Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/1056 E. 2019/1381 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1056 Esas
KARAR NO : 2019/1381 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 18/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/52 Esas 2018/390 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu davalı şirketin 14/12/2017 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan bazı kararların iptali gerektiğini zira toplantının TTK nın 414 ve 1524. Maddesinde belirtilen usüle uymadan yapıldığını usülsüz olarak alınan toplantının 6, 7, 8, 9 ve 11 nolu maddelerinin iptali gerektiğini, yönetim kurulu başkanı …ün ibrasına ilişkin kararın usulsüz olduğunu TTK nın 436. Maddesi gereğince oydan yoksun olmasına rağmen kendisinin de oylamaya katıldığını bu sebeple alınan kararın iptali gerektiğini, Davalı şirketin her 4 ayda bir yönetim kurulu seçtiğini, yönetim kurulunun görev süresi devam ederken yeniden seçim yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, uzun zamandır kar payı dağıtılmamasına karşın yönetim kurulu üyelerine fahiş ücret ödemesine karar verildiğini, kar payı dağıtılmamasında tamamen kötü niyetli ve sermaye şirketlerinin amacına aykırı olduğunu, pay sahiplerine TTK’nın 395 ve devamı maddeleri gereğince izin verilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, pay sahiplerinin kendisi ve bir kısım yakınlarıyla ilgili alınan kararlarda oy kullanamayacağını, buna rağmen …ün oy kullandığını bu sebeple TTK’nın 436. Maddesine aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini, yine toplantının yapılması ve usulüne ilişkin bir takım kurallarına uyulmaması nedeniyle sair sebeplerle iptali gerektiğini, toplantı çağrısı ve ilanların usulüne uygun yapılmadığını, yasa gereğince zorunlu olmasına karşın bir internet sitesi açılmadığını, müvekkilinin alınan kararlara muhalif kalarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirdiğini belirterek alınan genel kurul kararlarından 6, 7, 8, 9 ve 11 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Açılan davanın aksi usulen aykırı olduğunu, davadaki taleplerin net olarak dile getirilmediğini müvekkili şirketin zararlarını karşılamak için teminat gösterilmesi gerektiğini, 6 nolu maddede alınan kararlar …’ün kendi adına oy kullanmadığını, …. AŞ yi temsilen oy kullandığını, bu şirketi temsil yetkisi bulunduğunu bu yetkiyi istinaden oy kullandığını bu sebeple yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin seçime ilişkin alınan kararın ihtarı taleplerinin yerinde olmadığını bu yetkinin genel kurula ait olup genel kurulun bu yetkisi her zaman kullanabileceğini, yönetim kurulu üyelerine ücret verilmesinin TTK’nın 394. Maddesinde öngörüldüğünü iptal istemenin yerinde olmadığını, genel kurula kar dağıttırmayıp olağanüstü yedeklerde bekletilmesine karar verildiğini, kararın oy birliğiyle alındığını bu sebeple iptal istemenin yerinde olmadığını, yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 495 ve devamı maddelerinde gereğince izin verilmesinin de yasaya uygun olduğunu, maddede kastedilenin her bir yönetim kurulu üyesinin kendisiyle ilgili karara katılmaması gerektiğine ancak diğer yönetim kurulu üyeleriyle ilgili oylamaya katılmasında bir engel bulunmadığını bu haliyle bu yöndeki iptal isteminde yerinde olmadığını, davacı tarafın sair iptal sebebi olarak ileri sürdüğü hususlarında yerinde olmadığını, toplantının usulüne uygun olarak ilan edildiğini, pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektupla bildirimde bulunulduğunu, pay sahiplerinin de toplantıda hazır olduğunu, iptal istemlerinin kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 18/04/2018 tarih 2018/52 Esas – 2018/390 Karar sayılı kararında;
“…Anonim şirketlerde genel kurul TTK’nın 407 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, iptal sebepleri ise 445 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 445. Madde gereğince, 446. Maddede sayılan kişiler 3 ay içerisinde genel kurulun iptalini isteyebilirler. Davacıların pay sahipleri oldukları davanın ise genel kurulun yapılmasından itibaren 3 ay içerisinde açıldığından süresinde ve yetkili kişiler tarafından açıldığı anlaşılmıştır. TTK’nın 446. Maddesi gereğince iptal davası açabilecek kişiler yanında toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy verip bu durumu muhalefet şerhi olarak tutanağa geçirmeleri gerekmektedir. Bunun istisnası ise çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gerekmediği gibi ilan edilmediği, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katıldığının, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğinin ileri sürülmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda öncelikle toplantının usulüyle ilgili iddiaların değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar davacı taraf çağrının usulüne uygun yapılmadığını toplantının usulüne uygun ilan edilmediğini iddia etmiş ise de, usulüne uygun çağrının yapıldığı, davacıların toplantıda hazır bulundukları, tüm üyelerin de hazır bulundukları bu haliyle toplantının çağrı ve ilanına ilişkin iddiaların yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacılar yasal olarak bulunması zorunlu internet sitesi ve benzeri iddiaları dile getirmiş iseler de, bu hususların genel kurulun iptaline sebep teşkil etmediği anlaşıldığından bu yöndeki taleplerin de reddine karar vermek gerekmiştir.İptali talep edilen maddeleri gelince; hepsini ayrı ayrı değerlendirmek gerekecektir. Toplantının gündem 6. Maddesinin iptali talep edilmiştir. bu madde yönetim kurulunun ibrasına ilişkin konu görüşülmüştür ancak bu konuda da bir karar alınmadan ibra hususunun bir ay sonrasına bırakılmasına karar verilmiştir. Bu hâliyle alınmış karar bulunmadığından iptal isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Gündemin 7. Maddesinin iptali istemine gelince; 7. Maddede yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi kararlaştırılmıştır. Oy çokluğuyla karar alınmıştır. Kararın alınmasında yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir. Muhalefet şerhinde daha önceki yönetim kurulu üyelerinin 3 sene süreyle görev yapmak üzere seçildikleri, gerekçe belirtilmeden yenilerinin seçilmesine itiraz edilmiş ise de genel kurulun her zaman yönetim kurulu üyelerinin görevden alarak yerine yenilerini seçmesi mümkün olduğundan bu yöndeki iptal isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Gündemin 8 nolu maddesinin iptali talep edilmiştir. Bu maddede yönetim kurulu başkan ve üyelerine ücret tayinine ilişkindir. Yönetim kurulu başkanına 20.000 TL, başkan yardımcısına 5.000 TL, toplantıya katılan her üyeye de 500 TL ücret ödenmesine karar verilmiştir. Anonim şirketlerle yönetim kurulu üyelerine yapmış oldukları işle ilgili harcadıkları emek ve mesaiye karşılık bir ücret verilmesi olağandır. Şirketin kar payı dağıtmıyor olması ücretin ödenmesine engel değildir. Bu yönüyle alınan kararlar usul ve yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir. Dağıtılan ücretin miktarı ve şirketin kapasitesi dikkate alındığında fahiş ve hakkaniyete aykırı olarak değerlendirilemez. Yönetim kurulu üyelerinin ücret verilmesi azınlık paylarının zarara uğratıldıkları olarak da değerlendirilemez zira şirketten ödenen bir ücret söz konusudur. Her pay sahibin hisse miktarı oranında bundan etkilenmeleri doğaldır. Bu yönüyle bu maddeyle ilgili iptal isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Gündemin 9 nolu maddesinde iptali talep edilmiştir. 9 nolu maddede kâr dağıtılıp dağıtılmayacağının konu edildiği bununla ilgili maddenin görüşülmesinde ise 1 ay sonrasına bırakıldığı anlaşılmıştır. Bu maddeyle ilgili bir karar alınmadığından iptal isteminde yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Yine son olarak gündem 11 nolu maddenin iptali istenilmiştir. Muhalefet şerhine ilişkin dilekçede de bu maddeye ilişkin muhalif kalındığını muhalefet şerhinin tutanağa geçirildiği anlaşılmıştır. Maddenin içeriğine baktığımızda ise yönetim kurulu üyelerini TTK’nın 395 ve 396. Maddeleri gereğince izin verilmesine karar verildiği, karara … ve …’ün muhalif kaldığı görülmüştür. Aynı genel kurulda …yönetim kurlu üyeleri olarak seçilmiştir. 11. Maddeyle izin verilmesine ilişkin oylama da … olumlu oy kullanarak oy çokluğuyla karar alınmıştır. Genel kurul hazirun cetveline bakıldığında …ışındaki kişilerin davacılar olduğu, onların da olumsuz oy kullandıkları, …ün oylamaya katılmamaları halinde kararın alınamayacak olduğu, TTK’nın 436. Maddesi gereğince pay sahibinin kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir iş veya işleme ilişkin müzakerelerde oy kullanamayacakları, …n kendilerine TTK’nın 395 ve devamı maddeleri gereğince izin verilmesine ilişkin oylamada oy kullandıkları, oy kullanmalarının bu madde gereğince yasaya aykırı olduğu, yukarıda belirtildiği gibi oylarının da neticeye etkili olduğu, dolayısıyla alınan kararın yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından iptaline karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile;
1-Davacıların davasının KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİ ile;
2-Davalı şirketin 14/12/2017 tarihinde yapılan genel kurulda alınan gündem 11 nolu maddesinin İPTALİNE,
3-Davacıların diğer istemlerinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Kısmı kabul kısmı redde ilişkin hükmün sehven maddi hata ve yanılgı sonucu verildiğini,
İlk derece mahkemesince ibraya ilişkin 6 nolu gündem maddesi ile kar dağıtımına ilişkin 9 nolu gündem maddelerinin 1 ay sonrasına bırakılmış olduğu yanılgısı ile sehven hükmün kurulduğunu,
Benzer bir karışıklık sonucu davacı tarafından iptali istenen 8. Maddede yönetim kurulu başkan ve yardımcısına tayin edilen ücretlere ilişkin olarak yanılgı ile, yönetim kurulu başkanınına 20.000.TL başkan yardımcısına 5.000TL ücret verildiğini ifade ederek dağıtılan ücretin fahis olmadığına hükmettiğini, oysa tıplantı tutanağında karar altına alınan rakamlar 60.000,00TL ve 15.000,00TL olduğunu,
Söz konusu açık yanılgılar nedeni ile redde dair sehven verilen kararın kaldırılmasını talep ettiklerini,
Dava konusu toplantının usulüne yönelik değerlendirilmesinde yasal olarak bulunması zorunlu bulunan internet sitesi vb. Hususların iptale teşkil etmeyeceğine tönelik gerekçenin oluşturulduğunu, ilk derece mahkemesince TTK 1524. maddeye aykırılık tespit edildiğini,
Davalı şirketin TTK1524. Maddeye tabi olması nedeni ile ve bu maddeye ilişkin yükümlülüklerin ihmali nedeniyle TTK 1524. Madde 2. Fıkrası uyarınca genel kurul kararlarının iptalinin gerektiğini, bu düzenlemelerin emredici olduğunu,
6 nolu yönetim kurulu başkanının ibrasına ilişkin kararın usulsüz oylama sonucunda alındığını, ilk derece mahkemesince bu maddenin görüşülmesinin 1 ay sonraya bırakıldığı yanılgısı ile hükmün kurulduğunu, kararın öncelikle bu nedenle kaldırılmasının gerektiğini,
Yönetim Kurulu Başkanı …ün ibrasına yönelik oylama açık şekilde usulsüz olduğunu, kendisinin ibrasında temsil ettiği hakim şirket adına vekaleten oy kullanmasının TTK 436 maddesine açıkça aykırı olduğunu, yine bu durumun hakim şirket tarafından hakimiyetin kötüye kullanılmış olduğunun açıkça göstergesi olduğunu, İlgilinin kendi adına oy kullandığı sabit olduğunu, bu şekilde alınan kararların iptali gereği Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarınca da sabit olduğunu,
7 nolu yönetim kurulu seçimine ilişkin kararda genel kurulun bu yetkiye haiz olmasının bu yetkinin keyfi bir şekilde iyi niyet kurallarına aykırı olarak kullanabileceği hususuna karine olarak kabul edilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu,( Yargıtay 11 HD 13/06/2016 T. 2015/8809 E. – 2016/6503 K)
8 nolu yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilen ücretlerde yanılgıya düştüğünü, bu nedenle kaldırılmasının gerektiğini,
Yönetim kuruluna tayin olunan yüksek ücret, belli ortaklara örtülü kar dağıtılması anlamına gelen eşit işlem ilkesi ihalidir ve yerleşik içtihatlar uyarınca da bu maddenin iptalinin gerektiğini, ( Yargıtay 11 HD 03/11/2015 T. 2014/16299 E. 2015/11460 K)
9 nolu kar dağıtılmamasına ilişkin kararda ilk derece mahkemesinin yanılgıya düştüğünü, bu maddenin 1 ay sonraya bırakıldığı yanılgısı ile hükmün kurulduğunu, kaldırılmasının gerektiğini,
Kar dağıtılmamasına yönelik kararın da tamamen kötü niyetli ve sermaye şirketinin amacına aykırı olduğunu,
Anonim şirketlerinde nihai amacı kar elde ederek ortaklara dağıtmak olduğunu, kar payı dağıtmamanın uygun ve faydalı olduğunu ispat etme yükümlülüğünün şirkete ait olduğunu, genel kurul yetkilerini kullanırken keyfi davranamayacağını, ( Yargıtay 11 HD 13/06/2016 T. 2015/8809 E. 2016/6503 K)
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesinin reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılmasına, davanın bütünüyle kabulüne karar verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında da açıkça mahkemenin kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunun ortaya konulduğunu, ( Yargıtay 11 HD 2014/685 E. 2014/8941 K 12/05/2014 T. )
11 nolu maddenin …’ün oydan yoksun olduğu gerekçesi ile iptal edilmesinin eksik inceleme sonucu oluşturulduğunu, hatalı bir karar olduğunu, …Holding A.Ş müvekkili şirketin paylarının %99’una sahip olduğundan …l ve.. .’ ün şahsi oylarının kararın sonucuna hiç bir etkisinin olmadığını ve olamayacağını, Kabul anlamına gelmemek ile birlikte TTK 446. Maddesi gereği etki kuralını ileri sürerek kararların iptalini talep edebileceklerini, ancak davacıların iddia ettği aykırılık ile iptali istenen genel kurul kararı arasında illiyet bağının mevcut olmadığını, ( Yargıtay 11 HD. 2016/5401 e. 2017/4832 K 28/09/2017 T.- Yargıtay 11 HD 2013/13148 E. 2014/16463 K 24/10/2014 T. – Yargıtay 11 HD 2016/2632 E. 2017/2360 K. 24/04/2017 T. – Yargıtay 11 HD 2014/7580 E. 2014/11733 K 18/06/2014 T.)İlk derece mahkemesi karar verirken yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395. Ve 396. Maddelerinde düzenlenen izinlerin verilmesi hususunda karar nisabının yeterliliğine ilişkin değerlendirme yapmadığını, iptali istenen tüm kararlar ile birlikte 11. Maddenin de usul ve yasaya uygun olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın itirazlarının ve gerekçeleri doğrultusunda reddine karar verilmesine, kaldırılması istenen karar dışında ilk derece mahkemesi hükümlerinin onanmasına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; davalı şirketin 14/12/2017 TARİHLİ 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 6,7,8,9 ve 11 numaralı kararların iptaline ilişkindir.
Mahkemece dava konusu kararlardan Yönetim Kurulu Üyelerine TTK. 395 ve 396 maddelerinde yer alan yetkilerin verilmesine ilişkin 11 no.lu kararın iptaline diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. TTK.nun 446-(1)-a maddesi uyarınca Toplantıda hazır bulunupda karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçiren pay sahibinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.Genel kurul kararlarının yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptali isteminde bulunabilmek için TTK’nın 446. maddesi uyarınca, toplantıya katılan paydaşın karara karşı ret oyu kullanarak muhalif kalması ve bu keyfiyeti zapta geçirtmesi gerekir, oylama öncesi görüşme sırasında bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi veya ret oyu kullanılması alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımaz.Karar iki tarafça istinaf edildiği için istinaf açısından uyuşmazlık konuları, dava konusu genel kurul kararlarının 6102 Sayılı TTK’ nın 445.maddesinde yazılı olduğu şekilde kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadıkları yönündedir. Davacı vekilinin İlk derece mahkemesince ibraya ilişkin 6 nolu gündem maddesi ile kar dağıtımına ilişkin 9 nolu gündem maddelerinin 1 ay sonrasına bırakılmış olduğu yanılgısı ile sehven hükmün kurulduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Toplantı gündeminin 6.maddesi; “2016 yılı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden dolayı …,kendi ibrasında sahibi olduğu paylardan doğan haklarını kullanmaksızın toplantıya katılan diğer ortaklardan…Holding A.Ş.’yi vekaleten temsil eden … toplam:11.897.500,00 adet olumlu oya karşılık … Vekili …l’ın 6.833 adet olumsuz oyları sonucunda oy çokluğu ile ibra edildi.Olumsuz oy sahipleri , karara itiraz ettiğini ve muhalefet şerhlerini yazılı olarak tutanak ekinde temsilciye sunduklarını beyan ettiler.2016 yılı YK. Üyeliği görevinden dolayı … kendi ibrasında sahibi olduğu paylardan doğan haklarını kullanmayarak toplantıya katılan diğer ortaklardan …Holding A.Ş.’yi vekaleten temsil eden …’ün toplam:11.897.500,00 adet olumlu oyu sonucu ibra edildi.Yönetim Kurulu üyelerinden hiçbiri kendilerinin veya diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanmamıştır…. eşi olması sebebi …ün ibra oylamasına katılmamıştır.”Toplantı gündeminin 9.maddesi; “2016 yılında elde edilen şirket karına ilişkin olarak Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan şirket karının dağıtılmamasına yönelik teklifi okunup ,müzakere edildi. Şirketin bulunduğu sektör ve mevcutlarındaki aktif ve pasif yükümlülükler ve taahhütler sebebi ile mevcut karın dağıtılmamasına ve şirket bünyesinde tutulmasına yönelik teklifinin aynen kabul edilmesi oylamaya sunuldu.Oylama sonucu …ün asaleten ve vekaleten kullandığı olumlu oylar ile ….’ün olumlu oyu sonucu toplam:11.982.917 adet olumlu oya karşılık … Vekili …n ve …’ün 17.083 adet olumsuz oyları sonucunda oy çokluğu ile kabul edildi.Olumsuz oy sahipleri , karara itiraz ettiğini ve muhalefet şerhlerini yazılı olarak tutanak ekinde temsilciye sunduklarını beyan ettiler.”Şeklinde kararlar alındığı halde mahkeme gerekçesinde bu gündem maddelerinin görüşülmesi hususu 1 ay sonrasına bırakılmasına karar verildiğinden,bu haliyle alınmış bir karar bulunmadığından iptal isteminin yerinde olmadığına yönelik kararı yerinde olmayıp davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Davacı vekilinin İlk derece mahkemesince davacı tarafından iptali istenen 8. Maddede yönetim kurulu başkan ve yardımcısına tayin edilen ücretlere ilişkin olarak yanılgı ile, yönetim kurulu başkanınına 20.000.TL başkan yardımcısına 5.000TL ücret verildiğini ifade ederek dağıtılan ücretin fahis olmadığına hükmettiğini, oysa toplantı tutanağında karar altına alınan rakamlar 60.000,00TL ve 15.000,00TL olduğuna yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,
Toplantı gündeminin 8.maddesi; “… tarafından Yönetim Kurulu Başkanı’na aylık 60.000,00 TL. net, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı’na aylık 15.000,00 TL. Net, Yönetim Kurulu üyelerinden toplantıya katılan her üyeye toplantı başına 500 TL. Net öcret ödenmesi önerildi,oylamaya sunuldu.Oylama sonucu …ün asaleten ve vekaleten kullandığı olumlu oylar ile …ün olumlu oyu sonucu toplam:11.982.917 adet olumlu oya karşılık … Vekili …n ve …’ün 17.083 adet olumsuz oyları sonucunda oy çokluğu ile kabul edildi.Olumsuz oy sahipleri , karara itiraz ettiğini ve muhalefet şerhlerini yazılı olarak tutanak ekinde temsilciye sunduklarını beyan ettiler.”Şeklinde kararlar alındığı halde mahkeme gerekçesinde yönetim kurulu başkan ve yardımcısına tayin edilen ücretlere ilişkin olarak yanılgı ile, yönetim kurulu başkanınına 20.000.TL başkan yardımcısına 5.000TL ücret verildiğini ifade ederek dağıtılan ücretin fahis olmadığına yönelik hatalı değerlendirmesi yerinde olmayıp Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2017/3253 Esas, 2017/7015 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 394. maddesinde, yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği hükmü düzenlenmiştir. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Ücretin miktarı ise şirketin mali yapısı, şirketin bu yöndeki uygulaması, yönetim kurulunun bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır. Mahkemece “yönetim kurulu üyelerine ödenecek olan belirlenen ücretin normal olduğu” görüşüne varılmış ise de bu görüş şirketin defter ve kayıtları ile mali yapısı incelenmeden bildirilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığı değerlendirilirken genel kurulun yapıldığı dönemde şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durum açısından davalı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurulup karşılaştırılmak suretiyle yönetim kurulunun harcadığı emek ve mesai ile orantılı, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kârdan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, davalı şirketin defter ve kayıtları celp edilip açıklanan şekilde araştırma ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle anılan eksikliğin giderilmesi için hükmün HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılarak mahkemesine iadesi gerekmiştir. Hüküm eksiklikten dolayı kaldırıldığından davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin ve davalı vekilinin istinaf nedenlerinin bu aşamada değerlendirilmesi hukuken mümkün olmamış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/04/2018 tarih ve 2018/52Esas – 2018/390 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Davalının istinaf başvurusunun bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile posta giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7- Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.