Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1059 E. 2018/870 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1059
KARAR NO : 2018/870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/224 Esas – 2018/269 Karar
DAVA : Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2006 yılında mali olarak yaşadığı sıkışıklığını gidermek amacıyla … A.Ş. ile … A.Ş tüzel kişiliklerinden borç talebinde bulunulduğunu ve dava dilekçesinde ayrıntıları yazılı dava konusu çeklerin lehine keşide edildiğini; 2006 yılı sonunda davacının ofisini yeniden düzenlemesi ve birtakım taşınmalardan dolayı dava konusu çeklerin tümünün zayii olduğunu; bu nedenlerle, dava konusu çeklerin iptalini ve tedbiren ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 14/03/2018 tarih ve 2017/224 Esas – 2018/269 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … somut olayda, dava konusu çeklerin keşideci şirketler tarafından davacıya lehtar ve/ veya ciro yolu ile devredildiğine ve davacı elindeyken bu çeklerin zayii olduğuna ilişkin davacı tarafından delil sunulmadığı gibi dosyada da herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı; kural olarak, TTK.818-(1) s) maddesi yollamasıyla aynı yasanın 757.ve izleyen maddeleri uyarınca çekin iptalini isteme hakkı sadece hamile ait olup; keşideciye böyle bir hakkın tanınmadığı; bu noktada, dava konusu çeklerin keşidecilerinin … A.Ş ve …A.Ş. olduğu; davacının da bu şirketlerin yetkilisi olduğu; TMK.nun 2.maddesi uyarınca; hakkın kötüye kullanılması ilkesi dikkate alınarak, davacının, dava konusu çeklerin hamili olduğundan bahisle dolaylı olarak dava dışı yetkilisi bulunduğu şirketler lehine işbu davayı açma hakkını kötüye kullandığı görülmekle; davacı tarafından açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerektiği ” gerekçeleri ile;
” Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme gerekçesinin haksız olduğunu, dava dilekçelerinde müvekkile teslim edilen çeklerin taşınma esnasında kaybolduğu ve bulunmadığının belirtildiğini, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’ na 2017/47447 Soruşturma Nolu dosya ile şikayette bulunulduğunu, Mahkemenin soruşturma dosyasından gerekçesinde bahsetmediğini, dolayısıyla noksan inceleme ile haksız karar oluşturulmuş olduğunun açık olduğunu,
Çeklerin, şirketler tarafından davacı müvekkile teslim ve ciro edildiği tarihin 2006 yılı olup, 2006 yılında yürürlükte bulunan, 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nda anonim şirket (AŞ) pay sahiplerinin ve yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanmasını yasaklayan bir hüküm yer almadığını, bu nedenle müvekkil yönetim kurulu üyesi/ şirket yetkilisi olsa dahi şirketten borç almasının yasaca yasaklanmış olmadığını ve bu nedenle Mahkemenin davanın reddine dayanak gösterdiği davacının davayı açma hakkını kötüye kullandığı gerekçesinin haksız ve usulsüz olup, anılan yasa hükümlerine de açıkça aykırı olduğunu, kararın bu nedenle kabul edilemeyeceğini,
2006 dönemi bakımından, bu yıl içerisinde davacı müvekkilin, anılan keşideci şirketlerde temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı yönünden inceleme yapılmaksızın, 05.12.2016 yılına ait vekaletname dayanak gösterilerek davacının dava açma hakkını kötüye kullandığına ilişkin hüküm kurulmasının haksız ve usulsüz olduğunu beyanla;
Fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/224 Esas – 2018/269 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, TTK.818-(1) s maddesi yollamasıyla aynı yasanın 757.ve izleyen maddeleri uyarınca zayi nedeniyle çek iptali davasıdır.
Dava konusu çeklerin 15/01/2006 tarihinde keşide edildiği öne sürüldüğüne göre dava konusu çek olduğu belirtilen kıymetli evrak 6762 sayılı Kanuna tabidir.
6762 sayılı TTK’nın 692. Maddesine göre (6102 sayılı TTK 780) çekte keşide yeri, miktar ve tarihin bulunması çekin varlığı için zorunludur.
6102 sayılı TTK’nın 759/2. Maddesine göre: İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.
Dava dilekçesinde sadece çek numaraları bildirilerek talepte bulunulmuş, 27/02/2017 tarihli tensip tutanağında çeklerin bilgilerinin sunulması istenmiş, davacı sadece çek keşide tarihi olarak 15/01/2006 tarihini belirtmiştir. Davacının dayandığı 15/01/2006 tarihli teslim-tesellüm belgesinde teslim eden şirket ile teslim alan … adlarının altında aynı imza bulunmaktadır. Dava konusu çek olduğu belirtilen evrak 6102 sayılı TTK’nın 781. maddesine göre zorunlu asli unsurları içermediği için çek niteliğinde değildir.
Dava konusu çek olduğu öne sürülen evrak çek niteliğinde olmadığı için kıymetli evrakın iptali davasına konu olamaz. Mahkemece verilen karar sonuç olarak doğru olup istinaf nedenleri yerinde değildir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,90 TL istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı varsa talep halinde davacıya iadesine,
5-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/10/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.