden rapor alınmıştır. Davacı vekili bu rapora itirazında raporun Yargıtay denetimine elverişli olmadığını yeterli belge getirtilmediğini ve ayrıntılı analiz yapılmadığını öne sürmüştür. Bununla beraber rapor, kesin bir kanaat içermekte olup, imzanın ilk bakışta bile davalı .. .’na ait olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin adli tıp kurumundan rapor almasını gerektiren yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Yukarıda da açıklanan HMK 282 ve 146.maddeleri gözönüne alındığında bu istinaf nedeni de yerinde değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulması yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 16/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.