Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1077 E. 2019/1416 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1077
KARAR NO : 2019/1416
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/615 Esas – 2017/1260 Karar
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili Şirketin, 06.12.2010 tarihinde davalı ve dava dışı … tarafından eşit hisse ile 100.000-TL sermayeyle kurulduğu; müvekkili …’nın ise, davalının ortak çalışma yönündeki ısrarlı teklifi üzerine …’dan aldığı hisseler ile 30/03/2011 tarihinde şirkete ortak olduğu; Davalı ve müvekkili …’nın, şirketin ortakları olarak, 10 yıl için değeri bir veya birden fazla birbiri ile bağlantılı olmayan işlemler ile 50.000-TL ye (dahil) kadar her türlü muamele, fiil ve işlerin ifasında şirketi temsil ve ilzama münferiden ve 50.000-TL üzerindeki işlemler için müştereken yetkili kılındığı; Müvekkili …’ nın şirket ortağı olduktan sonra, bilfiil çalışmaya başladığı; bir takım ödemelerin yapılabilmesi için Su Akademi hesabına 50.000-TL’ yi borç olarak yatırdığı; Müvekkili Şirketin hesabına yatan paraya karşın; bir süre sonra hesapla para kalmadığı, şirket adına tahsil olunan işlerden şirket kasasına giriş yapılmadığı ve şirketin borçlarının arttığının görüldüğünü; Yapılan araştırmada davalı tarafından müvekkili şirket muhasebesinde belgelendirilmeden para çekildiği ve davalının şahsı ile yakınları hesabına havale yapıldığının görüldüğünü; Davalı ile iletişim kurularak harcamalarımn sebebi sorulduğunda ise kaçamak cevaplar alındığı, zamanla da davalının müvekkili şirket ile ilgi ve alakasını kestiği, müvekkili şirket ortağı …’nın telefonlarına da çıkmayan davalının, Beşiktaş …. Noterliği’nden …yevmiye numaralı 05.03.2012 tarihli iki ayrı ihtarnameyi keşide ettiği, bu ihtarnamelerde davalının hisselerini devretmek istediğini belirttiği, ancak müvekkili …’nın buna mani olduğunu, davalının, hissesinin müvekkili tarafından alınması ya da 3. kişilere aldırması gerektiğini, aksi halde ortaklığın feshi davası açılacağını ve şahsı aleyhinde karalayıcı beyanlarda bulunulmamasını bildirdiği; Müvekkilinin verdiği cevapta, hisse devrini engelleyen bir davranış içine girilmediğini, davalının aynı faaliyet alanında başka bir şirkete ortak gireceğinin öğrenildiğini, müdür sıfatı ile Şirket hesabından yaptığı harcamaların belgelendirilmediğini ve bu davranışlarının müdürlük sıfatı ile bağdaşmayacağından derhal son verilmesi gerektiği hususlarını Beyoğlu … Noterliği’ nin 09.04.2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği; Müvekkili Şirket kesin mizanında, davalının 33.971,82 TL şirket hesaplarından şahsi hartama yaptığının kesin olarak anlaşıldığı; davalının aynı alanda başka bir şirkete ortak olduğunun kesin şekilde öğrenildiği; Daha önce sektörel bir dedikodu ve yanlış anlaşılma olduğu zannedilen haksız eylemlerin gerçek olduğunun anlaşılması ile müvekkili şirket adına Kadıköy …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 06.09.2012 tarihli ihtarnamesi ile davalının …Avrupa Gayrimenkul Danışmanlık Şirketinde (“…Gayrimenkul”) ortak olduğu, Şirketin keyfi işlemler ve harcanan paralar ile zarara uğratıldığı bilidirilerek; borcun ödenmesi ve haksiz rekabet teşkil eden eylemlere son verilmesi gerektiğinin ihtar olunduğu; söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmiş olmasına karşın davalının ne anılan … Gayrimenkulden ne de Müvekkili Şirketteki ortaklığında ayrılmadığını; şirkete verdiği zararı telafi yoluna dahi gitmediği: Davalının…Gayrimenkul Şirketi ‘nin en yüksek paya sahip ortağı haline geldiği ve müvekkili şirketin 2011 yılında görüşmelerini sürdürdüğü TSKB’mn değerleme işlerini de ortağı olduğu Şirket’e yönlendirdiğinin öğrenildiğini; Böylece davalının, müvekkili …’yi kandırarak müvekkili şirkete ortak yaptığı ve müvekkili şirketin maddi imkanlarını sömürüp; idareci sorumluluklarını ise müvekkili …’ya yıkarak kendi ticari kariyerini geliştirdiğinin açığa çıktığı, adım adım hızla gelişen ve yukarıda aktarılan sefahat müvekkillerinin nasıl dolandırıldığının tezahürü olduğunu; arz olunan davalının haksız eylemlerinden dolayı müvekkili …’nın haklı olarak davalının temsil yetkisine sahip olmasından endişe ettiği; bu nedenle öncelikle davalının temsil yetkisinin tedbiren sınırlandırılması ve dava sonunda müdürlükten çıkarılmasını talep etmiş olup, Davalının, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili ortağı olarak Türk Ticaret Kanunu kapsamında özen, bağlılık, rekabet etmeme ve şirketi zarara uğratmama yükümlülüğü olduğunun açık olduğu; buna karşın davalı müvekkili şirketin tüm nakdi malvarlığını, müşteri portföyünü ve know-how ‘ını sömürerek fiilen şirket ile tüm ilişkisini kopardığını, Davalı, doğruluk ve dürüstlük ile bağdaşmayacak şekilde, hali hazırda ortağı olduğu müvekkili şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirkete diğer ortağın iznini dahi almaksızın ortak olduğu, Müvekkili şirketten çaldığı tüm iş bağlantısını ve bilgisini … Gayrimenkul’e yönlendirdiği, davalı müvekkili şirket kabasından sebepsiz harcadığı paraları açıklayamadığı, belgeleyemediği ve iade de etmediği: Davalının haksız davranışını açıkça kasıtlı şekilde gerçekleştirdiği; müvekkili şirketin davalının idareci görevini suistimali neticesinde hem nakden hem de potansiyel müşterilerini kaybetmek suretiyle zarar gördüğü: Bu yönden müvekkili şirket zararının tazminini, tazminat bedelinin müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesi ve dava sonunda tazmin alacağının tahsilinin imkansız olması adına ihtiyati haciz konulmasının zaruri olduğu: hususlarını beyanla; …fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının müdürlük sıfatını suistimali ile müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık şimdilik 1.000-TL’nin ve her bir borcu yönünden zararın doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsili ile Müvekkili Şirket’e (l nolu davacı’ya) ödenmesine; müvekkili … (2 nolu Davacı) adına oluşan haklı sebepler nazara alınarak; davalının idare hak ve yetkisini kötüye kullanması nedeniyle müvekkili şirketi idare ve temsil haklarının sınırlandırılması ve yargılama sonunda müdürlük yetkisinin kaldırılmasına; müvekkili şirket zararının tazmini tedbir maksadıyla davalının … Gayrimenkul şirketindeki hisseleri üzerine tedbiren ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı; ancak davalı tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/11/2017 tarih ve 2014/615 Esas – 2017/1260 Karar sayılı kararı ile;
” … Dosya üzerinde yapılan incelemede; davacının müdürlük görevinin 12/02/2013 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra sadece ortak sıfatıyla şirkette bulunduğu anlaşılmaktadır. Şirket ana sözleşmesi incelendiğinde ortaklara rekabet yasağı düzenlemesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. TTK’nun 626. maddesinde şirket müdürleri için geçerli olan özen ve sadakat yükümlülüğü ile rekabet yasağı düzenlenmiştir. Bu madde haksız rekabetin özel bir görünümü olarak düzenlenmiştir. Davacı Su Akademi Değerlendirme… Şirketi’nin 06/12/2010 tarihinde ana sözleşmesinin tescil edildiği, müdürün rekabet etmeme yükümlülüğünü kaldıracak herhangi bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Rekabet yasağının konu bakımından sınırını, şirketin faaliyet konusu oluşturmaktadır. Bu düzenlemeye göre şirketin faaliyet konusuna giren bir işlemi, müdür kendi adına veya başkası adına ve hesabına yapamayacaktır. Aynı şekilde müdür, aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette sorumluluğu sınırlandırılmamış ortak veya yönetici olarak görev alamaz. Davalı, dava dışı …Avrupa Gayrimenkul Danışmanlık… Şirketine kurucu ortak olup, aynı zamanda şirketin müdürü konumundadır. Dava dışı şirketin 23/11/2011 tarihinde sicile tescil edildiği anlaşılmaktadır. Dava dışı şirketin faaliyet konusunun davacı şirket ile benzer olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının, davacı şirketin 09/12/2010 tarihinde sicilde ilan edilen ana sözleşmesine göre müdür olarak belirlenmiş olmasına rağmen ve müdür olarak görev yapmakta iken aynı zamanda dava dışı …Avrupa… Şirketinin kurucu ortağı ve müdürü olarak görev yapması rekabet yasağına aykırılık teşkil etmektedir. Her ne kadar davacı şirketin 2011 yılında görüşmelerini sürdürdüğü, Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının değerleme işlerini davalının ortağı olduğu şirkete yönlendirdiği iddia edilmekte ise de; buna ilişkin yazılı delil ve belgeler dosyaya sunulmamıştır. Yine davacı vekili tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Esenler İlçesi, Dörtyol Mevkii, Meydan Oluşturma Projesiyle ilgili olarak davacı şirketin kuruluş tarihinin 09/12/2010 olduğu nazara alındığında İBBB tarafından düzenlenen yazıdan sonraki bir tarihte kurulan davacı şirketin bu işi almış olması mümkün olamayacağından davalının bu işin davacı şirketin adını kullanarak kendi hesabına yaptığı hususu ispatlanamamıştır. Davalının müdürlük görevi 12/02/2013 tarihi itibariyle sona erdiği hususu sicilde tescil edilmiştir. Bu durumda davalının rekabet etme yasağı 12/02/2013 tarihinde sona ermiştir. Davacı taraf davalının haksız rekabeti eylemi ile şirketi zarara soktuğu hususunu ve tazminat talebini ispatlayamadığından bu talebinin reddi gerekmiştir. Haksız rekabetin gerçekleşmesi için dürüstlük kuralına aykırı davranış veya uygulamanın rakipler arasındaki veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkilemiş olması yeterlidir. Dürüst davranmaya yönelik haklı beklentinin ihlalinin, haksız rekabet teşkil edeceği kabul edilmektedir. Davalı tarafın müdürlük görevi sona erdikten sonra sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına dair dosyada herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Davalının TTK 626 maddesi kapsamında çalıştığı şirketle aynı alanda çalışan başka bir şirket kurarak faaliyetine devam ettirmesi eylemi rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğinden davalının rekabet yasağını ihlal ettiğinin tespitine karar verilmiş ancak davacı şirketin bu nedenle zarara uğradığı ispatlanamadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiş, davalının müdürlük görevi dava açıldıktan sonra sona erdiğinden ve sicilde tescil edildiğinden bu talebin konusu kalmadığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Müdür olarak çalıştığı dönemde şirkete dava tarihi itibariyle 33.971,82-TL borcu olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup davacı vekili şirketi bu miktar zarara uğratması nedeniyle bu tutarın tahsili talebiyle belirsiz alacak olarak açtığı dava değerini yükseltmişve harcını yatırmış olduğu anlaşılmakla bu miktar yönünden alacak talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. … ” gerekçeleri ile;
” 1-Davalının müdürlük yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talebin konusu kalmadığından KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Davalının davacı şirkette müdür iken benzer alanda çalışan dava dışı şirkette de müdür sıfatıyla çalışmasının HAKSIZ REKABET OLDUĞUNUN TESPİTİNE, bu nedenle zarar oluştuğu iddiası ispatlanamadığından TAZMİNAT İSTEMİNİN REDDİNE,
3-Davalının davacı şirket hesabına 33.971,82-TL borcu olduğu anlaşılmakla bu tutarın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak DAVACI ŞİRKETE VERİLMESİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin davalının borcuna ve uğrattığı zarara ilişkin olarak vardığı hükmün yerinde ve hukuka uygun olup onanması gerekirken, haksız rekabete ilişkin tazminat talebinin reddi şeklinde varılan hükmün ise hukuka aykırı olmasından dolayı istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında davalının davacı şirkette müdür iken benzer alanda çalışan dava dışı şirkette de müdür sıfatı ile çalışmasının haksız rekabet olduğunun tespitine karar verildiğini ancak bu nedenle zarar oluştuğu iddiasının ispatlanamadığı hükmüne varıldığını, zarar oluştuğunun ispatlanamadığı hususunun kabulünün mümkün olmadığını, Dosyada müvekkilin haksız rekabet sebebi ile uğradığı zarara ilişkin gerek davacı şirketin … ile yaptığı görüşmelere ilişkin olan e- mailler, gerek ise davalının İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile davacı şirket adını kullanarak kendi hesabına iş gerçekleştirdiğine dair tanık beyanları mevcut iken, dosyada yer alan deliller incelenmeden böyle bir sonuca ulaşılmasının kabul edilemeyeceğini, Ayrıca yargılama süresi içerisinde bu kapsamda bir hak kaybı yaşanmaması adına dosyanın haksız rekabete konu kısmı için tefrikinin talep edildiğini, ancak bu taleplerinin Yerel Mahkeme tarafından reddedildiğini, Yerel Mahkeme tarafından TSKB’ ye yazılan müzekkerenin yanlış olması sebebi ile, cevabının da yanlış geldiğini ve bu nedenle de bir hesaplama yapılamadığını, yerel mahkeme tarafından …’ ye gönderilen yazıda …B ile … Danışmanlık Ltd. Şti. arasında yapılan ve sözleşme ve bunlara ilişkin fatura ve makbuzların talep edilmesi gerekirken, … Ltd. Şti. ve … Gayrimenkul Danışmanlık Ltd. Şti. arasında yapılan ve sözleşme ve bunlara ilişkin fatura ve makbuzların gönderilmesinin talep edildiğini, yine müvekkilden kaynaklanmayan bir durum sebebiyle, bu hatanın bir sonucu olarak bir hesaplama yapılamadığını, …Danışmanlık Ltd. Şti. adı altında … firması ile yapılan işlerin gelirlerinin miktarı ve kesilen fatura bedellerine ilişkin miktarların …Değerleme A.Ş.’ ye yazı yazılarak öğrenilmeden bir hükme varılmasının hukuka aykırı olup, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, Ayrıca davacı şirketin TSKB ile yaptığı görüşmelere ilişkin olan e-maillerin 25.01.2013 tarihli delil listesi ile birlikte dosyaya sunulmuş iken haksız rekabete ilişkin zararın nasıl tespit edilemediğinin anlaşılamadığını,
İlgili yazı ve tescil tarihi arasında 1 ay kadar bir kısa süre farkı olmasının, davalının müvekkil şirket aracılığı ile haksız kazanç sağlamadığı sonucuna ulaşmaya yeterli bir kriter olmadığını, olmaması gerektiğini,
Yine dosyada mevcut tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, Yerel Mahkemenin davalının borcuna ve uğrattığı zarara ilişkin olarak vardığı hükmün yerinde ve hukuka uygun olup onanması ancak müvekkil şirketin davalının haksız rekabeti nedeni ile uğradığı zararının tespitinin gerekmesinden dolayı Yerel Mahkemenin bu hükmünün kaldırılması gerektiğini beyanla; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15.11.2017 tarih ve 2014/615 E. – 2017/1260 K. sayılı kararının davalının borcuna ve uğrattığı zarara ilişkin olarak vardığı hükmün yerinde ve hukuka uygun olup onanmasına, haksız rekabete ilişkin tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının ise istinaf incelemesi sonucunda KALdırılmasına, bu hususa ilişkin olarak beyanları doğrultusunda yeniden yargılama yapılarak esas hakkında karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Zamanaşımı def-inin mahkemece değerlendirilmediğini,
Müvekkilinin şirketi zarara uğrattğını kabul etmeyerek; davacı tarafın iddia ettiği zararı öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açması gerekirken süresi içinde davanın açılmadığını, buna rağmen mahkemece ıslah talebi kabul edilerek hüküm kurulduğunu, Müvekkilinin hiçbir şekilde şirket hesaplarından sebepsiz yere tahsilat yapmadığını, kararda belirtilen 33.971,82 TL tutarında davacı şirketçe davalı müvekkilden tahsili talep edilebileceği belirtilen tutarın fahiş bir miktar olduğunu, müvekkilinin müdürlük sıfatını yürütürken işleri çoğunlukla kendisinin gördüğünü ve bunun karşılığını alamadığını,
Mahkeme tarafından bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, Müvekkilinin haksız rekabet yasağına aykırılık teşkil edecek faaliyetlerde bulunmadığına dair beyanlarını bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirttiklerini, gerek bilirkişi raporunda gerekse de mahkemece verilen kararda belirtilen müvekkilinden rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına bağlı olarak tazminat istenebilmesi için gerekli olan “zarar” unsurunun oluşmadığını, raporda da dosya kapsamında somut zarara ilişkin bir bilgi ve belgenin bulunmadığının belirtildiğini, davacı tarafın iddialarının yine iddia olarak kaldığını, müvekkilinin davacı tarafı hiçbir şekilde zarara uğratmadığını beyanla;
Yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘kaldırılmasına’ ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine’ karar verilmesini, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, davacı şirket müdürüyken daha sonra istifa eden davalının haksız rekabette bulunduğu ve şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla tazminat ve şirket müdürlüğünden çıkarılma davasıdır.
Mahkeme davalının şirket müdürü iken aynı faaliyet alanınında başka bir şirketin kurucusu olduğunu, müdürlükten daha sonra istifa etmesi nedeniyle bu talebin konusunun kalmadığını, eyleminin TTK 626 ya aykırı olduğunu kabul ederek davalının haksız rekabette bulunduğunu, fakat bir zararın kanıtlanamadığını kabul etmiş, davalının şirkete olan borcunun tahsiline karar vermiş, her iki taraf da istinafa gelmiştir.
Davacılardan Su…Ltd. Şti. istinaf nedenleri açısından davacı, haksız rekabet sebebiyle uğranılan zararın tespitine yönelik bir hesaplama yapılmadığını, sunulan e.posta ve tanık beyanları ile … ile yapılan görüşmelerin incelenmediğini, TSKB ile davalının kurduğu ..Ltd. Şti arasındaki işlerin ve gelirlerinin belirlenmediğini öne sürmektedir. Davacının delilleri arasında bulunan Davacının …i Bankası ve … Bankası hesap kayıtları getirtilmiştir. Bilirkişiler tarafından da değerlendirilmiştir. …. Bankası Koza şubesinden hesap bilgileri getirtilmiştir. Davacının kendi sunduğu fatura ve belgeler de bilirkişiler tarafından değerlendirilmiştir. İBB’nin 09/11/2010 tarihli yazısından davacı şirket kurulmadan önce davalının İBB’nin Esenler Dörtyol Mevkii Meydan Oluşturma Projesinde saha çalışmalarını … gerçekleştirdiği anlaşılmış olup bilirkişiler davacı şirketin kuruluşu öncesinden yürütülen faaliyetin haksız rekabet kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmiş ve mahkeme de bunu esas almıştır. … Gayrimenkul Değerlemenin 27/11/2014 tarihli yazısına göre…Ltd şti. …’nin müşterisi olup, mahkemenin müzekkerisinde soru öyle sorulduğundan …firması ile davacı Su firması arasında yapılan sözleşme vb belgenin bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı firmanın iş yaptığı ve 30/12/2010 tarihli fatura sunulan… talimatla alınan ifadesinde davalının yaptığı işlerde sözleşmeyi kendi adına imzaladığını, paranın bir kısmını kendi, bir kısmının eşinin hesabına ödendiğini, faturanın ise davacı şirketten geldiğini, daha sonra… firması ile de iş yaptığını fakat …un fatura vermediğini ifade etmiştir. Tanığın belirttiği işlerin neler olduğu ve ne kadar ödeme yapıldığı belirlenmemiştir. … firmasının …firması ile yaptığı işlemlerin tespiti ve … ile davacı şirket arasındaki işlerden …firmasına aktarılan işlerin olup olmadığı, böylelikle davacı şirketin zararının olup olmadığı belirlenmesi gerekirken; yanlış müzekkere yazılmış olmasından dolayı esasa yönelik deliller toplanmadan karar verilmiş olması, HMK’nın 353/1-a-6.maddesine aykırı olduğundan hükmün kaldırılması gerekmiştir. Hüküm noksan tahkikat yönünden kaldırıldığı için davalının istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesi mümkün olmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınmak suretiyle inceleme yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu meyanda davanın esasına yönelik deliller toplanmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verildiğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/11/2017 tarih ve 2014/615 Esas – 2017/1260 Karar sayılı kararının 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Davalının istinaf talebinin, verilen karar sonucuna göre bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 580,15 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 32,50 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine,
9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.