Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1075 E. 2020/295 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1075 Esas
KARAR NO: 2020/295 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/530 Esas 2017/1027 Karar
TARİH: 21/09/2017
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yaptığı ödemeler dikkate alınmadan aleyhine Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, durumu davalı şirket yetkililerine bildirdiğini, ancak yanlışların düzeltilmediğini, kendisinden takip kapsamında fazladan 11.000 TL tahsil edildiğini ileri sürerek, bu bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, yapılan icra takibi kapsamında davacıdan fazladan tahsilat yapılmadığını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/09/2017 tarih 2015/530 Esas 2017/1027 sayılı kararında; “Dava, hukuki niteliği itibari ile fazladan ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemesi ile; davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. (eski Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … E.) dosyası ile toplam 9.083,22 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davacıya ait taşınmazın satışı ile dosya alacağının tahsil edildiği, takipte kesinleşen miktarın 9.083,22 TL olmasına karşın faiz ve diğer masraflarla dosya kapak hesabının tahsili sırasında 22.933,53 TL olduğu; 15/08/2008 tarihinde 6.000 TL ve 2.000 TL olarak dava dışı (senedi davalı firmaya ciro eden ciranta) … AŞ. hesabına ödemelerin yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından yapıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil veya belgenin bulunmadığı, yapılan bu ödemelerin davalı cari hesabından düşüldüğü, bu nedenle söz konusu ödemelerin davacı tarafından yapılmış olduğunun kabul edilemeyeceği, icra dosyası kapsamında davacının başkaca yapmış olduğu ödemeye de rastlanmadığından …”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davanın, dava konusu senetlerin bedellerinin davalı tarafından daha önceden tahsil edilip edilmediğinin tespiti ile tahsil edildi ise aynı senetlere ilişkin olarak müvekkilinden fazladan tahsil edilen bedelin hesaplanarak iadesi (istirdat) maksadıyla ikame edildiğini, Yapılan yargılama neticesinde dava yerel mahkeme tarafından “15/08/2008 tarihinde 6.000 TL ve 2.000 TL olarak dava dışı (senedi davalı firmaya ciro eden ciranta) … AŞ. hesabına ödemelerin yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından yapıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil veya belgenin bulunmadığı, yapılan bu ödemelerin davalı cari hesabından düşüldüğü, bu nedenle söz konusu ödemelerin davacı tarafından yapılmış olduğunun kabul edilemeyeceği, icra dosyası kapsamında davacının başkaca yapmış olduğu ödemeye de rastlanmadığından davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile haksız ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini, Mahkemenin karar gerekçesi, somut dava dosyası içeriğiyle tezat oluşturması ve dava konusu dışındaki hususlara değinmesi yönünden anlaşılamadığını, Dava konusu 08.02.2008 keşide ve 31.05.2008 vade tarihli 6.400,00 TL bedelli senedin 2.000,00 TL’lik kısmı, 06.06.2008 keşide ve 31.07.2008 vade tarihli 6.000,00 TL bedelli senedin ise tamamı 15.08.2008 tarihli işlemlerle davalıya ödendiği, işbu ödemelere ilişkin dosyada mübrez dekont açıklamalarında “31.05.2008 VD. SENETTEN KALAN + CARİ HESAP” VE “31.07.2008 VADELİ SENET BEDELİ” yazmakta olduğu, dolayısıyla yapılan 6.000,00 TL ve 2.000,00 TL’lik iki ödemenin dava konusu senetlere karşılık yapıldığının kanıtlandığını, TBK 101.maddesinde sabit olduğu üzere birden fazla borcu olan borçlunun ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini bildirme hakkı bulunduğu, işbu hak 15.08.2008 tarihli ödemelerde kullanılarak “31.05.2008 VD. SENETTEN KALAN + CARİ HESAP” VE “31.07.2008 VADELİ SENET BEDELİ” açıklamaları ile dava konusu senet bedelleri ödendiğini, dolayısıyla yukarıdaki mevzuat hükmü ve yapılan ödemelerin dekont açıklamaları birlikte dikkate alındığında gerekçeli karardaki “yapılan ödemelerin davalı cari hesabından düşüldüğü” iddiaları kabul edilemez nitelikte olduğunu, Gerekçeli kararda müvekkili tarafından davalıya yapılan bir ödeme bulunmadığından davanın reddine karar verildiği belirtilmiş ise de, senet bedellerinin davalıya kim tarafından ödendiğinin yahut işbu ödemeyi müvekkilin yapıp yapmadığının hiçbir önemi bulunmadığını, zira burada önemli olan dava konusu senet bedellerinin müvekkili tarafından ödenip ödenmediği değil, senet bedellerinin ödenip ödenmediği hususu olduğunu, Daha önce ödenmiş ve bedelsiz kalmış bir senedin müvekkili aleyhine yeniden işleme konulmasının bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu ve hukuken korunma imkânı bulamayacağını, Dava konusu senetlere ilişkin borçlar ödenmiş olduğundan davalı şirket ile dava dışı … arasındaki cari hesap ilişkisi müvekkili ilgilendirmediğini, Davaya konu senetlerin bedelleri daha önceden davalı tarafından tahsil edilmiş olmasına karşın sonradan davalı tarafından işbu bedelsiz kalan senetler kambiyo senetlerine özgü icra işlemlerine konu edilerek haksız ve hukuksuz şekilde müvekkilinden borçlusu olmadığı para tahsil edildiğini, Yapılan işlemlerdeki hukuka aykırılık ve haksızlık ortada iken davanın reddi yönündeki gerekçeli kararın mevzuat ve içtihatlarla örtüşmemekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne ve müvekkilinden fazladan tahsil edilen 11.000,00 TL’nin davalıdan istirdatına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/530 Esas 2017/1027 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bonoya dayalı yapılan takipte fazla tahsil edilen bedelin istirdadına ilişkindir. Davacı, keşidecisi olduğu 08/02/2008 keşide, 31/05/2008 vade tarihli 6.400 TL bedelli ve 06/06/2008 keşide 31/07/2008 vade tarihli 6.000 TL bedelli iki adet bonoyu lehdarı dava dışı … A.Ş.’ne verdiğini, lehdarın cirosu ile bonoların davalıya geçtiğini, bono bedellerini vadesi gelmeden lehdara ödediğini, lehdar olan dava dışı … A.Ş’nin de söz konusu bonolardan 31/07/2008 vade tarihli bono bedeli olan 6.000 TL’yi ve 31/05/2008 vade tarihli bono bedeline mahsuben de 2.000 TL’yi 15/08/2008 tarihinde banka havalesi ile davalıya ödediğini, söz konusu bonolardan dolayı sadece 4.400 TL borç kalmasına rağmen davalının Kadıköy … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ferileri ile birlikte 9.083,22 TL alacak olarak takibe geçtiğini, bonolardan dolayı 4.400 TL borcu kalmasına rağmen takip dosyasında 22.993 TL tahsil edildiğini, fazla tahsil edilen 11.000 TL’nin istirdadını talep etmiş, mahkemece 15/08/2008 tarihli 6.000 TL ve 2.000 TL bedelli ödemelerin dava dışı (ciranta) … A.Ş. tarafından yapıldığı, bu ödemelerin davacı tarafından yapıldığına ilişkin dosyada her hangi bir delil bulunmadığı, ödemelerin davalı cari hesabından düşüldüğü, bu nedenle ödemelerin davacı tarafından yapılmış kabul edilemeyeceği, takip dosyasından davacının başkaca yaptığı ödemeye de rastlanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İncelenen Kadıköy … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasından davalı alacaklı tarafından, davaya konu bonolara dayalı olarak, borçlular davacı ve dava dışı … A.Ş aleyhine 28/10/2008 tarihinde 8.308 TL asıl alacak, 99.64 TL protesto masrafı ve 675,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.083,22 TL alacak için kambiyo takibi yapıldığı, takip dayanağının davaya konu keşidecisi davacı olan iki adet bono olduğu, takip talebinde alacak dayanağı olarak 6.400 TL bedelli 31/05/2008 vadeli bono ile 6.000 TL bedelli 31/07/2008 vade tarihli bonodan bakiye alacak olarak gösterildiği, dosya kapak hesabına göre hacizli taşınmazın satışı sonrasında 22.933,53 TL bakiye borç miktarının satıştan gelen bedelle ödenerek dosyanın infaz edildiği anlaşılmıştır. … Bankasından gelen cevabi yazıdan, davacının belirttiği dava dışı ciranta … A.Ş. hesabından davalı hesabına 15/08/2008 tarihinde 18/08/2008 valör tarihli olarak 2.000 TL ve 6.000 TL bedelli internet bankacılığı aracılığı ile havale yapıldığı, işlem açıklamalarında “31/05/2008 vd senetten kala + cari H.” açıklaması ile … A.Ş. 2.000 TL, ve “31/07/2008 vadeli senet bedeli” … A.Ş. 6.000 TL açıklamaları bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, dava dışı … A.Ş. ile davalı arasında açık hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğu, davaya konu bonoların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu bonoların davalı defterinde dava dışı … A.Ş. alacağına kaydedildiği, yine söz konusu dava dışı … A.Ş tarafından yapılan 15/08/2008 tarihli banka havalelerinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının söz konusu havaleleri, dava dışı … A.Ş.’nin açık hesabına ödeme olarak kaydettiği, davalı defterlerine göre dava dışı … A.Ş.’nin 31/12/2008 tarihi itibarıyla açık hesap ilişki nedeniyle söz konusu havaleler düşüldükten sonra 20.175,43 TL borçlu olduğu görülmüştür. Davaya konu takip davacının keşideci, dava dışı … A.Ş.’nin lehdar ciranta, davalının hamil olduğu bonolara dayalı olarak yapılmıştır. Gelen banka kayıtlarına göre lehdar ciranta … A.Ş. takipten önce söz konusu bonolara mahsuben 2.000 TL ve 6.000 TL ödeme yapmıştır (bono vadelerinden sonra). Ödeme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 84. maddesinde “Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resülmale mahsup edebilir. Alacaklı alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya sair teminat almış ise borçlu kısmen icra eylediği tediyeyi temin edilen veya teminatı daha iyi olan kısma mahsup etmek hakkını haiz değildir.”, 85. maddesinde “Birden fazla borçları bulunan borçlu, borçları ödemek zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir. Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, borçlu birden fazla borcu var ise ödeme zamanında bu borçlarından hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilecektir. Yine ödeme tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 691/1 maddesinde bonoyu düzenleyen kimsenin poliçeyi kabul eden gibi sorumlu olacağı, aynı kanunun 690. maddesi yollaması ile uygulanacak olan 621/2 maddesinde hamilin kısmi ödemeyi reddedemeyeceği, 622/son maddesinde poliçeyi ödeyen kimsenin borcundan kurtulacağı, 646/3 maddesinde muhatap da dahil her üçüncü kişi veya – poliçeyi kabul eden kimse hariç olmak üzere poliçeden dolayı zaten borçlu olan herkesin araya girerek bedelini ödeyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayımızda takip bonoya dayalı olarak yapılmış olup takip konusu bononun keşidecisi davacı, lehdar cirantası dava dışı şirket ve hamil alacaklısı davalıdır. Dava dışı lehdar ciranta ile davalı alacaklı arasında bonolar dışında da borç alacak ilişkisi bulunmaktadır. Dava dışı lehdar ciranta … A.Ş. 15/08/2008 tarihinde takibe konu bonoları belirterek kısmi ödemede bulunmuştur. Ödemelerin takip dayanağı borca mahsuben yapıldığının kabulü gerekir. Bonoların vadesi geçmiş olduğundan alacaklı yapılan kısmi ödemeleri öncelikle 818 sayılı Borçlar Kanunu 84. maddesine göre faiz ve masraflara mahsup edebilecektir. Lehdar cirantanın bonoya mahsuben yaptığı ödemeler ile keşideci de hamil alacaklıya karşı bu miktar kadar bonodan dolayı borcundan kurtulur. Yapılan kısmi ödeme kadar hamilin bonodan kaynaklanan hakları ödeyene geçer. Yani yapılan kısmi ödeme miktarı kadar keşideci hamile olan borcundan kurtulacak, bu miktar kadar ödeme yapan kimseye borçlu olacaktır. Lehdar ciranta tarafından yapılan kısmi ödemeler bonolara mahsuben yapıldığından kısmi ödeme miktarı kadar hamilin bonodan dolayı sorumlu olanlara (keşideci ve önceki cirantalara) karşı talep hakkı sona ereceğinden mahkemece ödemenin davacı tarafından yapılmadığı gerekçesi yerinde değildir. Yapılan kısmi ödeme kadar davacının bonodan dolayı sorumluluğunun kalktığının kabulü gerekir. Bonodan dolayı sorumlu olanlara karşı takip kısmi ödeme miktarı düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden yapılabilir. Bu nedenle mahkemenin davanın reddi kararı usul ve yasaya aykırı olmuştur. Dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de alınan bilirkişi raporu bonolara karşı kısmi ödeme yapan dava dışı lehdar ciranta ile hamil alacaklı arasındaki açık hesap ticari ilişkiye göre hesap yapıldığından hüküm kurmaya elverişli değildir. Buna göre yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davaya konu takibin bonoya dayalı takip olması dikkate alınarak, takip konusu bonoların vade tarihi, kısmi ödemeler vadeden sonra yapıldığından ve 6762 sayılı TTK 637. maddesi gereğince vadesinde ödenmeyen bonolardan dolayı sorumlu olanlar temerrüde düşmüş olacağından vadeden itibaren kısmi ödeme tarihine kadar hamil alacaklının bonolardan dolayı talep edebileceği temerrüt faizi hesaplanarak yapılan kısmi ödeme öncelikle faiz ve giderlere mahsup edileceğinden yapılan kısmi ödemenin faiz ve masraflara mahsup edilerek kalan miktarın ana borçtan düşülmesi ile davalı alacaklının takip tarihi itibarıyla talep edebileceği asıl alacak ve asıl alacağa kısmi ödeme ile takip tarihi arasında işleyecek temerrüt faizi hesaplanarak alacaklının takip tarihi itibarıyla alacağının belirlenmesi, bu takipte talep edilebilecek alacak miktarı üzerinden takipte hacizli taşınırın satışı ile yapılan ödeme tarihine kadar takip masrafları ile faizi hesaplanarak alacaklıya ödenmesi gereken miktarın tespiti ile var ise fazla ödeme miktarının belirlenmesi gerekir. Dairemizce bu eksiklik ancak duruşma açılarak yeni bir bilirkişi raporu ile giderilebileceğinden, dairemizce istinaf incelemesinin HMK 356.ve 358. maddeleri uyarınca duruşmalı yapılmasına karar verilerek, dairemizce resen seçilen mali müşavir bilirkişiye dosya tevdii ile taraf iddia ve savunmaları, dosyada daha önce alınan bilirkişi raporu, dosyada bulunan belgeler gözetilmek suretiyle davaya ve takibe konu bonolarda ciranta olan üçüncü kişi … A.Ş.’nin davaya konu ödemelerini bonoya mahsuben olduğu, bu durumda takip tarihi itibari ile borçluların bonolardan dolayı sorumlu oldukları miktar takip tarihinden sonra işleyecek faiz ve masrafları ve tüm icra giderleri gözetilerek, davaya konu takip dosyasında infaz tarihi itibari ile borçluların sorumlu olabilecekleri borç miktarının tespiti ile var ise fazla ödeme miktarı konusunda bilirkişiden 21/01/2020 tarihli rapor rapor alınmıştır. Dairemizce alınan bilirkişi raporu yeterli açıklıkta, denetime elverişli, bilimsel verilere ve olayın oluşuna uygun olmakla bu rapor hükme esas alınıştır. Dairemizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; davaya konu senetlere mahsuben yapılan ödemeler düşüldükten sonra, 28/10/2008 takip tarihi itibariyle toplam davalı alacağının 9.540,18.TL, 24/03/2015 infaz tarihi itibariyle toplam davalı alacağının 13.639,91.TL olarak hesaplandığı, davalı şirket tarafından icra takibinde 22.933,53.TL tahsilat yapılmış olduğu, işbu tahsilattan hesaplanan alacağın düşümü yapıldığında, takipte 9.296,62.TL fazla ödeme yapıldığının belirtildiği görülmüştür. Bu nedenlerle; davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2017 gün ve 2015/530 Esas – 2017/1027 Karar sayılı ilamının HMK’nin 353/1-b2. maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm kurmak sureti ile; davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski Kadıköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas) sayılı icra takip dosyasında davalıya fazla ödendiği tespit edilen 9.296,62 TL’ nin İİK 72/7 maddesi uyarınca davalıdan istirdadına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2017 tarih ve 2015/530 Esas 2017/1027 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2. maddesi uyarınca KALDIRILARAK, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle;1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas ( Eski Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ) sayılı icra takip dosyasında davalıya fazla ödendiği tespit edilen 9.296,62 TL’ nin İİK 72/7 maddesi uyarınca davalıdan İSTİRDADINA, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Alınması gereken 635,05.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 187,86.TL harcın mahsubu ile bakiye 447,19.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yatırılan 187,86.TL peşin harç ile 27,70 TL başvuru harcı toplamı 215,56 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen toplam 135,00.TL tebligat/posta gideri ile 600,00.TL bilirkişi gideri toplamı 735,00.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (%85kabul) 624,75.TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından sarf edilen toplam 150,00.TL tebligat/posta giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (%15 ret) 22,50.TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.703,38.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 9-Davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf aşamasında sarfedilen 22,00.TL tebligat gideri ile 500,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 620,10.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri davalı gider avansından karşılandığı anlaşıldığından giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 11-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2.kısım 2.bölüm 17/c. maddesi gereğince 3.400,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2.kısım 2.bölüm 17/c. maddesi gereğince 3.400,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-Dosyada artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 14-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020