Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1061 E. 2018/871 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1061
KARAR NO : 2018/871
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/419 Esas – 2018/568 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … Pendik/İST adresinde faaliyet gösterdiğini, Şirkete ait karar defterinin 03/04/2018 tarihinde kaybolduğunu, Müvekkil şirkete ait yasa gereği tutulması diğer defterler şirkette mevcut olduğunu, şirkete ait fatura ve irsaliyelerin de şirkette olduğunu, tüm aramalara rağmen bulunamayan şirket karar defterinin tekrar alınabilmesi için zayi belgesi müracaatı zarureti doğduğunu, müvekkil şirketin aile şirketi olduğunu, hissedarlarının kardeş olduğunu. TTK 82. maddesi gereği şirket işlemlerinin devam edebilmesi için en gerekli defterlerden biri olan karar defterinin bir an önce çırartılması gerektiğini, yukarıda izah olunan sebeplerle, Şirket Defterinin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2018 tarih ve 2018/419 Esas – 2018/568 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde ; tacirlerin saklamakla yükümlü olduğu belgeleri TTK 82. maddesinde sayılan sebepler nedeniyle ziya edilmesi halinde zayi belgesi verilebileceği düzenlenmiş olup, TTK 82. maddesinde zayi belgesi verilmesini gerektirecek ziya sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup, basiretli bir tacirin ticari defterlerini kaybetmeyeceği düşünülerek bu sebepler arasında defterlerin kaybedilmesi hususunun düzenlenmemiştir.
Hasımsız iş olması nedeniyle dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde TTK 82/7 maddesi uyarınca davaya konu karar defterinin zayi belgesi verilmesini gerektirir şekilde ziyaa uğramadığı ” gerekçeleri ile;
” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel mahkemece verilen kararın açıkça kanuna aykırı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, TTK. md. 82/7′ de “(7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir” denildiğini, Kanunun açık metninden de anlaşılacağı üzere defterin kanuni saklama süresi içerisinde zıyaa uğraması halinde tacirin mahkemeye başvurma hakkının bulunduğunun net bir şekilde ortaya konulduğunu, ancak Yerel Mahkemece sadece hırsızlık, yangın, su baskını gibi sebeplerin mevcut olması halinde zayi belgesi verilebileceği gibi düşünceyle davalarının reddolunduğunu, Mahkemenin bu kararının açıkça kanuna aykırı olduğunu,
Yerel Mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, Mahkemece düzenlenen tensip zaptının dahi kendilerine tebliğ edilmediğini ve davanın reddedildiğini, öncelikle delillerin bildirilmesi, tanıkların dinlenmesi, celbi gereken evrakların getirtilmesi gerekirken mahkemece hiçbir inceleme yapılmadan davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu,
Müvekkil şirketin aile şirketi olduğunu, müvekkil şirketin karar defterinin kaybolması neticesinde bu başvurunun yapıldığını, davanın kabulü halinde kimsenin bir mağduriyetinin doğmayacağını, dava reddedilerek sadece müvekkil şirketin mağdur edildiğini beyanla;
Yerel mahkeme kararın kaldırılmasına,
Esastan yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık, zayi olduğu belirtilen şirket karar defterinin kaybedilmiş olmasının zayi belgesi verilmesine yeterli olup olmadığı noktasındadır.
Mahkeme basiretli tacirin ticari defterini kaybedemeyeceği ve kaybetmenin TTK 82/7. maddede belirtilmediği gerekçesiyle dosya üzerinden istinafa konu kararı vermiştir.
Karar dosya üzerinden verilmiş olup, duruşma açılmamış, davacının delilleri toplanmamıştır.
TTK’ nın 82/7. maddesine göre, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, ziya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır. ( Yargıtay 11. H.D. 2016/4865 E. 2017/2800 K. 10.05.2017 T.)
Bilindiği üzere TTK’ nun 82/7. maddesi gereğince ticari defter ve belgelerin zayiinin istenebilmesi için öncelikle kaybolup kaybolmadığı, tacirin saklama yükümlülüğünü usulüne uygun yerine getirip getirmediği, ticari defter ve belgelerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği ve ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelip gelmediği hususlarının irdelenmesi gerekir. Hak arama kapsamında mahkeme bu değerlendirmeyi yapabilmek için davacıya delillerini sunmak üzere yargılamasında olanak tanımalıdır.
HMK 320/1 maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinde karar verir.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, HMK 31 maddesine göre Hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunmaktadır. Bu husus da dikkate alındığında davacı yanın şirket karar defterinin kaybına ilişkin iddiası kapsamında delilleri sorulup toplandıktan sonra değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekecektir. Bu itibarla ilk derece mahkemesince tensip kararı ile birlikte ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2018 tarih ve 2018/419 Esas – 2018/568 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve HMK 353/1a-6. mad. uyarınca dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf yönünden yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde davacıya iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacı vekiline tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/10/2018 tarihinde HMK 353/1-a/6 ve HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.