Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1039 Esas
KARAR NO : 2019/1357 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/745 Esas – 2017/1075 Karar
DAVA : Hasar Tazminatı (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 09/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait 29 adet ineği davalı sigorta şirketinin sigortaladığını, ineklere suni tohumlama yapıldığını, ancak 9 tanesinin 16/09/2009 tarihinde ekpertiz raporu doğrultusunda zorunlu olarak kesime götürüldüğünü, davacının davalı … yaptığı başvuru sonucunda 3 inek için toplam 3330,00 TL sigorta bedeli ödendiğini, poliçe kapsamında yer alan ineklerin kısır olmadığını, bunu hasardan önce raporların kanıtladığını, sigorta bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle davacının zararar uğradığını, tazminatın 20/03/2009 tarihinde muaccel olduğunu, daha önce Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 Esas sayılı dosyasında açılanan davanın takipsiz bırakıldığını bildirimiş, sigorta poliçesi uyarınca ödenmesi gereken 21.875,00 TL sigorta bedelinin 20/03/2009 tarihinden en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereke ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; tarım sigortaları kanunun 2 ve 4. maddeleri uyarınca davalı sigorta şirketine husumetin düşmeyeceğini bildirmiş davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın iki yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, bu sürenin 21/09/2011 tarihinde dolduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ödenmesi gereken sigorta bedelinin davacıya ödenip ödeme yapılmaması gereken inekler için ödeme yapılmamasının usul, yasa, poliçe ve genel şartlara uygun olduğunu bildirmiş davanın öncelikle zamanaşımı yönünden aksi takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 16/11/2017 tarih 2014/745 Esas – 2017/1075 Karar saılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı ile davacıya ait ineklerin devlet destekli çiftlik hayvanları sigorta poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan 29 adet inekten 9 adedinin suni tohumlamada başarı sağlanmaması nedeniyle zorunlu olarak kesime tabi tutulduğu ve davalılardan … tarafından 3 inek için davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı sigorta poliçesi ile belirlenen ödemenin yeteri kadar yapılmadığı iddasındadır. Davacı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/80 Esas sayılı dosyasında aynı davalılara karşı aynı sebeplere dayanan ve aynı sonuç talepleri içeren davanın 25/02/2010 tarihinde açılmış, dava davacı tarafça takipsiz bırakılmış, 29/09/2011 tarihli kararla davanın HUMK’nun 409(5) maddesi uyarınca açılmamamış sayılmasına verilen karar 09/05/2012 tarihinde kesinleşmiştir. 5363 sayılı kanun hükümleri uyarınca oluşturulan havuzu işletmek üzere … AŞ.kurulmuştur. Davalı Axa Sigorta şirketi bu havuzun ortağıdır. Davacı ile havuz ortağı olan … sigorta şirketi arasında davaya konu poliçe düzenlenmiştir. 5363 sayılı yasının 9 ve 14. maddeleri uyarınca davaya konu sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü … AŞ’ye aittir. Bu nedenle Axa sigorta şirketine husumet yöneltemeyeceğinden bu dava yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacıya ait inekler 16/09/2009 tarihinde suni tohumda başarılı olunamaması üzerine kesime tabi tutulmuş, zarar bu tarihte meydana gelmiştir. Davalı … Aş tarafından davacıya poliçe nedeniyle tazminat 05/08/2009 tarihinde ödenmiştir. Tarım sigortaları genel şartlarının C.9. maddesine göre bu sigorta kapsamında bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. TTK’nun 154(1) maddesi uyarınca borçlunun kısmi ödemede bulunması halinde zamanaşımı kesilir. Aynı yasanın 149(1) maddesi uyarınca alacağın muaccel olmasıyla zamanaşımı işlemeye başlar. Davacı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 Esas sayılı dosyasında zamanaşımı dolmadan dava açmış ise de kesinleşen kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden dava hiç açılmamış gibi davanın açılması ile haklar ortadan kalmakla bu bağlı olarak bu dava nedeniyle zamanaşımının kesildiğinden sözetmek mümkün değildir. Yukarıda açıklanan kurallar ışığında somut olayda zararın 16/09/2009 tarihinde meydana geldiği ve alacağın bu tarihte muaccel olduğu, davalı … Aş tarafından kısmi ödemenin 05/08/2009 tarihinde yapılmasıyla zamanaşımının bu tarihte kesildiği, ödeme tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşamını süresi içinde davanın açılmadığı, dava tarihinin 12/06/2013 olup zamanaşımı süresinin dolmasından sonra davanın açıldığı, davalı … Aş’nin yasal süre içinde yaptığı zamanaşımı itirazının haklı olduğu dikkate alınarak davalı …Aş hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile;1-Davalı … Sigorta şirketi hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 2-Davalı … hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin taleplerinin zamanaşımına uğramadığını, müvekkilinin taleplerinin süresinde olduğunu,Yerel mahkemenin husumet yokluğu ile davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili iş bu davayı doğru sigorta şirketlerine yönelttiğini,İleri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına veya kararı ortadan kaldırarak davanın kabulüne kararının verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, … Devlet Destekli Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası Poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece,Davalı … Sigorta şirketi hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, Davalı Tarım Sigortaları Havuzu (…..) hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin husumete yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2014/3578 Esas ve 2014/10237 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere 21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesi amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiştir. Hangi risklerin teminat altına alınacağı anılan Kanun’un 12. maddesinde açıklanmıştır. Tarım sigortaları, Devlet desteğini zorunlu kılan çok yüksek riskli sigortalar olduğundan, ülkemiz koşulları itibariyle serbest piyasa şartlarında yapılmaları şu an itibariyle mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle tarım sigortalarının yapılabilmesi için kanun koyucu özel bir yapıya ihtiyaç duymuş, ‘Tarım Sigortaları Havuzu’ kurumunu oluşturmuştur. Bu yapının amacı 5363 sayılı Kanun’un 4. maddesinde etraflıca açıklanmış, devamı maddelerinde nasıl çalışacağı, görevleri ve hangi yetkilere sahip olacağı düzenlenmiştir. Kanun’un tamamı değerlendirildiğinde tarım sigortaları ile ilgili sistem, normal sigortalardan oldukça farklılıklar arz etmektedir. Özellikle yapılan tarım sigortaları karşılığında sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenlerden tahsil edilen primlerin tamamı Tarım Sigortaları Havuzu’na aktarılmaktadır. Sigorta şirketlerinin tahsil edip de aktarmadığı primler bakımından havuzun primlerin aktarılması talebi, ‘kamu alacağı’ niteliğinde kabul edilmiş, kamu alacaklarının tahsilini düzenleyen kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Tarım sigortaları düzenlemesinin asıl amacı, üreticilerin zararlarını karşılamak, uzun vadeli gelir istikrarına kavuşmalarını temin etmek, ekonomik ve sosyal bakımından toplumsal katkılar sağlamaktır. Bu yönüyle kamu düzenini ilgilendiren sigorta türü olduğunu söylemek mümkündür.Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur tarım sigortaları havuzudur. 5363 sayılı Kanun’un 9. maddesinde bu havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan kanunun 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını havuza devredecekleri ve sözleşmeleri havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. Bu Kanun çerçevesinde havuzu işletmek üzere Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (…) kurulmuştur. Somut olayda davacı bu havuzun ortağı olduğu anlaşılan davalı … Sigorta A.Ş. ile “… Devlet Destekli Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası Poliçesi” düzenlemiştir. Anılan sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü, … A.Ş.’ye aittir. Bu itibarla … adına poliçe tanzim eden davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyecek olup, bu davalı yönünden açılan davanın husumetten reddine yönelik verilen karar yerinde olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Dosyaya yansıyan belgelerden Davacıya ait inekler 16/09/2009 tarihinde suni tohumda başarılı olunamaması üzerine kesime tabi tutulmuş, zarar bu tarihte meydana gelmiştir. Davalı … Aş tarafından davacıya poliçe nedeniyle tazminat 05/08/2009 tarihinde ödenmiştir. Tarım sigortaları genel şartlarının C.9. maddesine göre bu sigorta kapsamında bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. TTK’nun 154(1) maddesi uyarınca borçlunun kısmi ödemede bulunması halinde zamanaşımı kesilir. Aynı yasanın 149(1) maddesi uyarınca alacağın muaccel olmasıyla zamanaşımı işlemeye başlar. Davacı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/80 Esas sayılı dosyasında zamanaşımı dolmadan 25/02/2010 tarihinde dava açmış ise de 04/05/2011 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve 29/09/2011 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.6098 sayılı TBK 154. maddesinde zamanaşımını kesen nedenleri belirlemiş olup, anılan maddenin 2. fıkrası alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuş olması halinde zamanaşımı süresinin kesileceğini, Yasa’nın 158. maddesinde de “dava veya def’i mahkemenin yetkili veya görevli olmaması, yada düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa alacaklının 60 günlük süre içinde haklarını kullanabileceği” hükme bağlanmıştır. Somut dava 12/06/2013 tarihinde açılmış olup zamanaşımı süresinin dolmasından sonra davanın açıldığı, davalı … Aş’nin yasal süre içinde yaptığı zamanaşımı itirazının haklı olduğu, mahkemece davalı … AŞ. hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, Dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.